Kalb-i selim
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 29 Ağu 2006
- Mesajlar
- 822
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 36
İKİ YOL İKİ AMAÇ
Dünya hayatı, gerçekte Yüce Allahın bizleri sınamak ve eğitmek için yarattığı geçici bir süredir. İnsan bu süre boyunca Rabbimizi tanımak, Onun hükümlerine uymak, sadece Onun rızasını aramak ve başına gelecek herşeye en güzeliyle karşılık vermekle sorumludur.
AHİRET Mİ?

Herşeyin Rabbimizden gelen bir deneme olduğunu bilmek, bunlardan zevk almak, karşılaştığı her olayı neşe ve şevkle karşılamak ise, dünyadaki imtehanın müminlere has olan bir sırrıdır. Şüphesiz bu sırrı kavrayan ve tüm yaşamını denendiğinin bilincinde olarak ve ahiret hayatını umut ederek geçiren müminler, asla son bulmayacak ve tükenmeyecek olan bir kazanç elde edeceklerdir.
O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı (Mülk Sures,2)
Dünya Hayatına Karşılık Ahireti Satın Almak
Dünyada insana verilen tüm mal, mülk, kültür, ün, itibar, güzellik ve daha pek çok nimet kişinin ahirete hazırlanması için kullanabileceği birer vesiledir. İman eden kişi, kendisine lütfedilen bu nimetleri en akılcı şekilde değerlendirir. Ahiret hayatının ebedi olduğunun bilincinde olan ve yalnızca dünya hayatına razı olmayan müminler, bu hayatın yararlarının geçici olduğunu bilir ve sonsuz cennet güzelliklerini kazanmak için çalışırlar. İşte onlar yaptıkları bu ticaret nedeniyle hem dünyada hem de ahirette çok büyük bir kazanç içindedirler.
Hiç şüphesiz Allah, müminlerden -karşılığında onlara mutlaka cenneti vermek üzere- canlarını ve mallarını satın almıştır (Tevbe Suresi, 111)
Güzel Ahlaktan Taviz Vermemek
Bir Müslümanın imanının gücünü ve ahlakının üstünlüğünü gösteren, zorluk anlarında sergileyeceği tavır güzelliğidir. Bu; üstün ahlak, cesaret, sabır, tevekkül, dirayet, metanet, hoşgörü, affedicilik, fedakarlık, merhamet, insaniyet, değerbilirlik, vicdan ve itidalli bir karakter olarak karşımıza çıkar. Güzel ahlakından asla taviz vermeyen, her olayı büyük bir olgunluk ve tevekkülle karşılayan, olayların hikmetlerini ve hayırlı yönlerini gören, çevresindeki insanları da aynı üstün ahlakı yaşamaya davet eden kişi, "kamil iman sahibi bir Müslüman"dır.
Yoksa sizden önce gelip-geçenlerin hali başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? (Bakara Suresi, 214)
İyilerle Kötülerin Birbirinden Ayrılması
Allah dünya hayatında iyilikle kötülüğü, yararla zararı, güzellikle çirkinliği birarada yaratmış ve hepsini, cennet ve cehenneme giden yolda birer deneme kılmıştır. Dünya hayatındaki imtihan dönemi iyilerle kötülerin, sabır gösterenlerle zorluk karşısında yılgınlığa düşenlerin, inkarcı zihniyete karşı mücadele içinde olanlarla oturup kalanların, ahireti seçenlerle dünya hayatına tutkuyla bağlananların birbirlerinden kesin bir şekilde ayrıldığı bir deneme süresidir.
İki topluluğun karşı karşıya geldiği gün, size isabet eden ancak Allah'ın izniyle idi. (Bu, Allah'ın) müminleri ayırt etmesi; münafıklık yapanları da belirtmesi içindi (Al-i İmran Suresi, 166-167)
DÜNYA MI?
Şeytan Hayırları Görmeyi Engellemek İster
Şeytanın son derece nankör ve isyankar olduğu, insanlara her yönden yaklaşacağı, insanları doğru yoldan saptırma amacı uğruna her yolu deneyeceği bizlere Kuran'da haber verilmiştir. Şeytanın bu menfi amaçlara ulaşmak için başvurduğu en önemli oyunlardan biri ise, insanın başına gelen olaylardaki hayırları görmesini engellemek, böylece Allah'a karşı nankör ve isyankar olmasına neden olmaktır. Kuran ahlakının güzelliklerini kavrayamayan, din ahlakından uzak yaşayan, ahireti unutarak yalnızca dünya hayatını amaçlayan insanlar şeytanın bu tuzağına düşerler.
Dünya Bir İmtihan Yeridir
Allah, her canlı gibi insanı da bir amaç üzere yaratmıştır.
"Bizim, sizi boş bir amaç uğruna yarattığımızı ve gerçekten Bize döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi sanmıştınız?" (Müminun Suresi, 115)
Dünya üzerindeki herşey zamanı geldiğinde yok olacaktır. Apaçık olan gerçek ise " dünya hayatı, ahirette (ki sınırsız mutluluk yanında geçici) bir meta'dan başkası değildir." (Rad Suresi, 26)
Üstün özelliklerle nimetlendirilmiş, akıl, vicdan ve sağduyu sahibi bir varlık olan insanın yaratılış amacının, eksikliklerle dolu olan bu kısa dünya hayatında, geçici yararlar elde etmek olmadığı çok açıktır. Unutulmamalıdır ki insan burada imtihan edilmektedir ve bu nedenle nihai hedefi de sonsuz ahiret güzelliğini kazanmak olmalıdır.