Bismillahirrahmanirrahim.
“De ki : O, Allah birdir. Allah Samed’dir. O, doğmamış ve doğurulmamıştır. Hiçbir şey O’na eş ya da denk değildir. (Samed, hiçbir şeye muhtaç olmayan aksine her şey kendine muhtaç olan demektir.)”
Allah Resulü buyuruyorlar :
“Gökler ve yeryüzü, ihlas suresi üzerine tesis edilmiştir.”
“Bir adam namaz kılmış ve bu sureyi okumuştu. Peygamber (s.a.v) “Bu Rabbini tanımış ârif bir kuldur.” Buyurdu.
İbn–i Merduye sahih bir senedle Abdullah bin Üneys’ten riveyetle der ki: Resulüllah (s.a.v.) göğsüme elini koydu ve bana “söyle” dedi. Ben ne söyleyeceğimi bilemedim. Sonra “Kul hüvallahü ehad” buyurdu. Söyledim. Sonra “De ki sabahın şerrinden Allah’a sığınırım” buyurdu. Söyledim. Sonra İnsanların Rabbi’ne siğinırım” buyurdu, söyledim. “İşte böyle teavvüz et (Allah’a sığın). Sığınanların hiç birisi bunlardan başkasıyla sığınmamıştır” Dedi.
“Her şeyin bir nuru vardır. Kur’an’ın nuru da İhlas Suresi’dir.
Nefsim yedi kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki Kul hüvallahü ehad Kur’an’ın üçte birine denktir.”
“Yedi sema yedi arz Kul hüvallahü ehad üzerine tesis edilmiştir.”
Bir gün Cebrail Hz. Peygamber ile bulunuyordu. Uzaktan Ebu Zer göründü. Cibril: Bu Abu Zer’dir işte geliyor Bunun üzerine Allah’ın Resulü (s.a.v.) Siz onu bilir misiniz? Diye sordu. Cibril: O, bizim yanımızda sizin yanınızdakilerden daha meşhurdur. Cevabını verince Allah’ın Resulü Abu Zer bu fazilete nasıl nail oldu? Diye sordu. Cibril bu soruya da Kendinin küçük olduğu ve Kul hüvallahü ehad suresini çok okuduğu için diye cevab verilmiştir.
Diğer bir rivayette Allah’ın Resulü mescide girdi. Bir kimsenin dua ettiğini ve Ey Allah’ım! Senden istiyorum, Ya Ehad, Ya Samed! Ey Doğmayan ve doğurulmayan, kendisine bir kimse denk olmayan Allah dediğini duydu. Üç defa mağfiret olundun buyurdu.
Sehl bin Sa’dden rivayet ediliyor. Sa’d: Bir kimse Allah’ın Resulü (s.a.v.)’e geldi de fakirlikten şikayet etti. Bunun üzerine Allah’ın Reulü (s.a.v.): Evine girdiğin zaman orada bir kimse varsa ona selam ver. Bir kimse olmazsa nefsine selam ver de Kul hüvallahü ehad suresini bir kere oku dedi. O kimse Allah’ın Resulü’nün dediğini yaptı.. Âlemlerin rızkını veren Allah Teâla ona bol rızık verdi. O kadar ki o bu rızıktan komşusuna dahi dağıtır oldu.
Namazlarda ihlas suresini okumayı adet edinen ve bunu çok sevdiğini söyleyen kimseye Allah Resulü bu muhabbetin seni cennete koyar buyurdu
Bir ismi tevhid suresi olan bu süre anlamıyla, okunuşu, nuru, bereketiyle sevenlerini cennete taşıyor. Okuyan kimse Allah’ın sevdiği, dostu, velisi olma mertebesine yükseldiği için bir ismi Süretül Velâyedir.
Şirkten koruduğu için bir ismi Suretül Beraedir.
Kullara halis tevhidi zikrettiği için Suretül Müzekkiredir.
Anlam ve faziletlerini yeni öğrendiğim ihlas suresini yıllar önce küçük bir beyaz kağıda yazarak bana okumamı tavsiye eden öğretmenime teşekkür ediyorum. Yıllar sonra anladım ki öğretmenlerimizin bembeyaz kağıtlara yazarak, yazdırarak bize öğrettiği eğitici, öğretici, terbiye edici, ufuk açıcı tohumların, yıllar sonra bizlere ne büyük kazançlar sağladığına şahit olduk. Ne mutlu kafileleri önden yetiştirip salan yol gösteren, yıllar öncesinden hayatlarına beyaz sayfalar ile nakışlar işleyen mürebbilere ...
(Hadis–i Şerif’ler Hak Dini Kur’an Dili Çelik–Şura yy ve Esbab–i Nüzûl H. T.Emiroğlu tefsirlerinden alınmıştır.)
www.yenimesaj.com.tr
“De ki : O, Allah birdir. Allah Samed’dir. O, doğmamış ve doğurulmamıştır. Hiçbir şey O’na eş ya da denk değildir. (Samed, hiçbir şeye muhtaç olmayan aksine her şey kendine muhtaç olan demektir.)”
Allah Resulü buyuruyorlar :
“Gökler ve yeryüzü, ihlas suresi üzerine tesis edilmiştir.”
“Bir adam namaz kılmış ve bu sureyi okumuştu. Peygamber (s.a.v) “Bu Rabbini tanımış ârif bir kuldur.” Buyurdu.
İbn–i Merduye sahih bir senedle Abdullah bin Üneys’ten riveyetle der ki: Resulüllah (s.a.v.) göğsüme elini koydu ve bana “söyle” dedi. Ben ne söyleyeceğimi bilemedim. Sonra “Kul hüvallahü ehad” buyurdu. Söyledim. Sonra “De ki sabahın şerrinden Allah’a sığınırım” buyurdu. Söyledim. Sonra İnsanların Rabbi’ne siğinırım” buyurdu, söyledim. “İşte böyle teavvüz et (Allah’a sığın). Sığınanların hiç birisi bunlardan başkasıyla sığınmamıştır” Dedi.
“Her şeyin bir nuru vardır. Kur’an’ın nuru da İhlas Suresi’dir.
Nefsim yedi kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki Kul hüvallahü ehad Kur’an’ın üçte birine denktir.”
“Yedi sema yedi arz Kul hüvallahü ehad üzerine tesis edilmiştir.”
Bir gün Cebrail Hz. Peygamber ile bulunuyordu. Uzaktan Ebu Zer göründü. Cibril: Bu Abu Zer’dir işte geliyor Bunun üzerine Allah’ın Resulü (s.a.v.) Siz onu bilir misiniz? Diye sordu. Cibril: O, bizim yanımızda sizin yanınızdakilerden daha meşhurdur. Cevabını verince Allah’ın Resulü Abu Zer bu fazilete nasıl nail oldu? Diye sordu. Cibril bu soruya da Kendinin küçük olduğu ve Kul hüvallahü ehad suresini çok okuduğu için diye cevab verilmiştir.
Diğer bir rivayette Allah’ın Resulü mescide girdi. Bir kimsenin dua ettiğini ve Ey Allah’ım! Senden istiyorum, Ya Ehad, Ya Samed! Ey Doğmayan ve doğurulmayan, kendisine bir kimse denk olmayan Allah dediğini duydu. Üç defa mağfiret olundun buyurdu.
Sehl bin Sa’dden rivayet ediliyor. Sa’d: Bir kimse Allah’ın Resulü (s.a.v.)’e geldi de fakirlikten şikayet etti. Bunun üzerine Allah’ın Reulü (s.a.v.): Evine girdiğin zaman orada bir kimse varsa ona selam ver. Bir kimse olmazsa nefsine selam ver de Kul hüvallahü ehad suresini bir kere oku dedi. O kimse Allah’ın Resulü’nün dediğini yaptı.. Âlemlerin rızkını veren Allah Teâla ona bol rızık verdi. O kadar ki o bu rızıktan komşusuna dahi dağıtır oldu.
Namazlarda ihlas suresini okumayı adet edinen ve bunu çok sevdiğini söyleyen kimseye Allah Resulü bu muhabbetin seni cennete koyar buyurdu
Bir ismi tevhid suresi olan bu süre anlamıyla, okunuşu, nuru, bereketiyle sevenlerini cennete taşıyor. Okuyan kimse Allah’ın sevdiği, dostu, velisi olma mertebesine yükseldiği için bir ismi Süretül Velâyedir.
Şirkten koruduğu için bir ismi Suretül Beraedir.
Kullara halis tevhidi zikrettiği için Suretül Müzekkiredir.
Anlam ve faziletlerini yeni öğrendiğim ihlas suresini yıllar önce küçük bir beyaz kağıda yazarak bana okumamı tavsiye eden öğretmenime teşekkür ediyorum. Yıllar sonra anladım ki öğretmenlerimizin bembeyaz kağıtlara yazarak, yazdırarak bize öğrettiği eğitici, öğretici, terbiye edici, ufuk açıcı tohumların, yıllar sonra bizlere ne büyük kazançlar sağladığına şahit olduk. Ne mutlu kafileleri önden yetiştirip salan yol gösteren, yıllar öncesinden hayatlarına beyaz sayfalar ile nakışlar işleyen mürebbilere ...
(Hadis–i Şerif’ler Hak Dini Kur’an Dili Çelik–Şura yy ve Esbab–i Nüzûl H. T.Emiroğlu tefsirlerinden alınmıştır.)
www.yenimesaj.com.tr