Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İçinden geçeni paylaş... (1 Kullanıcı)

melissa26

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,857
Tepki puanı
18
Puanları
36
Yaş
52
Yalnızlık kader mi bana? Sevdiklerim uzak daima??
Dayan gönlüm dayan sabıra dayan...Sadece yüreğimde ...
Ne dersin Mevlana? Toprağa atılan tohum bitermiş
sevdiğimi bile söyleyemem yasak bana (Hak katında değil)
bir sevgimi söyledim düşmanlık ettiler, sevdiklerimi diyemem, kem gözlere yem edemem
 

VaVeyla

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
11,102
Tepki puanı
23
Puanları
38
Konum
Mevlana diyarı
fenerbahhhççeeeeemmmmmmmmmmmmmm :) :)

veee alexin ellerinde kupaa :) helall be siizee :)

551652_10150892437484236_366569749235_9510524_1581928491_n.jpg
 

sahaff

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Kas 2009
Mesajlar
276
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
''Eğer dikkatli olmazsanız, GAZETELER sizin mazlumdan nefret etmenizi, zalimleri ise sevmenizi sağlar''

Malcolm X
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
35
Konum
.........
Şişşşt, n’aber. Tanıdın mı beni? Benim ben, içindeki çocuk. Tanıştığımıza memnun oldum. Azcık bana kulak verirsen, seni de memnun edebilirim.
Beni her gün biraz daha fazla ihmal ettiğinin farkındasın sanırım. Çok üzüyor bu beni. Sanki ben hiç yokmuşum gibi işe gidiyorsun, yemek yiyorsun, arkadaşlarınla buluşuyorsun… Beni, içindeki çocuğu ancak canın sıkıldığında, depresyona girdiğinde ya da evde hasta yattığında hatırlıyorsun. Peki, beni gerçekten önemsiyor musun? Ne istediğim umurunda mı?
Önce annen ve baban beni parça parça unuttu, sonra da sen onların bıraktığı kısımlarımı unuttun. Ama hatırlaman gerek.
Dur sana kendimi biraz daha yakından tanıtayım. Ben senin hayallerinim, rüyalarınım, düşlerinim… Ben, parka gitmekten acayip zevk alan, dondurma diye tutturan, oyun oynamadan duramayan sen’im. Aynı zamanda sevildiğini hep bilmek, hep hissetmek isteyenim. Elimin tutulması, başımın okşanması en büyük besinim. Tabi bi de elma şekerim…
Yetişkin olman, kocaman dertlerle boğuşman, devasa holdingleri yönetmen hiç mi hiç umurumda değil. Bunlar neden beni unutmana bahane olsun? Yetişkinler neden bir çocuk gibi zevk alamasın yaşamaktan? Büyümek, niçin içerdeki çocuğun çenesini kapaması demek olsun?
İnan bana, büyüklerin dünyası, yaşamak için hiç de kolay bir yer değil. Hoşlanmadığın insanlarla yemek yerken karnımı nasıl da tıka basa doldurduğunda ne hissediyorum dersin? Hazım güçlüğü çekmen ve kilo alman bana verdiğin bu sıkıntıdan olmasın sakın!
Problemlerinin kaynağı hakkında bir fikrin var mı? İyi arkadaşlara ihtiyacın var. Övgülere ihtiyacın var. Beğenilmeye ihtiyacın var. Kabul! Ama benimle dost olabilirsen, başkalarından beklediğin olumlamalara çok daha az gereksinim duyacağını biliyor musun?
Duygularına, sezgilerine, içinden sana seslenen minik uyarılara kulak verdiğinde beni yatıştırmak ve doyurmak için dışarıdan bir şey bulup getirmene gerek kalmayacak. Kendine daha nazik davrandığında, dışarıdakilere nazik davranmak bu kadar güç gelmeyecek sana.
Daha iyi bir hayat için çalıştığını biliyorum. Bunun için benimle daha fazla vakit geçirmelisin. Bazı terapiler deniyorsun, seni benim farklı parçalarımla tanıştırıyorlar. Fakat ben, bütünümü bilmeni, beni her şeyimle fark etmeni istiyorum. Yeterince uzun süredir bekliyorum seni. Bir gecede değişmeni isteyecek değilim. Sabrederim.
Bir çocuk dünyaya getirecek olsan onun için nasıl da deli divane olursun, değil mi? Üşümesin, üzülmesin, aç kalmasın, hastalanmasın diye kendinden vazgeçersin. İşte ben de senin çocuğunum. Tek fark, ben senden doğmadım, sen benden doğdun… Yani aslında senden büyüğüm, senden akıllım, senden tecrübeliyim. Bilgeliğime ulaşmak için önce beni fark etmeli, beni bilmelisin.
Saklambacı severim ama bu sefer senden saklanmıyorum. Hadi bul beni, tut elimi!

Yaşlandığımız için oyun oynamaktan vazgeçmiyoruz; oyundan vazgeçtiğimiz için yaşlanıyoruz. (George Bernard Shaw)
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,683
Tepki puanı
1,084
Puanları
113
Yaş
67
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
Gidip, küçük bir caminin iki vakit arasındaki tenhalığına bağdaş kurduğumuzda, artık dünyanın orta yeri biz oluruz...
Gidip, küçük bir caminin iki vakit arasındaki tenhalığına bağdaş kurduğumuzda, bizden başka kıskanılacak kimse yoktur.''

İman su gibidir...
Su olmazsa yürek çöle döner...
Çölde susuz kalmış kişiye su nasıl sevgili olursa, ALLAH kendi sevgisini bize ondan daha sevimli kılsın..
İnsan için en büyük Gurbet RABB'ine Uzak kalmasıdır. . .
Ey kalplerimizi evirip çeviren ALLAH'ım...
Kalbimizi dinin İslam, kitabın Kuran, peygamberin Hz. Muhammed üzerine sabit kıl. . .
Huzur-î Mâhşer'de amel defterlerimiz ayan beyan görüldüğü zaman, o günde yüzümüzü ak eyle ya Rabb..
TEVHİD' de birleşmek gerekirken nedir bu alıp veremediğimiz.
Vahiyle bildirilen bu TEVHİD dininin güzelliklerinden neden istifa etmiyoruz.
Zamanlarımızı birbirimizi kınamakla geçiriyoruz.
Niçin perdeleri aralamıyoruz.
Niçin O' na yönelmiyor O'ndan istemiyoruz.
Yarın ne olacak biliyormuyuz?
RAB' bim bütün bu olan yanlışlardan beriyim.
Müslümanları sevmek zorundayız mezheb meşrep ırk ayırımı yapmadan.
Eşhedü en la ilahe illALLAH ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Resuluhu.
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,683
Tepki puanı
1,084
Puanları
113
Yaş
67
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
Ruhum bana vaaz etti

Ruhum bana vaaz etti

Ruhum bana vaaz etti

Ruhum bana vaaz etti ve kendine küfredene dostluk gösteren ama halkın nefret ettiği insanı sevmeyi öğretti. Ruhum bana Sevgi‘nin sadece sevende değil, sevilende de kendisiyle gururlandığını gösterdi...

Ruhum bana vaaz etmeden önce Sevgi yüreğimde iki çivi arasına gerilmiş ince bir ipti. Ama şimdi başı sonu, sonu da başı olan bir hale oldu. Bu hale bütün varlıkları çevreler ve bundan sonra var olacakları da kucaklamak üzere yavaş yavaş genişler...

Ruhum bana öğüt verdi ve cildin, biçimin ve rengin altında gizli olan güzelliği görmeyi öğretti. Gerçek çekicilikleri ve hoşlukları görünene kadar çirkin denen insanlar hakkında uzun uzun düşünmem için beni eğitti. Ruhumun öğüdüne kadar Güzelliği iki sis kolonu arasında titreyen bir meşale gibi görürdüm. Şimdi sis kayboldu, alevlerden başka bir şey görmüyorum...

Ruhum bana vaaz etti ve dilin, gırtlağın ve dudakların çıkaramayacağı sesleri
dinlemeyi öğretti. Ruhum bana vaazedene kadar gürültü ve feryattan başka bir şey duymazdım. Ama şimdi Sessizliği daha kolay duyuyor, Görünmeyen‘in sırlarını haykıran çağların ilahilerini ve gökkubbenin şarkılarını dinliyorum...

Ruhum bana vaaz etti ve sıkılmamış, hiçbir elin ve dudağın dokunamayacağı kadehlere hiçbir zaman doldurulamayacak şarabı içmeyi öğretti. Ruhum bana vaazedene kadar susuzluğum bir yudum suyun söndürdüğü küller altında
gizlenmiş belirsiz bir kıvılcım gibiydi. Ama şimdi arzum kadehim, duygularım şarabım, yalnızlığım sarhoşluğum oldu ; artık bu dindirilemeyen susuzluğumda sonsuz sevincimi yaşıyorum...

Ruhum bana vaaz etti ve insan biçimine girmemiş olana dokunmayı öğretti ; dokunduğumuz her şeyin arzumuzun parçası olduğunu gösterdi. Ama şimdi parmaklarım, evrendeki Görünmeyen'le birleşen şeye karışan sise dönüştü...

Ruhum beni mersinden ya da tütsüden yayılmayan kokuyu solumam için eğitti.
Ruhum bana vaaz edene kadar bahçelerdeki, şişelerdeki ya da buhurdanlıklardaki kokulara ihtiyacım vardı. Ama şimdi adaklar ya da kurbanlar için yakılmamış olan tütsülerin de kokusunu alabiliyorum. Ve yüreğime boşluğun neşeli esintileriyle hiçbir zaman sürüklenmeyecek kokuları dolduruyorum.

Ruhum bana vaaz etti ve görünmezlik ya da tehlike çağırdığında, "hazırım" diyebilmeyi öğretti. Ruhum bana vaazedene kadar tanıdıklarım dışında
haykıranların sesine ses vermezdim ve kolay ve düz yollar dışındakilerde yürümezdim. Şimdi, Görünmezlik, Görünmezliğe ulaşmak için koşturabileceğim bir at oldu; düzlükler doruğa tırmanacağım merdivene dönüştü.

Ruhum benimle konuştu ve dedi ki, "Zaman‘ı, ‘dün vardı, yarın da olacak' diyerek ölçme" Ve ruhum benimle konuşana kadar Geçmiş‘i hiçbir zaman tekrarlanmayacak,
Geleceği de asla ulaşılamayacak bir çağ olarak hayal ederdim. Şimdi şu anın bütün anları kapsadığını ve içinde umut edilebilecek, yapılabilecek ve anlaşılabilecek her şeyin bulunduğunu anlıyorum.

Ruhum bana vaaz edip boşluğu, "burası, orası ve şurası" diye sınırlamamam için beni uyardı. Ruhum bana vaaz edene kadar yürüdüğüm yerin boşluğun diğer yerlerinden uzak olduğuna inanırdım. Şimdi bulunduğum yerin her yeri içerdiğini ve yürüdüğüm mesafenin bütün mesafeleri kapsadığını anlıyorum.

Ruhum beni eğitti ve başkaları uyurken uyanık kalmamı öğütledi. Ve başkaları çalışırken uykuya teslim olmamı. Ruhum bana vaaz edene kadar uykumda ne onların düşlerini görürdüm, ne de onlar benim hayallerimi düşlerdi. Şimdi onlar beni seyretmezken asla düş gemimle açılmıyorum, onlar da ben özgürlüklerine katılmadıkça hayallerinde göklere yükselmiyorlar.

Ruhum bana vaaz etti ve dedi ki, "Övgülerle kibirlenme, ayıplamalarla sıkıntıya düşme." Ruhumun öğütlerine kadar işlerimin değerinden kuşku duyardım. Şimdi ağaçların ilkbaharda çiçeklenmesi ve yazın meyve vermesi için övgülere gerek olmadığını biliyorum ; ve ayıplanmaktan korkmadan güzün yapraklarını döküp kışın çıplak kaldıklarını.

Ruhum bana vaaz etti ve ne cücelerden daha büyük ne de devlerden daha küçük olduğumu gösterdi. Ruhum bana vaaz edene kadar insanlığı iki kişi olarak görürdüm ; biri acıdığım güçsüz, diğeri izlediğim ya da direndiğim güçlü. Ama şimdi her ikisi de olduğumu ve ikisinin aynı maddeden yapıldığını biliyorum. Kaynağım, onların kaynağı; bilincim, onların bilinci; kavgam, onların kavgası.

Onlar günahkarsa, ben de günahkarım. Onlar iyiyse bundan ben gurur duyarım.
Yükselirlerse onlarla yükselirim. Hareketsiz kalırlarsa tembelliklerinden utanırım.

Ruhum benimle konuştu ve dedi ki, "Taşıdığın fener senin değildir, söylediğin şarkı senin yüreğinde bestelenmedi, ışığı taşısan bile ışık olamazsın, gitarın tellerini titreterek gitar çalamazsın."

Ruhum bana vaaz etti kardeşim ve çok şey öğretti. Çünkü sen ve ben BİRiz, benim içimdekileri hemen ortaya dökmem ve senin içindekini bir sır gibi gizlemen dışında, aramızda bir fark yok. Ama senin sır saklaman da bir çeşit erdemdir.
 

VaVeyla

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
11,102
Tepki puanı
23
Puanları
38
Konum
Mevlana diyarı
leyla1 ablamızın kız kardeşi gül kaza yapmış dualarınızı bekliyor
kardeşinin şifa bulması ve içinde bulundukları sıkıntılardan kurtulmaları için dualarınızı esirgemeyin
 

hanife deniz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Tem 2007
Mesajlar
4,279
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
59
Konum
Bursa
İçin mi daralıyor? O biliyor. Ya Fettah! De.. Gönlün mü kırık? O'na dayan. Ya Cebbar! De.. Günahların mı var? O'na yönel. Ya Tevvab, Ya Gaffar, Ya Afüvv! De.. Kimse seni anlamıyor değil mi? O seni bekliyor. Ya Semi, Ya Mucib! De.. Ve seni yaratan RABBİNE Ya Vedud! seni seviyorum! De

Not: Alıntıdır
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt