Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

hoşgeldin birol kral bu forum sana ait olsun (1 Kullanıcı)

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

efzairem

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Kas 2007
Mesajlar
758
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
--------------------------------------------------------------------------------

sitemize hoşgeldiniz sizin için bir forum açma geregi hissettim sizin açtıgnız forum biraz karıştı kişisel hakklara hakaret içeren yazılar yazıldıgı için silindi ama sana hoş görüyle yaklaşanlar agırlıktayız burada bize sormak istedigin bizimle tartışmak istedigin konulara yer vere bilirsin inşaALLAH birbirimize faydalı oluruz ...ilk soruna cevapla başlıyalım


bu site sadece müslümanların sitesimi yoksa genel olarak herkese hitap ediyormu???
burası adındanda anlaşıldıgı gibi islamiyet sitesi kapıları niyeti hayır olan herkese açık düşünen akıl ,taşıyan herkesede hitap ediyor

ikinci sorun

AMA BİR MÜSLÜMAN NASIL YAŞIYOR NE YAPIYOR HİÇ BİR BİLGİM YOK BEN CAMİYE GİTMEM AMA İSTANBULDA SEN ANTUAN KİLİSESİNE GİDER ORDA HUZUR BULURDUM MUM DİKERDİM İNCİLİDE OKUDUM GERÇEKTEN ÇOK GÜZEL ŞEYLER ANLATIYORDU BİLMİYORUM BELKİ BENİ ELEŞTİRİRSİNİZ AMA NE YAPAYIM BAŞKA BİR ÇAREM YOKTU KİMSE BANA KILAVUZLUK ETMİYİNCE BU YOL BÖYLE GİTTİİİ...ACABA YANIŞMIYIM YOKSA DOĞRUMUYUM BİLMİYORUM GERÇEKTEN BİLMİYORUM...

eger bir mülümanın nasıl yaşadıgnı nasıl mutlu oldugnu ögrenmek istiyorsan en mükemmel müslüman hz.MUHAMMED in hayatını mutlaka okumalısın..
kimse bana kılavuzluk etmedi diyorsun sen kılavuz arıyorsan inşaALLAH bizler yadımcı olmak isteriz ..
gittigin yoldan emin degilsin söyledigne göre o zaman araştır gel burda yanlışları düzeltelim


buda üçüncü sorun
Arkadaşlar Hepinize Anlayişinizdan Dolay I Teşekkür Ederim Yalniz Ben Sizin Bildiğiniz Insanlardan Değilim Beni Bazi Konularda Aydin Latmaniz Lazim Ben Hep Haksizliklar Görüyorum Ve Bunlari Gördüğüm Için Hiristiyanliği Seçtim Siz Ise Bunlari Biliyormusunuz Yoksa Bilmemezlikten Mi Geliyorsunuz...

bu konuları açarsan yardımcı oluruz inşaALLAH
gördügün haksızlıkları söyle birlikte cevap bulalım
neyi bilmezlikten geliyoruz anlamadım


bu 4 . msj ın

KARDEŞ BAK KÖTÜ BİR AMACIM YOK AMA SİTENİZDE BÖYLE SORUNLAR İSTEMŞYORSANIZ BİR DAHA GİRMEM AMA BEN SİZE SAYGI DUYARIM SİZDE BANA DUYUN SENİN GÖRÜŞLERİN BİZE ÇOK TERS NİYE DİYCEKSİN BİZDE MERYEM ANAYA RUH ÜFLENDİ DOLAYSIYLA EVLENMEDEN BİR OĞLU OLDU VE BİZ BUNA TANRININ OĞLU DİYORUZ.....
birincisi sizi asla sorun olarak görmüyoruz bu güzel bir tevafuktur buraya yolunuz düşmüşse boşuna degildir inanın

tanrını oglu kısmına kadar olanına bizde inanırız kuan ı kerimde bahsi geçer bu konunun bu ALLAH ın bir mucizesidir
 

efzairem

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Kas 2007
Mesajlar
758
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
burada kafanıza takılan konuları sorabilirsiniz niyetiniz anlamak oldugu sürece:H
 

islam_güneşi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eyl 2007
Mesajlar
366
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
sanırım seçimlerinde özgür bırakmak gerekir arkadaşı.kendince doğruları bulmuş evet ama her iki dini hatta hak dinlerini hatta ve hatta kendini huzur içinde bulduğu tüm konuları araştırması gerekir.sonra seçimini netleştirir.bence kişisel bir takım sorunları var.insanlardan ya da ailesinden olumsuz davranışlarla karşılaşıyor.tamamen psikolojik.bunu diyorum çünkü ortada anlayabilmemi sağlayan bir neden bulamıyorum.ya da cevap verebilecek.çünkü sadece yaptıklarından bahsetmiş.
 

gecekondu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2007
Mesajlar
1,726
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
Konum
Aşıklar Diyarı
selamun aleyküm Efzairem Kardeşim izninle Müslüman olan bir PAPAZ'ın hikayesini paylaşmak İstiyorum ... Allah'a emanet olun selam ve dua ile ....

Allah(c.c.) katında Tek Din İslamdır ..
eşhedüen la ilahe illallah
ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulüh ..
(
Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. Muhammed O nun elçisidir ..)

Müslüman olan Papaz'ın itirafları

Bir aralar Müslüman olan bir Papaz'ın bir yazısını tercüme etmiştim. İnternette bayağı bir yer bulmuştu. Buraya da ekleyim dedim. Okumayanlar okusun...




Müslüman aleyhtarı bağnaz Hıristiyan bir vaiz iken, daha sonra Müslüman olan ve İslama hizmet için koşturan Yusuf Estes'in ibretli hidayet hikayesi ...

yusuf_skyline.jpg



''Kutsal Ruh'u gerçekten anlayıp anlamadığımdan şüphe ediyorlar, bir kısmı da kendimi "yeniden doğmuş" gibi mi yoksa "tamamen kurtulmuş" olarak mı gördüğümü soruyor. Bunlar bence çok güzel sorular ve bu yazımda hepsine cevap vermeye çalışacağım. Herkese yoğun ilgileri ve hikayem konusundaki merakları için teşekkür etmek istiyorum. ''
Bir gün yine çok kibar bir Hıristiyan beyefendi bana e-posta ile Hıristiyanlıktan İslâmiyete neden ve nasıl geçtiğimi sordu. İşte kendisine cevaben gönderdiğim mektubun tamamı:
Bir çok insan şunu merak ediyor: Nasıl oluyorda özellikle hergün İslâm ve Müslümanlık hakkında duyduğumuz negatif şeylere rağmen bir rahip veya vaiz İslâmiyete dahil olabiliyor?
Bazı insanlar bu konuda gerçekten çok meraklı, bir kısmı da benim İslâmı seçmemi bir istisna olarak görüyorlar. Bazıları nasıl İsa'ya sırt çevirebildiğimi sorguluyor, ya da Kutsal Ruh'u gerçekten anlayıp anlamadığımdan şüphe ediyorlar, bir kısmı da kendimi "yeniden doğmuş" gibi mi yoksa "tamamen kurtulmuş" olarak mı gördüğümü soruyor. Bunlar bence çok güzel sorular ve bu yazımda hepsine cevap vermeye çalışacağım. Herkese yoğun ilgileri ve hikayem konusundaki merakları için teşekkür etmek istiyorum.
Bir gün yine çok kibar bir Hıristiyan beyefendi bana e-posta ile Hıristiyanlıktan İslâmiyete neden ve nasıl geçtiğimi sordu. İşte kendisine cevaben gönderdiğim mektubun tamamı:
Giriş
Benim şu anda adım Yusuf Estes, fakat geçmişte yıllarca arkadaşlarım bana Skip diye hitap ettiler. 1950'den bugüne dek dini müzik sektöründe çalıştım. Bir yandan da Hristiyanlıkla ilgili vaazlar verdim. Dini cd ve video yayınlarının izin ve ruhsat hakları resmi sorumluluğunu yürüttüm. Sonra babam ve ben müzik şirketi kurduk, TV ve radyo programları ile eğlence programları hazırladık. TV'de çocuklar için öğretici programlar yaptım.
Bir ara ise, Birleşmiş Milletler Dini Liderler Barış Konferansı'nda delegelik yaptım. Şimdi ise Washington D.C. Birleşik Devletler Cezaevi Bürosu Müslüman Vaizliğinden emekliyim. Birçok Amerikalı Müslüman ile irtibatım var, Müslüman öğrenci ve gençlik teşekkülleri ile beraber organizasyonlar düzenliyoruz. Ayrıca dünyanın neredeyse tamamını Kur'ân'daki İsa'nın mesajını yaymak için dolaşıyorum. Gittiğimiz yerlerde bir çok inanç ve fikir grubundan din adamı, vaiz, temsilci ile diyaloglara giriyor, fikir alışverişinde bulunuyoruz. Bizim çalışma alanlarımız daha çok askeriye, üniversiteler ve cezaevleridir. Öncelikli amacımız ise gerçek İslâm ve gerçek Müslümanların mesajını dünyaya ulaştırmaktır. İslâmiyet öyle hızlı yayılıyor ki, İslam bugün Hıristiyanlıktan dünyanın en büyük ikinci dini konumunda. Ancak İslâmın "Barış, Allah'a teslimiyet ve itaat" anl----- gelen gerçek mesajı ne tam olarak anlaşılmakta ne de gereği gibi sunulmaktadır.
Nasıl Müslüman oldum?
Bu oldukça tuhaf gelebilir, belki Allah, İsa, peygamberlik, günah ve kurtuluş konularında sizinle biraz farklı bir perspektife sahip olabilirim. Fakat göreceksiniz ki, ben de aslında bir sürü insanla aynı gemide bulunuyordum.
Açıklamama izin veriniz.
Sıkı bir Hıristiyan olarak doğdum
Midwest'te çok sıkı bir Hıristiyan ailesinde dünyaya geldim. Ailem ve onların ataları burdaki kilise ve okulları yapan kişilerdi ve buraya ilk gelenler arasındaydılar. Ben daha ilkokulda iken, 1949 yılında (Ben epey yaşlıyım) Houston Texas'a taşındık. Kiliseye hizmet ediyorduk ve ben 12 yaşımda Texas Pasadena'da vaftiz oldum. Daha bir delikanlı iken, dinim ile ilgili daha fazla bilgi edinmek için diğer kiliseleri ziyaret etmek istedim. Baptistler, Metodistler, Episkopalyanlar, Nazarinler, Christ Kilisesi, Tanrı Kilisesi, Katolikler, Presbiteryanlar ve daha bir çoğunu gezdim. Kendimi İncil konusunda çok geliştirdim. Dinler hakkında araştırmalarım sadece Hıristiyanlıkla sınırlı kalmadı. Hinduizm, Judaizm, Budizm, Metafizik, yerel Amerikan dinleri de araştırmalarım dahilindeydi. Ciddi bir şekilde araştırmadığım tek din ise İslâm'dı heralde. Neden mi? Güzel bir soru.
Müzik Şirketi
Herneyse, bu araştırmalarım sırasında farklı tarzda müziklere ilgim epey arttı. Özellikle Gospel ve Klasik Kilise müziği. Benim bütün ailem dindardı ve ben de çalışmalarımı bu iki şey üzerine yoğunlaştırdım dinler ve müzik. Bütün bunlar beni bir çok kilisenin müzik sorumlusu haline getirdi. 1960'larda klavye dersleri vermeye başladım. 1963'te de Maryland'de kendime ait ilk stüdyomu kurdum. Adı Estes Müzik Stüdyoları'ydı.
Texas, Oklahoma ve Florida'da İş Projeleri
Bundan sonraki 30 yıl süresince babam ve ben bir çok projede beraber çalıştık. Eğlence programları, şovlar ve etkinlikler düzenliyorduk. Texas, Oklahoma ve Florida'da piyano ve org dükkanları açtık. Bu yıllar süresince milyonlarca dolar kazandık, fakat, ancak ve ancak gerçekleri bilerek ve kurtuluşun gerçek yolunu bularak elde edilebilen iç huzuru bulamamıştım bir türlü. Eminim siz de kendinize şu soruları sormuşsunuzdur: "Allah beni neden yarattı?" ya da "Allah benden ne yapmamı istiyor?" ya da "Gerçekten Allah kimdir?" ya da "Doğuştan günahlı olmak kavr----- neden inanırız?" ya da "Neden Adem'in oğulları olarak bizler onun günahlarını kabul ediyor ve sonsuza dek o sebeple cennetten kovulmuş oluyoruz?"... Fakat bu sorulardan herhangi birini yönelttiğiniz zaman, insanlar muhtemelen bunlara sorgulamadan inanmak lazım ya da bunlar bilinemez ve sormamalısın "sadece inan kardeşim" diyeceklerdir.
Teslis İnancı
Çok tuhaftır, "teslis" kelimesi İncil'de yer almaz. Ve İsa'dan yaklaşık 200 yıl sonra din adamları tarafından üretilmiştir. Ben Hıristiyan din alimlerine soruyorum, bir tek olan Allah nasıl üç kişiliğe bürünmüş olarak kabul edilir, ya da neden "her istediğini yapmaya güç yetiren" Allah insanların günahlarını affetmek için insan kılığına girip, dünyaya inip, günahlar için kendini feda etmeye ihtiyaç duysun. Allah'ın tüm kâinatı kuşattığını, her an her yerde hazır olduğunu bile bile, dünyaya insan kılığında inmeye ihtiyaç duyduğuna nasıl inanabiliriz? Bütün bunlar zanlardan ya da tuhaf kanılardan öte birşeye benzemiyor.
Babam
Babam kiliseleri desteklemek ve yardım etmekte çok aktifti. Özellikle kilise okulu programlarını... 1970'lerde o ve üvey annem kilisede gönüllü hizmetkarlık yaptılar. Kiliseye gönülden bağlıydı. Hatta Pat Robertson gibi en azılı İslâm karşıtlarını da gönülden desteklerdi.
Mısırlı adam
1991'lerin başlarıydı. Babam Mısırlı biriyle iş yapmaya başlamış ve benim de onunla tanışmamı istemişti. Bu fikir bana hayatıma uluslar arası bir boyut kazandırma adına güzel gelmişti. Mısırlı bir insanı ilk kez tanıyacaktım, bilirsiniz piramitler, sfenks, Nil nehri ve daha bir çok ekzotik şey..
O bir "Müslüman"
Korsan, eşkiya, bombacı, terörist ve daha kimbilir neler neler..
Babam bana bu adamın Müslüman olduğunu söyledi. Önceleri "inançsız, putperest, korsan, eşkiya, bombacı, terörist" biriyle tanışacak olma fikri hoşuma gitmedi. Her normal insan böyle biriyle tanışmaktan hoşlanmaz. Duyunca kulaklarıma inanmamıştım. Bir Müslüman.. Asla.. Babama Müslümanlarla ilgili duyduğumuz bir çok şeyi hatırlattım.
İslam ve Müslümanlar aleyhinde yalanlar..
Onlar bize Müslümanların:
*Tanrı'ya inanmadıklarını,
*Çölün ortasındaki kapkara kutu şeklinde bir yapıya taptıklarını,
*Günde beş kez yeri öptüklerini söylemişlerdi...
Asla! Bu insanla tanışmak istemiyordum! Bu Müslümanı görmek istemiyordum.
Babam ise tanışmam için ısrar etti ve onun düşündüğümün aksine çok iyi ve hoş bir insan olduğunu söylüyordu. Bu benim için oldukça fazlaydı.
"Onu Hıristiyan yapmalıyım"
Sonra aklıma bir fikir geldi. "Bu adamı Hıristiyan yapabiliriz". Bu fikirden sonra adamla tanışmayı kabul ettim. Fakat şartlarım vardı. Onunla bir Pazar günü Kilise ayininden sonra görüşecektim, böylece onu Hıristiyan yapmam için içimde manevi güç bulacaktım. Kolumun altında her zamanki gibi İncil'im mevcuttu. Boynumda pasparlak sallanan haçımla ve üzerinde "İsa Rab'tır" yazan kepimi giyerek görüşmeye gittim. Yanımda eşim ve iki genç kızım da vardı ve bir Müslüman ile ilk randevumuza hazırdık.
Nerede?
Görüşeceğimiz yere geldiğimizde babama ortağının nerede olduğunu sordum. Babam da: "İşte orada görmüyor musun", diyerek işaret etti.. Kafam bulanmıştı. Bu o Müslüman olamazdı. İmkânsız!
Ben kara bir çarşafa sarılı, kafasında türbanı ve upuzun kirli bir sakalı olan ve elbisenin altında bir bomba saklayan kaba bir adam hayal etmiştim.
Bu adamın sakalı yoktu. Kafasında saç bile yoktu neredeyse. Neredeyse keldi. Herşeyden iyisi, çok sıcak bir selamlama ile yanıma yaklaştı ve elimi sıktı. Bu saçmalıktı. Ben onların terörist olduğunu hayal ediyordum. Bu güleryüz de ne anlama geliyordu.
İsa'ya muhtaç
Her neyse. Ne olursa olsun bu adamla işim bitmemişti. "İsa adına" bu adamın "kurtarılması" gerekiyordu. Ben ve Tanrı bu işi bugün yapacaktık.
Tanışma faslı
Hızlı bir tanışma faslından sonra adama sordum:
"Tanrı'ya inanıyor musunuz?"
Dedi ki:
"Evet." - (Bu iyi!)
Sonra dedim ki:
"Adem ile Havva'ya inanır mısınız?"
Dedi ki:
"Evet." - (Çok iyi!)
Dedim ki: "Peki ya İbrahim peygamber? Ona ve oğlunu Tanrı'ya kurban etmek istediğine inanır mısınız?
Dedi ki:
"Evet." - (Oldukça iyi!)
Sonra şunu sordum:
"Peki ya Musa"
"On emir?"
"Kızıl denizi yararak geçmesi?"
Tekrar dedi ki:
"Evet." - (Harika!)
Sonra:
"Peki diğer peygamberler, Davud, Süleyman vs.?"
Dedi ki:
"Evet." - (Müthiş!)
Şöyle sordum:
"İncil'e inanır mısınız?"
Şöyle yanıtladı:
"Evet." - (Tamamdır!)
Öyleyse şimdi sıra büyük sorudaydı:
"İsa'ya inanır mısınız, onun Mesih olduğuna iman eder misiniz?"
Tekrar kafasını salladı ve cevapladı:
"Evet." - (İnanılmaz!)
Herşey çok iyi gidiyordu. Beklediğimden kolay olmuştu. Adam neredeyse vaftiz edilmeye hazırdı. Ve oracıkta onu da yapmayı planlamaya başlamıştım.
Şok edici bir haber - Meğer Müslümanlar zaten İncil'e inanıyorlarmış...
O gün, 1991'in baharında, Müslümanların İncil'e inandığını öğrenmiştim. Şok oldum. Bu nasıl olabilirdi? Fakat bununla da kalmıyordu: Onlar İsa'ya da inanıyordu..
Müslümanlara göre de:
* Tanrı'nın sadık bir elçisi;
* Tanrı'nın peygamberi;
* Babasız bir şekilde mucizevi olarak doğdu;
* O Mesih'ti;
* O şimdi Tanrı'yla beraber ve çok önemli bir yeri var;
* Kıyamet yaklaştığında geri dönecek ve inananların yanında imansızlara karşı duracak...

 

gecekondu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2007
Mesajlar
1,726
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
Konum
Aşıklar Diyarı
Ruhumu İsa'ya adadığım günden sonra bir Müslüman'ı Hıristiyan yapmak benim için olağanüstü bir gelişim olacaktı.
Bir bardak çay eşliğinde inanç tartışması
Adama çay içmeyi sevip sevmediğini sordum, sevdiğini söyledi. Oradan kalkıp hep beraber benim favori sohbet konum hakkında konuşmak üzere bir kafeteryaya gittik. Konu tabii ki inançlardı. Saatlerce sohbet ettiğimiz kafeteryada şunun farkına vardım: Bu adam sessiz, sakin, hoş ve biraz da utangaç bir insandı. Benim söylediğim şeylerin her kelimesini dinledi ve bir kere olsun sözümü kesmeye yeltenmedi bile. Bu adamı sevmiştim ve iyi bir Hıristiyan olma potansiyeli sezmiştim. Ve bu işin olacağına kesin gözüyle bakmaya başlamıştım. Halbuki başıma gelecekler hususunda ufacık bir bilgim dahi yoktu.
Herşeyden evvel, babama bu adamla iş yapmaya mutlaka devam etmesi gerektiğini söyledim. Ve Texas'a yaptıkları iş seyahatlerinde bu adama bazen eşlik etmek istediğimi de söyledim. Gün be gün, beraber bolca vakit geçirmeye ve bir çok konularda konuşmaya başladık. Sohbet aralarında radyolarda ve seminerlerde verdiğim vaazlardan, konuşmalardan örnekler sunuyordum. Bu zavallı adamı "kurtarmaya" iyice niyetliydim. Tanrı hakkında konuştuk, hayatın anlamı, yaratılışın gayesi, peygamberler ve görevleri, Tanrı'nın buyruklarını insanlara nasıl vahyettiği konularından bahsediyorduk. Ayrıca bir çok şahsi deneyimlerimizi ve hatıralarımızı da paylaşıyorduk.
Bir gün artık arkadaşım olan Muhammed'in şimdiye kadar kaldığı evden taşınmak zorunda kaldığını ve geçici bir süre için camide ikamet edeceğini duydum. Babama gittim ve Muhammed'i şehirdeki büyük evimizde ağırlamak istediğimi söyledim. Ne de olsa güvenilir bir insandı ve gönül rahatlığı ile evimizde onu misafir edebilirdik. Israrlarımız netice verdi ve Muhammed evimize taşındı.
Vaazlara devam
Tabii ki, ben hala Texas civarındaki kiliseleri ve oradaki pederleri ziyarete zaman buluyordum. Bunlardan biri Texas'ın Oklahoma bölgesinde, bir diğeri ise Mexico bölgesinde yaşıyordu. Bunlardan biri arabadan daha büyük olan bir haçı tıpkı İsa'nın çarmıha gerilmeye götürülürken yaptığı gibi, omzunun üstüne almış ve cadde ve sokaklarda bu şekilde dolaşıyordu. Bunu yapmayı seviyordu zira yoldan geçen arabalar duruyor ve bu adama ne yaptığını soruyordu. O da onlara Hıristiyanlık ile ilgili nasihatler veriyor, vaaz ediyordu.
Pederin kalp krizi
Bir gün haçı omzunda taşıyan peder arkadaşım kalp krizi geçirdi. Yakınlardaki bir hastaneye sevkedildi. Sık sık kendisini hastanede ziyaret ediyordum. Çoğu zaman bu ziyaretlere Muhammed'i de götürüyordum. Orada peder arkadaşımla birlikte inancımız hakkında güzel bilgiler paylaşmayı umuyordum. Peder arkadaşım bu ziyaretlerden pek haz almıyordu. Anlaşılan İslam hakkında şeyler duymak hoşuna gitmemişti. Bir gün yine böyle bir ziyaret esnasında peder ile aynı odayı paylaşan bir hasta tekerlekli sandalye üzerinde odaya girdi. Yanına gittim ve adını sordum. Adam adının önemli olmadığını ve kendisinin Jüpiter gezegeninden geldiğini söyleyiverdi. Bir an kardiyoloji servisinde miyim yoksa ruhsal hastalıklar servisinde miyim diye içimden geçirdim.
Tekerlekli sandalyedeki adam
Bu adamın kimsesiz bir depresif olduğunu ve birilerine ihtiyaç duyduğunu hissettim. Bunun üzerine ona Tanrı'dan bahsetmeye başladım. Eski Ahitten pasajlar okudum. Ona Nuh'un hikayesini anlattım. İnsanlarını ve şehrini bir gemi üzerinde terk etmek zorunda kalışını, ve sonra tufanın gelip heryeri yerle bir edişini anlattım. Daha sonra Ninova'ya dönüşünü hatırlattım. Anlatmak istediğim problemlerimizden kaçamayacağımız ve onlarla yüzleşeceğimizdi.
Katolik rahip
Bu hikayeyi anlattıktan sonra adam bana baktı ve özür diledi. Kaba davranışından dolayı üzgün olduğunu ancak son günlerde çok büyük sorunlar yaşadığını söyledi. Daha sonra ise bana itiraflarda bulunmak istediğini söyledi. Ben de ona "Ben Katolik bir rahip değilim. Benimle günah çıkartamazsın" dedim. Bunun farkında olduğunu söyledi ve şu cevabı verdi: "Aslında ben bir Katolik rahibim."
Şok olmuştum. Ben bir papaza Hıristiyanlığı anlatmaya çalışıyormuşum meğer. Dünyada neler oluyor böyle.
Latin Amerika'daki rahip
Rahip bana hikayesini anlatmaya başladı. 12 yıldan fazla kilise için Orta Amerika, Mexico ve New York'ta misyonerlik yaptığını anlattı. Hastaneden çıktıktan sonra kalacak yeri olmadığını, kimsesi olmadığını söyledi. Bunun üzerine babama büyük evimizde Muhammed ile birlikte bir misafire daha yerimiz olup olmadığını sordum. Babam kabul etti. Rahip de razı oldu. Ve evimize taşındı.
Rahipler İslamı öğrenmeli mi? Evet!
Evimize doğru giderken, rahip ile İslam hakkında yanlış bildiğimiz şeyleri paylaştım. Benim için sürpriz oldu ama rahip de bunları bildiğini söyledi. Ve bu konuda daha çok şeyler söyledi. Rahip bana Katolik papazların, İslam üzerine eğitim aldıklarını ve bazılarının bu hususta doktora bile yaptıklarını söyleyince adeta şok geçirdim. Bu beni oldukça aydınlattı fakat sürprizler daha bitmemişti.
İncil'in farklı versiyonları
Rahip evimize taşındıktan sonra her akşam yemeğinin ardından dinler hakkında sohbetler etmeye başladık. Birgün babam İncil'in Kral James versiyonunu getirmişti, ben ise revize edilmiş standart İncil versiyonunu getirmiştim, eşimde ise daha farklı bir İncil versiyonu vardı (Sanırım Jimmy Swaggart'ın "Modern insana iyi haber"i gibi birşeydi). Rahipte ise tabii ki İncil'in Katolik versiyonu vardı. Bizler hangi İncil'in doğru olduğu konusunda Muhammed'i Hıristiyan yapmak için uğraştığımızdan daha fazla vakit kaybediyorduk.
Kur'ân'ın sadece bir versiyonu var - Arapça - Ve hala aynen duruyor
Tartışmamız sırasında bizi dinleyen Muhammed'e dönüp 1400 yıl içinde Kur'ân'ın kaç versiyonunun ortaya çıktığını sordum. O bana dünyada sadece bir adet Kur'ân olduğunu söyledi. Bunun asla değiştirilmediğini ve asla değiştirilemeyeceğini de ekledi. Bununla birlikte Muhammed sayesinde Kur'ân'ın farklı ırklardan yüzbinlerce insan tarafından aynı şekilde ezberlendiğini de öğrendim. Asırlar boyunca Kur'ân milyonlarca insan tarafından ezberlenmiş, nüshadan nüshaya, ayet ayet, sure sure geçirilmiş, eksiksiz ve hatasız bir şekilde günümüze aktarılmış. Bugün 9 milyonun üzerinde insan Kur'ân'ın her ayetini kelimesi kelimesine ezberlemiş durumdaymış.
Bu nasıl olabilir?
Bu bana imkansız gibi geldi. Herşey bir yana, İncil'in orijinal dili günümüzde kullanılmayan ölü bir dil ve orijinal İncil nüshaları da asırlar içinde kaybolmuştu. Öyleyse, bir kutsal kitabı asırlar boyu ayet ayet aynen muhafaza etmek nasıl bu kadar kolay olabilmişti.
Rahip camiye gidiyor
Herneyse, bir gün bizim rahip Muhammed'e kendisini camiye götürüp götüremeyeceğini sordu. Gittiler. Daha sonra orada yaşadıkları hakkında konuşa konuşa geri geldiler. Biz de bizim rahibe orada neler olduğunu, neler gördüğünü, ibadetlerinin neye benzediğini merakla sorduk. Rahip "Pek fazla birşey yapmıyorlar" dedi. Geliyor namaz kılıyor ve dağılıyorlar dedi. "Dağılıyorlar mı? Herhangi bir vaaz olmadan ya da ilahi söylemeden mi?" diye hayretle sordum, o da "evet öyle" dedi.
Rahip Müslüman oluyor!
Bir kaç gün geçmişti ki, rahip Muhammed'e kendisine tekrar camide eşlik etmek istediğini söylemişti. Fakat bu sefer daha farklıydı. Uzun bir süre geri dönmediler. Hava kararmış ve başlarına birşey geldiğini düşünerek endişeye kapılmıştık. Sonunda çıkageldiler. Karşıdan gelirlerken kapının önünde Muhammed'i hemen farketmiştim ancak bu yanındaki de kimdi? Muhammed'in yanında beyaz bir kaftan ve beyaz bir başlık giymiş bir adam duruyordu. Dur bir dakika! Bu bizim rahipti. Ona döndüm ve: "Pete? - Müslüman mı oldun sen?" diye bağırdım. O bana yumuşak bir sesle o gün İslam'a girdiğini söyledi. Bir rahip Müslüman olmuştu!!! Yok daha neler? Sırada ne vardı Tanrım? (Göreceksiniz)
Karım...
Bunun üzerine üst kata çıktım. Eşime aşağıda olanları bütün ayrıntısı ile anlattım. Eşim bana aslında kendisinin de İslamiyete girmek istediğini söyledi, çünkü bunun gerçek din olduğunu inanıyormuş...
Yıkıldım!
Bu sefer gerçekten şok olmuş, yıkılmıştım. Hemen alt kata indim, Muhammed'i yattığı yerden uyandırdım ve benimle dışarı birşey konuşmak için gelip gelmeyeceğini sordum. Dışarı çıktık bütün gece bu konuda konuştuk.
Gerçek geldi!
Saatler sonra Muhammed fecr namazını kılacağını söyledi(Müslümanların sabah namazı). Gerçeğin gelip beni bulduğunu biliyordum. Yapmam gerekeni yapmam lazımdı. Babamın evine gittim. Yere temiz bir hasır serdim ve başımı yere koyarak Müslümanların namaz kılarken döndükleri yöne doğru döndüm.
Yönlendir beni Tanrım! Yönlendir beni!
Tam o pozisyonda iken vücudum yere paralel ve başım yerde iken, yakardım: "Tanrım, eğer orada isen, lütfen yönlendir beni, yönlendir beni"
İçimdeki imza
Bir süre sonra kafamı yerden kaldırdım ve birşeyin farkına vardım. Hayır, uçan kuşlar ya da melekler görmedim. Ya da gayptan sesler duymadım, ışıklar, nurlar da görmedim.. Farkına vardığım şey içimde birşeylerin değiştiğiydi. Sanki şimdi yalan söylememek ve hileli şeyler yapmamak konusunda daha duyarlı hale gelmiştim. Şimdi daha dürüst ve güvenilir bir insan olmak zamanıydı benim için. Şimdi ne yapmam gerektiğini tam anlamıştım.
"Geçmişi" sildim
Hemen üst kattaki duşa çıktım. Aklıma dahice bir fikir geldi. Hemen duşun altına girdim. Güya yılların eskittiği o eski günahkar adamı yıkıyordum. Şimdi ise yeni ve taptaze bir hayata merhaba diyordum. Gerçekler ve deliller üzerine kurulu bir hayat.
Ve yenilendim!
Saat sabah 11 gibiydi. İki Müslüman şahidin önünde duruyordum. Biri Peder Peter Jacob diye bilinen eski bir rahip, ve diğeri de bizim Muhammed Abdurrahman'dı. Bana şehadeti söylettiler: Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur ve yine şehadet ederim ki Muhammed (asm) onun kulu ve elçisidir.
Sıradaki eşimdi..
Bir kaç dakika sonra ise sıra eşimdeydi ve benim gibi o da şehadet getirdi. Fakat o artık 3 şahit önündeydi, çünkü oradaki üçüncü Müslüman artık bendim.
Sonra babam
Babam bu konu hakkında biraz daha tedirgindi ve birkaç ay olanı biteni kendi içinde tahlil etti. Fakat sonunda o da İslamiyete girdi. Artık benimle beraber bölgemizde bulunan mescide gelip tam yanımda namaz kılıyordu.
Çocuklarım da!
Çocuklarımı gönderdiğim Hıristiyan okulundan kayıtlarını sildirdim ve onları İslami bir okula kaydettim. Şimdi (aradan on yıl geçti), onlar Kur'ân'ın büyük bir kısmını hıfzetmiş durumdalar. Ve İslamın bütün kurallarını biliyorlar.
Sıradaki babamın eşi (üvey annem)
Babamın eşi, ölmeden aylar önce tam 86 yaşında iken İsa'nın Allah'ın oğlu olmayacağı gerçeğini kavramış ve çok şükür ölmeden önce şehadet getirme şerefine kavuşmuştu. Allah ona merhamet etsin. Müslüman olarak vefat etti.
Sırada ne vardı acaba?
Şimdi durun ve düşünün. Bir çatı altında yaşayan farklı inanç ve etnik kökenden bir grup insan aynı inanç etrafında birleşiyor. Ve kâinatı yaratan ve yöneten Allah'a nasıl ibadet edileceğini öğreniyorlar. Düşünün. Bir Katolik rahip, bir İncil okuyucusu ve vaizi, zamanında Hıristiyan okulları kurulmasına önayak olan yaşlı bir adam, çocuklar, hatta büyükanne bile- hepsi İslama girdiler.
Onun rahmeti ve hidayeti
Ancak Onun rahmeti ile bizler İslam'daki gerçeği görme imkanına kavuştuk. Kulağımızı tıkayan ve gözlerimizi körleştiren mühürleri Allah kaldırdı ve şimdi bizi o yönlendirmekteydi.
İnanılmaz bir hikaye
Eğer hikayeyi anlatmaya burada son versem, eminim bütün bu anlattıklarıma vereceğiniz tepki: "Bu inanılmaz bir hikaye" şeklinde olacaktır. Değil mi? Herşey bir yana, 3 din adamı tamamen inançlarına zıt bir dini kabul ediyorlar ve bunun ardından bütün ev ahalisi de buna katılıyor.
Daha fazlası var mı? - Evet! Baptist Seminer Öğrencileri
Kur'ân okuyor
Herşey bunlardan ibaret değil. Fazlası var. Aynı yıl, Texas'ın yakınlarında Dallas'ta Büyük Ayin zamanında, Joe adında Tennesseeli Baptist bir kilise öğrencisi ile tanıştım. Joe Baptist Kilisesi öğrencisi iken, Kur'ân okuduktan sonra İslâmı kabul etmiş.
Fazlası? Evet. Katolik rahip İslamı istiyor, fakat işini bırakamıyor
Bundan başkaları da var tabii ki. İslam hakkında çok güzel şeyler düşünen Katolik bir rahip vardı. Ben de ona "Öyleyse neden İslama girmiyorsun?" diye sormuştum. O da şöyle cevap verdi: "Ne...? Olmaz, işimi kaybederim..."
O rahibin adı Peder John'du. Biz hala hidayete ermesi için Allah'a dua ediyoruz.
Başka bir Katolik rahip şehadet getirdi
Geçtiğimiz sene eski bir Katolik rahip ile tanıştım. Kendisi Afrika'da 8 yıl boyunca gönüllü misyonerlik yapmış. Afrika'da iken İslam hakkında çok şeyler öğrenmiş ve Müslüman olmuş. Daha sonra ismini Ömer olarak değiştirip, Dallas'a taşınmış.
Ortodoks Baş Rahip İslam için kiliseyi terk etti
İki yıl önceydi, San Antonio'dayken, Rusya Ortodoks Kilisesi'nde çalışan eski bir Ortodoks Baş Rahip ile tanıştım. Kendisi İslamiyet ile tanışmış ve kilisedeki önemli görevini Müslüman olmak için terketmiş.
Hindu rahibin kızı İslama hizmet ediyor
New York'ta bir kadınla tanışmıştım. Bize gelip "İslam nedir?" konulu CD'ler yaptırmak istediğini söyleyerek izin istemişti. İzin verdikten sonra duydum ki, o CD'lerden 600 bin tane bastırarak Amerika'daki gayri müslimlere dağıtmış. Allah ondan razı olsun. İşin enteresan tarafı ise bu kadının babası Hindu rahibi imiş ve kadın sonradan Müslümanlığı seçerek insanlara İslamı tanıtmaya kendini ve servetini adamış.
Yüzlercesi, binlercesi bu yola koşuyor
Ben İslama girdikten ve Amerika'yı ve dünyayı dolaştıktan sonra İslama giren bir çok dini lider, öğretmen, bilim adamı ile tanıştım. Bunlar Hindu, Yahudi, Katolik, Protestan, Yehova Şahidi, Yunan ya da Rus Ortodoksu, Mısırlı Kıpti Hıristiyanlar, bağımsız kiliselere bağlı olanlar ya da ateist bilim adamlarıydılar..
Hidayeti veren Rabbimize binlerce şükürler olsun. Amin.

Gönüllü Vaiz Yusuf Estes
 

efzairem

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Kas 2007
Mesajlar
758
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
ALLAH razı olsun çok güzel bir paylaşım rahip bizim sitedekilerle karşılaşsaydı hala hıristiyan olarak kalırdı eminim rabbim cümlesine sahadeti nasip etsin inşa ALLAH
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
70
Konum
BURSA
Müslümanliği Seçmiş Eski Rahip Yusuf Estesten Çok İlginç Bilgiler

Müslümanliği Seçmiş Eski Rahip Yusuf Estesten Çok İlginç Bilgiler

Müslümanliği Seçmiş Eski Rahip Yusuf Estesten Çok İlginç Bilgiler


Müslüman olan Amerikalı rahip Yusuf Estes anlattığı hidayet hikâyesinde ABD`de özellikle Katolik rahip ve vaizlerin İslâmiyet`e büyük ilgi duyduğunu ve hatta birçok rahibin İslâm üzerine doktora yapmakta olduğunu ifade ediyor.

Estes`e göre önyargısız rahiplerin İslâm hakkında genel kanaati olumlu yönde.

Şok edici bir haber - Meğer Müslümanlar, zaten İncil`e inanıyorlarmış...

O gün, 1991`in baharında, Müslümanların İncil`e inandığını öğrenmiştim. Şok oldum. Bu nasıl olabilirdi? Fakat bununla da kalmıyordu: Onlar İsa`ya da inanıyordu..

Müslümanlara göre de:

*Allah`ın sadık bir elçisi;

* Allah`ın peygamberi;

* Babasız bir şekilde mucizevî olarak doğdu;

* O Mesih`ti;

* O şimdi Allah`la beraber ve çok önemli bir yeri var;

* Kıyamet yaklaştığında geri dönecek ve inananların yanında imansızlara karşı duracak...

Ruhumu İsa`ya adadığım günden sonra, bir Müslümanı Hıristiyan yapmak, benim için olağanüstü bir gelişim olacaktı.

BİR BARDAK ÇAY EŞLİĞİNDE İNANÇ TARTIŞMASI

Adama çay içmeyi sevip sevmediğini sordum, sevdiğini söyledi. Oradan kalkıp, hep beraber, benim favori sohbet konum hakkında konuşmak üzere bir kafeteryaya gittik. Konu tabiî ki inançlardı. Saatlerce sohbet ettiğimiz kafeteryada şunun farkına vardım: Bu adam sessiz, sakin, hoş ve biraz da utangaç bir insandı. Benim söylediğim şeylerin her kelimesini dinledi ve bir kere olsun sözümü kesmeye yeltenmedi bile. Bu adamı sevmiştim ve iyi bir Hıristiyan olma potansiyeli sezmiştim. Ve bu işin olacağına, kesin gözüyle bakmaya başlamıştım. Halbuki, başıma gelecekler hususunda, ufacık bir bilgim dahi yoktu.


MUHAMMED EVİMİZE TAŞINIYOR

Herşeyden evvel, babama, bu adamla iş yapmaya, mutlaka, devam etmesi gerektiğini söyledim. Ve Texas`a yaptıkları iş seyahatlerinde, bu adama bazen eşlik etmek istediğimi de söyledim. Gün be gün, beraber bolca vakit geçirmeye ve bir çok konuda konuşmaya başladık. Sohbet aralarında radyolarda ve seminerlerde verdiğim vaazlardan, konuşmalardan örnekler sunuyordum. Bu zavallı adamı “kurtarmaya” iyice niyetliydim. Allah hakkında konuştuk, hayatın anlamı, yaratılışın gayesi, peygamberler ve görevleri, Allah`ın buyruklarını insanlara nasıl vahyettiği konularından bahsediyorduk. Ayrıca bir çok şahsî deneyimlerimizi ve hatıralarımızı da paylaşıyorduk.

Bir gün, artık arkadaşım olan Muhammed`in, şimdiye kadar kaldığı evden taşınmak zorunda kaldığını ve geçici bir süre için camide ikamet edeceğini duydum. Babama gittim ve Muhammed`i şehirdeki büyük evimizde ağırlamak istediğimi söyledim. Ne de olsa güvenilir bir insandı ve gönül rahatlığı ile evimizde onu misafir edebilirdik. Israrlarımız netice verdi ve Muhammed evimize taşındı.

VAAZLARA DEVAM

Tabiî ki, ben hâlâ Texas civarındaki kiliseleri ve oradaki pederleri ziyarete zaman buluyordum. Bunlar Texas`ın Oklahoma bölgesinde ve Mexico bölgesinde yaşıyordu. Bunlardan biri, arabadan daha büyük olan bir haçı, tıpkı İsa`nın çarmıha gerilmeye götürülürken yaptığı gibi, omuzunun üstüne almış ve cadde ve sokaklarda bu şekilde dolaşıyordu. Bunu yapmayı seviyordu, zira yoldan geçen arabalar duruyor ve bu adama ne yaptığını soruyordu. O da onlara Hıristiyanlık ile ilgili nasihatler veriyor, vaaz ediyordu.

PEDERİN KALP KRİZİ

Bir gün, haçı omuzunda taşıyan peder arkadaşım kalp krizi geçirdi. Yakınlardaki bir hastaneye sevkedildi. Sık sık kendisini hastanede ziyaret ediyordum. Çoğu zaman bu ziyaretlere Muhammed`i de götürüyordum. Orada peder arkadaşımla birlikte, inancımız hakkında güzel bilgiler paylaşmayı umuyordum. Peder arkadaşım bu ziyaretlerden pek haz almıyordu. Anlaşılan, İslâm hakkında şeyler duymak hoşuna gitmemişti. Bir gün, yine böyle bir ziyaret esnasında, peder ile aynı odayı paylaşan bir hasta tekerlekli sandalye üzerinde odaya girdi. Yanına gittim ve adını sordum. Adam adının önemli olmadığını ve kendisinin Jüpiter gezegeninden geldiğini söyleyiverdi. Bir an, “kardiyoloji servisinde miyim, yoksa ruhsal hastalıklar servisinde miyim” diye içimden geçirdim.

TEKERLEKLİ SANDALYEDEKİ ADAM

Bu adamın kimsesiz bir depresif olduğunu ve birilerine ihtiyaç duyduğunu hissettim. Bunun üzerine ona Allah`tan bahsetmeye başladım. Eski Ahitten pasajlar okudum. Ona Nuh`un hikâyesini anlattım. İnsanlarını ve şehrini bir gemi üzerinde terk etmek zorunda kalışını ve sonra tufanın gelip heryeri yerle bir edişini anlattım. Daha sonra Ninova`ya dönüşünü hatırlattım. Anlatmak istediğim, problemlerimizden kaçamayacağımız ve onlarla yüzleşeceğimizdi.

KATOLİK RAHİP

Bu hikâyeyi anlattıktan sonra, adam bana baktı ve özür diledi. Kaba davranışından dolayı üzgün olduğunu, ancak son günlerde çok büyük sorunlar yaşadığını söyledi. Daha sonra ise, bana itiraflarda bulunmak istediğini söyledi. Ben de ona, “Ben Katolik bir rahip değilim. Benimle günah çıkartamazsın” dedim. Bunun farkında olduğunu söyledi ve şu cevabı verdi: “Aslında ben bir Katolik rahibim.”

Şok olmuştum. Ben, bir papaza, Hıristiyanlığı anlatmaya çalışıyormuşum meğer. Dünyada neler oluyor böyle.

LATİN AMERİKA`DAKİ RAHİP

Rahip, bana, hikâyesini anlatmaya başladı. 12 yıldan fazla kilise için Orta Amerika, Mexico ve New York`ta misyonerlik yaptığını anlattı. Hastahaneden çıktıktan sonra kalacak yeri olmadığını, kimsesi olmadığını söyledi. Bunun üzerine babama büyük evimizde Muhammed ile birlikte bir misafire daha yerimiz olup olmadığını sordum. Babam kabul etti. Rahip de razı oldu. Ve evimize taşındı.

RAHİPLER İSLÂMI ÖĞRENMELİ Mİ? EVET!

Evimize doğru giderken, rahip ile İslâm hakkında yanlış bildiğimiz şeyleri paylaştım. Benim için sürpriz oldu, ama rahip de bunları bildiğini söyledi. Ve bu konuda daha çok şeyler söyledi. Rahip, bana, Katolik papazların, İslâm üzerine eğitim aldıklarını ve bazılarının bu hususta doktora bile yaptıklarını söyleyince, adeta şok geçirdim. Bu beni oldukça aydınlattı, fakat sürprizler daha bitmemişti.


İNCİL`İN FARKLI VERSİYONLARI

Rahip evimize taşındıktan sonra, her akşam yemeğinin ardından dinler hakkında sohbetler etmeye başladık. Birgün babam, İncil`in Kral James versiyonunu getirmişti, ben ise revize edilmiş standart İncil versiyonunu getirmiştim, eşimde ise, daha farklı bir İncil versiyonu vardı (Sanırım Jimmy Swaggart`ın “Modern insana iyi haber”i gibi birşeydi).

Rahipte ise, tabiî ki İncil`in Katolik versiyonu vardı. Bizler hangi İncil`in doğru olduğu konusunda, Muhammed`i Hıristiyan yapmak için uğraştığımızdan daha fazla vakit kaybediyorduk.

KUR`ÂN`IN SADECE BİR VERSİYONU VAR VE HÂLÂ AYNEN DURUYOR

Tartışmamız sırasında, bizi dinleyen Muhammed`e dönüp, 1400 yıl içinde Kur`ân`ın kaç versiyonunun ortaya çıktığını sordum. O bana dünyada sadece bir adet Kur`ân olduğunu söyledi. Bunun asla değiştirilmediğini ve asla değiştirilemeyeceğini de ekledi. Bununla birlikte, Muhammed sayesinde, Kur`ân`ın farklı ırklardan yüzbinlerce insan tarafından, aynı şekilde ezberlendiğini de öğrendim.

Asırlar boyunca Kur`ân milyonlarca insan tarafından ezberlenmiş, nüshadan nüshaya, âyet âyet, sûre sûre geçirilmiş, eksiksiz ve hatasız bir şekilde günümüze aktarılmış. Bugün 9 milyonun üzerinde insan, Kur`ân`ın her âyetini, kelimesi kelimesine ezberlemiş durumdaymış.

BU NASIL OLABİLİR?

Bu, bana imkânsız gibi geldi. Her şey bir yana, İncil`in orijinal dili günümüzde kullanılmayan ölü bir dil ve orijinal İncil nüshaları da asırlar içinde kaybolmuştu. Öyleyse, bir kutsal kitabı, asırlar boyu, âyet âyet aynen muhafaza etmek, nasıl bu kadar kolay olabilmişti.
 

Rüyam3

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Ağu 2007
Mesajlar
2,204
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
ALLAH razı olsun çok güzel bir paylaşım rahip bizim sitedekilerle karşılaşsaydı hala hıristiyan olarak kalırdı eminim rabbim cümlesine sahadeti nasip etsin inşa ALLAH


Rabbim seni ıslah etsin hala arkamızdan konuşuyosun seni ömrü billah affetmiyorum sen beni asla anlamadın yazık şu laflara bak yıllar önce ateist olan bir tanıdığım vardı benide çok severdi onunla bu mevzuları çok konuştum doğruyu bulması için çaba harcadım senin şu tafırların çok yanlış bana şeytana uyma diyosun her girdiğin forumlarda atıp tutuyosun benim için seni affetmiyorum bir daha böyle yazılarını görmek istemiyorum sen beni ne sanıyosun beni neyle suçladığının farkındamısın
 

efzairem

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Kas 2007
Mesajlar
758
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Rabbim seni ıslah etsin hala arkamızdan konuşuyosun seni ömrü billah affetmiyorum sen beni asla anlamadın yazık şu laflara bak yıllar önce ateist olan bir tanıdığım vardı benide çok severdi onunla bu mevzuları çok konuştum doğruyu bulması için çaba harcadım senin şu tafırların çok yanlış bana şeytana uyma diyosun her girdiğin forumlarda atıp tutuyosun benim için seni affetmiyorum bir daha böyle yazılarını görmek istemiyorum sen beni ne sanıyosun beni neyle suçladığının farkındamısın

ya ben sana ne dedim !!!
üstüne alınmada üstüne yok
iyi affetmessen etme ne diyim benden günahı gitti ben kin beslemem
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
70
Konum
BURSA
Rüyam Efzairem Bu Yazida Kötü Bir şey Yok çocuklar Birbirinizi Kirmayin Oldumu:H
 

efzairem

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Kas 2007
Mesajlar
758
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Rüyam Efzairem Bu Yazida Kötü Bir şey Yok çocuklar Birbirinizi Kirmayin Oldumu:H

hafize annecim bende onu diyorum bu yazıda birine yöneltilmiş itham yada laf yok ama rüyam buluyo alınıcak bişey :A galiba busiteye eskisi kadar girmiycem arada bir gelir ellerinizi öperim annecim ALLAH a emanet olun:H
 

islam_güneşi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eyl 2007
Mesajlar
366
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
bence abartıyorsunuz.kişisel sorunlarınızı foruma yansıtıyorsunuz.bu hoş bir şey değil.kendimize gelelim lütfen
 

fidanras

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Şub 2008
Mesajlar
126
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Bence İslam'ın etkisi
Kur'anın kendisinden geliyor.Allah herkesle konuşuyor Kur'anda.
Herkesle.

Hani bazen müslüman kardeşlerimiz münafıklar, kafirlerle ilgili ayetlerde Allah'ın müslümanları uyardığını düşünüyor hemen.Belki öyle...Ama ben şu boyutunu da düşünüyorum : Allah bu ayetleriyle direkt onlarla konuşuyor.
Onları muhatab alıyor.Direkt.

İsim vermeden onların kalplerindekini onlara yansıtıyor.Çogu ayetin sonunda da şöyle biter : "Allah herşeyi görendir,bilendir...".

Yani Kur'anı okuyan bir yabancı kendine dairleyecegi hitapla karşılaşıyor.O yüzden Kur'an etkilidir.Çözücüdür.Herkesi muhattab alıyor oldugu için okuyan kişi kendini görüyor orada.O yüzden ,tutan,yakalayan,hipnotik etkiye sahip.

Bazen ben çok üzülüyorum.Müslüman kardeslerimizin Kur'andan ayetler bularak birbirini suclamasına cok üzülüyorum.Herkes kendi önüne baksa.Hani yani savaşa mücadeleye veya ikna etmeye ihtiyac yok.

Çünkü Kuran ayna tutuyor.Kafiri,münafığı direkt aracısız muhattab alıyor.Kendilerini gönüllü kendisi teslim alıyor, Rabbim.
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
70
Konum
BURSA
hafize annecim bende onu diyorum bu yazıda birine yöneltilmiş itham yada laf yok ama rüyam buluyo alınıcak bişey :A galiba busiteye eskisi kadar girmiycem arada bir gelir ellerinizi öperim annecim ALLAH a emanet olun:H

YOK YOK GİTME RÜYAMDA İSTEMEZ BÖYLE AYRILMAYI BİLİYORUM Kİ ODA ÜZÜLÜR A.E.O
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt