Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İçinden geçeni paylaş... (1 Kullanıcı)

kardelele

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ocak 2009
Mesajlar
15,425
Tepki puanı
28
Puanları
0
Yaş
56
Konum
istanbul
gözyaşı nehrinde Estağfirullah yelkenli,tevbe sandalında seyahat ne güzel ........

HAYIRLI SABAHLAR DİLİYORUM.
ALLAHA EMANET OLUN.
SELAMETLE KALIN.
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
35
Konum
.........
Yıllardır herkes tarafından çok sık kullanıldığını duymuşsunuzdur; “Onun özgüven eksikliği var” veya “Özgüveni çok fazla” Peki, nedir bu özgüven? Nasıl oluşur? Nasıl eksilir veya nasıl artar? Özgüven; kendimiz ve yeteneklerimiz hakkında pozitif ve gerçekçi bir anlayışa sahip olduğumuz anlamına gelir. Kendimize yönelik geliştirdiğimiz iyi duygular/düşünceler sonucu, kendimizi iyi hissetmemiz demektir. Diğer bir deyişle, kendimiz olmaktan memnun olmamız ve bunun getirisi olarak da kendimiz ve çevremizle barışık olmamız... En kısa haliyle ise; sevebilir, sevilebilir, başarabilir olma duygusu ve inancıdır diyebiliriz. Özgüven, kişinin hayatıyla ilgili aldığı kararları gerçekleştirebilmesi için kişiye cesaret veren bir güçtür. Bu güç sayesinde kişinin kendine yönelik olumlu yargıları artar, olayları ve kendini kontrol edebileceğine inanır, kendini sever ve olduğu gibi kabul eder, yeterli olduğunu düşünür ve değerini bilir, kendisiyle barışık olur, başarısızlıklarını kabul eder ve kendisini tanır…

Özgüvenin Temel Bileşeni

Özgüvenin ana bileşeni olan güven duygusunun temeli, daha anne karnındayken başlar. Bebek doğduğu zaman kendini savunmasız ve şaşkın hisseder. Daha sonra annesine verildiğinde, annesinin göğsüne gelip kalp atış sesini duyduğunda kendini tekrar güvende hisseder. Bu andan sonra anne, bebek için en güvenilir varlık olmaktadır. Hem açlığını karşılar, hem ona sınırsız sevgi verir. Ayrıca bebeklerin belli bir döneme kadar görme mesafeleri çok kısadır. Anne bebeği emzirirken, bebeğin görebildiği tek şey annesinin gözleridir. Oradan aldığı sıcak ve sevgi dolu bakış, yumuşak ses tonuyla bebeğiyle konuşma, bebek için özgüven oluşumunun temelidir denebilir. Çocuk gelişiminin ilk halkasını özgüven oluşturur. Bu halkanın kalitesi, diğer halkaların da sağlamlılığını sağlar. Eğer ilk halka zayıf ise, kırılmaya başlar ve karşımıza anne-baba bağımlılığı, yetersizlik, suçluluk duyguları ve kendiyle barışık olmama gibi özelliklerin gözlemlendiği özgüven eksikliği çıkar. Yapılan araştırmalarda özellikle aşırı koruyucu annelerin/ebeveynlerin çocuklarında özgüven eksikliğine rastlanmaktadır. Aşırı koruyucu ebeveynlerin özellikleri şöyledir:

- Çocuklarına bağımsız hareket etme olanağı sunmazlar.

- Çocuklarını olumsuz yönleriyle görürler.

- Çevreyi tehdit olarak algılarlar.

- Kendilerine ve çocuklarına güvenleri yoktur.

- Çok endişelidirler.

Genellikle bu ailelerin endişe düzeyleri çok yüksek olur. “Düşerse, üşürse, dökerse, yapamazsa, üzülürse…” gibi sonu gelmeyen endişeleri sonucunda, yaşı büyümüş olsa dahi çocuğuna yemek yediren, bizzat giydiren, lisede bile okula götüren, onu “tüm kötülüklerden” koruyan bir halde bulurlar kendilerini. Bu durum hem çocukları hem de kendileri için nefes alamayacakları bir kaosa dönüşür. Tüm bunların bir anda çekilmesi durumunda ise çocuk/yetişkin sudan çıkmış balığa döner. Hiçbir şeyin üstesinden gelemeyen, pasif ve bağımsız bir birey olur. Sosyal olarak içe çekilir, yaratıcılığını kullanamaz. Hal böyle olunca anne/ebeveyn tekrardan çocuğu bütünüyle sarmalar, çocuk yine pasif ve yetersizleşir ve bu döngü de böyle gider.

Özgüven Türleri

Özgüven yalnızca okul/iş yaşamında değil, sosyal yaşamda da çok önemlidir. Araştırmacılara göre birbirini tamamlayan iki özgüvenden bahsedilebilir;

İç Özgüven: Kendimizden memnun ve yaptıklarımız/yapamadıklarımızla barışık olduğumuza dair inanç ve duygularımızı ifade eder. Kendini sevme, kendini tanıma, kendine açık hedefler koyma, pozitif düşünme, başarısızlıklarından ders çıkartma özellikleri görülür.

Dış Özgüven: Dışarıya bu hislerle ilgili verdiğimiz görüntüyü ifade eder. İletişim, kendini ifade etme, duygularını kontrol etme özellikleri görülür.

Peki, özgüven eksikliği nasıl gelişir? Özgüven eksikliğinin temelinde yatan aşağılık, umutsuzluk gibi duygular, genellikle evde, okulda veya işte yaşadığımız olumsuz yaşam deneyimleri sonucunda ortaya çıkar. Özgüveni yetersiz kişiler yaşadıkları bu olumsuz deneyimleri sebebiyle kendilerine güvenmedikleri için sorumluluk almaktan çekinirler, yapamayacaklarını düşündükleri için kendilerine verilen görevlerden çeşitli bahanelerle kaçmaya çalışırlar, eğer yapmak zorunda kalırlarsa da bu süreci çok kaygılı ve gergin yaşarlar. Özgüven eksikliğindeki en önemli şeylerden biri de hatalı düşünce yapısıdır. Örnek: “Olmuşken en iyisi olsun; yenilmek ölmekten beterdir; ben kötüyüm/başarısızım/yetersizim; her şey kusursuz olmalı; oldu bir kere artık düzelmez vs…” Görüldüğü gibi özgüven eksikliği, yaşadıklarımızdan ötürü kendimize ilişkin algımızdaki olumsuz döngüden kaynaklanır. Çocukken yerleşen özgüven eksikliği, ileriki zamanlarda yine kendimiz tarafından dışarıya yansıtılır. Neyi hissedersek dışarıya bunu ayna gibi yansıtırız. Kendimizde hissettiğimiz bu eksikliği yansıtınca, bu karşıdan anlaşılıyor ve döngü devam ediyor.



Özgüven Eksikliğinin Sinyalleri

- Kişi kendi başına bir karar alamaz, aile/arkadaşlarına sorar ve onay ihtiyacı hisseder.

- Hata yapmaktan korktuğu için hiçbir şey yapmamayı tercih eder.

- İçe kapanık, sessizdir ve iletişimden kaçınır.

- Öz bakım ile ilgili sorumluluklarında zorluk çeker.

- Endişeli yapısı ve yoğun endişelerinden ötürü korku sorunları vardır.

- Bireysel kimliği ve otonomisi sağlıklı gelişemediği için hakkını koruyamaz ve kendini savunamaz.

- Ebeveynlerinden hem çocukluk hem de yetişkinlik döneminde çekinir, korkar.

- Davranışları tutuktur, durumlara orantısız tepkiler verebilir.

- Sıklıkla eleştiriye uğrar.



Yetişkinler İçin Özgüveni Arttırma Yolları

- Kendiniz hakkında olumlu düşünün. İleriye yönelik olumsuz falcılıktan kaçının.

- Hedeflerinizi gerçekçi olan beklentiler üzerinden koyun. Onlara ulaştıkça gitgide hedeflerinizi arttırın. Kolay hedefleri küçümsemeyin, basitliğe önem verin.

- Bir şey başarınca üstünü örtmeyin, kendinizle gurur duyun ve kendinizi ödüllendirin. Bunun bir tesadüf/şans olmadığından emin olun!

- Kötü bir şey olduğunda yalnızca duygularınızla çıkarım yapmak yerine, yaşanan duruma bütünüyle bakmaya çalışın.

- Zayıf taraflarınız yerine güçlü taraflarınızı tanıyın ve bu alanlara ağırlık verin.

- Fikirlerinizi savunun, duygu ve düşüncelerinizi net bir şekilde ifade edin.

- Haklarınıza sahip çıkın, “hayır” demeyi öğrenin.

- Deneyimlerinizden ders çıkarın, aynı hatayı tekrar edip özgüveninizi zedelemeyin.

- Cesaretli olun, öğrenmeye devam edin.

- Başarısızlığı ve değişimi hoş karşılayın.

- İç konuşma yapın. Bu sayede olumsuz varsayımlarınızla başa çıkabilirsiniz.

- Kendinizi herkesten ve her şeyden bağımsız olarak değerlendirin. Tabii ki başkalarının fikirlerini dinleyin ama davranışlarınıza tamamen onların yön vermesini engelleyin.





Çocuklarda Sağlıklı Özgüven Oluşturma Yolları

- Çocuğunuza güvenmeyi öğrenin ve bunu ona her fırsatta fiziksel ve sözel olarak sergileyin.

- Çocuğunuzun başarı/başarısızlığını başkalarıyla değil, kendi içinde, dünden bugüne değerlendirin.

- Başarısızlıkları için kişiliğini suçlamayın; yapılan iş ile kişiyi ayırın.

- Öz bakım sorumluluklarını mutlaka aşılayın. Sizin için de çocuk için de zor olsa da ertelemeyin.

- Onun başarabileceğinden emin olduğunuz durumlar yaratın, çıtayı yavaş yavaş yükseltin.

- Yenilenen başarısızlıklarla yüzleşmesini engelleyin, isteği yoksa zorlamayın, kendi istediği başka bir şey yapsın.

- Kendi ideal ve standartlarınızı onlardan beklemeyin, onun görevi sizin hayallerinizi yerine getirmek değil.

- İletişimde empatiye dikkat edin. “yapamayacak ne var?” sorusu onları motive etmektense, kendilerini başarısız hissetmelerine sebep olur.( “Yapılamayacak bir şey yok ve ben yapamıyorum!”)

- Sevginizin başarı ya da başarısızlıklarına bağlı olmadığını söyleyin ve hissettirin.

- Unutmayın ki özgüvenli olmak kendini beğenmişlik ya da kibirlilik değildir. Sadece olduğu gibi kabul edilmiş olmanın verdiği rahatlık ve güvenlik hissidir. Başarısı ile şımaran ya da kibirli davranan çocuğun özgüveni yok ya da düşük demektir.

- Çocuğunuzun zayıf alanlarını görmezden gelmeyin ama eleştirmeyin. Sağlıklı bir özgüven gelişimi için en önemli şeylerden biri kişinin eksiklerini ve kusurlarını kabul etmesidir.

- Çocuğunuzun kendisine has yeteneklerini ortaya çıkartmasına olanak sağlayın. Yaptıkları ve ilgilendikleri şeylere (size saçma gelse dahi) saygı gösterin ve destekleyin. Biraz önce de dediğim gibi, sizin ideallerinizi gerçekleştirmelerini beklemeyin.

- Evinizde herkesin başarı ve başarısızlıklarını paylaştığınız, herkesin birbirine güveneceği bir ortam oluşturun.

- Ona sorumluluk verin. Bu sayede çocuk kendini yararlı ve önemli hisseder.

- Küçük bile olsa yaptığı güzel bir davranışı, o esnada hemen övün.

- Birlikte vakit geliştirin. Bu vaktin kaliteli olmasına özen gösterin. Zamanın önemi yok. Yarım saat kaliteli ilgi de çocuklar için yeterli olmaktadır.

- Onların özgüvenlerini sağlayacak cümleler kurun; “Çok teşekkür ederim, bu aklıma hiç gelmemişti, yardımların çok işime yaradı, fikrini çok beğendim, vs..”




Sağlıklı Özgüven Sağlıksız Özgüven

Başarılarından dolayı takdir edilmiş. Olumsuz eleştiri almış.

İletişim kurulmuş, dinlenmiş. Azarlanmış, dayak yemiş.

Saygı ve değer görmüş. Aşağılanmış, küçük görülmüş.

Yapabilecekleri beklentiler güdülmüş. Hep mükemmel olması beklenmiş.

Güvenilir arkadaşları olmuş. Stabil arkadaş ilişkileri kuramamış.
 

Çeşm-i Bülbül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2009
Mesajlar
13,384
Tepki puanı
6
Puanları
0
Bir yıldızla konuşurum,susmuşum MERYEM gibi ...

Söz işlemez yüreklere, sükûtum dağlar gibi...
 

merveneva

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Mar 2012
Mesajlar
239
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
yarın annemi doktora götürcem inşallah ameliyat demezler.
 

merveneva

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Mar 2012
Mesajlar
239
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
bir yakınımın durumunu paylaşmak istiyorum sizinle düşüncelerinizi yorumlarınizi bekliyorum bu konuda kardeşlerim. Bu yakınım. 20.yıllık evli bir yıl önce eşi başka birini sevdiğini söyleyerek boşanmak istediğini söylemiş. Son yıllarda çok ciddi olmasada yada eşine göre ciddiymiski geçimsizlikleri oluyormuş. Ama benim yakınım olan kadın boşanmayı kabul etmedi eşi yatağını ayırıp diğer kadına dini nikah kıymis adam evi terketmek yada dava açmak istese kriz geçiriyor yada intihara teşebbüs ediyor. Adamıda normalde kötü bir insan değil olarak biliyoruz. Ailemden duyduğuma göre adam bütün ihtiyaçlarını karşılayayim yeterki medeni bir şekilde boşanalım ben artık onu bacılarımdan biri görüyorum ona karşı birşey hissetmiyorum diyormuş. Ama yakınım bunu kabul etmiyor ve kendini çok yıpratıyor. Bu yakınım olan kadın bu olay öncesi açıktı şimdi kapandı ve beş vakit namazınida kılıyor.
Bu yazıya hiçbir yorumunuz yokmu?
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,683
Tepki puanı
1,081
Puanları
113
Yaş
67
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
Müşrik kadınları iman edinceye kadar nikahlamayın; iman eden bir cariye -hoşunuza gitse de- müşrik bir kadından daha hayırlıdır Müşrik erkekleri de iman edinceye kadar nikahlamayın; iman eden bir köle -hoşunuza gitse de- müşrik bir erkekten daha hayırlıdır Onlar ateşe çağırırlar Allah ise kendi izniyle cennete ve mağfirete çağırır O insanlara ayetlerini açıklar Umulur ki öğüt alıp-düşünürler (2/221)


Yine onu (kadını üçüncü defa) boşarsa (kadın) onun dışında bir başka kocayla nikahlanmadıkça ona helal olmaz Eğer (bu koca da) onu boşarsa onlar (ilk koca ile karısı) Allah'ın sınırlarını ayakta tutacaklarını sanıyorlarsa tekrar birbirlerine dönmelerinde ikisi için günah yoktur İşte bunlar Allah'ın sınırlarıdır; bilen bir topluluk için bunları (böyle) açıklar (2/230)


Kadınları boşadığınızda bekleme sürelerini de tamamlamışlarsa -birbirleriyle maruf (bilinen meşru biçimde) anlaştıkları takdirde- onlara kendilerini kocalarına nikahlamalarına engel çıkarmayın İşte içinizde Allah'a ve ahiret gününe iman edenlere bununla (böyle) öğüt verilir Bu sizin için daha hayırlı ve daha temizdir Allah bilir de siz bilmezsiniz (2/232)


(İddeti bekleyen) Kadınları nikahlamak istediğinizi (onlara) sezdirmenizde ya da böyle bir isteği gönlünüzde saklamanızda sizin için bir sakınca yoktur Gerçekte Allah sizin onları (kalbinizden geçirip) anacağınızı bilir Sakın bilinen (meşru) sözler dışında onlarla gizlice vaadleşmeyin; bekleme süresi tamamlanıncaya kadar nikah bağını bağlamaya kesin karar vermeyin Ve bilin ki elbette Allah kalbinizden geçeni bilmektedir Artık ondan kaçının Ve bilin ki şüphesiz Allah bağışlayandır (kullara) yumuşak davranandır (2/235)


Eğer yetim (kız)lar konusunda adaleti yerine getiremeyeceğinizden korkarsanız bu durumda (onlarla değil) size helal olan (başka) kadınlardan ikişer üçer dörder olmak üzere nikahlayın Şayet adaleti sağlayamayacağınızdan korkarsanız o zaman bir (eş) ya da sağ ellerinizin malik olduğu (cariye) ile (yetinin) Bu sapmamanıza daha yakındır (4/3)


Yetimleri nikaha erişecekleri çağa kadar deneyin; şayet kendilerinde bir (rüşd) olgunlaşma gördünüz mü hemen onlara mallarını verin Büyüyecekler diye israf ile çarçabuk yemeyin Zengin olan iffetli olmaya çalışsın yoksul olan da artık maruf (ihtiyaca ve örfe uygun) bir şekilde yesin Mallarını kendilerine verdiğiniz zaman onlara karşı şahid bulundurun Hesap görücü olarak Allah yeter (4/6)


Ey iman edenler, kadınlara zorla mirasçı olmaya kalkışmanız helal değildir Apaçık olan 'çirkin bir hayasızlık' yapmadıkları sürece onlara verdiklerinizin bir kısmını gidermeniz (kendinize almanız) için onlara baskı yapmanız da (helal değildir) Onlarla güzellikle geçininŞayet onlardan hoşlanmadınızsa, belki, bir şey hoşunuza gitmez, ama Allah, onda çok hayır kılar (4/19)


Kadınlardan babalarınızın nikahladıklarını nikahlamayın Ancak (cahiliyede) geçen geçmiştir Çünkü bu 'çirkin bir hayasızlık' ve 'öfke duyulan bir iğrençliktir' Ne kötü bir yoldu o! (4/22)


İçinizden özgür mü'min kadınları nikahlamaya güç yetiremeyenler o zaman sağ ellerinizin malik olduğu inanmış cariyelerinizden (alsın) Allah sizin imanınızı en iyi bilendir Öyleyse onları fuhuşta bulunmayan iffetli ve gizlice dostlar edinmemişler olarak velilerinin izniyle nikahlayın Onlara ücretlerini (mehirlerini) maruf (güzel ve örfe uygun) bir şekilde verin Evlendikten sonra fuhuş yapacak olurlarsa özgür kadınlar üzerindeki cezanın yarısı(nı uygulayın) Bu sizden günaha sapmaktan endişe edip korkanlar içindir Sabrederseniz sizin için daha hayırlıdır Allah bağışlayandır esirgeyendir (4/25)


Allah'ın bazısını bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler kadınlar üzerinde 'sorumlu gözeticidir' Saliha kadınlar, gönülden (Allah'a) itaat edenler, Allah nasıl koruduysa görünmeyeni koruyanlardır Nüşuzundan korktuğunuz kadınlara, (önce) öğüt verin (sonra onları) yataklarda yalnız bırakın (bu da yetmezse hafifçe) vurun Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın Doğrusu Allah yücedir büyüktür (4/34)


(Kadın ile kocanın) Aralarının açılmasından korkarsanız, bu durumda erkeğin ailesinden bir hakem kadının da ailesinden bir hakem gönderin Bunlar, (arayı) düzeltmek isterlerse Allah da aralarında başarı sağlar Şüphesiz, Allah, bilendir haberdar olandır (4/35)


Kadınlar konusunda senden fetva isterler De ki: "Onlara ilişkin fetvayı size Allah veriyor (Bu fetva) Kendilerine yazılan (hakları veya miras)ı vermediğiniz ve kendilerini nikahlamayı istediğiniz yetim kadınlar ve zayıf çocuklar (hakkında) ile yetimlere karşı adaleti ayakta tutmanız konusunda size Kitap'ta okunmakta olanlardır Hayır adına her ne yaparsanız şüphesiz Allah, onu bilir" (4/127)


Eğer bir kadın kocasının nüşuzundan veya ondan yüz çevirip uzaklaşmasından korkarsa barış ile aralarını bulup düzeltmekte ikisi için sakınca yoktur Barış daha hayırlıdır Nefisler ise 'kıskançlığa ve bencil tutkulara' hazır (elverişli) kılınmıştır Eğer iyilik yapar ve sakınırsanız şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır (4/128)


Kadınlar arasında adaleti sağlamaya -ne kadar özen gösterseniz de- güç yetiremezsiniz Öyleyse büsbütün (birine) eğilim (sevgi ve ilgi) gösterip de öbürünü askıdaymış gibi bırakmayın Eğer arayı düzeltir ve sakınırsanız şüphesiz Allah bağışlayandır esirgeyendir (4/129)


Bugün size temiz olan şeyler helal kılındı (Kendilerine) Kitap verilenlerin yemeği size helal sizin de yemeğiniz onlara helaldir Mü'minlerden özgür ve iffetli kadınlar ile sizden önce (kendilerine) kitap verilenlerden özgür ve iffetli kadınlar da namuslu fuhuşta bulunmayan ve gizlice dostlar edinmemişler olarak -onlara ücretlerini (mehirlerini) ödediğiniz takdirde- size (helal kılındı) Kim imanı tanımayıp küfre saparsa elbette onun yaptığı boşa çıkmıştır O, ahirette hüsrana uğrayanlardandır (5/5)


Zina eden erkek, zina eden ya da müşrik olan bir kadından başkasını nikahlayamaz; zina eden kadını da, zina eden ya da müşrik olan bir erkekten başkası nikahlayamaz Bu, mü'minlere haram kılınmıştır (24/3)


İçinizde evli olmayanları, kölelerinizden ve cariyelerinizden salih olanları evlendirin Eğer fakir iseler Allah kendi fazlından onları zengin eder Allah, geniş (nimet sahibi)dir bilendir (24/32)


Nikah (imkanı) bulamayanlar, Allah, onları kendi fazlından zenginleştirinceye kadar iffetli davransınlar Sağ ellerinizin malik olduğu (köle ve cariyelerden) mükatebe isteyenlere -eğer onlarda bir hayır görüyorsanız- mükatebe yapın Ve Allah'ın size verdiği malından onlara verin Dünya hayatının geçici metaını elde etmek için -ırzlarını korumak istiyorlarsa- cariyelerinizi fuhşa zorlamayın Kim onları (fuhşa) zorlarsa şüphesiz onların (fuhşa) zorlanmalarından sonra Allah (onları) bağışlayandır esirgeyendir (24/33)


Kadınlardan evliliği ummayıp da oturmakta olanlar süslerini açığa vurmaksızın (dış) elbiselerini çıkarmalarında kendileri için bir sakınca yoktur Yine de iffetli davranmaları kendileri için daha hayırlıdır Allah işitendir bilendir (24/60)


Hani sen Allah'ın kendisine nimet verdiği ve senin de kendisine nimet verdiğin kişiye: "Eşini yanında tut ve Allah'tan sakın" diyordun; insanlardan çekinerek Allah'ın açığa vuracağı şeyi kendi nefsinde saklı tutuyordun; oysa Allah kendisinden çekinmene çok daha layıktı Artık Zeyd, ondan ilişkisini kesince biz, onu seninle evlendirdik; ki böylelikle evlatlıklarının kendilerinden ilişkilerini kestikleri (kadınları boşadıkları) zaman onlarla evlenme konusunda mü'minler üzerine bir güçlük olmasın Allah'ın emri yerine getirilmiştir (33/37)


Ey iman edenler, mü'min kadınları nikahlayıp sonra onlara dokunmadan boşarsanız bu durumda sizin için üzerlerine sayacağınız bir iddet yoktur Artık (hemen) onları yararlandırın (onlara yetecek bir miktar verin) ve güzel bir salma tarzıyla onları salıverin (33/49)


Ey Peygamber, gerçekten biz sana ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini ve Allah'ın sana ganimet olarak verdikleri (savaş esirleri)nden sağ elinin malik olduğu (cariyeler) ile seninle birlikte hicret eden amcanın kızlarını halanın kızlarını dayının kızlarını ve teyzenin kızlarını helal kıldık; bir de kendisini peygambere hibe eden ve peygamberin kendisini almak istediği mü'min bir kadını da -mü'minler için olmaksızın yalnızca sana has olmak üzere- (senin için helal kıldık) Biz kendi eşleri ve sağ ellerinin malik olduğu (cariyeleri) konusunda onlar (mü'minler) üzerine neyi farz kıldığımızı bildik (size bildirdik) Böylelikle, senin için hiçbir güçlük olmasın Allah, çok bağışlayandır çok esirgeyendir (33/50)


Bundan sonra (başka) kadınlar ve bunları başka eşlerle değiştirmek -güzellikleri senin hoşuna gitse bile- sana helal olmaz; ancak sağ elinin malik olduğu (cariyeler) başka Allah herşeyi gözetleyip denetleyendir (33/52)


Ey iman edenler, (rastgele) peygamberin evlerine girmeyin (Bir başka iş için girmişseniz illede ) yemek vaktini beklemeyin (ama yemeğe) çağrıldığınız zaman girin, yemeği yiyince dağılın ve ( uzun) söze dalmayın Gerçekten bu, peygambere eziyet vermekte ve o da sizden utanmaktadır; oysa Allah hak(kı açıklamak) tan utanmaz Onlardan ( peygamberin eşlerinden) bir şey isteyeceğiniz zaman perde arkasından isteyin Bu, sizin kalpleriniz için de, onların kalpleri için de daha temizdir Allah'ın rasulune eziyet vermeniz ve ondan sonra eşlerini nikahlamanız size ebedi olarak (helal) olmaz Çünkü böyle yapmanız, Allah katında çok büyük (bir günahtır) (33/53)


Ey iman edenler, mü'min kadınlar hicret ederek size geldikleri zaman onları imtihan edin Allah, onların imanlarını daha iyi bilendir Şayet (gerçekten) mü'min kadınlar olduklarını bilip-öğrenirseniz, artık sakın onları kafirlere geri çevirmeyin (Çünkü) Ne bunlar onlara helaldir, ne onlar bunlara helaldir Onlara (kafir kocalarına kendileri için) harcadıklarını verin Onlara (hicret eden mü'min kadınlara) ücretlerini (mehirlerini) verdiğiniz takdirde onları nikahlamanızda size bir güçlük yoktur Kafir (kadın)ların, ismetlerini (nikahlarını) tutmayın ve (onlar için) harcadıklarınızı isteyin Onlar da (mü'min kadınlara) harcadıklarını istesinler Bu Allah'ın hükmüdür; sizin aranızda hükmeder Allah, bilendir hüküm ve hikmet sahibidir (60/10)


Müşrik kadınları iman edinceye kadar nikahlamayın; iman eden bir cariye -hoşunuza gitse de- müşrik bir kadından daha hayırlıdır Müşrik erkekleri de iman edinceye kadar nikahlamayın; iman eden bir köle -hoşunuza gitse de- müşrik bir erkekten daha hayırlıdır Onlar ateşe çağırırlar Allah ise kendi izniyle cennete ve mağfirete çağırır O insanlara ayetlerini açıklar Umulur ki öğüt alıp-düşünürler (2/221)

Yine onu (kadını üçüncü defa) boşarsa (kadın) onun dışında bir başka kocayla nikahlanmadıkça ona helal olmaz Eğer (bu koca da) onu boşarsa onlar (ilk koca ile karısı) Allah'ın sınırlarını ayakta tutacaklarını sanıyorlarsa tekrar birbirlerine dönmelerinde ikisi için günah yoktur İşte bunlar Allah'ın sınırlarıdır; bilen bir topluluk için bunları (böyle) açıklar (2/230)

Kadınları boşadığınızda bekleme sürelerini de tamamlamışlarsa -birbirleriyle maruf (bilinen meşru biçimde) anlaştıkları takdirde- onlara kendilerini kocalarına nikahlamalarına engel çıkarmayın İşte içinizde Allah'a ve ahiret gününe iman edenlere bununla (böyle) öğüt verilir Bu sizin için daha hayırlı ve daha temizdir Allah bilir de siz bilmezsiniz (2/232)

(İddeti bekleyen) Kadınları nikahlamak istediğinizi (onlara) sezdirmenizde ya da böyle bir isteği gönlünüzde saklamanızda sizin için bir sakınca yoktur Gerçekte Allah sizin onları (kalbinizden geçirip) anacağınızı bilir Sakın bilinen (meşru) sözler dışında onlarla gizlice vaadleşmeyin; bekleme süresi tamamlanıncaya kadar nikah bağını bağlamaya kesin karar vermeyin Ve bilin ki elbette Allah kalbinizden geçeni bilmektedir Artık ondan kaçının Ve bilin ki şüphesiz Allah bağışlayandır (kullara) yumuşak davranandır (2/235)

Eğer yetim (kız)lar konusunda adaleti yerine getiremeyeceğinizden korkarsanız bu durumda (onlarla değil) size helal olan (başka) kadınlardan ikişer üçer dörder olmak üzere nikahlayın Şayet adaleti sağlayamayacağınızdan korkarsanız o zaman bir (eş) ya da sağ ellerinizin malik olduğu (cariye) ile (yetinin) Bu sapmamanıza daha yakındır (4/3)

Yetimleri nikaha erişecekleri çağa kadar deneyin; şayet kendilerinde bir (rüşd) olgunlaşma gördünüz mü hemen onlara mallarını verin Büyüyecekler diye israf ile çarçabuk yemeyin Zengin olan iffetli olmaya çalışsın yoksul olan da artık maruf (ihtiyaca ve örfe uygun) bir şekilde yesin Mallarını kendilerine verdiğiniz zaman onlara karşı şahid bulundurun Hesap görücü olarak Allah yeter (4/6)

Ey iman edenler, kadınlara zorla mirasçı olmaya kalkışmanız helal değildir Apaçık olan 'çirkin bir hayasızlık' yapmadıkları sürece onlara verdiklerinizin bir kısmını gidermeniz (kendinize almanız) için onlara baskı yapmanız da (helal değildir) Onlarla güzellikle geçininŞayet onlardan hoşlanmadınızsa, belki, bir şey hoşunuza gitmez, ama Allah, onda çok hayır kılar (4/19)

Kadınlardan babalarınızın nikahladıklarını nikahlamayın Ancak (cahiliyede) geçen geçmiştir Çünkü bu 'çirkin bir hayasızlık' ve 'öfke duyulan bir iğrençliktir' Ne kötü bir yoldu o! (4/22)

İçinizden özgür mü'min kadınları nikahlamaya güç yetiremeyenler o zaman sağ ellerinizin malik olduğu inanmış cariyelerinizden (alsın) Allah sizin imanınızı en iyi bilendir Öyleyse onları fuhuşta bulunmayan iffetli ve gizlice dostlar edinmemişler olarak velilerinin izniyle nikahlayın Onlara ücretlerini (mehirlerini) maruf (güzel ve örfe uygun) bir şekilde verin Evlendikten sonra fuhuş yapacak olurlarsa özgür kadınlar üzerindeki cezanın yarısı(nı uygulayın) Bu sizden günaha sapmaktan endişe edip korkanlar içindir Sabrederseniz sizin için daha hayırlıdır Allah bağışlayandır esirgeyendir (4/25)

Allah'ın bazısını bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler kadınlar üzerinde 'sorumlu gözeticidir' Saliha kadınlar, gönülden (Allah'a) itaat edenler, Allah nasıl koruduysa görünmeyeni koruyanlardır Nüşuzundan korktuğunuz kadınlara, (önce) öğüt verin (sonra onları) yataklarda yalnız bırakın (bu da yetmezse hafifçe) vurun Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın Doğrusu Allah yücedir büyüktür (4/34)

(Kadın ile kocanın) Aralarının açılmasından korkarsanız, bu durumda erkeğin ailesinden bir hakem kadının da ailesinden bir hakem gönderin Bunlar, (arayı) düzeltmek isterlerse Allah da aralarında başarı sağlar Şüphesiz, Allah, bilendir haberdar olandır (4/35)

Kadınlar konusunda senden fetva isterler De ki: "Onlara ilişkin fetvayı size Allah veriyor (Bu fetva) Kendilerine yazılan (hakları veya miras)ı vermediğiniz ve kendilerini nikahlamayı istediğiniz yetim kadınlar ve zayıf çocuklar (hakkında) ile yetimlere karşı adaleti ayakta tutmanız konusunda size Kitap'ta okunmakta olanlardır Hayır adına her ne yaparsanız şüphesiz Allah, onu bilir" (4/127)

Eğer bir kadın kocasının nüşuzundan veya ondan yüz çevirip uzaklaşmasından korkarsa barış ile aralarını bulup düzeltmekte ikisi için sakınca yoktur Barış daha hayırlıdır Nefisler ise 'kıskançlığa ve bencil tutkulara' hazır (elverişli) kılınmıştır Eğer iyilik yapar ve sakınırsanız şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır (4/128)

Kadınlar arasında adaleti sağlamaya -ne kadar özen gösterseniz de- güç yetiremezsiniz Öyleyse büsbütün (birine) eğilim (sevgi ve ilgi) gösterip de öbürünü askıdaymış gibi bırakmayın Eğer arayı düzeltir ve sakınırsanız şüphesiz Allah bağışlayandır esirgeyendir (4/129)

Bugün size temiz olan şeyler helal kılındı (Kendilerine) Kitap verilenlerin yemeği size helal sizin de yemeğiniz onlara helaldir Mü'minlerden özgür ve iffetli kadınlar ile sizden önce (kendilerine) kitap verilenlerden özgür ve iffetli kadınlar da namuslu fuhuşta bulunmayan ve gizlice dostlar edinmemişler olarak -onlara ücretlerini (mehirlerini) ödediğiniz takdirde- size (helal kılındı) Kim imanı tanımayıp küfre saparsa elbette onun yaptığı boşa çıkmıştır O, ahirette hüsrana uğrayanlardandır (5/5)

Zina eden erkek, zina eden ya da müşrik olan bir kadından başkasını nikahlayamaz; zina eden kadını da, zina eden ya da müşrik olan bir erkekten başkası nikahlayamaz Bu, mü'minlere haram kılınmıştır (24/3)

İçinizde evli olmayanları, kölelerinizden ve cariyelerinizden salih olanları evlendirin Eğer fakir iseler Allah kendi fazlından onları zengin eder Allah, geniş (nimet sahibi)dir bilendir (24/32)

Nikah (imkanı) bulamayanlar, Allah, onları kendi fazlından zenginleştirinceye kadar iffetli davransınlar Sağ ellerinizin malik olduğu (köle ve cariyelerden) mükatebe isteyenlere -eğer onlarda bir hayır görüyorsanız- mükatebe yapın Ve Allah'ın size verdiği malından onlara verin Dünya hayatının geçici metaını elde etmek için -ırzlarını korumak istiyorlarsa- cariyelerinizi fuhşa zorlamayın Kim onları (fuhşa) zorlarsa şüphesiz onların (fuhşa) zorlanmalarından sonra Allah (onları) bağışlayandır esirgeyendir (24/33)

Kadınlardan evliliği ummayıp da oturmakta olanlar süslerini açığa vurmaksızın (dış) elbiselerini çıkarmalarında kendileri için bir sakınca yoktur Yine de iffetli davranmaları kendileri için daha hayırlıdır Allah işitendir bilendir (24/60)

Hani sen Allah'ın kendisine nimet verdiği ve senin de kendisine nimet verdiğin kişiye: "Eşini yanında tut ve Allah'tan sakın" diyordun; insanlardan çekinerek Allah'ın açığa vuracağı şeyi kendi nefsinde saklı tutuyordun; oysa Allah kendisinden çekinmene çok daha layıktı Artık Zeyd, ondan ilişkisini kesince biz, onu seninle evlendirdik; ki böylelikle evlatlıklarının kendilerinden ilişkilerini kestikleri (kadınları boşadıkları) zaman onlarla evlenme konusunda mü'minler üzerine bir güçlük olmasın Allah'ın emri yerine getirilmiştir (33/37)

Ey iman edenler, mü'min kadınları nikahlayıp sonra onlara dokunmadan boşarsanız bu durumda sizin için üzerlerine sayacağınız bir iddet yoktur Artık (hemen) onları yararlandırın (onlara yetecek bir miktar verin) ve güzel bir salma tarzıyla onları salıverin (33/49)

Ey Peygamber, gerçekten biz sana ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini ve Allah'ın sana ganimet olarak verdikleri (savaş esirleri)nden sağ elinin malik olduğu (cariyeler) ile seninle birlikte hicret eden amcanın kızlarını halanın kızlarını dayının kızlarını ve teyzenin kızlarını helal kıldık; bir de kendisini peygambere hibe eden ve peygamberin kendisini almak istediği mü'min bir kadını da -mü'minler için olmaksızın yalnızca sana has olmak üzere- (senin için helal kıldık) Biz kendi eşleri ve sağ ellerinin malik olduğu (cariyeleri) konusunda onlar (mü'minler) üzerine neyi farz kıldığımızı bildik (size bildirdik) Böylelikle, senin için hiçbir güçlük olmasın Allah, çok bağışlayandır çok esirgeyendir (33/50)

Bundan sonra (başka) kadınlar ve bunları başka eşlerle değiştirmek -güzellikleri senin hoşuna gitse bile- sana helal olmaz; ancak sağ elinin malik olduğu (cariyeler) başka Allah herşeyi gözetleyip denetleyendir (33/52)

Ey iman edenler, (rastgele) peygamberin evlerine girmeyin (Bir başka iş için girmişseniz illede ) yemek vaktini beklemeyin (ama yemeğe) çağrıldığınız zaman girin, yemeği yiyince dağılın ve ( uzun) söze dalmayın Gerçekten bu, peygambere eziyet vermekte ve o da sizden utanmaktadır; oysa Allah hak(kı açıklamak) tan utanmaz Onlardan ( peygamberin eşlerinden) bir şey isteyeceğiniz zaman perde arkasından isteyin Bu, sizin kalpleriniz için de, onların kalpleri için de daha temizdir Allah'ın rasulune eziyet vermeniz ve ondan sonra eşlerini nikahlamanız size ebedi olarak (helal) olmaz Çünkü böyle yapmanız, Allah katında çok büyük (bir günahtır) (33/53)

Ey iman edenler, mü'min kadınlar hicret ederek size geldikleri zaman onları imtihan edin Allah, onların imanlarını daha iyi bilendir Şayet (gerçekten) mü'min kadınlar olduklarını bilip-öğrenirseniz, artık sakın onları kafirlere geri çevirmeyin (Çünkü) Ne bunlar onlara helaldir, ne onlar bunlara helaldir Onlara (kafir kocalarına kendileri için) harcadıklarını verin Onlara (hicret eden mü'min kadınlara) ücretlerini (mehirlerini) verdiğiniz takdirde onları nikahlamanızda size bir güçlük yoktur Kafir (kadın)ların, ismetlerini (nikahlarını) tutmayın ve (onlar için) harcadıklarınızı isteyin Onlar da (mü'min kadınlara) harcadıklarını istesinler Bu Allah'ın hükmüdür; sizin aranızda hükmeder Allah, bilendir hüküm ve hikmet sahibidir (60/10)
 

_semra_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Ağu 2011
Mesajlar
465
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Bu yazıya hiçbir yorumunuz yokmu?
yazıyı okudum ama yapıcak bısey yok su durumda esı yatakları ayırma durumundaysa gerckten bıtırmstır bıseylerı hem 20 yıl sonunda evlılık bıtıyosa bence zaten hıc evlı olunmamastr demekkı yıllardır bırbırlerını ıdare etmsler kı 20 yıl sora bosanma sozu soz konusu olmus tabı bunlr benım duusncelrım ALLAH herkese herseyın hayırlısnı nasıp etsın
 

kalbinur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Mar 2012
Mesajlar
2,602
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
35
selamün aleyküm cümleten ben geldim herkese hayırlı geceler inşaallah:)
 

KatrePare

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Tem 2011
Mesajlar
4,014
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
Bu yazıya hiçbir yorumunuz yokmu?

Affet kardesim, gormemisim, hakkini helal et. Oncelikle esselamu aleykum ve rahmetullah.
Yakininizin durumu gercekten zor, buyuk bir imtihan onun icin. Ama bence esiyle olmuyorsa, surdurmesinin bir anlami yok. Kurtulmuyorsa yuva, care yok... Uzuldum gercekten. Eger esini seviyorsa da dua etsin, Rabbimize siginsin. Istihareler, hacetler kilsin. O en guzelini bilen ve gorendir. Yardimcisi olur, insaallah. Dualarim sizinle..
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt