Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İlk Müslümanlar ve Uğradıkları Eza ve Cefa (1 Kullanıcı)

theays

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Tem 2007
Mesajlar
65
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: İlk Müslümanlar ve Uğradıkları Eza ve Cefa

SELAMIN ALEYKÜM

ALLAH (c.c) RESULU (s.a.v) zamanında yaşasaydık yada o zamanda olsaydık acaba böyle olabilirmiydik

ya rabbim bizi dünya sevgisinden kurtar amin...........
 

m_muaz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
7,359
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: İlk Müslümanlar ve Uğradıkları Eza ve Cefa

theays yazdı:
SELAMIN ALEYKÜM

ALLAH (c.c) RESULU (s.a.v) zamanında yaşasaydık yada o zamanda olsaydık acaba böyle olabilirmiydik

ya rabbim bizi dünya sevgisinden kurtar amin...........

ve.aselam amin kardeşim selametle...
 

ATA_11

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
534
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: İlk Müslümanlar ve Uğradıkları Eza ve Cefa

m_muaz yazdı:
Müşrikler, ilk Müslüman olanlar içinde kendilerine arka çıkacak kuvvetli adamı bulunmayan, kabîle hâmisi olmayan zayıf gördükleri fakirlere, yapmadık zulüm ve işkence bırakmıyorlardı. Onları aç ve susuz bırakırlar, döverler, kızgın kumların üzerine yatırıp işkence yaparlardı.





İlk Müslümanlar ve Uğradıkları Ezâ ve Cefâ


Müşrikler, ilk Müslüman olanlar içinde kendilerine arka çıkacak kuvvetli adamı bulunmayan, kabîle hâmisi olmayan zayıf gördükleri fakirlere, yapmadık zulüm ve işkence bırakmıyorlardı. Onları aç ve susuz bırakırlar, döverler, kızgın kumların üzerine yatırıp işkence yaparlardı.


En Çok Ezâ ve Cefâya Uğrayanlardan Bâzıları


Yâser ailesine işkence: Ebû Cehil, Kureyş'den birinin İslam olduğunu haber alınca, O'na gelir ve O'na malında ve ticâretinde eziyet ederdi ve ettirirdi. Ammar bin Yâser'in başına ateşte kızdırılmış saç koyarlar, bu şekilde işkence ederlerdi. Ammar'ın babası Yaser, kardeşi Abdullah ve annesi Sümeyye de îmanları yüzünden Mekke'nin kızgın çölüne çıkarılıyorlar ve eziyet ediliyorlardı.


Allah Rasûlü onlara uğruyor, onların çektikleri azap ve ızdırapları bizzat görüyordu. Fakat, Müslümanların az ve zayıf olmasından dolayı hiçbir şey yapmağa muktedir olamıyorlardı ve onlara şöyle diyordu: "Sabredin, Ey Yâser âilesi, size cennet vadedilmiştir."


Yâser, Peygamber Efendimiz'e; "Zaman hep böyle mi sürüp gidecek?" diye sordu.


Peygamber Efendimiz; "Allahım!.. Yâser âilesine rahmet ve mağfiretini ihsan et!" diyerek onlara duâ etti.


Bir müddet sonra Yâser, işkenceye dayanamayarak can verdi. Zevcesi Sümeyye çok yaşlanmış zayıf bir kadındı. Ebû Cehil, Sümeyye'ye: "Sen, ancak cemâline aşık olduğun için Muhammed'e imân ettin" deyince, Sümeyye ona ağır laflar söyledi. Ebû Cehil de kızarak elindeki mızrağını O'na saplayıp Sümeyye'yi şehîd etti.


Din yolunda erkeklerden ilk şehîd Yâser, kadınlardan da ilk şehîd Yâser'in zevcesi Sümeyye oldu.


Bilâl-i Habeşî: Soy îtibariyle, Habeşli bir zencidir. Ümmiye'tibni Halef'in kölesiydi. Ümmiye, İslâmın büyük düşmanlarından olduğundan, kölesine yapmadık eziyet bırakmadı. O'nu kızgın kumlar üzerine yatırıp, göğsüne kızgın taşlar koyarak saatlerce güneş altında tutardı. Bilâl, imân aşkının verdiği kuvvetle bunlara dayanır, "Allah birdir, bir." diyerek, bunlara katlanırdı.


Bilâl-i Habeşî'nin himâye edecek kimsesi yoktu. Boynuna ip takarak çocukların ellerine verip sürüklüyorlardı. Boynunu ip kesiyor, kanlar akıyor, fakat ağzından yalnız "Allah birdir, bir." sözü çıkıyordu.


Peygamber Efendimiz, oradan geçerken Bilâl-i Habeşî'ye böyle işkenceler yapıldığını ve O'nun; "Yâ Ahâd!.. Yâ Ahâd!.. (Ey bir olan Allahım, Ey bir olan Allahım)" diyerek, Cenâb-u Allâh'a ilticâda bulunduğunu gördü. "Devam et, O Ahâd isminin sâhibi seni kurtarır" buyurdu.


Peygamberimiz, durumu Eshâbına haber verdi. Bunun üzerine Hz.Ebû Bekr'ini's-Sıddık, koşarak onlara; "Siz bunu işkence ile öldüreceksiniz de, elinize ne geçecek? Bunu bana satın." dedi.


"Satmayız." dediler. Çok ağır bir para teklif ettiler. Öyle ki, Hz.Ebû Bekr'i servetinden edip, başkalarına muhtaç edecek şekilde bir para teklif ettiler.


Hz.Ebû Bekr'is'Sıddık gidip, derledi toparladı, o parayı getirip Bilâl'i onlardan satın alarak, Allah rızası için âzâd etti.


Müşrikler buna hayret ettiler, şaştılar. "İnsan, kendinden başkası için bu kadar parayı verip âzâd edemez. Olsa olsa, O'nun yanında önceden kazanılmış ve kendisine emânet edilmiş, Bilâl'in parası varmıştır da, O, onunla bunu almıştır." dediler.


Cenâb-u Hakk indirdiği âyetle, müşrikleri tekzîb etti ve "Benim Ebû Bekir kulumun yanında, başkası için emânet bırakılmış bir para yok. O ancak Allah rızası için yaptı. Rabbîsi O'ndan, O da Rabbîsinden razıdır." buyurdu.


Suhayb-i Rûmî: Müşrikler, Suhayb'i Müslümanlıktan döndürmek için, ne söylediğini bilmeyecek hâle getirinceye kadar döverlerdi. Bir gün Suhayb, Hubab ve Ammar birlikte giderlerken Kureyş müşrikleriyle karşılaştılar.


Müşrikler; "İşte Muhammed'in oturup kalktığı kimseler şunlar!" diyerek hakârete kalkıştılar.


Suhayb; "Evet biz, Allâh'ın Peygamberi ile oturup kalkan kimseleriz. Allâh'ın Peygamberine biz îmân ettik, siz küfrettiniz. Biz, O'nu tasdik ettik, siz tekzib ettiniz. Müslümanlıkta değersizlik, müşriklikte de üstünlük bulunmaz." deyince, üzerine saldırdılar.


"Allâh'ın aramızdan nîmet ve rahmetine erdirdiği kimseler bunlar ha!.." diyerek, Suhayb'i dövdüler.


Bunca ezâ ve cefâya rağmen; hidâyet yolundan dönen, dayanamayan, şüphe ve kaygıya düşen, nefsine kapılan, içi burkulan, îmân duygusu gölgelenen, küfre kayan veya kayar gibi olan tek kişi dahi olmadı.




RABBİM DİNİ İÇİN HERŞEYE KATLANAN BU KULLARIN ŞEFAATİNE NAİL EYLESİN İNŞALLAH.BİZLER ŞİMDİ BU ZAMANDA,RAHATLIKTA BİLE ZORLANIRKEN...BU MÜBAREKLER O ACI GÜNLERDE BİLE TESLİMİYETTEN VAZGEÇMEDİLER.SAĞOL KARDEŞİM BUNLAR İBRETLİK OLAYLAR.ÇOK ÖNEMLİ BİR KONUYDU.SELAMETLE...
 

m_muaz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
7,359
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: İlk Müslümanlar ve Uğradıkları Eza ve Cefa

ATA_11 yazdı:
m_muaz yazdı:
Müşrikler, ilk Müslüman olanlar içinde kendilerine arka çıkacak kuvvetli adamı bulunmayan, kabîle hâmisi olmayan zayıf gördükleri fakirlere, yapmadık zulüm ve işkence bırakmıyorlardı. Onları aç ve susuz bırakırlar, döverler, kızgın kumların üzerine yatırıp işkence yaparlardı.





İlk Müslümanlar ve Uğradıkları Ezâ ve Cefâ


Müşrikler, ilk Müslüman olanlar içinde kendilerine arka çıkacak kuvvetli adamı bulunmayan, kabîle hâmisi olmayan zayıf gördükleri fakirlere, yapmadık zulüm ve işkence bırakmıyorlardı. Onları aç ve susuz bırakırlar, döverler, kızgın kumların üzerine yatırıp işkence yaparlardı.


En Çok Ezâ ve Cefâya Uğrayanlardan Bâzıları


Yâser ailesine işkence: Ebû Cehil, Kureyş'den birinin İslam olduğunu haber alınca, O'na gelir ve O'na malında ve ticâretinde eziyet ederdi ve ettirirdi. Ammar bin Yâser'in başına ateşte kızdırılmış saç koyarlar, bu şekilde işkence ederlerdi. Ammar'ın babası Yaser, kardeşi Abdullah ve annesi Sümeyye de îmanları yüzünden Mekke'nin kızgın çölüne çıkarılıyorlar ve eziyet ediliyorlardı.


Allah Rasûlü onlara uğruyor, onların çektikleri azap ve ızdırapları bizzat görüyordu. Fakat, Müslümanların az ve zayıf olmasından dolayı hiçbir şey yapmağa muktedir olamıyorlardı ve onlara şöyle diyordu: "Sabredin, Ey Yâser âilesi, size cennet vadedilmiştir."


Yâser, Peygamber Efendimiz'e; "Zaman hep böyle mi sürüp gidecek?" diye sordu.


Peygamber Efendimiz; "Allahım!.. Yâser âilesine rahmet ve mağfiretini ihsan et!" diyerek onlara duâ etti.


Bir müddet sonra Yâser, işkenceye dayanamayarak can verdi. Zevcesi Sümeyye çok yaşlanmış zayıf bir kadındı. Ebû Cehil, Sümeyye'ye: "Sen, ancak cemâline aşık olduğun için Muhammed'e imân ettin" deyince, Sümeyye ona ağır laflar söyledi. Ebû Cehil de kızarak elindeki mızrağını O'na saplayıp Sümeyye'yi şehîd etti.


Din yolunda erkeklerden ilk şehîd Yâser, kadınlardan da ilk şehîd Yâser'in zevcesi Sümeyye oldu.


Bilâl-i Habeşî: Soy îtibariyle, Habeşli bir zencidir. Ümmiye'tibni Halef'in kölesiydi. Ümmiye, İslâmın büyük düşmanlarından olduğundan, kölesine yapmadık eziyet bırakmadı. O'nu kızgın kumlar üzerine yatırıp, göğsüne kızgın taşlar koyarak saatlerce güneş altında tutardı. Bilâl, imân aşkının verdiği kuvvetle bunlara dayanır, "Allah birdir, bir." diyerek, bunlara katlanırdı.


Bilâl-i Habeşî'nin himâye edecek kimsesi yoktu. Boynuna ip takarak çocukların ellerine verip sürüklüyorlardı. Boynunu ip kesiyor, kanlar akıyor, fakat ağzından yalnız "Allah birdir, bir." sözü çıkıyordu.


Peygamber Efendimiz, oradan geçerken Bilâl-i Habeşî'ye böyle işkenceler yapıldığını ve O'nun; "Yâ Ahâd!.. Yâ Ahâd!.. (Ey bir olan Allahım, Ey bir olan Allahım)" diyerek, Cenâb-u Allâh'a ilticâda bulunduğunu gördü. "Devam et, O Ahâd isminin sâhibi seni kurtarır" buyurdu.


Peygamberimiz, durumu Eshâbına haber verdi. Bunun üzerine Hz.Ebû Bekr'ini's-Sıddık, koşarak onlara; "Siz bunu işkence ile öldüreceksiniz de, elinize ne geçecek? Bunu bana satın." dedi.


"Satmayız." dediler. Çok ağır bir para teklif ettiler. Öyle ki, Hz.Ebû Bekr'i servetinden edip, başkalarına muhtaç edecek şekilde bir para teklif ettiler.


Hz.Ebû Bekr'is'Sıddık gidip, derledi toparladı, o parayı getirip Bilâl'i onlardan satın alarak, Allah rızası için âzâd etti.


Müşrikler buna hayret ettiler, şaştılar. "İnsan, kendinden başkası için bu kadar parayı verip âzâd edemez. Olsa olsa, O'nun yanında önceden kazanılmış ve kendisine emânet edilmiş, Bilâl'in parası varmıştır da, O, onunla bunu almıştır." dediler.


Cenâb-u Hakk indirdiği âyetle, müşrikleri tekzîb etti ve "Benim Ebû Bekir kulumun yanında, başkası için emânet bırakılmış bir para yok. O ancak Allah rızası için yaptı. Rabbîsi O'ndan, O da Rabbîsinden razıdır." buyurdu.


Suhayb-i Rûmî: Müşrikler, Suhayb'i Müslümanlıktan döndürmek için, ne söylediğini bilmeyecek hâle getirinceye kadar döverlerdi. Bir gün Suhayb, Hubab ve Ammar birlikte giderlerken Kureyş müşrikleriyle karşılaştılar.


Müşrikler; "İşte Muhammed'in oturup kalktığı kimseler şunlar!" diyerek hakârete kalkıştılar.


Suhayb; "Evet biz, Allâh'ın Peygamberi ile oturup kalkan kimseleriz. Allâh'ın Peygamberine biz îmân ettik, siz küfrettiniz. Biz, O'nu tasdik ettik, siz tekzib ettiniz. Müslümanlıkta değersizlik, müşriklikte de üstünlük bulunmaz." deyince, üzerine saldırdılar.


"Allâh'ın aramızdan nîmet ve rahmetine erdirdiği kimseler bunlar ha!.." diyerek, Suhayb'i dövdüler.


Bunca ezâ ve cefâya rağmen; hidâyet yolundan dönen, dayanamayan, şüphe ve kaygıya düşen, nefsine kapılan, içi burkulan, îmân duygusu gölgelenen, küfre kayan veya kayar gibi olan tek kişi dahi olmadı.




RABBİM DİNİ İÇİN HERŞEYE KATLANAN BU KULLARIN ŞEFAATİNE NAİL EYLESİN İNŞALLAH.BİZLER ŞİMDİ BU ZAMANDA,RAHATLIKTA BİLE ZORLANIRKEN...BU MÜBAREKLER O ACI GÜNLERDE BİLE TESLİMİYETTEN VAZGEÇMEDİLER.SAĞOL KARDEŞİM BUNLAR İBRETLİK OLAYLAR.ÇOK ÖNEMLİ BİR KONUYDU.SELAMETLE...

ALLAH C.C. RAZI OLSUN ABİ....SAĞOALSINIZ SELAETLE..
 

BATU_BATU

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Kas 2006
Mesajlar
161
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: İlk Müslümanlar ve Uğradıkları Eza ve Cefa

sağolasın.bunları ibret alarak daha sıkı sarılmalıyız dinimize.rabbim hidayetini çokça versin bizlere.
 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
42
Konum
sakarya
RE: İlk Müslümanlar ve Uğradıkları Eza ve Cefa

esselamu aleyküm müslümanlığın ilk yıllarındaki çekilen cefaları özetleyen GÜZEL BİR YAZI...

EMEĞİNE SAĞLIK ALLAH İNŞALLAH ŞEFAATLERİNE NAİL EYLER...

BİZ OZAMANLARDA YAŞASAYDIK ACABA BİR SÜMEYYE,YASERMİ OLURDUK YOKSA EBU LEHEB VE KARISI MI?

AEOLUN
 

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
RE: İlk Müslümanlar ve Uğradıkları Eza ve Cefa

Selamün aleyküm..Allah(c.c) razı olsun ..Allah(c.c) inanaların yardımcısıdır inşallah....Allah(c.c)'ya emanet olun.B)
 

m_muaz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
7,359
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: İlk Müslümanlar ve Uğradıkları Eza ve Cefa

BATU_BATU yazdı:
sağolasın.bunları ibret alarak daha sıkı sarılmalıyız dinimize.rabbim hidayetini çokça versin bizlere.

Allah c.c. razı olsun selametle..
 

m_muaz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
7,359
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: İlk Müslümanlar ve Uğradıkları Eza ve Cefa

Nevin_1982 yazdı:
esselamu aleyküm müslümanlığın ilk yıllarındaki çekilen cefaları özetleyen GÜZEL BİR YAZI...

EMEĞİNE SAĞLIK ALLAH İNŞALLAH ŞEFAATLERİNE NAİL EYLER...

BİZ OZAMANLARDA YAŞASAYDIK ACABA BİR SÜMEYYE,YASERMİ OLURDUK YOKSA EBU LEHEB VE KARISI MI?

AEOLUN

Allah c.c. razı olsun selametle...
 

m_muaz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
7,359
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: İlk Müslümanlar ve Uğradıkları Eza ve Cefa

Resul_Acer yazdı:
Selamün aleyküm..Allah(c.c) razı olsun ..Allah(c.c) inanaların yardımcısıdır inşallah....Allah(c.c)'ya emanet olun.B)
ve a.selam ecmain.. amin selametle..
 

H@vv@Nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 May 2007
Mesajlar
6
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
RE: İlk Müslümanlar ve Uğradıkları Eza ve Cefa

Selamun Aleyküm..

İbret Verici Düşündürücü Bir Paylaşım olmuş. Emeğinize Yüreğinize Sağlık.. Allah!a Emanet Olun Sevgi Ve Dua İle

Selamun Aleyküm..
 

m_muaz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
7,359
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: İlk Müslümanlar ve Uğradıkları Eza ve Cefa

H@vv@Nur yazdı:
Selamun Aleyküm..

İbret Verici Düşündürücü Bir Paylaşım olmuş. Emeğinize Yüreğinize Sağlık.. Allah!a Emanet Olun Sevgi Ve Dua İle

Selamun Aleyküm..


VE A.SELAM SAĞOLASINIZ ALLAH C.C. RAZI OLSUN SELAMETLE..
 

nuresma

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
2,975
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Konum
ankara
RE: İlk Müslümanlar ve Uğradıkları Eza ve Cefa

Allah razı olsun.B)
 

mustafa incesu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
31 Tem 2007
Mesajlar
99
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: İlk Müslümanlar ve Uğradıkları Eza ve Cefa

ALLAH RAZI OLSUN.ALLAH YAR VE YARDIMCIN OLSUN...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt