bu başlığıda bir blog gibi kullanmaya başladım ama
geçen haftasonu çook ççookkk eski 2 arkadaşımla milli park olarak adlandırılan bir yere gittik. benim askerde aldığım bir etki ile sol kulağımda duyma kaybı var. neyse kapı girişinde durduğumuzda giriş ücretini hazırlarken görevli camdan bir şey sordu. ben ne sorduğunu anlamadım , duyamadım. çok kısa bir süre bakıştıktan sonra bana ne söylediğini anlamadan açıkcası çok da önemdemeden EVET dedim. ardından girişteki bariyer kalktı ve el işereti ile giriş yapmamızı soylediğini anladım. ancak giriş ücretini vermemiştik. sağolsun yanımdaki arkadaşlarımda derin sohbetlerinden ne olduğunu anlamamışlar dı. tabi bu durum kafama takıldı.
dönüşte özellikle durdum ve giriş ücreti neden alınmadığını sordum. o da bana arabanın üzerinde polis sticker ' ı var sandım tam da görememiştim o yüzden polis msiniz? şeklinde sordum dedi. ben tabi anlamadığım için EVET cevabı öyle bir denk gelmişki görevli bizi polis sanmış ve ücret almamış. hemen rahmetli dededimin sözleri çaktı kafamda. 4 kere şehit olsan bile yine de kul hakkını ödeyemezsin. günlük hayatımızda kul hakkı bana sıradan gelmeye başladı sanırım. bilerek ya da bilmeyerek kul hakkına girmekten ALLAH muhafaza etsin.
ve herkesimn bildiği kısa bir hikaye:
Ashab'tan Abdurrahman bin Avf, Hazreti Ömer (r.a.) halife iken onu makamında ziyarete gelmişti, selâm verip müsait bir yere oturdu. Hz. Ömer kendisiyle hiç meşgul olmuyor hattâ selâmını bile almıyordu. Hayretle neticeyi beklerken, Hazreti Ömer, işini bitirdikten sonra yanan mumu söndürdü; aynı onun gibi başka bir mum yaktıktan sonra: «Ve aleyküm selâm» deyip selâmını aldı. Ve konuşmaya başladılar.
Abdurrahman bin Avf Hazretleri, Ömer (r.a.) Hazretlerine niçin o mumu söndürüp başkasını yaktıktan sonra kendisiyle meşgul olmaya başladığını sormuştu.
Hazreti Ömer (r.a.):
— Ya Abdurrahman, evvelki mum devletin hazinesinden alınmış mumdu. O yanarken şahsî işlerimle meşgul olsaydım Allah indinde mes'ul olurdum. Sizinle devlet işi konuşmıyacağımız için kendi cebimden almış olduğum mumu yaktım ondan sonra sizinle meşgul olmaya başladım, deyince Abdurrahman bin Avf Hazretlerinin gözleri yaşarmıştı.
Ellerini kaldırarak şöyle dua etti:
— Ya Rabbi! Hattab oğlu Ömer'i bizim başımızdan eksik etme!