Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

iMAM MUHAMMED BAKIR (AS)'DAN iBRETLi ÖYKÜLER (1 Kullanıcı)

EHL-İ BEYT

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2009
Mesajlar
731
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
1- Namahrem Kadınla Şaka Yapmanın Haramlılığı

Ebu Basir (r.a) şöyle diyor:

“Kufe’de idim, kadınlardan birine Kur’ân okumayı öğretiyordum.
Bir gün bir yeri okumak hususunda onunla şaka yaptım!

Uzun bir zaman geçtikten sonra Medine’de İmam Bakır (a.s)’ın huzuruna vardım.

İmam (a.s) beni kınayarak şöyle buyurdu:

“Kim halvet bir yerde günah işlerse,
Allah Teala lütfünü ondan esirger,
o kadına dediğin söz ne biçim söz idi?”

Ebu Basir diyor ki: “Utancığımdan başımı aşağı dikip tövbe ettim.”

İmam Bakır (a.s) benim bu durumumu görünce;
“Tekrarlamaman için dikkatli ol!” buyurdular.



Bihar’ul-Envar, c. 46, s. 247.


 

EHL-İ BEYT

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2009
Mesajlar
731
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
2- İmam Bakır (A.S)’dan Tavsiyeler

Cabir-i Cu’fi şöyle diyor:
Hac amellerini yapıp bitirdikten sonra bir grup (hacılarla) birlikte İmam Bakır (a.s)’ın huzuruna vardık.
İmam (a.s)’la vedalaşmak istediğimizde;
"Bize tavsiyelerde bulunun" dedik.

İmam (a.s) şöyle buyurdular:
“Güçlüler zayıflara yardımda bulunsunlar,
zenginler fakirlere şefkatli olsunlar,
sizlerden her biriniz dini kardeşine nasihat etsin,
kendisi için istediği şeyi onun için de istesin.

Bizim sırlarımızı, ehli olmayan kimselerden saklı tutun,
halkı bize musallat etmeyin!
Bizim sözlerimize ve bizden taraf sizlere iletilen haberlere teveccüh ediniz;
eğer Kur’ân’a muvafık olduğunu görürseniz onu kabul edin;
Kur’ân’a aykırı olduğunda ise onu duvara çalın!

Eğer bir söz sizin için şüpheli olursa, onun hakkında karar almayın,
gerektiği şekilde size izah etmemiz için onu bize sunun.
Eğer sizler dediğim gibi olur ve bu sınırları aşmazsanız, Kâim’imizden (Hz. Mehdi’den) önce sizden herhangi biriniz ölmüş olursa, şehit olarak ölmüştür.
Kim bizim Kâim’imizi derk edip onun rikabında (yanında) öldürülürse, iki şehit sevabı olur;
eğer onun yanında yer alıp da düşmanlarımızdan birisini öldürürse, yirmi şehidin sevabını kazanmış olur.”



Bihar’ul-Envar, c. 2, s. 236.​
 

EHL-İ BEYT

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2009
Mesajlar
731
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
3- Eğer Kâim (A.S)’ı Mülakat Etmeden Ölürsem!

Abdulhamid-i Vasitî şöyle naklediyor:

İmam Muhammed Bakır (a.s)’a arzettim ki:

“Allah’a ant olsun ki, dükkanlarımızı İmam Mehdi (a.s)’ın zuhurunu beklemek için tatil etmişiz.
Artık fakirlik ve mecburiyetten dolayı halka el açmamıza (dilenmemize) bir şey kalmamıştır!”

İmam Bakır (a.s) cevaben şöyle buyurdular:

“Ey Abdulhamid!
Eğer bir kimse, kendisini Allah’ın yoluna vakfederse, Allah Teala’nın bir rızk yolunu onun yüzüne açmayacağını mı zannediyorsun?
Allah’a ant olsun ki, Allah-u Teala rahmet kapısını onun yüzüne açacaktır.
Kendisini bizim ihtiyarımıza bırakana, bizi ve bizim emrimizi (velayetimizi) diriltene Allah rahmet etsin.”

Abdulhamid, Eğer Kâim’i (Hz. Mehdi’yi) mülakat etmeden ölürsem, nasıl olurum?diye sordu.

İmam (a.s),
“Sizlerden herhangi biriniz (kalpten);
“Eğer Kâim-i âl-i Muhammed’i görmüş olursam O’nun yardımına koşacağım” derse,
(sevap elde etmek açısından) O’nun yanında kılıç sallayan kimse gibi olur;
O’nun yanında şehit olan kimse de iki defa şehit olan kimse gibi olur.”

diye buyurdu.



Bihar’ul-Envar, c. 52, s. 126.​
 

EHL-İ BEYT

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2009
Mesajlar
731
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
4- Bir Evliliğin Macerası

İbn-i Akkaşe isminde bir şahıs, İmam Bakır (a.s)’ın huzuruna gelerek şöyle arzetti:

“Neden İmam Sadık (a.s)’ın evlenmesine zemin hazırlamıyorsunuz?
Oysa onun evlilik zamanı gelmiştir.”

İmam Bakır (a.s), önünde mühürlenmiş bir kese olduğu halde şöyle buyurdu:
“Yakın bir zamanda Berber halkından köle satan bir şahıs gelecek ve Meymun sarayında konaklayacaktır;
bu kese altınla Ebu Abdullah (İmam Sadık) için cariye alacağız.”

Bir müddet böyle geçti. Bir gün İmam Bakır (a.s)’ın huzuruna gittiğimizde şöyle buyurdular:

“O köle satan dediğim şahıs gelmiştir;
şimdi bu para kesesini alarak gidin ondan bir cariye alın.”

İbn-i Akkaşa şöyle diyor:
Biz köle satanın yanına giderek;
“Ceriyelerden birini bize sat” dedik.
Köle satan;
“Bütün cariyeleri sattım; sadece iki hasta cariye vardır; onlardan birinin durumu iyiye gidiyor”dedi.
Dedik ki: “Onları getir de görelim.”
Köle satan o iki cariyeyi getirdi.
Onları gördükten sonra;
“Durumu iyi olan cariyeyi kaça satıyorsun?” dedik.
Köle satan; “Yetmiş dinara satıyorum” dedi.
Biz; “Biraz ucuza sat” dedik.

Köle satan; “Yetmiş dinardan ucuza satmam” dedi.

Biz de cevaben;
“Biz onu bu kesedeki paraya alıyoruz” dedik.
Kesenin içerisinde ne kadar para olduğunu da bilmiyorduk.
Köle satanın yanındaki sakalı beyaz yaşlı bir adam;
“Keseyi açın, içerisindeki parayı sayın” dedi.

Köle satan ise: “Hayır, açmayın; eğer 70 dinardan bir dinar az olsa dahi satmayacağım” dedi.
Yaşlı adam; “Keseyi yakına getirin” dedi.

Biz de yanına giderek keseyi açıp içerisindeki paraları saydık;
paranın tam yetmiş dinar olduğunu gördük.

Parayı o adama verdik, cariyeyi alarak İmam Bakır (a.s)’ın yanına getirdik.
İmam Sadık (a.s) da o Hazretin yanında durmuştu.
Cariye alma olayını İmam Bakır (a.s)’a anlattık.
İmam (a.s) da Allah’a şükür etti.

Daha sonra İmam Bakır (a.s) cariyeye;
“İsmin nedir?” diye sordu.
Cariye; “İsmim Hamide’dir” dedi
İmam (a.s); “Dünya ve ahirette hamide (övülmüş ve beğenilmiş) olasın” buyurdular.

Daha sonra İmam Bakır (a.s) ondan bir takım sorular sordu, o da cevap verdi. Sonra İmam (a.s) oğlu İmam Sadık’a dönerek;

“Bu cariyeyi al götür” buyurdu.
İşte böylece “Hamide” İmam Sadık (a.s)’ın eşi oldu
ve insanların en iyisi İmam Musa Kazım (a.s) ondan dünyaya geldi.




Bihar, c. 48, s. 5.​
 

EHL-İ BEYT

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2009
Mesajlar
731
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
tŞk...PaYlAşIm ÇoK GüZeLL

Selamların en güzeli üzerine olsun güzel kardeşim;
Zaman ayırıpta okuyup, yorumlarını paylaştığın için ben teşekkür ederim.

Zaman buldukça paylaşımlara devam edeceğim.

Ehl-i Beyt (AS)'dan ibretli öykülere devam edelim Allah'ın izniyle.

Allah'a emanet olun güzel kardeşim.
 

EHL-İ BEYT

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2009
Mesajlar
731
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
5- Allah’ı Tanımanın En İyi Yolu

Salim’in oğlu Hişam şöyle diyor:

Muhammed b. Numan’ın huzuruna vardım.
O sırada bir adam yerinden kalkarak; “Allah’ını nasıl tanıdın?” diye sordu,
o da cevaben; “Allah’ın tevfiki, irşadı, tarifi ve hidayetiyle tanıdım” dedi.

Onun yanından ayrılıp yolda Hişam b. Hekemi gördüm;
ona; “Rabbini nasıl tanıdın?” diye sordum;
cevaben şöyle dedi:
“Eğer bir adam bana; ‘Allah’ını nasıl tanıdın?’ diye sorarsa, cevaben şöyle derim:
Ben Allah Teala’yı kendi vücudum vasıtasıyla tanıdım;
çünkü o bana her şeyden yakındır.
Görüyorum ki benim vücudum, çeşitli parçalarla oluşan ve özel bir düzenle yerli yerince yerleştirilmiş bir yapıya sahiptir.
Bu parçaların bir araya gelerek oluşumu, tam bir ustalıkla düzenlenmiş çok hassas bir yaratılış üzere gerçekleşmiştir.
Bir çok şekiller onda yer almış ve her biri, tam bir uyum içinde eksiksiz,
kendi görevini yerine getirmek üzere en uygun olan yerde yerleştirilmiştir.

Yine görüyorum ki benim için göz, kulak, koklama, tatma, dokunma gibi çeşitli duyu organları yaratılmış ve bunların her biri kendi vazifesini yerine getirmekte.
Her akıllı insan, böyle düzenli bir vücudun, bunları yaratan ve düzene sokan biri olmaksızın kendi kendiliğine vücuda gelmesini, aklen imkansızdır.
Bu yolla, vücudumun şekil ve düzeninin, çok akıllı bir yaratıcı tarafından yaratılmış olduğunu anlamış oldum (işte o yaratıcı Allah’tır)...”



Bihar, c. 3, s. 49.​
 

YaralıGönül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 May 2009
Mesajlar
1,053
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
Allah razı olsun kardeşim.
bu isimleri hiç duymamıştım. sayende duydum.
Allah kat kat sevabını yazsın inşallah.
selam ve dua ile...


KAFİRLER İSTEMESEDE , ALLAH NURUNU TAMAMLAYACAKTIR.(saff/8)
 

EHL-İ BEYT

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2009
Mesajlar
731
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Allah razı olsun kardeşim.
bu isimleri hiç duymamıştım. sayende duydum.
Allah kat kat sevabını yazsın inşallah.
selam ve dua ile...


KAFİRLER İSTEMESEDE , ALLAH NURUNU TAMAMLAYACAKTIR.(saff/8)

Selamünaleyküm,

Allah sizden de razı olsun kardeşim,
Ehl-i Beyt hakkında küçük de olsa, bir şeyler aktarabildiysem ne mutlu bana..

Aşağıdaki linke tıklarsanız daha önce açmış olduğum EHL-İ BEYTİN KÜNYESİ isimli konudan Ehl-i Beytle ilgili kısaca bilgi edinebilirsiniz.


http://forum.islamiyet.gen.tr/ehlibeyt/78849-ehl-i-beytin-kunyesi.html


Son olarak bir hadis-i şerifi paylaşarak selamların en güzeli ile selamlıyorum sizi;

Allah'a emanet olun.


*****

"Ben size aranızda iki ağır emanet bırakıyorum:
Biri Allah'ın kitabı, diğeri Ehl-i Beyt'imdir.
Bunlara sarıldığınız sürece benden sonra asla sapmazsınız.
Onlardan öne geçmeye çalışmayın,
helak olursunuz;
geri de kalmayın,
yine helak olursunuz.
Onlara bir şey öğretmeye de kalkışmayın.
Zira onlar sizden daha bilgilidirler."

*****

 

EHL-İ BEYT

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2009
Mesajlar
731
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
6- En Büyük Günah

İmam Bakır (a.s), Mescid’ul- Haram’a girdiğinde Kureyş’ten olan bir grup insan da oradaydı.
İmam’ı gördüklerinde; “Bu Irak’lıların (şiilerin) lideridir” dediler.

Onlar da; “İçimizden birini, ondan soru sorması için yanına gönderirsek iyi olur” dediler.

Daha sonra onlardan bir genç İmam Bakır (a.s)’ın huzuruna gelerek;
“Hangi günah, bütün günahlardan daha büyüktür?” diye sordu.

İmam (a.s); “En büyük günah, şarap içmektir.” buyurdular.

Genç geri dönerek İmam (a.s)’dan aldığı cevabı arkadaşlarına iletti.
Tekrar o genci İmam (a.s)’ın yanına gönderdiler.

Genç aynı soruyu tekrarlayınca İmam (a.s) şöyle buyurdular:

“En büyük günah, şarap içmektir demedim mi?
Çünkü şarap, şarap içeni zina, hırsızlık ve adam öldürmeye sürüklüyor; şirk ve küfre sebep oluyor.


Şarap içen, bütün günahlardan daha büyük olan kötü işler yapmaktadır.”



Bihar, c. 3, s. 49.​
 

Zehra***Günesi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Haz 2009
Mesajlar
33
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
28
DOĞUMU:




5. İmam, Hz.Muhammed Bâkır (a.s) Hicri 57. yılın Receb ayının birinde, Medine'de gözlerini dünyaya açtı. İmam Bakır(a.s)'ın ceddine olan benzerliği sebebiyle adını Muhammed koymuşlardı. İlmi çözüp, sırlarını açıkladığı için de Bakır-ul Ulum lakabıyla anılırdı. Babası Hz.Seccad ve annesi, İmam Hasan-ı Mücteba'nın kızlarından Fatıma idi. O, hem anne hem baba tarafından soyu Resulullah'a varan ilk imam idi. Muhammed Bakır(a.s)'ın yaşamını iki bölüme ayırabiliriz. İmametten önceki 35 yıllık dönem. (Bu dönem, kendisinin Medine'de yaşadığı dönem idi.) 20 yıl süren imamet dönemi. (İslami ilim ve bilgileri yaydığı dönem olarak sayılmaktadır.)
 

Zehra***Günesi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Haz 2009
Mesajlar
33
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
28
İMAM MUHAMMED BAKIR(A.S) İLE HIRİSTİYAN ALİMİ ARASIN DA GEÇEN KONUŞMA:



İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: "Birgün ben ve babam Hişam'ın meclisinden dışarı çıkmıştık. Yolumuz, kendi alimlerine soru sormak için gelen hristiyanların mahallesinden geçtiğinden, neler olacağını görmek için oraya gittik. Onların arasın da oturmuş olan yaşlı bir adam gördük. O hristiyanlar, tıpkı birer değersiz çocuk gibi onun karşısına oturmuş, ona sorular soruyorlardı. Biz de o topluluğun için de oturduk. Yaşlı hristiyanın gözleri babam İmam Muhammed Bakır'a takıldı ve şöyle dedi: "Sen bizden misin, yoksa Muhammed'in dininden mi?
Babam cevap verdi: 'Muhammed'in dinindenim."
Hıristiyan: "Alimlerden cahillerden mi?'
Babam: "Cahillerden
Hıristiyan: "Ben mi sana sorayım, sen mi bana?'
Babam: "Sen soru sor."
Hıristiyan: "Ey Allah'ın kulu! Bana söyle; hangi saat ne gecedir ne de gündüz?'
Babam: "Şafak vakti ile güneşin doğuşunun arası."
Hıristiyan: "O vakit hangi saatlerdendir?'
Babam: "Cennet'in saatlerindendir. O saatte hastalar iyileşir, ağrılar diner ve gece uykusu tutmayan, o saatte uyur."
Hıristiyan: "Cennet ehli yerler, içerler ama dışkıları yoktur. Acaba bu dünyada buna benzer birşey var mı?"
Babam: "Evet. Bebek, ana karnında yer ama yediği şeyden hiçbir şey ondan ayrılmaz"
Hristiyan alim ayağa kalkarak, şöyle dedi: "Bu adam benden daha bilgilidir." Ve onun İmam Muhammed Bakır (as) olduğunu anlayınca İman ederek müslüman oldu.
 

Zehra***Günesi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Haz 2009
Mesajlar
33
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
28
İMAM MUHAMMED BAKIR'IN ŞEHADE'Tİ:




Sonunda, İmam Muhammed Bâkır (a.s) yıllarca çektiği zahmet ve eziyet ile İslam kültürüne hizmetten sonra, Hicri 114.yılının Zihicce ayının 7 sinde 57 yaşında iken Hişam'ın emriyle zehirlenerek şehit edildi. Pak vücudu, Bâki mezarlığında öteki imamların yanına defnedildi.




O HAZRET'DEN KISA SÖZLER:




1- Yalan, imanın bozukluğundandır.
2- Mümin; korkak, mal düşkünü ve cimri olmaz
3- Allah, hayalı ve sabırlı şahısları sever.
4- Faydalı alim, yetmişbin cahil abid den daha değerlidir.
5- Allah, ağzı bozuk şahışlan sevmez.
6- Tembellikten çekinin. Çünkü o, tüm kötülüklerin anahtarıdır. Ve insanın, din ve dünyasını mahvederek yok eder.
7- Allah'ın kullarına zulmedenler, bizim Şiilerimizden (yolumuzun takipçileri ve dostlarımızdan) değildir.
8- Birbirinizden şüphelenmekten çekinin. Ve kendinizi beğenmekten kaçının. Zulüm etmekte yarışmayın. Namazlarınıza dikkat edin. Fakirleri gözetin.
9- Kim halkın işlerine yardıma çalışır, onların sorunlarını hallederse, Bedir ve Uhud savaşında öldürülmüş olan müslüman şehid gibidir.



İMAM (A.S)’IN KİMLİĞİ:




Adı: Muhammed
Lakabı: Bakır
Künyesi: Ebu Cafer
Babası: Hz. Seccad(a.s)
Doğumu: Hicri 58.yıl
Ömrü: 59 yıl
İmamet müddeti: 23 yıl
Şehadeti: Hicri 117. yıl
Defnedildiği yer: Medine de Baki mezarlığı
 

EHL-İ BEYT

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2009
Mesajlar
731
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
İMAM MUHAMMED BAKIR'IN ŞEHADE'Tİ:

Sonunda, İmam Muhammed Bâkır (a.s) yıllarca çektiği zahmet ve eziyet ile İslam kültürüne hizmetten sonra, Hicri 114.yılının Zihicce ayının 7 sinde 57 yaşında iken Hişam'ın emriyle zehirlenerek şehit edildi. Pak vücudu, Bâki mezarlığında öteki imamların yanına defnedildi.


O HAZRET'DEN KISA SÖZLER:

1- Yalan, imanın bozukluğundandır.
2- Mümin; korkak, mal düşkünü ve cimri olmaz
3- Allah, hayalı ve sabırlı şahısları sever.
4- Faydalı alim, yetmişbin cahil abid den daha değerlidir.
5- Allah, ağzı bozuk şahışlan sevmez.
6- Tembellikten çekinin. Çünkü o, tüm kötülüklerin anahtarıdır. Ve insanın, din ve dünyasını mahvederek yok eder.
7- Allah'ın kullarına zulmedenler, bizim Şiilerimizden (yolumuzun takipçileri ve dostlarımızdan) değildir.
8- Birbirinizden şüphelenmekten çekinin. Ve kendinizi beğenmekten kaçının. Zulüm etmekte yarışmayın. Namazlarınıza dikkat edin. Fakirleri gözetin.
9- Kim halkın işlerine yardıma çalışır, onların sorunlarını hallederse, Bedir ve Uhud savaşında öldürülmüş olan müslüman şehid gibidir.

İMAM (A.S)’IN KİMLİĞİ:

Adı: Muhammed
Lakabı: Bakır
Künyesi: Ebu Cafer
Babası: Hz. Seccad(a.s)
Doğumu: Hicri 58.yıl
Ömrü: 59 yıl
İmamet müddeti: 23 yıl
Şehadeti: Hicri 117. yıl
Defnedildiği yer: Medine de Baki mezarlığı


Selamün aleyküm Zehra***Günesi kardeşim,
Öncelikle üyeliğiniz hayırlı olsun, Hoşgeldiniz.

Paylaşımlarıma yaptığınız katkıdan dolayı Allah razı olsun.
İnşaallah devamlarını da bekleriz.

İnşaallah sizin paylaşımlarınızdan da yararlanmak, düşüncelerimizi paylaşmak nasip olur

Allah'a emanet olun kardeşim.

Selamların en güzeli sizin ve tüm gerçek Ehl-i Beyt dostlarının üzerine olsun .
 

EHL-İ BEYT

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2009
Mesajlar
731
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
7-İmam Bakır (A.S) Parlayan Bir Nur

Ebu Besîr şöyle diyor:

İmam Muhammed Bakır (a.s)’la birlikte camiye girdik.
Halk da sürekli olarak girip çıkıyorlardı.
Bu esnada İmam (a.s) bana: “Halktan beni görüp görmediklerini sor” buyurdular.

Ben karşılaştığım herkese:
“İmam Bakır (a.s)’ı gördün mü?” diye soruyordum.
İmam (a.s)’ın orada durmasına rağmen onlar;
“Hayır, görmedim” diyorlardı. Nihayet âmâ olan Ebu Harun içeri girdi.

İmam Bakır (a.s) onu görünce:
“Şimdi Ebu Harun’dan beni görüp görmediğini sor?” diye buyurdu.

Ben ona; “İmam Bakır (a.s)’ı gördün mü?” diye sordum
Ebu Harun cevaben:
“İmam Bakır (a.s)’ın ayak üstü burada durduğunu görmüyor musun?” dedi.

“Âmâ olduğun halde Nereden anladın?” dedim

Ebu Cafer: “Neden anlamayayım? Oysa o, parlayan bir nurdur” dedi.

Ebu Besir daha sonra şöyle diyor:
İmam Bakır (a.s)’ın Afrikalı birine şöyle buyurduğunu duydum:
“Raşid nasıldır?”
Afrikalı: “Onu geride sağ salim bıraktım, sana selamını iletmemi söyledi” dedi.

İmam (a.s): “Allah rahmet etsin” buyurdu.

Afrikalı: “Öldü mü?” diye sordu.

İmam (a.s): “Evet!

Afrikalı: “Allah’a and olsun ki, ne hastalandı ne de bir rahatsızlığı vardı!”

İmam (a.s): “Eceli gelen, ister hasta olsun (ister olmasın) ölür.”

Afrikalı: “Bu söz konusu şahıs, nasıl bir adamdı?”

İmam (a.s): “Bizim dostlardan ve bizi sevenlerden birisiydi.”

Daha sonra buyurdular ki:

“Sizi gören gözümüzün ve sesinizi duyan kulağımızın olmadığını mı zannediyorsunuz?
Ne de kötü düşünüyorsunuz!
Allah’a and olsun ki, sizin bütün amellerinizden haberdarız.
Öyleyse kendinizi iyi ameller yapmaya alıştırın ve hayır ehlinden olun.
Şüphesiz ben bunu, evlat ve şiilerime emrediyorum.”



Bihar, c. 46, s. 243
 

Zehra***Günesi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Haz 2009
Mesajlar
33
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
28
Selamün aleyküm Zehra***Günesi kardeşim,
Öncelikle üyeliğiniz hayırlı olsun, Hoşgeldiniz.

Paylaşımlarıma yaptığınız katkıdan dolayı Allah razı olsun.
İnşaallah devamlarını da bekleriz.

İnşaallah sizin paylaşımlarınızdan da yararlanmak, düşüncelerimizi paylaşmak nasip olur

Allah'a emanet olun kardeşim.

Selamların en güzeli sizin ve tüm gerçek Ehl-i Beyt dostlarının üzerine olsun .

ve aleymüm selam olsun
hosbuldum insallah...EHL-I BEYT kardesim

bende güzel dileklerin icin cok tesekkür ederim..allah kismet ettigi sürecede bende paylasimlarimi eksik etmem insallah

bende sizin paylasimlarinizla kendimi aydinlatma firsati bulucam insallah

allahin sevkatli ellerine emanet olun..kardesim
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt