Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Herkes bildiği hadisleri yazsin. Yazsinki hep birlikte bilmediklerimizi örenelim (2 Kullanıcı)

hanzala44

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2009
Mesajlar
268
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
"Şüphesiz ki bizimle onlar (münafıklar) arasındaki ahid (eman, söz, güven ve zimmet) namazdır. Kim onu terkederse küfre girer."

Münâvî bu hadisi açıklarken (onlar) dan maksat, münafıklar*dır) demiştir.

Abdullah b. Şakiyk el-Ukayli diyor ki:

"Resûlüllah'ın (a.s.) as*habı, amellerden hiçbirini değil, yalnız namazın terkini küfür gö*rürler (sayarlar) di."

Abdullah b. Amir b. Âs (r.a.)'dan yapılan rivayette, Peygam*ber (a.s.) Efendimiz bir gün namazdan söz ederek dedi ki:

"Kim namaz kılıp onu muhafaza ederse, namaz onun için Kıyamet gü*nünde bir nur, bir burhan ve bir kurtuluş olur. Kim de onu muha*faza etmezse, onun için ne bir nûr, ne bir burhan, ne de bir kur*tuluş olur. O, Kıyamet gününde Karun, Fir'avn, Haman ve Ubey b. Halefle beraber olur."

Hadislerin açık delâletinden şu hükümler anlaşılmaktadır:

1- Adamla küfür arasındaki alâmet-i farika namazdır. Böyle*ce namazı terketmek küfrü gerektiren sebeplerden biridir.

2- Namazı terkeden küfre girer.

3- Namazı kılıp muhafaza eden, kendi lehine bir nûr ve kesin delil kılmayan da kendi aleyhine bir delil hazırlamış olur.

Hadislerin ışığında ilim adamlarının görüş ve tesbitleri:

Namazı, farziyetini inkârla terkeden kimsenin küfre gireceğine hiçbir ilim adamı muhalif bir görüş ortaya koymamıştır. Meğer ki, İslâm'a daha yeni girmiş bulunsun. O takdirde mazur sayılabilir veya müslümanlardan uzak bulunup namazın farziyeti hakkında kendisine bir bilgi ulaşmamış olsun...

Namazın farziyetini kabul etmekle beraber gevşeklik veya bık*kınlık gösterip veya işlerinin çokluğundan fırsat bulamadığını bahane ederek kılmayan kimse hakkında nasıl bir hüküm verilebilir? Bu hususta ilim adamları farklı görüşler izhar etmişlerdir:

a) İmam Mâlik ve İmam Şafii'ye göre, kâfir olmaz, sadece fasık sayılır. Tövbe ederse mesele yok. Etmediği takdirde ölüm ce*zasına çarptırılır ve infaz için kılıç kullanılır.

b) Seleften bir cemaate göre, kâfir olur. Bu, Hz. Ali (r.a.)'den ve İmam Ahmed'den rivayet edilmiştir. İmam Ahmed'den bir di*ğer rivayet ise, kâfir olmadığını ifade etmektedir. Abdullah b. Mü*barek ve İshak b. Rahuye de öylesinin kâfir olacağını söylemiştir. Şafii'nin arkadaşlarından bir kısmı da aynı görüştedir.

c) İmam Ebû Hanîfe, rey tarafdarları ve Şafiî'nin yakın ar*kadaşı el-Müzenî'ye göre, kâfir olmaz ve öldürülmez, sadece na*maz kılıncaya kadar hapsedilir.

İmam Mâlik ve İmam Şafiî bu konuda şu âyetle istidlal etmiş*lerdir:

"Şüphesiz ki Allah, kendisine ortak koşulmasını bağışla*maz? bundan başka (günahları) dilediği kimseler için bağışlar..."

Kılıçla öldürüleceği hakkındaki görüşlerini ise şu hadîse da*yayıp istidlal etmişlerdir:

"İnsanlar, La ilahe illallah deyinceye, na*maz kılıncaya ve zekât verinceye kadar onlarla savaşmakla emrolundum. Bunları yaptıkları takdirde, -haklı bir sebep dışında- kanlarını ve mallarını benden korumuş olurlar..."

Ayrıca bu konuda şu âyetle ihticacda bulunmuşlardır:

"Haram ayları çıkınca artık müşrikleri bulunduğunuz yerde öldürün; yakala*yıp tutuklayın; gelip geçecek bütün gözetleme yollarını tutun. Tevbe eder, namaz kılar ve zekât verirlerse onları serbest bırakın git*sinler..."
 

hanzala44

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2009
Mesajlar
268
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
4. Rasûlullah Adına Yalan Söylemenin Sorumluluğu

Âmir b. Abdullah b. ez-Zübeyr'in, babasından şöyle naklettiği rivayet olunmuştur: (Babam) Zübeyr'e:

Diğer sahâbîlerinin kendisinden rivayet ettikleri gibi seni hadis rivayet etmenden alıkoyan nedir? diye sordum, şöyle cevap verdi:

Allah'a yemin olsun ki, (aslında) Rasûlullah(s.a)'m yanında benim özel bir itibarım ve yerim vardır. Fakat ben onu,"Kim benim adıma bile bile bir yalan söylerse cehennemden yerini hazırlasın" buyururken işittim. (Bu yüzden hadisleri yanlış rivayet etme korkusundan bu*na yanaşamadım.)
 
T

tevbekarım

''Namazı Vaktinde Kıl''



Gül Nebi Sallallahu Aleyhi Vessellem
 

hanzala44

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2009
Mesajlar
268
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
İbn Ömer'in şöyle dediği rivayet edildi:

Peygamber -salât ve selâm üzerine olsun- buyurdu ki:
«Sabah namazını tanyeri iyiceağarmağa başladığı zamanda kılınız.
Çünkü bu vakitte kılmakta en büyük sevap vardır.»
 

Aşk-ı Hicab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Şub 2009
Mesajlar
12,148
Tepki puanı
25
Puanları
38
Yaş
39
Ebu Hüreyre (Radıyallahu anh)'dan;

Rasulü Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem):
- Müflis kimdir, bilir misiniz? diye sordu.
Sahâbeler:
- Bizce müflis; hiçbir parası ve hiçbir eşyası kalmamış olan kimse demektir, dediler. Bunun üzerine,
Resûlüllah (Sallallahu aleyhi ve sellem):
- Benim ümmetimden müflis şu kimsedir ki; kıyâmet gününde namaz, oruç ve zekâtla gelir. Ama, şuna sövmüş, buna iftira etmiş, onun malını yemiş, bunun kanını akıtmış, diğerini de dövmüş olarak gelir. O kimsenin sevâbından bir kısmı şuna, bir kısmı buna verilir. Eğer onun üzerinedeki kul hakları ödenmeden önce hasenatı tükenirse, onların günâhlarından alınıp bunun üzerine yüklenir. Sonra da cehenneme girer" buyurdular.

[Müslim, Birr 59]
 

hanzala44

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2009
Mesajlar
268
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33

Ma'kil İbni Yesâr radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre,


Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:


"Ortalık kargaşa içindeyken ibadet etmek, bana hicret etmek gibidir."

Müslim,İbni Mâce, Tirmizî
 

hanzala44

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2009
Mesajlar
268
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
İbni Mes’ûd radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Kıyâmet gününde insanların bana en yakın olanları, bana en çok salât ü selâm getirenleridir.”
Tirmizî, Vitir 21.
 

hanzala44

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2009
Mesajlar
268
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Fadâle İbnu Ubeyd (radıyalahu anh) anlatıyor:


"Her ölenin ameline son verilir, ancak Allah yolunda ölen murâbıt müstesna. Çünkü onun ameli kıyamet gününe kadar artırılır. Ayrıca o, kabir azabına da uğratılmaz."
[Tirmizî, Fedâilu'l-Cihad 2,(1621); Ebu Dâvud, Cihâd 16, (2500).]
 

Aşk-ı Hicab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Şub 2009
Mesajlar
12,148
Tepki puanı
25
Puanları
38
Yaş
39
Rasûlullah (s.a.s.)’a: “Yâ Rasûlallah! Allah yolunda cihada denk hangi iş vardır?” denildi. “Ona denk bir iş bulamazsınız” buyurdu. İki veya üç defa aynı soruyu tekrarladılar; Rasûlullah (s.a.s.) her defasında “Ona denk bir iş bulamazsınız” cevabını tekrarladı. Daha sonra şöyle buyurdu: “Allah yolunda cihad eden kimsenin benzeri, gündüzleri oruç tutan, geceleri namaz kılan, Allah’ın âyetlerine hakkıyla itaat eden ve Allah yolunda cihad eden kimse, cepheden dönünceye kadar, namaza ve oruca hiçbir şekilde ara vermeyen kimsenin benzeridir.” (Buhârî, Cihad 1; Müslim, İmâre 110; Tirmizî, Fezâilu’l-Cihad 1; Nesâî, Cihad 17)

(Buhârî’nin rivâyeti şöyledir: Bu soru üzerine Rasûl-i Ekrem: “Cihada denk olacak bir iş bulamıyorum ki! Allah yolunda cihad eden kimse yola çıktığında, sende mescidine girip hiç ara vermeden namaz kılmaya, hiç iftar etmeden oruç tutmaya güç yetirebilir misin?” Soruyu soran kişi: ‘Buna kim güç yetirebilir ki?!” dedi. (Buhârî, Cihad 1)

 

hanzala44

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2009
Mesajlar
268
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Müslim'de Ebu Hüreyre'nin bir rivayeti şöyledir:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Nefsim kudret elinde olan Zat'a yemin ederim ki, eğer siz hiç günah işlemeseniz, Allah sizi toptan helak eder; günah işleyen, arkadan da istiğfar eden bir kavim yaratır ve onları mağfiret ederdi." [Müslim, Tevbe 9, (2748).]

Rezîn şu ziyadede bulundu: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Nefsim elinde bulunan Zat-ı Zülcelâl'e yemin olsun ki, günah işlemediğiniz takdirde ondan daha büyük olan ucb'e düşeceğinizden korkarım." [Bu rivayet, Münzirî'nin et-Terğîb ve't-Terhîb'inde kaydedilmiştir (4, 20).][7]
 

hanzala44

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2009
Mesajlar
268
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Sa'd İbnu Ebî Vakkas (radıyallâhu anh) anlatıyor:

"İki erkek kardeş vardı. Bunlardan biri öbür kardeşinden kırk gün kadar önce vefat etti. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın yanında bunlardan birincinin faziletleri zikredildi. Bunun üzerine Efendimiz (aleyhissalâtu vesselâm):

"Diğeri müslüman değil miydi?" diye sordu.

"Evet, müslümandı ve fena da değildi!" dediler. Aleyhissalâtu vesselâm:

"Öldükten sonra, namazının ona ne kazandırdığını biliyor musunuz? Namazın misali, sizden birinin kapısının önünde akan ve her gün içine beş kere girip yıkandığı suyu bol ve tatlı bir nehir gibidir. Bu (nehrin) onun üzerinde kir bıraktığını göremezsiniz. Öyleyse, siz ona namazının neler ulaştırdığını bilemezsiniz."
 

hanzala44

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2009
Mesajlar
268
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Ubade İbnu's-Sâmit el-Ensarî (radıyallahu anh) hazretleri demiştir ki:
"Hz. Peygamber aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdular:


"Kim Allah'tan başka ilâh olmadığına Allah'ın bir ve şeriksiz olduğuna ve Muhammed'in onun kulu ve Resûlu (elçisi) olduğuna, keza Hz. İsâ'nın da Allah'ın kulu ve elçisi olup, Hz. Meryem'e attığı bir kelimesi ve kendinden bir ruh olduğuna, keza cennet ve cehennemin hak olduğuna şehâdet ederse, her ne amel üzere olursa olsun Allah onu cennetine koyacaktır."[1]

Müslim'in bir başka rivayetinde şöyle buyrulmuştur:

"Kim Allah'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın elçisi olduğuna şehâdet ederse Allah ona ateşi haram kılacaktır."[2]


[1] Buhârî, Enbiya: 47; Müslim, İmân: 46, (28); Tirmizî, İmân: 17, (2640).
[2] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 2/197
 

hanzala44

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2009
Mesajlar
268
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Hâris İbnu Süveyd anlatıyor:
"Abdullah İbnu Mes'ud (radıyallahu anh) bize iki hadis rivayet etti. Bunlardan biri Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)' dendi, diğeri de kendisinden. Dedi ki:


"Mü' min günahını şöyle görür: "O, sanki üzerine her an düşme tehlikesi olan bir dağın dibinde oturmaktadır. Dağ düşer mi diye korkar durur. Fâcir ise, günahı burnunun üzerinden geçen bir sinek gibi görür" İbnu Mes'ud bunu söyledikten sonra eliyle, şöyle diyerek, burnundan sinek kovalar gibi yapmıştır.

Sonra dedi ki: "Ben Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın şöyle söylediğini duydum: "Allah, mü'min kulunun tevbesinden, tıpkı şu kimse gibi sevinir: "Bir adam hiç bitki bulunmayan, ıssız, tehlikeli bir çölde, beraberinde yiyeceğini ve içeceğini üzerine yüklemiş olduğu bineği ile birlikte seyahat etmektedir. Bir ara (yorgunluktan) başını yere koyup uyur. Uyandığı zaman görür ki, hayvanı başını alıp gitmiştir. Her tarafta arar ve fakat bulamaz. Sonunda aç, susuz, yorgun ve bitap düşüp: "Hayvanımın kaybolduğu yere dönüp orada ölünceye kadar uyuyayım" der. Gelip ölüm uykusuna yatmak üzere kolunun üzerine başını koyup uzanır. Derken bir ara uyanır. Bir de ne görsün! Başı ucunda hayvanı durmaktadır, üzerinde de yiyecek ve içecekleri. İşte Allah'ın, mü'min kulunun tevbesinden duyduğu sevinç, kaybolan bineğine azığıyla birlikte kavuşan bu adamın sevincinden fazladır."


Müslim'in bir rivayetinde şu ziyâde var: "Sonra adam sevincinin şiddetinden şaşırarak şöyle dedi: "Ey Allah'ım, sen benim kulumsun, ben de senin Rabbinim."

Buharî, Da'avât 4; Müslim 3, (2744); Tirmizî, Kıyâmet 50, (2499, 2500).
 

hanzala44

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2009
Mesajlar
268
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:


"Allah'ın, yollarda dolaşıp zikredenleri araştıran melekleri vardır. Allahu Teâlâ'yı zikreden bir cemaate rastlarlarsa, birbirlerini "Aradığınıza gelin!" diye çağırırlar. (Hepsi gelip) onları kanatlarıyla kuşatarak dünya semasına kadar arayı doldururlar. Allah, -onları en iyi bilen olduğu halde- meleklere sorar:

"Kullarım ne diyorlar?"

"Seni tesbih ediyorlar, sana tekbir okuyorlar, sana tahmid okuyorlar. Sana ta'zim (temcîd) ediyorlar" derler. Rabb Teâlâ sormaya devam eder:

"Onlar beni gördüler mi?"

"Hayır!" derler.

"Ya görselerdi ne yaparlardı?"

"Eğer seni görselerdi ibâdette çok daha ileri giderler; çok daha fazla ta'zim, çok daha fazla tesbihde bulunurlardı" derler. Allah tekrar sorar:

"Onlar ne istiyorlar?"

"Senden, derler, cennet istiyorlar."

"Cenneti gördüler mi?" der.

"Hayır ey Rabbimiz!" derler.

"Ya görselerdi ne yaparlardı?" der.

"Eğer görselerdi, derler, cennet için daha çok hırs gösterirler, onu daha ısrarla isterler, ona daha çok rağbet gösterirlerdi." Allah Teâla sormaya devam eder:

"Neden istiâze ediyorlar?"

"Cehennemden istiâze ediyorlar" derler.

"Onu gördüler mi?" der.

"Hayır Rabbimiz, görmediler!" derler.

"Ya görselerdi ne yaparlardı?" der.

"Eğer cehennemi görselerdi ondan daha şiddetli kaçarlar, daha şiddetli korkarlardı" derler. Bunun üzerini Rabb Teâla şunu söyler:

"Sizi şâhid kılıyorum, onları affettim!"

Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) sözüne devamla şunu anlattı: "Onlardan bir melek der ki: "Bunların arasında falanca günahkâr kul dahi var. Bu onlardan değil. O başka bir maksadla uğramıştı, oturuverdi." Allah Teâla: "Onu da affettim, onlar öyle bir cemaat ki onlarla oturanlar da onlar sayesinde bedbaht olmazlar" buyurur."


[Buhârî, Daavât 66, Müslim, Zikr 25, (2689); Tirmizî, Daavât 140, (3595).]
 

hanzala44

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2009
Mesajlar
268
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Yine Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:


"Kim bir yere oturur ve orada Allah'ı zikretmez (ve hiç zikretmeden kalkar) ise Allah'tan ona bir noksanlık vardır. Kim bir yere yatar, orada Allah'ı zikretmezse, ona Allah'tan bir noksanlık vardır. Kim bir müddet yürür ve bu esnâda Allah'ı zikretmezse, Allah'tan ona bir noksanlık vardır."

[Ebû Dâvud, Edeb 31, (4856), 107, (5059); Tirmizî, Daavât 8, (3377); Hadisin metni Ebû Dâvud'a aittir. Sondaki ziyade İbnu Hibbân'ın Mevârid'inden alınmadır
 

hanzala44

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2009
Mesajlar
268
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
İbnu Mes'ud (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:


"Sıdk insanı birr'e (Allah'ı razı, edecek iyiliğe) götürür, birr de cennete götürür. Kişi, doğru söyler ve doğruyu arar da sonunda Allah'ın indinde sıddîk (doğru sözlü) diye kaydedilir. Yalan da kişiyi haddi aşmaya götürür. Haddi aşmak da ateşe götürür. Kişi yalan söyler ve yalanı araştırır da sonunda Allah'ın indinde yalancı diye kaydedilir."

Buharî, Edeb: 69; Müslim, Birr: 102, 103, (2606, 2607); Muvatta, Kelam: 16, (2, 989); Ebu Dâvud, Edeb: 88, (4989); Tirmizî, Birr: 46, (1972); İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 10/9.
 

hanzala44

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2009
Mesajlar
268
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
İbnu Abbâs radıyallahu anhümâ anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:


"Tek bir fakih (ilim sahibi), şeytana bin âbidden (ibadet ehli) daha yamandır."

[Tirmizî, İlim 19, (2083).]
 

hanzala44

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2009
Mesajlar
268
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) hazretleri anlatıyor:
Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:


"Sizden biri içiyle dışıyla Müslüman olursa, yaptığı herbir hayır en az on mislinden, yedi yüz misline kadar sevabıyla yazılır. İşlediği her bir günah da sâdece misliyle yazılır. Bu hâl, Allah'a kavuşuncaya kadar böyle devam eder."

Buhârî, İman: 31; Müslim, İman: 205, (129); İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 2/203.
 

01usagi01

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Nis 2011
Mesajlar
162
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Web Sitesi
www.haylazim.net
Selamün Aleyküm

allah51lafzigo7.gif


Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
Bir müminin kabrini ziyaret ederken, Allahümme inni eselüke-bi-hürmeti Muhammed aleyhisselam en la tüazzibe hazelmeyyit denirse, o ölünün azabı kıyamete kadar kaldırılır.
[Etfal-ül müslimin]

Yine hadis-i şerifte buyuruldu ki:
Ana-babanın kabrini, Cuma günleri ziyaret eden kimsenin günahları affolur, haklarını ödemiş olur.


Selametle kalın B)
 

hanzala44

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2009
Mesajlar
268
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:


"Edebsizlik ve çirkin söz girdiği şeyi çirkinleştirir. Hayâ ise girdiği şeyi güzelleştirir."

[Tirmizî, Birr 47, (1975); İbnu Mâce, Zühd 17, (4185).]
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt