tamam işte eşit alalaa bende sırf eşitleşelim diye anlattım
bencede iyi yaptın kuzu arşivleyeceğim bunlarııı Ne zaman hüzünlensem donüp dönüp bakacağım
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark
İçinden geçeni paylaş... (1 Kullanıcı)
- Konuyu başlatan _YUSUF_
- Başlangıç tarihi
bencede iyi yaptın kuzu arşivleyeceğim bunlarııı Ne zaman hüzünlensem donüp dönüp bakacağım
Ne zaman hüzünlensem donüp dönüp bakacağım
zaten dünden beri hatırlayıp gülüyom sil at onu bende silem
zaten dünden beri hatırlayıp gülüyom sil at onu bende silem
nihahahah
hep sen mi kötü gülüşü atacaksın nasıl silebilirim ki kuzu onu artık hayatımın büyük bir parçası bakıp bakıp eller ahh o eller diyorum
nihahahah
bakıp bakıp eller ahh o eller diyorum
sus kuzum ya suss sesime annem gelmiş neye gülüyon diye
hatırlatıp bide kadını güldürmeyek ahh ki ne ahh bide göreydin tam olacaktı
sus kuzum ya suss sesime annem gelmiş neye gülüyon diye
ahh ki ne ahh bide göreydin tam olacaktı
dur ben anneni arayıp hatırlatayım kuzu bi gülümsemeyi annene çook mu görüyorsun şimdi ayıııp ya O anı ziyadesiyle yaşıyorum kuzu şuan iki saniyede bir bakıyorum alışkanlık oldu
iyice beynime kazıyacağım görsem artık yaşıyor olur muydum ki
kalp mi dayanır buna
O anı ziyadesiyle yaşıyorum kuzu şuan iki saniyede bir bakıyorum alışkanlık oldu
görsem artık yaşıyor olur muydum ki
dayanmaz bilirim
o an bidaha yaşanmaz tarihi an
dayanmaz bilirim
Tarih yazdın kuzu daha ne diyeyim Antidepresan olarak kullanacağım bundan sonra
İki saniye sonrasına garantimiz olmayan bir hayatımız için
fırıldak olmaya gerek yok..!
[Muhsin Yazıcıoğlu]
fırıldak olmaya gerek yok..!
[Muhsin Yazıcıoğlu]
ben bu sitedeki kardeslerimi islami bilgileri paylastiklari için cok seviyorum...
Pek gülümseyecek halimiz kalmadı ama yinede şükür bu günümüze diyelim
Pek gülümseyecek halimiz kalmadı ama yinede şükür bu günümüze diyelim
GÜLÜMSE ÇÜNKÜ:
*Bir gülümseme; sevginin ve insan olmanın anahtarıdır.
*Bir gülümseme; iç dünyamızın güzelliklerini, dışa yansıtır.
*Bir gülümseme; bir külfeti yok eder, fakat çok şey kazandırır.
*Bir gülümseme; evde saadet, iş yerinde muvaffakiyettir.
*Bir gülümseme; başkalarına ikramda bulunmak demektir.
*Bir gülümseme; vereni fakirleştirmeden, alanı zenginleştirir.
*Bir gülümseme; bir an sürer, bazan ise ebediyen yaşar.
*Bir gülümseme; yorgun olan insanı dinlendirir.
*Bir gülümseme; ümitsiz olana neşe ve hayat bahşeder.
*Bir gülümseme; karanlık bir çehreyi aydınlatabilir.
*Bir gülümseme; satın alınmaz, rica ile elde edilemez.
*Bir gülümseme; ödünç verilmez, çalmak da mümkün değildir.
*Bir gülümseme; kendiliğinden verilmedikçe, işe yaramaz.
*Bir gülümseme; ona ihtiyacı olanlara ilaç gibi gelir.
*Bir gülümseme; sevgi köprülerini sağlamlaştırır.
*Bir gülümseme; bazan bir hayat kurtarır.
*Bir gülümseme; bazan gülümseyemeyeni gülümsetir.
*Bir gülümseme; sadaka yerine geçer, sevap kazandırır.
*Bir gülümseme; gülümsemeye ihtiyacı olana bol bol verin.
*Bir gülümsemeye; gülümseyemeyenlerin, ihtiyacı olduğunu unutmayın !
*Bir gülümseme için hiç kimse, ona ihtiyaç duymadan yaşayacak kadar zengin ve kuvvetli değildir.
Tebessüm Sadakadır
Tamam canım bakGÜLÜMSE ÇÜNKÜ:
*Bir gülümseme; sevginin ve insan olmanın anahtarıdır.
*Bir gülümseme; iç dünyamızın güzelliklerini, dışa yansıtır.
*Bir gülümseme; bir külfeti yok eder, fakat çok şey kazandırır.
*Bir gülümseme; evde saadet, iş yerinde muvaffakiyettir.
*Bir gülümseme; başkalarına ikramda bulunmak demektir.
*Bir gülümseme; vereni fakirleştirmeden, alanı zenginleştirir.
*Bir gülümseme; bir an sürer, bazan ise ebediyen yaşar.
*Bir gülümseme; yorgun olan insanı dinlendirir.
*Bir gülümseme; ümitsiz olana neşe ve hayat bahşeder.
*Bir gülümseme; karanlık bir çehreyi aydınlatabilir.
*Bir gülümseme; satın alınmaz, rica ile elde edilemez.
*Bir gülümseme; ödünç verilmez, çalmak da mümkün değildir.
*Bir gülümseme; kendiliğinden verilmedikçe, işe yaramaz.
*Bir gülümseme; ona ihtiyacı olanlara ilaç gibi gelir.
*Bir gülümseme; sevgi köprülerini sağlamlaştırır.
*Bir gülümseme; bazan bir hayat kurtarır.
*Bir gülümseme; bazan gülümseyemeyeni gülümsetir.
*Bir gülümseme; sadaka yerine geçer, sevap kazandırır.
*Bir gülümseme; gülümsemeye ihtiyacı olana bol bol verin.
*Bir gülümsemeye; gülümseyemeyenlerin, ihtiyacı olduğunu unutmayın !
*Bir gülümseme için hiç kimse, ona ihtiyaç duymadan yaşayacak kadar zengin ve kuvvetli değildir.
Tebessüm Sadakadır
yeter mi? 
İstanbul'dan Adana'ya gidecek uçakta yolcular arasında küfürleşmeden dolayı çıkan kavgada 4 kişi yaralandı. Kavgada kaşı ısırılarak yaralanan bir yolcu hastaneye kaldırılırken, kavga çıkaran 2 kardeş emniyete götürüldü.
Atatürk Havalimanı'ndan İstanbul-Adana seferini gerçekleştirecek Onur Air uçağı, 180 yolcusunu aldıktan sonra kalkış yapmak üzere sırasını beklemeye başladı. İddiaya göre, yolcular uçakta yaklaşık 1 saat bekledi. Görevlilerin uçağın sırasını beklediğini söylemesine rağmen yolculardan Orhan R. ve Tuğran R. küfür etti.
180 kişilik bir uçakta sadece iki kişinin bu soruna neden olması dikkat çekicidir. Özellikle ülkemizde gecikmeler sanki kasıtlı yapılıyor gibidir. Bu durumu hiç birimiz kabullenemesek de, öfkelensek de alışmışızdır. Ülkemizde insanların işlerinin hakkını vererek yapması için çok fazla yazı yazılabilir, eleştiriler yapılabilir. Alınan maaşın hak edilmesi de ayrı bir tartışma.
Ülkemizde gecikmeler, genelde birilerinin işini iyi yapmamasından kaynaklanır. O işin başındaki insanın psikolojik sorunları olduğu kesindir, çünkü işini severek yapmıyordur. Ülkemizdeki en temel sorun, neredeyse hiç kimsenin işini severek yapmıyor olması. Sadece para kazanmak için çalışan insanlar işlerini kesinlikle doğru yapmıyorlar. Oysa ki o işi doğru yapmayarak tüm toplumu etkileyecek bir döngüyü başlatmış oluyor, haberdar değil.
Aynı zamanda insanların çalışma arkadaşlarıyla, yöneticileriyle de sorunları var; çünkü onlar da işlerini sevmiyorlar. Sadece iş odaklı bir yönetici, diğer çalışanları egosuyla ezmez, insanları demotive etmez. Çünkü motivasyon işlerin yürümesi için önemlidir. Sevmediği işte çalışarak kendini başarısız sayan yönetici, kırık egosunu alttakileri ezerek tamir etmeye çalışır.
Bir de ailevi sorunları eklediğimizde, çalışanların gerginlikleri ve tüm süreçleri işlerine yansıtması anlaşılabilir görünüyor. Ancak onların sorunları, işleri aksatıyor olmalarını haklı çıkarmaz.
Tüm bunun dışında, herkes uçağın hareket etmesini beklerken, olay çıkaran kişiler de ayrı bir vaka. Bu iki kişi muhtemelen haklarının gasp edilmiş olduğunun farkındaydı; diğer 178 yolcu gibi. Öfke, baş edilemeyen bir sorun karşısında ortaya çıkar. Kimse uçağı o an kaldıramadığına, bir saat boyunca uçuşa geçilemediğine göre herkesin öfkelenmesi normaldir.
Öfkeyi bastırmak, insanların zamanla kendilerini suçlamasına, pişmanlıklara, özgüven kaybına neden olabiliyor. O nedenle öfke bir şekilde ifade edilmelidir; hatta bu haliyle her iki taraf için de yapıcıdır. Ancak fiziksel şiddet, hiçbir zaman sorunu çözmüyor. Bağırıp çağırmak da işe yaramıyor. Öfke kontrolü, öfkeyi örtbas etmek değildir; sadece onu yapıcı bir dille ifade etmektir.
Artık sosyal medya var örneğin. İnsanların olur olmaz düşünceleri, boş lafları paylaştığı bu mecra artık hak aranan bir mecraya da dönüşmüş durumda. Hem de sesinizi çok fazla insana ulaştırmış oluyorsunuz; öyle ki yaşadığınız sorunu çözebilecek yetkililer dahi sizden doğrudan haberdar oluyor.
Her şeyden önce bu iki insanın uçağın neden kalkmadığını doğru düzgün bir şekilde anlamaları gerekiyordu. Çok önemli bir aksaklık yaşanıyorsa, nasıl hareket edilsin. Haklı olduğumuz zamanlarda beklentilerimiz karşılanmıyorsa öfkeleniyoruz; ne var ki çoğu zaman çözülemeyen problemler de oluyor.
Eğer başa dönecek olursak, elimizdeki bilgi, “bu ülkede kimse işini doğru yapmıyor” şeklinde olduğundan, çok çabuk öfkeleniyoruz. Oysa ki öfkeyi doğru ifade etmemek, hakkını şiddete başvurarak aramak, işini doğru yapmayanlarla aynı kefeye koyar bizi.
İstediği oyuncak alınmayınca annesinin en sevdiği vazoyu kıran bir çocuk gibi davranmak… Sanırım işini sevmeden yapanlar kadar, bu insanlardan da çok var ülkemizde.
Atatürk Havalimanı'ndan İstanbul-Adana seferini gerçekleştirecek Onur Air uçağı, 180 yolcusunu aldıktan sonra kalkış yapmak üzere sırasını beklemeye başladı. İddiaya göre, yolcular uçakta yaklaşık 1 saat bekledi. Görevlilerin uçağın sırasını beklediğini söylemesine rağmen yolculardan Orhan R. ve Tuğran R. küfür etti.
180 kişilik bir uçakta sadece iki kişinin bu soruna neden olması dikkat çekicidir. Özellikle ülkemizde gecikmeler sanki kasıtlı yapılıyor gibidir. Bu durumu hiç birimiz kabullenemesek de, öfkelensek de alışmışızdır. Ülkemizde insanların işlerinin hakkını vererek yapması için çok fazla yazı yazılabilir, eleştiriler yapılabilir. Alınan maaşın hak edilmesi de ayrı bir tartışma.
Ülkemizde gecikmeler, genelde birilerinin işini iyi yapmamasından kaynaklanır. O işin başındaki insanın psikolojik sorunları olduğu kesindir, çünkü işini severek yapmıyordur. Ülkemizdeki en temel sorun, neredeyse hiç kimsenin işini severek yapmıyor olması. Sadece para kazanmak için çalışan insanlar işlerini kesinlikle doğru yapmıyorlar. Oysa ki o işi doğru yapmayarak tüm toplumu etkileyecek bir döngüyü başlatmış oluyor, haberdar değil.
Aynı zamanda insanların çalışma arkadaşlarıyla, yöneticileriyle de sorunları var; çünkü onlar da işlerini sevmiyorlar. Sadece iş odaklı bir yönetici, diğer çalışanları egosuyla ezmez, insanları demotive etmez. Çünkü motivasyon işlerin yürümesi için önemlidir. Sevmediği işte çalışarak kendini başarısız sayan yönetici, kırık egosunu alttakileri ezerek tamir etmeye çalışır.
Bir de ailevi sorunları eklediğimizde, çalışanların gerginlikleri ve tüm süreçleri işlerine yansıtması anlaşılabilir görünüyor. Ancak onların sorunları, işleri aksatıyor olmalarını haklı çıkarmaz.
Tüm bunun dışında, herkes uçağın hareket etmesini beklerken, olay çıkaran kişiler de ayrı bir vaka. Bu iki kişi muhtemelen haklarının gasp edilmiş olduğunun farkındaydı; diğer 178 yolcu gibi. Öfke, baş edilemeyen bir sorun karşısında ortaya çıkar. Kimse uçağı o an kaldıramadığına, bir saat boyunca uçuşa geçilemediğine göre herkesin öfkelenmesi normaldir.
Öfkeyi bastırmak, insanların zamanla kendilerini suçlamasına, pişmanlıklara, özgüven kaybına neden olabiliyor. O nedenle öfke bir şekilde ifade edilmelidir; hatta bu haliyle her iki taraf için de yapıcıdır. Ancak fiziksel şiddet, hiçbir zaman sorunu çözmüyor. Bağırıp çağırmak da işe yaramıyor. Öfke kontrolü, öfkeyi örtbas etmek değildir; sadece onu yapıcı bir dille ifade etmektir.
Artık sosyal medya var örneğin. İnsanların olur olmaz düşünceleri, boş lafları paylaştığı bu mecra artık hak aranan bir mecraya da dönüşmüş durumda. Hem de sesinizi çok fazla insana ulaştırmış oluyorsunuz; öyle ki yaşadığınız sorunu çözebilecek yetkililer dahi sizden doğrudan haberdar oluyor.
Her şeyden önce bu iki insanın uçağın neden kalkmadığını doğru düzgün bir şekilde anlamaları gerekiyordu. Çok önemli bir aksaklık yaşanıyorsa, nasıl hareket edilsin. Haklı olduğumuz zamanlarda beklentilerimiz karşılanmıyorsa öfkeleniyoruz; ne var ki çoğu zaman çözülemeyen problemler de oluyor.
Eğer başa dönecek olursak, elimizdeki bilgi, “bu ülkede kimse işini doğru yapmıyor” şeklinde olduğundan, çok çabuk öfkeleniyoruz. Oysa ki öfkeyi doğru ifade etmemek, hakkını şiddete başvurarak aramak, işini doğru yapmayanlarla aynı kefeye koyar bizi.
İstediği oyuncak alınmayınca annesinin en sevdiği vazoyu kıran bir çocuk gibi davranmak… Sanırım işini sevmeden yapanlar kadar, bu insanlardan da çok var ülkemizde.
ne mutlu ki bana 3,5 senedir bu güzel ailedeyim
Allah nefsimizi neslimizi hidayet eyle Allah'ım bilerek ve idrak edenlerden olmak dini görevlerimizi tam itikatiyle yapmak nasip et Rabbim.
Allah'ım bizleri affet mağfiret et tövbemizi kabul et Rabbim.Amin
HAYIRLI GÜNLER DİLİYORUM.
Allah'ım bizleri affet mağfiret et tövbemizi kabul et Rabbim.Amin
HAYIRLI GÜNLER DİLİYORUM.