Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ilimiz, In Evliyalari (1 Kullanıcı)

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
SELAMÜNALEYKÜM OKUYAN HERKEZ BULUNDUĞU ŞEHİRDE YAŞAYAN EVLİYALARI ANLATSIN VE ÜÇ İHLAS BİR FATİHA OKURAK RUHLARINA HEDİYE EDELİM BEN BAŞLATIYORUM

BİSMİLLAHİRRAHMANNİRAHİM

SOMUNCU BABA

Hamidettin-i Aksarayi hazretleri Yıldırım Beyazıt zamanında Bursa'da ekmek yapar satardı. Onun ekmeklerini şehir halkı âdeta yağmalarcasına alırlardı. Nasıl bir hamur yoğuruyordu da, bu derece lezzetli ekmek yapıyordu, bu kimsenin malumu değil onun
"Somunlar ... Mümünler ..." diye sokak aralarına, tatlı tatlı dökülen sesini duyunca , bütün Bursalı'lar birbirine girerdi.
Böylece Ulu Camii yapılırken orada çalışan işçilere kendi fırnında yaptığı somunlarını getirir ve dağıtırdı. O küçücük fırınında yapılan somunlar işçilere yeter ve herkes o somunlardan rızıklanırdı. Camide çalışan işçiler yemek saatinin gelmesini ve somuncubabalarının onlara taptaze sıcacık ve leziz somunlarından getirmesini dört gözle bekler, öğle saatini kollardı.
Nihayet Ulu Camii inşaatı bittiğinde; Yıldırım Beyazıt Emir Sultan Hz. lerine ilk hutbeyi okumasını söyler. Emir Sultan Hz. Padişah'a burada Hamidettin-i Aksarayi hazretlerinin ikamet ettiğini ve o varken hutbeyi okumanın kendisine düşmeyeceğini anlatır. Padişah'ta Somuncu baba'nın okumasını kendisinden rica etmesini söyler. Ve nihayet Israrlara dayanamayan Somuncu baba hutbeye çıkar.
Hutbe'de Fatiha süresinin yedi farklı tefsirini yapar. Tefsir bittikten sonra;
"Fatiha süresinin ilk tefsirini bütün cemaat anlar,
ikinci tefsiri cemaatin büyük bir kısmı anlar,
üçüncü tefsiri cemaatin yarısı anlar,
dördüncü tefsirini cemmatin küçük bir kısmı anlar,
beşinci tefsiri cemaatin çok azı anlar,
altıncı tefsiri birkaç kişi anlar,
ve yedinci tefsiri sadece kendisi anlar"
Cemaat Somuncu babalarının ne kadar büyük bir Allah dostu Evliya olduğunu görünce cami çıkışında onun elini öpmek isterler. O mübarek Zat cemaat'in isteğini kıramaz ve Ulu Camiin üç kapısından çıkan cemaat'e elini öptürür. Böylece bütün cemaat Hazret'in elini öpme şerefine nail olur.
Artık dağılmaya başlayan cemaat kendi aralarında konuşurken kendilerinin somuncu babanın elini öptüğünü anlatırken birden farklı kapılardan çıktıkları halde elini öptüklerini anlarlar. Kendilerinin Somuncu babalarının kerametini görünce Somuncu babalarına koşarlar. Oradaki görevi biten Hazret artık gitmiştir. O günden sonra bir daha Bursa yakınlarında görülmez. ve derlerki giderken ellerini açıp yüzünü bursaya döndürüp ALLAHIM BURSAYI HELAK ETME DİYE DUA EDER VE ASASINI HEMEN YANINA DİKER VE ZAMANLA ULU BİR ÇINAR OLUR ADIDA DUA ÇINAR İSMİYLE ANILIR Hamidettin-i Aksarayi Hazretleri Soluğu Kayseri'de alır.A.E.O
 

Yasemin_şima

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Ocak 2007
Mesajlar
71
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Konum
konya/Ereğli
oruç baba

oruç baba

hafize anne bana konuda yardımçı olursanız çok sevinirim şimdiden allah razı olsun.
2003 yılında ilk ramazan sahuruna kalkacagımız gece ben bir türlü uyamadım sabah ezanına çok az bir süre kala(tabi ozamanlar ne namaz kılıyordum nede bu kadar dini konularda bilgim vardım)uykuya daldım kapkaranlık bir yer duyulan tek şey "ORUÇ BABA" o an hemen uyandım .
Daha onçe oruç baba diye bir isim hiç duymadım akşam iftarımızı açtıktan sonra aman dedim bugünde tembellik edeyim de bulaşıkları sonra yıkarım dedim haberler başlarken üf dedim kim şimdi haberleri izleyecek dedim tvyi kapattım birden geri açtımbugün izleyim dedim içim bir garip oldu tv ilk hhaberde diyorduki bugün herkes oruç baba türbesine akın etti diyor tuhaf oldum farkında olmadan ağladımı fark ettim.
biraz uzun oldu hakkınızı helal edin bana oruç baba hakkında bilgi ve türbesinin nerde olduğunu yazarsanız çok sevinirim sadece istanbulda olduğunu biliyorum daha arasıra ist a gelip gidiyorum öğrenirsem allah rızası için ziyaret eticem inşallah.
BAŞTA PEYGAMBER EFENDİMİZ VE BÜTÜN EVLİYALAR İÇİN EL_FATİHA
 

ashab_kiram

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Kas 2007
Mesajlar
650
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
= merkez efendi hz=
merkez efendi denizlinin sarhanlı köyünde 1460 yılında doğmuştur.babasının adı kılıçoğlu musihiddin ,büyük babasının adı haydardır.kendi isimi musa olupmerkez muslihiddin,daha kısa olarak yalnız merkez lakabıylaşöhret bulmuştur.amansız bir hastalığa yakalanankanuni sultan süleyman han'ınannesi hafza sultanınşifa bulması için kendinehas bir şekilde 41 çeşit baharattan imaledilien'' MESİR MACUNU ''nu icat etmiştir.bürün ömrünü ilim,hayır,hasenat ve zayıfları himaye ilegeçiren merkez efendi hazretleri 1551 de 91 yaşında vefat etmiştir.
 

aysem06

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Kas 2007
Mesajlar
552
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37


DEĞERLİ İSLAM ALİMİ: HACI BAYRAM VELİ (1352-1429)




"Ölümü çok hatırlayınız. Ölüm gelmeden hesâbınızı yapınız. Tövbe ediniz ki, affa kavuşasınız."


1352 yılında Ankara'da doğan Hacı Bayram Veli'nin gerçek ismi Nûmân bin Ahmed bin Mahmûd'dur. İlim tahsiline küçük yaşlarında başlayan bu değerli mutasavvıf, Ankara'da ve Bursa'da bulunan İslam alimlerinin derslerine katılmıştır. Tefsir, fıkıh ve hadis gibi din ilimlerinde ve o zamanın fen ilimlerinde yetişen Hacı Bayram Veli, Ankara'da Melike Hatun'un yaptırdığı Kara Medresede müderrislik yapmıştır. Bu vazifesi ve sahip olduğu ilim vesilesiyle kendisi gibi pek çok alim yetiştirmiş, kıymetli talebeleri olmuş ve güzel ahlakı ile kısa zamanda kendisine halk tarafından sevgi ve saygı duyulmuştur. Tasavvuf eğitiminin yanı sıra müderrislik (günümüzün profesörlüğü) de yapmış olması, Kuran ahlakını yaymasını kolaylaştırmıştır.
 

aysem06

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Kas 2007
Mesajlar
552
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Hacı Bayram Velinin Tavsiyeleri
* "Allah'a isyân yolunda, hiçbir kimseye yardım etmeyiniz."
* "Ölümü çok hatırlayınız. Ölüm gelmeden hesâbınızı yapınız. Tövbe ediniz ki, affa kavuşasınız."
* Hiddet ve kin, hakîkatleri gören gözleri kör eder. Öfke, iyi düşünmeyi daraltır, yanıltır.
* Hiçbir günâhı küçümsemeyin, çok çalışın. Boş gezenler, zengin bile olsa, arkadaşları şeytan,kalbleri
şeytanın konağı olur.
* Dünyâ gamından, nefsin sıkıştırmasından hafifleyip kurtulmak istiyorsanız, kabristanları sık sık ziyâret ediniz.
* "Helâlinden kazanıp, ondan fakirlere cömertçe veriniz."
 

efzairem

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Kas 2007
Mesajlar
758
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
SELAMÜNALEYKÜM OKUYAN HERKEZ BULUNDUĞU ŞEHİRDE YAŞAYAN EVLİYALARI ANLATSIN VE ÜÇ İHLAS BİR FATİHA OKURAK RUHLARINA HEDİYE EDELİM BEN BAŞLATIYORUM

BİSMİLLAHİRRAHMANNİRAHİM

SOMUNCU BABA

Hamidettin-i Aksarayi hazretleri Yıldırım Beyazıt zamanında Bursa'da ekmek yapar satardı. Onun ekmeklerini şehir halkı âdeta yağmalarcasına alırlardı. Nasıl bir hamur yoğuruyordu da, bu derece lezzetli ekmek yapıyordu, bu kimsenin malumu değil onun
"Somunlar ... Mümünler ..." diye sokak aralarına, tatlı tatlı dökülen sesini duyunca , bütün Bursalı'lar birbirine girerdi.
Böylece Ulu Camii yapılırken orada çalışan işçilere kendi fırnında yaptığı somunlarını getirir ve dağıtırdı. O küçücük fırınında yapılan somunlar işçilere yeter ve herkes o somunlardan rızıklanırdı. Camide çalışan işçiler yemek saatinin gelmesini ve somuncubabalarının onlara taptaze sıcacık ve leziz somunlarından getirmesini dört gözle bekler, öğle saatini kollardı.
Nihayet Ulu Camii inşaatı bittiğinde; Yıldırım Beyazıt Emir Sultan Hz. lerine ilk hutbeyi okumasını söyler. Emir Sultan Hz. Padişah'a burada Hamidettin-i Aksarayi hazretlerinin ikamet ettiğini ve o varken hutbeyi okumanın kendisine düşmeyeceğini anlatır. Padişah'ta Somuncu baba'nın okumasını kendisinden rica etmesini söyler. Ve nihayet Israrlara dayanamayan Somuncu baba hutbeye çıkar.
Hutbe'de Fatiha süresinin yedi farklı tefsirini yapar. Tefsir bittikten sonra;
"Fatiha süresinin ilk tefsirini bütün cemaat anlar,
ikinci tefsiri cemaatin büyük bir kısmı anlar,
üçüncü tefsiri cemaatin yarısı anlar,
dördüncü tefsirini cemmatin küçük bir kısmı anlar,
beşinci tefsiri cemaatin çok azı anlar,
altıncı tefsiri birkaç kişi anlar,
ve yedinci tefsiri sadece kendisi anlar"
Cemaat Somuncu babalarının ne kadar büyük bir Allah dostu Evliya olduğunu görünce cami çıkışında onun elini öpmek isterler. O mübarek Zat cemaat'in isteğini kıramaz ve Ulu Camiin üç kapısından çıkan cemaat'e elini öptürür. Böylece bütün cemaat Hazret'in elini öpme şerefine nail olur.
Artık dağılmaya başlayan cemaat kendi aralarında konuşurken kendilerinin somuncu babanın elini öptüğünü anlatırken birden farklı kapılardan çıktıkları halde elini öptüklerini anlarlar. Kendilerinin Somuncu babalarının kerametini görünce Somuncu babalarına koşarlar. Oradaki görevi biten Hazret artık gitmiştir. O günden sonra bir daha Bursa yakınlarında görülmez. ve derlerki giderken ellerini açıp yüzünü bursaya döndürüp ALLAHIM BURSAYI HELAK ETME DİYE DUA EDER VE ASASINI HEMEN YANINA DİKER VE ZAMANLA ULU BİR ÇINAR OLUR ADIDA DUA ÇINAR İSMİYLE ANILIR Hamidettin-i Aksarayi Hazretleri Soluğu Kayseri'de alır.A.E.O

selamün aleyküm hafize anne somuncu baba bizim dilimizde ekmekçi dede tavşanlı tunçbilek arasındaki bir mevkide mezarı var hatta bir kaç yerde onun mezarının oldugu söyleniyor.
ordan hiç geçtinmi hafize anne ben tavşanlılıyım
 

Yasemin_şima

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Ocak 2007
Mesajlar
71
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Konum
konya/Ereğli
ya oruç babayı bilen yokmu aranızda
bide peygamber efendimizin arkadaşıymış diye duymuştum
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
Altıncı İşaret: Enbiyâ ve evliyâya Kur'ân'ın tarif ettiği tarzda muhabbetin neticesi: O enbiyâ ve evliyânın şefaatlerinden berzahta, haşirde istifade etmekle beraber, gayet ulvî ve onlara lâyık makam ve füyüzâttan o muhabbet vâsıtasıyla istifâza etmektir. Evet, "el mer u meamen ehabbe" sırrınca, âdi bir adam, en yüksek bir makama, muhabbet ettiği âlî-makam bir zâtın tebâiyetiyle girebilir.
...Risâle-i Nur'dan
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
ya oruç babayı bilen yokmu aranızda
bide peygamber efendimizin arkadaşıymış diye duymuştum

Ececim Oruç baba hakkında bunları bulabildim

ORUÇ BABA

Ramazan aynının ilk iftarını Oruç Baba Türbesinde açanların dileklerine kavuşacaklarına inanılıyor. Oruç Baba olarak anılan kişinin, eski zamanlarda yine aynı semtte yaşadığı, çok fakir olduğu halde orucunu tutup, iftarını da bir parça kuru ekmek ve sirkeyle açtığı rivayet ediliyor.

Bir başka inanışa göre de Oruç Baba'nın 1453 yılında İstanbul kuşatmasında savaşan bir asker olduğu söyleniyor. Askerlere su ve yemek tedarik etmekle görevli olan Oruç Baba'nın, su kıtlığında bile askerlere su dağıtmayı sürdürdüğüne, ''Baba'' lakabının da buradan geldiğine inanılıyor A.E.O
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
selamün aleyküm hafize anne somuncu baba bizim dilimizde ekmekçi dede tavşanlı tunçbilek arasındaki bir mevkide mezarı var hatta bir kaç yerde onun mezarının oldugu söyleniyor.
ordan hiç geçtinmi hafize anne ben tavşanlılıyım

Aleykümselam Efzairem bizim buradada hem ekmekçi dede hem somuncu baba diye anılıyor arada ziyaretine gidiyoruz hatta ssöylenenlere bakılırsa arada fırınından dumanlar çıkıyormuş mis gibi ekmek kokuları yayılıyormuş BURSADA olan evliyalarımızı yazmaya devam edicem katılan olursa sevinirim Tavşanlıya gelmediğim için bilmiyorum gidersen benim içinde oku olurmu A.E.O
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
DEĞERLİ İSLAM ALİMİ: HACI BAYRAM VELİ (1352-1429)




"Ölümü çok hatırlayınız. Ölüm gelmeden hesâbınızı yapınız. Tövbe ediniz ki, affa kavuşasınız."


1352 yılında Ankara'da doğan Hacı Bayram Veli'nin gerçek ismi Nûmân bin Ahmed bin Mahmûd'dur. İlim tahsiline küçük yaşlarında başlayan bu değerli mutasavvıf, Ankara'da ve Bursa'da bulunan İslam alimlerinin derslerine katılmıştır. Tefsir, fıkıh ve hadis gibi din ilimlerinde ve o zamanın fen ilimlerinde yetişen Hacı Bayram Veli, Ankara'da Melike Hatun'un yaptırdığı Kara Medresede müderrislik yapmıştır. Bu vazifesi ve sahip olduğu ilim vesilesiyle kendisi gibi pek çok alim yetiştirmiş, kıymetli talebeleri olmuş ve güzel ahlakı ile kısa zamanda kendisine halk tarafından sevgi ve saygı duyulmuştur. Tasavvuf eğitiminin yanı sıra müderrislik (günümüzün profesörlüğü) de yapmış olması, Kuran ahlakını yaymasını kolaylaştırmıştır.

HACI BAYRAM,I VELİ TV. İZLEMİŞTİM ARADA RADYODA TEMSİLİ OLUYOR DİNLİYORUM ALLAH ONLARIN ŞEFAATİNDEN BİZLERİDE AYIRMASIN İNŞ AMİN
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
hak.gif

uftd.jpg
Besm.gif





Hz. ÜFTADE

KUDDİSE SIRRUHU
(1490-1580)



HAYATI ve ŞAHSİYETİ




Mehmed Muhyiddin Üftade 895 (1490) yılında Bursa'da dünyaya gelmiş, 988 (1580)'de yine Bursa'da vefat eylemiştir. Üftade, Bursa'da kurulup teşkilatlanan ve daha sonra Anadolu ve Balkanlar'a yayılan Celvetiye Tarikatı'nın Piri ve Aziz Mahmud Hüdayi'nin de şeyhidir.

Üftade Adını Alışı



Gençlik yıllarında Ulucami ve Doğanbey Mescidi'nde fahri müezzinlik yapan Mehmed Muhyiddin'in sesi çok güzeldi. Halk O'nu dinleyebilmek için ezandan önce caminin etrafında erkenden toplanırlardı. Bir gün yaptığı bu hizmete mukabil caminin mütevellisi kendisine bir kaç akcelik maaş tayin etti. 0 gece rüyasında "mertebenden üftade oldun (düştün) itabına maruz kalan Mehmed Muhyiddin, derhal maaşı terk ederek kendisine "Üftade" lakabını taktı. Daha sonraları da bazı şiirlerinde kullandığı sanılan "Muhyiddin" mahlasını bırakıp Üftade mahlasını kullanmaya başladı. Bu gün elimizdeki Divan'ı bu mahlasla kaleme alınmıştır.

Hocaları ve İlk Tahsili


Hz. Üftade ilk tahsilini Selçuk Hatun Camii imamı Muslihiddin Efendi adında bir zatın yanında yapmıştır. Yine ilk tasavvufi zevk ve neşveyi de muhtemelen bu zat vasıtasıyla tadmış, birçok keşif ve kerametlerine şahit olmuştur. Hatta O'nun tarikatına intisab etmek istemiş, fakat hocası o yaşta bir çocuğu kabul etmeyerek ileride arzu ettiği yüce makamlara erişeceğini işaret etmekle yetinmişti. Üftade bunun yanısıra Abdal Mehmed adında bir meczubdan da istifade etmiştir. Saçlarını uzatarak Abdal Mehmed'i taklid eden Üftade, Bu zat gibi zaman zaman Gökdere semtinde Cenk Kayası adında bir kayanın üzerine çıkar, saçlarını öne doğru dağıtarak Arap, İran, Hind ve Rum illerini keşfederdi.

Müezzinlik, İmamlık ve İrşad Hizmetleri


On altı yaşlarında Ulucami'de fahri müezzinliğe ve muhtelif camilerde imamlığa başlayan Üftade, bu vazifeleri on sekiz yıl sürdürdükten sonra vaaz ve irşad hizmetlerine başlamıştır. Doğanbey, Namazgah ve Kayhan Camilerinde hitabette bulunmuş, Aziz Mahmud Hüdayi de kendisini Kayhan Camli'nde tanıyarak intisab etmiştir.
 

Nur_u Secde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Eki 2007
Mesajlar
5,205
Tepki puanı
3,577
Puanları
163
Yaş
46
SELAMÜN ALEYKÜM ANNEM.BENDE BURSADA OTURUYORUM.SAMUNCU BABAYA EN SON GEÇEN YIL GİTMİŞTİM.BU GÜNLERDE İNŞALLAH YİNE GİDİCEM.BİDE ÜÇ KUZULAR VAR DEMİ ANNEM.BAK ONUN HİKAYESİNİ BİLİYORDUM AMA UNUTTUM.ALLAHA EMANET OL ANNEM.
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
SELAMÜN ALEYKÜM ANNEM.BENDE BURSADA OTURUYORUM.SAMUNCU BABAYA EN SON GEÇEN YIL GİTMİŞTİM.BU GÜNLERDE İNŞALLAH YİNE GİDİCEM.BİDE ÜÇ KUZULAR VAR DEMİ ANNEM.BAK ONUN HİKAYESİNİ BİLİYORDUM AMA UNUTTUM.ALLAHA EMANET OL ANNEM.

ALEYKÜMSELAM EMİR SULTANIN TÜRBESİNDEKİ KİTABEDE YAZIYORDU BİLDİĞİM KADARI İLE ÜÇ KUZULAR ÜÇ KARDEŞMİŞ EMİR SULTAN H.Z ONLARI ÜÇ KUZULARIM DİYE SEVERMİŞ ONLARIN TÜRBELERİ AÇIKTA DURUYOR ÜÇ KERE ÜSTLERİNİ KAPAMIŞLAR HER DEFASINDA DA YIKILMIŞ ÖRTTÜRMEK İSTEMEMİŞLER ALLAH ONLARA RAHMET ETSİN ŞEFAATLERİNDEN DE BİZLERİ MAHRUM ETMESİN AMİN

MAHSUN KUL BURSANIN HANGİ SEMTİNDE OTURUYORSUN İNŞ BİR GÜN BİR YERLERDE KARŞILAŞIRIZ BİZ ALMİRA OTELİNİN ALTIND ABAHAR PASTANESİNİN YANINDAN GİRİNCE CAVİT ÇAĞLAR CAMİSİNİN ARASINDAN YOLU TAKİP EDİNCE KAHVELER GELİYOR ORALARDA OTURUYORUZ :HBEKLERİM
 

Yasemin_şima

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Ocak 2007
Mesajlar
71
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Konum
konya/Ereğli
Ececim Oruç baba hakkında bunları bulabildim

ORUÇ BABA

Ramazan aynının ilk iftarını Oruç Baba Türbesinde açanların dileklerine kavuşacaklarına inanılıyor. Oruç Baba olarak anılan kişinin, eski zamanlarda yine aynı semtte yaşadığı, çok fakir olduğu halde orucunu tutup, iftarını da bir parça kuru ekmek ve sirkeyle açtığı rivayet ediliyor.

Bir başka inanışa göre de Oruç Baba'nın 1453 yılında İstanbul kuşatmasında savaşan bir asker olduğu söyleniyor. Askerlere su ve yemek tedarik etmekle görevli olan Oruç Baba'nın, su kıtlığında bile askerlere su dağıtmayı sürdürdüğüne, ''Baba'' lakabının da buradan geldiğine inanılıyor A.E.O

teşşekür ederim ALLAH razı olsun bir kaç gündür site hiç bir şekilde açılmıyordu cvp da yeni gördüm emeğinize sağlık
hafize anne bide benim adım yasemin kazara ece adıyla üye oldum değiştirmek istiyorum ama galiba değişmiyor yada ben yapamıyorum
tekrar emeğinize sağlık
ALLAH a emanet olun
 

Nur_u Secde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Eki 2007
Mesajlar
5,205
Tepki puanı
3,577
Puanları
163
Yaş
46
ALEYKÜMSELAM EMİR SULTANIN TÜRBESİNDEKİ KİTABEDE YAZIYORDU BİLDİĞİM KADARI İLE ÜÇ KUZULAR ÜÇ KARDEŞMİŞ EMİR SULTAN H.Z ONLARI ÜÇ KUZULARIM DİYE SEVERMİŞ ONLARIN TÜRBELERİ AÇIKTA DURUYOR ÜÇ KERE ÜSTLERİNİ KAPAMIŞLAR HER DEFASINDA DA YIKILMIŞ ÖRTTÜRMEK İSTEMEMİŞLER ALLAH ONLARA RAHMET ETSİN ŞEFAATLERİNDEN DE BİZLERİ MAHRUM ETMESİN AMİN

MAHSUN KUL BURSANIN HANGİ SEMTİNDE OTURUYORSUN İNŞ BİR GÜN BİR YERLERDE KARŞILAŞIRIZ BİZ ALMİRA OTELİNİN ALTIND ABAHAR PASTANESİNİN YANINDAN GİRİNCE CAVİT ÇAĞLAR CAMİSİNİN ARASINDAN YOLU TAKİP EDİNCE KAHVELER GELİYOR ORALARDA OTURUYORUZ :HBEKLERİM
aaaa bilmezmiyim annem.malcılarda okudum.bahar pastanesinde az pasta yemezdik.:)siz küplüpınarda oturuyorsunuz anladığım kadarıyla.ben gazcılarda oturuyordum ama şimdi bahar mah. taşındık.hiç alışamadım buraya.şimdi allah izin verirse tekrar gazcılara taşınmayı düşünüyorum.inşallah annem tabiki isterim.bende tanışmayı çok isterim.
 

cengiz25

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eyl 2007
Mesajlar
18
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Konum
istanbul
Erzurumlu İbrahim Hakkı

Erzurumlu İbrahim Hakkı

“Mevla görelim neyler, Neylerse güzel eyler.” sözünün sahibi, mütefekkir ve mutasavvıf vasıflarıyla tarihe geçen Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri, 18 Mayıs 1703’te Erzurum/Hasankale’de doğdu. Çocukluğunda İsmail Fakirullah Hazretleri ile tanıştı. Erzurum Müftüsü Muhammed Hazık’tan Arapça, Farsça dersleri aldı. 1728’de Tillo’ya giderek Şeyh Fakirullah Hazretleri’ne bağlandı. 7 yıl sonra şeyhinin vefatı üzerine Erzurum’a döndü ve Yukarı Habib Efendi Camii’nde imam–hatip olarak görev aldı. Kabiliyeti ve bilgisiyle ilim çevrelerinin dikkatini çekince Sultan I. Mahmut tarafından saraya davet edildi ve saray kütüphanesi istifadesine sunuldu. 1775’te Hasankale’de inzivaya çekilerek kendini tamamen kitap hazırlamaya adadı. Marifetname’yi o dönemde yazdı. Eserde, astronomiden matematiğe, astrolojiden tıbba kadar birçok konudaki soruların cevabı yer alıyor. 22 Haziran 1780’de Tillo’da vefat etti ve şeyhi Fakirullah için yaptırdığı türbeye defnedildi. 40’a yakın eseri arasında en çok bilinenler şunlar: İbrahim Hakkı Divanı, İrfaniye, İhsaniye, Mecmuatü’l Meani ve Marifetname.
 

cengiz25

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eyl 2007
Mesajlar
18
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Konum
istanbul
Alvarlı Muhammed Lütfi Efendi Hazretleri (d.1868 / ö.1952)

Alvarlı Muhammed Lütfi Efendi Hazretleri (d.1868 / ö.1952)

Nakşibendiyye tarikatı büyüklerindendir. 1285 (m.1 868) yılında Erzurum ili, Hasankale ilçesinin Kındığı köyünde doğdu. Babası, Hoca Hüseyin Efendi, annesi Seyyide Hatice Hanım'dır. İlk tahsilini babasından aldı. Sonra Erzurum'da bulunan âlimlerden derslerini sürdürdü. 1890 yılında babasıyla birlikte Bitlis'e giderek Muhammed Küfrevî Hazretleri'ne talebe oldu. Bu andan itibaren manevî ilimlerde ilerlemeye başladı. Oradaki bir hatırasını kendisi şöyle anlatıyor: "Bir gün sohbetten sonra Hazret-i Pir dışarıya çıkmıştı. Ben de kendimde olmaksızın kapıya yöneldim. Odadan dışarı çıktığımda Hazret-i Pir’i bir kolunda büyük oğlu Şeyh Abdülhâdi, diğer kolunda Şeyh Abdülbâki Hazretleri olduğu halde sofada ayakta bekler gördüm. Eliyle yaklaşmamı emretti. Yanına vardığımda mübarek ellerini şakaklarıma koyup öyle bir nazar ettiler ki, başım Arş'a değdi sandım." Muhammed Lütfi Efendi, bu nazarla bilinmeyen, anlaşılmayan derecelere kavuştu. Ertesi sabah Pir-i Küfrevî Hazretleri kendisini halife seçtiğini ve halkı irşada memur ettiğini bildirdi. Böylece icazetini aldıktan sonra bir müddet daha Hasankale'nin Sivaslı Camii'nde imamlık yapmaya devam etti. Sonra tayini Erzurum'un Dinarkom köyüne çıktı. Burada iken Rusların doğuda Van, Muş ve Bitlis'i ele geçirmeleri üzerine Erzurum'a geldi. Rus istilasının devam etmesi ile Tervan'ın Yavi köyüne gitti. Burada bir taraftan imamlık yaparken, diğer taraftan gönlüne girdiği herkesi Rus zalimlerine karşı silahlandırdı. 1917 yılında Rusya'da Bolşevik ihtilalinin vuku bulmasından sonra Ruslar, Osmanlı topraklarından çekilirken, silahlarını Ermenilere vererek onları masum ve savunmasız Türkler üzerine kışkırttılar. Ermenilerin hedefi. Doğu Anadolu'yu da içine alan büyük Ermenistan devletini kurmaktı. Bunun için Türk ve Müslüman olan halkın bölgeyi terk etmesini istiyorlardı. Bu gayelerini tahakkuk ettirmek üzere görülmemiş bir kıyım ve imha ha­reketine başladılar. Beşikteki bebeklere ve yatalak hastalara varıncaya kadar öldürdüler. Bazılarını cami, ev ve ahırlara doldurarak canlı canlı ateşe verdiler. Bu mezalim doğudan batıya doğru büyük bir göç dalgasının başlamasına sebep oldu. Ermenilerin bu insanlık dışı fiillerine karşı, Muhammed Lütfi Efendi Hazretleri, Yavi ve komşu köylerden topladığı altmış kişilik bir müfrezeyle harekete geçti. Önce Oyuklu köyü yakınında Rusların karargâh deposu olan ve Ermenilerin elinde bulunan bir silah deposunu bastı. Bu silah ve malzemeleri Haydan Boğazı'ndaki Zergide köyünde bulunan Türk ordusuna ulaştırdı. 12 Mart 1918 yılında Türk ordusu ile birlikte Erzurum'a girdi. Aynı gün Hasankale müftülüğü teklif edildiyse de kabul etmedi. Bu sırada Alvar köyü halkının ısrarlı istekleri üzerine oraya yerleşti. Bundan sonra halk arasın­da "Alvar İmamı" ve "Efe Hazretleri" unvanıyla tanındı. Bir Nakşibendî Halidî şeyhi olarak 1939 yılına kadar bu köyde, bu tarihten sonra da Erzurum'da halkı irşad ile meşgul oldu. 1947, 1949 ve 1950 olmak üzere üç defa hacca gitti. 12 Mart 1952 yılında vefat etti. Cenazesi Alvar köyüne götürülerek oraya defnedildi.

Yüce Allah sırrını mukaddes ve mübarek kılsın.
 

cengiz25

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eyl 2007
Mesajlar
18
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Konum
istanbul
Abdurrahman Gazi Hazretleri

Abdurrahman Gazi Hazretleri

Abdurrahman Gazi, Erzurum’un kuzeydoğu istikametinde türbesi bulunup, kendisinin Sahabe-i Kiram’dan olduğu bilinen bir zat-ı muhteremdir. Türbe, kesme taşlardan yapılmıştır. Hemen yanıbaşında aynı adla bir cami vardır. Türbe içindeki mezar bir sandukadan ibaret olup boyu yaklaşık 3.5 m kadardır. Bu uzunluğun şahsın kendi uzunluğu olduğuna inanılır. Bu türbe hakkında şöyle bir rivayet dilden dile dolaşır. Münkire karşı verilen savaşta Abdurrahman Gazi kellesi kopmuş olduğu halde başını koltuğuna alıp başsız olarak düşmanı kovalamaktadır. Bunu gören bir bayan sesli olarak “şu adama bakın başı koltuğunda yinede düşmanı kovalıyor” diyince Abdurrahman Gazi oracıkta şehit düşer ve üzerine bugün ki türbe inşa edilir. Şehri adeta kucağına almış olan Abdurrahman Gazi hazretleri, bir manevi mimar ve muhafız görevi üslenmiştir. Özellikle yaz aylarında bahçesi bir seyrangah olarak kullanılır.
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
teşşekür ederim ALLAH razı olsun bir kaç gündür site hiç bir şekilde açılmıyordu cvp da yeni gördüm emeğinize sağlık
hafize anne bide benim adım yasemin kazara ece adıyla üye oldum değiştirmek istiyorum ama galiba değişmiyor yada ben yapamıyorum
tekrar emeğinize sağlık
ALLAH a emanet olun

bir kaç gün benimde açışmadı bende zannettim ki bizimkinde arıza var benim küçük kızımında adı Yasemin eğer ilk üye olduğun bölüme girebilirsen oradan düzeltebilirsin A.E.O
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt