Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Hz.Muhammed(s.a.v)'in örnek ahlakı (3 Kullanıcı)

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,590
Tepki puanı
954
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
BÜYÜK ALLAH'TIR
Yabancı bir heyet ziyaretine gelir.
Söze iltifat ederek girmek isterler ve:
"Sen bizim büyüğümüzsün." derler.
O cevap verir:
"Büyük Allah'tır."


Heyettekiler:

"Öyleyse, sen bizim en üstünümüz ve en güçlümüzsün." derler.
Bunu da hoş görmez:
"Çok ileri gitmeyin. Şeytan inanmadığınız şeyleri size söyletmekle, doğruluktan sizi ayırmasın."




 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,590
Tepki puanı
954
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
GEL ŞİMDİ ÖDEŞELİM

Hz. Muhammed (asv) boy abdesti almaktadır.
Arkadaşlarından biri de örtü tutarak O'nu perdeler.
Abdest bitince Hz. Muhammed (asv) :
"Gel, şimdi ödeşelim."


der.
Arkadaşının aksi ısrarına rağmen bu kez de O, ona örtü tutar.
Arkadaşının:
"Ey Allah'ın Elçisi! Niçin zahmet ediyorsunuz."
Sözüne;
"Zahmeti yok diyerek."


cevap verir.
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,590
Tepki puanı
954
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
ARKADAŞ SAKİN OL

Yeni Müslüman olmuş ve kendisini ilk kez gören bir göçebe Arap heyecanından, karşısında titremektedir.
Hz. Muhammed (asv):
"Arkadaş, sakin ol. Ben kral değilim. Kureyş kabilesinden kurutulmuş et yiyen bir kadının oğluyum."


der.
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,590
Tepki puanı
954
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
YERYÜZÜ DOLUŞUNCA

Bir arkadaşına, yanlarından geçen birini göstererek sorar:
"Bu kişi hakkında ne dersin?"


Arkadaşı:
"Toplumun önde gelenlerindendir. Kimi istese evlendirirler. Bir işi için kimden yardım istese, yardım ederler.”
Hz. Muhammed (asv) susar. Az sonra geçen başka birini göstererek yine aynı soruyu sorar. Arkadaşı bu kez de:
"Bu, çok fakirdir. Ne kız verirler, ne işine yardım ederler." der
Hz. Muhammed (asv) bu kez susmaz:
“Ama bu fakir yeryüzü doluşunca, ötekinden hayırlıdır.”




 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,590
Tepki puanı
954
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
KUYUYU GERİ ALMASI

Düşmanla yapılan savaş sırasında ele geçen bir kuyuyu, ganimet payı olarak isteyen Sahr, Hz. Muhammed (asv) 'den istediğini alır. Fakat kuyunun sahibi olan düşman kabilesi daha sonra Müslüman olur. Şimdi bütün mallarını geri almaktadırlar. Hz. Muhammed (asv) utangaç bir tavırla Sahr'a gelerek başını önüne eğer ve kuyuyu geri vermesi gerektiğini söyler. Sahr hiç itiraz etmez.
"Pekiyi, ey Allah'ın Elçisi!"der.
Hz. Muhammed (asv) kendi eliyle verdiği bir şeyi geri istemek mecburiyetinde kaldığı için kıpkırmızı olmuştur.

 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,590
Tepki puanı
954
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
DUANDA BENİ DE UNUTMA!

Hz. Ömer (ra) kendisinden umre yapmak üzere Mekke'ye gitmek için izin ister. O sevinerek izin verir ve öğütler:
"Kardeşim! Duanda beni de unutma."


O gün Hz. Ömer (ra)'in anlatımıyla hayatının en sevinçli günüdür.
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,590
Tepki puanı
954
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
HZ. FATMA’NIN ÇEYİZİ

Kendine en çok benzeyen ve kendinden geriye kalan tek çocuğu Hz. Fatma (r.anha)’yı evlendirirken, ona çeyiz olarak verebildikleri,yorgan yerine kullanılan kadife bir örtü, yaygı, elek, havlu, bir bardak, bir el değirmeni, bir tulum, iki su testisi, içi hurma lifi dolu bir deri minder, deriden yapılmış bir kap ve bir kırbadan, ibarettir. Yorgan yerine verilen kadife örtü kısa olduğu için başa çekilince ayak, ayağa çekilince de baş açıkta kalmaktadır.
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,590
Tepki puanı
954
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
BİZ ONU KATIK YAPAR YERDİK

Hz. Muhammed (asv) 'den sonraki yıllardır. Hz. Ayşe (r.anha), çevresindekilere, bir akşam babası Hz. Ebubekir (ra) tarafından kendilerine gönderilmiş bir koyun paçasını, eşi Allah'ın Elçisi (asm) ile beraber nasıl parçaladıklarını anlatmaktadır. Dinleyenlerden biri şaşkınlıkla sorar:
"Bu işi karanlıkta mı yaptınız?"
Hz. Ayşe (r.anha) acı bir gülümsemeyle cevaplar:
"Lambaya koyacak yağımız olsaydı, biz onu katık yapar, yerdik."



 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,590
Tepki puanı
954
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
BEN ÇOBANKEN

Bir kaç arkadaşı, ellerinde arak isimli bir ağacın dikenli meyveleri de bulunduğu halde yanına girerler. Meyvelerin ham oluşu dikkatini çeken Hz. Muhammed (asv) son derece doğal bir şekilde:
"Bu ağacın meyvesini esmerleşip de tamamen olgunlaştığında toplayın. Ben çobanlık yaparken bunlardan toplar ve yerdim."


der.

Bu sırada Arap yarımadasına ve yüzbinlerce inananın gönüllerine hâkim bir peygamberdir.
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,590
Tepki puanı
954
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
DOĞRUYU SÖYLEYİN

Bazı Müslüman genç kızlar, "Bizim aramızda öyle bir peygamber var ki, yarın ne olacağını bilir." dizelerini de içeren bir ilahi söylemektedir. Bunu duyan Hz. Muhammed (asv), kızları uyarır:
"İlle de bir şey söyleyeceksiniz, doğruyu söyleyin."



 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,590
Tepki puanı
954
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
SANA KİMSE DOKUNAMAZ


Arkadaşlarıyla oturmaktadır. Bir deve son hızla koşarak yanına gelir ve durur. Sığınmak ister gibi bir hali vardır. Az sonra da deveyi kovalayan sahipleri çıka gelir.
"Ey Allah'ın Elçisi, bu bizim devemizdir, üç gündür onu arıyorduk, nihayet yanınızda bulduk." derler.
Deve Hz. Muhammed'in arkasında durmaktadır. O devenin yularını bırakmadan konuşur:
"Ama deveniz sizden çok şikâyetçi."


Şaşıran sahipleri sorar:
"Ey Allah'ın Elçisi, ne diyor?"
"O yanınızda büyümüş, yıllarca sırtında yük taşımış, size bir sürü de yavru vermiş ve en sonunda onu kesip etini yemeye kalkışmışsınız."



"Evet, ey Allah'ın Elçisi aynen öyle oldu."
Bunun üzerine Hz. Muhammed (asv) cebinden yüz gümüş ödeyerek deveyi onlardan satın alır ve deveye dönerek:
"Ey deve, haydi git. Allah rızası için serbestsin ve artık sana kimse dokunamaz."


der.[SUP][[/SUP]
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,590
Tepki puanı
954
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
KOYUNUN GÖZÜ ÖNÜNDE
Kuzeni Abbas oğlu Abdullah anlatmaktadır. Birgün Allah'ın Elçisiyle (asm) bir yere gidiyorduk. Birisi, kesmek üzere bir koyunu bağlamış, koyunun gözü önünde bıçağı biliyordu. Hz. Muhammed (asv), o kişiye seslendi:
“Onu defalarca mı öldürmek istiyorsun?”


 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,590
Tepki puanı
954
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
KONUŞAMAYAN HAYVAN
Bir gün yolda giderken açlıktan karnı sırtına yapışmış bir deve görür.
Yüzü bulutlanır ve devenin sahibine döner:
“Konuşamayan bu hayvana bakarken Allah'tan kork!”


 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,590
Tepki puanı
954
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
ONLARA NÖBETÇİLİK EDİP

Altmış üç yıllık hayatının en büyük zaferine yol almaktadır. On bin kişilik bir ordunun başında baba ocağı, ana vatanı Mekke'nin kapısına dayanmak üzeredir. Artık bütün Arabistan hâkimiyetini tanımıştır.
Ordunun en önünde ilerlerken yolları üzerinde yeni doğum yapmış dişi bir köpekle yavrularını görür. Arkadaşlarından Suraka oğlu Cuayl'i çağırarak emir verir.
"Anneyle yavrularının önünde duracak ve ordunun tamamı geçinceye kadar onlara nöbetçilik edip, ezilmekten koruyacaksın."


Dişiyle yavruları rahatsız edilmemiş fakat on bin kişilik Fetih ordusu istikametini değiştirmiştir.
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,590
Tepki puanı
954
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
KENDİ ÖNLEMİM

Bedir düzlüğünde İslam'ın ilk ciddi meydan sınavı verilmek üzeredir. Hz. Muhammed (asv) küçük ordusunu savaş düzeninde yerleştirmiş ve kendinden üç kat kalabalık düşman ordusunun harekete geçmesini beklemektedir. Bu sırada savaş düzenleri konusunda bir uzman sayılan arkadaşlarından Münzir oğlu Hubab yanına gelir ve sorar:
“Ey Allah'ın Elçisi! Orduyu bu şekilde yerleştirmeni Allah mı sana emretti?”
“Hayır, benim kendi önlemim.”


“Öyleyse ey Allah'ın Elçisi! Ordu yanlış yerleştirilmiş...”
Ve askerlik bilimi açısından doğrusunu anlatır. Hz. Muhammed (sav) hiçbir tepki ve kapris eseri göstermeksizin arkadaşının sözüne uyar. Ordunun savaş düzeni değiştirilir. Birkaç saat sonra da İslam ilk zaferini kazanmıştır

Hz. Peygamber (sav), devlet idaresi için çeşitli kademelerde görevli tayininde, ehliyet ve liyakat esasına riayet eder; layık olan kişileri yaşları küçük olsa da, soylu ailelerden olmasalar bile görevlendirirdi. Hak olan hususlarda kendisine ve görevlilerine itaat edilmesini ister; ancak hakka ve hakikate uymayan konularda halkın itaat sorumluluğunda olmadıklarını belirtirdi. Böylece hak sınırları içerisinde emîre itaati gerekli görmekle birlikte, halkı kendi hizmetine mecbur kişiler olarak görmez, kendini onların üstünde saymazdı; bilakis onların içinden, aralarından biri idi.

 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,590
Tepki puanı
954
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
BİZİ ALDATAN


Çarşıyı denetlemektedir. Bir dükkânın tezgâhında duran buğday çuvalına elini daldırır. Üstteki buğdaylar iri, parlak ve kalitelidir. Fakat çuvalın içinden eline ıslak ve kötü buğdaylar gelir. Kaşlarını çatarak dükkancıya nedenini sorar:
"Böyle yapmazsam satamam.. cevabını alınca da
"Bizi aldatan bizden değildir."


der.

Emir verir, ıslak buğdaylar çuvalın üzerine çıkarılır ve öyle satılır.
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,590
Tepki puanı
954
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
MUHAMMED'İN KIZI FATMA DA OLSA

Mekke yeni fethedilmiştir. Mahzumoğulları kabilesinin reisinin kızı hırsızlık yapar. Hırsızın adı Fatma'dır. Cezalandırılması için Hz. Muhammed (asv)'e getirilir. Fakat günün siyasi dengeleri Mahzumoğullarıyla aranın bozulmamasını gerektirir. Durumun nezaketini değerlendiren bazı arkadaşları araya, Hz. Muhammed (asv)'in kıramayacağını düşündükleri birini koyarlar. Bu, Hz. Muhammed (asv)'in evlatlığı Zeyd'in oğlu, genç Üsame'dir. Yani bir bakıma manevi torunu. Üsame:
"Ey Allah'ın Elçisi! Bu kadını babasının hatırı için affetseniz..." der.
Fakat Hz. Muhammed (asv)'in hayatının en kızgın anlarından biriyle karşılaşır. Cevap şiddetlidir:
“Bu istediğiniz şey sizden önceki toplulukların yok edilme sebebidir. Onların içinde de hatırlı ve güçlü biri bir suç işledi mi affedilir, halktan biri işledi mi cezalandırılırdı. Allah'a yemin ederim ki, bu suçu işleyen Mahzumoğullarının reisinin kızı Fatma değil de Allah'ın Elçisinin kızı Fatma olsaydı aynı cezayı verirdim.”


Emir verir. Hırsızın cezası uygulanır.
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,590
Tepki puanı
954
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
HZ. FATIMA (r.anha)'YA HİZMETÇİ

Kızı Hz. Fatıma (r.anha) son derece sıkıntılı bir evlilik yaşamı sürmektedir.
Kocası Hz. Ali (ra)'nin anlatımıyla:
"Evimizde hizmetçi yoktu. Bütün işlerini bizzat Fatıma kendisi yapıyordu. Zaten, bütünü bir tek odadan ibaret olan bir hücrecikte kalıyorduk. O hücrecikte, Fatıma ocağı yakar ve yemek pişirmeye çalışırdı. Çok kere, ateşi alevlendirmek için eğilip üflerken, ateşten çıkan kıvılcımlar benek benek elbisesini yakardı. Onun için elbisesi delik deşik olmuştu. Yaptığı sadece bu değildi. Ekmek yapmak, evin ihtiyacı olan suyu taşımak da onun yüklendiği işlerdendi. Ayrıca değirmen taşını çevire çevire eli, su taşıya taşıya da sırtı nasır bağlamıştı."
O günlerde Medine'ye savaş esirleri getirilir.
Bunlar ihtiyacı olan Müslümanlar arasında ev işlerine yardım etmeleri için dağıtılmaktadır.
Hz. Ali (ra)eşine:
“Git babandan bir tane de bizim için iste." der.
Hz. Fatıma (r.anha) ister. Fakat peygamber babanın cevabı olumsuzdur.
"Kızım" der "Mescid'te yatıp, kalkan, öğrenimle meşgul olan fakir arkadaşlarımın ihtiyacı senden önceliklidir. Kusura bakma onlarınkini gidermeden, senin için bir şey yapamam."


 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,590
Tepki puanı
954
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
BAZEN OLUR

Bir arkadaşı kimseye açamadığı büyük bir sıkıntıyı Hz. Muhammed (asv)'e getirir:
“Ey Allah'ın Elçisi! Karım bir çocuk doğurdu, teni esmer. Ben ise beyazım?..”
Hz. Muhammed (asv) sorunu anlamıştır. Nezaketi daha ileri gidilmesine izin vermez. Arkadaşının sözünü bitirmesini beklemeden bir soru sorar:
“Senin develerin var mı?”
“Evet, var.”
“Peki, renkleri nedir?”
“Genellikle kırmızı”
“İçlerinde boz renkli de olur mu?”
“Evet, bazen olur.”
“O boz renk nereden gelmiştir?”
“Herhalde atalarından birine çekmiştir.”
“Karının doğurduğu çocuk da belki atalarından birine çekmiştir.”
Arkadaşı tatmin olmuş bir vicdan ve mutlu bir yüz ile yanından ayrılır.
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,590
Tepki puanı
954
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
YOLUNU KAYBETTİĞİNDE



Bir göçebe Arap, Müslüman olma niyetiyle gelmiştir; fakat henüz kararı kesin değildir. Netleştirmek için Hz. Muhammed (asv)'e sorar
“İnsanları neye çağırıyorsun?”
“Yalnız Allan’a ibadet etmeye. O Allah ki, başın bir derde girdiğinde O’nu çağırırsın, seni kurtarır. O Allah ki, bir kuraklık olduğunda O’nu çağırırsın. Yeri yeşertir. O Allah ki, çölde yolunu şaşırdığında O’nu çağırırsın, yolunu buldurur.”


Gelen adamın bütün soru işaretleri silinmiştir. Çünkü Hz. Muhammed (asv) davet ettiği dini onun anlayacağı şekilde anlatmıştır.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt