Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

HER YAHUDİ KİNLE KANLA BESLENİYOR!!!! (1 Kullanıcı)

medahms

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Haz 2006
Mesajlar
1,989
Tepki puanı
3
Puanları
0
S.A_______

_____HER YAHUDİ KİNLE KANLA BESLENİYOR!!!!


Kendisi, ordusuyla masum insanları öldürmesi yetmiyormuş gibi, insanları evlerinden, yuvalarından etmiş olması yetmezmiş gibi, çocuklarını da küçükten kendileri gibi cani yetiştiriyorlar…

Her Yahudi Kinle, Kanla Besleniyor!!!

Yahudi kininin son örneği...

Lanetlenmiş kavim kinini, nefretini son noktaya kadar kullanıyor...

Kendisi, ordusuyla masum insanları öldürmesi yetmiyormuş gibi, insanları evlerinden, yuvalarından etmiş olması yetmezmiş gibi, çocuklarını da küçükten kendileri gibi cani yetiştiriyorlar…

Gör ey Müslüman! Gör ki Allahın emrettiği gibi düşmanlarına karsı şedid ve sert olasın…

Yahudi çocuğunu askeri alanlara sokarken yobazlık yapmış olmuyor da biz Müslümanlar çocuklarımıza Cihadı eğitimi verince mi CANİ oluyoruz???

Görün bakın ve UTANIN…! yahudi çocuğuna "Müslüman nasıl öldürülür" diye te çocuk yaşta eğitim veriyor. Daha ilkokula başlamadan kinle, nefretle büyütüyor...

Yoksa hala israilli çocuklar, anneler, babalar masum mu diyeceksiniz???

Bakın..! İslam'a düşmanlık ne boyutlara gelmiş. Babalarının kini yetmiyormuş gibi çocukları da savaş meydanlarına koşmuş akranlarına ölüm mesajları yazıyorlar.

Bu mesajlar bugün Lübnanlı ve Filistinli çocuklara ulaşıyor ama sakın unutmayalım en kısa zamanda bizim çocuklarımıza da ulaşacak.

Aşağıda gördüğünüz resimlere yorum yapmaya gerek yok...

Fotoğraflardan bir kısmında yahudi çocuklar top mermilerinin ve bombaların üzerine, Lübnanlı çocuklar için ölüm dolu hediye! mesajları dolduruyor. Ve bununla Müslüman karşı öfkelerini pekiştiriyorlar.

Diğer resimlerde ise yahudi yaşıtlarından bu hediyeleri! alan Lübnanlı çocukları görüyorsunuz. Öyle bir hediye ki; hediyeden sonrası için bir yasam yok artik onlar için...

Ne korkunç değil mi... Ne korkunç…

“Hiçbir Yahudi sivil değildir“ anlayışı ne kadar doğru değil mi?

Rabbim bize İslami doğru anlamayı nasip etsin. Eğilip bükülerek değil de, onurumuzu kaybetmeden yasamayı nasip etsin…
 

medahms

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Haz 2006
Mesajlar
1,989
Tepki puanı
3
Puanları
0
RE: HER YAHUDİ KİNLE KANLA BESLENİYOR!!!!

..
 

medahms

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Haz 2006
Mesajlar
1,989
Tepki puanı
3
Puanları
0
RE: HER YAHUDİ KİNLE KANLA BESLENİYOR!!!!

..
 

Ahmed_1907

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Tem 2006
Mesajlar
992
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Konum
TOKAT
RE: HER YAHUDİ KİNLE KANLA BESLENİYOR!!!!

ALLAH RAZI OLSUN KARDEŞİM ALLAH'IM ISLAH EYLESİN İNŞALLAH ISLAH OLMAZLARSADA KAHREYLESİN İNŞALLAH
AMİN
 

Im_muslim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
3,194
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Emeğine sağlık kardeşim...
selametle...
 

kahraman99

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Şub 2009
Mesajlar
50
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
Allah bır an önce ıslah olacaklara hıdayet ,,ıslah olmayacaklarada kahır ındırsın....
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Abdulhamid`in Mezarını Ateşe Vereceğiz!

images


Türk terörist, merak etme az kaldı. Irak, İran ve Suriye`den sonra sıra Türkiye`ye de gelecek. Kadınlarınız hizmetçilerimiz, erkekleriniz de kölelerimiz olacak. İstanbul`a geldiğimizde ilk olarak dedeniz Abdülhamid`in mezarını ateşe vereceğiz

09 Aralk 2010, 13:06
kullanici.png
Anadolu Haber



“Eğer Filistin’de Müslüman Arap unsurunun faikiyetini [üstünlüğünü] muhafaza etmesini istiyorsak, Yahudilerin yerleştirilmesi fikrinden vazgeçmeliyiz. Aksi takdirde yerleştirildikleri yerde çok kısa zamanda bütün kudreti elde edeceklerinden, dindaşlarımızın ölüm kararını imzalamış oluruz.”

10 Şubat’ta vefatının 89. yılında rahmetle andığımız Sultan II. Abdülhamid’e ait olan yukarıdaki sözler 1895’de yazılmış hatıra defterine. O günden ne kadar net gör müş bugünleri, değil mi? Evet, tam da dediği gibi, Filistinli dindaşlarımızın ölüm kararı oldu İsrail devletinin kurulması…

Yalnız üzerinde güneş batmayan İngiliz emperyalizmine karşı mücadele vermekle kalmadı II. Abdülhamid; aynı zamanda Ermeni çeteleri ve lobilerine, Siyonist örgütlere, iç ve dış Masonlara, velhasıl Memalik-i Osmaniye’yi bölüp parçalamak isteyenlere karşı cansiperane ve destansı bir direnişti onunkisi.

Filistin’in “en zayıf halka” olduğuna yürekten inanıyordu; nitekim dediği gibi de çıktı. Filistin’in Akdeniz-Hint Okyanusu-Kızıldeniz düğümünün merkezi olduğu, 1919’da İngiliz emperyalizminin teorisyenliğine soyunan Halford Mackinder’in tarihî itirafında deşifre edildi.

Mackinder’e göre Filistin toprakları, Asya-Afrika-Ortadoğu arasında vazgeçilmez bir adaydı ve İngiliz emperyalizminin petrol üzerindeki hakimiyeti sürdüğü müddetçe desteklenmesi gerekiyordu. Şimdi anlıyoruz emperyalizmin Filistin’i neden bu kadar çok istediğini ve yine şimdi anlıyoruz Sultan Abdülhamid’in Filistin’i emperyalizme kaptırdığımız zaman başımıza nelerin geleceğini öngören sözlerini.

Gün geldi, küresel İngiliz hakimiyeti iflas etti ve satılığa çıktı: Zaten Harb-i Umumi’de Amerikalı şirketlerden kovalar dolusu borç almış, tamtakır hazinesiyle dev bir küresel iskelet halini almıştı. ABDli alacaklılar, müflis emperyalizmi de devraldılar ‘mecburen’! Ve petrol savaşı yeniden kızıştı.

İkinci Dünya Savaşı’nın hesabı dürülürken, Orta Doğu’dan İngilizler sureta çekiliyor ve ardından İsrail devleti doğuyordu. Amerika, İngilizlerin rolünü olduğu kadar İsrail’in hamiliğini de devralacaktı. Zira onun daha büyük hesapları vardı petrolle ve bu bölgenin denetimi ve birleşmesinin engellenmesi, bir mecburiyetti.

İsrail bombaları sınır çizgilerini yeniden yakıyor, kavuruyor. Filistin ve Lübnan tarihlerinin yeni bir kanlı sayfasında yaşıyor. Kuzey Irak sınırımızda İsrailli komutanlar Peşmergelere eğitim yaptırıyor. Ve herkes gibi biz de tarihte yaşamış o tek adamı hatırlıyoruz. Sıkışık durumdaki hazinesini milyonlarca sterlinle “rahatlatmaya” hazır olduklarını söyleyerek yanına kadar sokulan ve kendilerine başlarını sokacak bir arazi vermesini isteyen Theodore Herzl’e Abdülhamid’in söylediği aşağıdaki sözler bir asır sonra bile diken diken etmeye yetiyor tüylerimizi:

“Ben bir karış dahi olsa toprak satmam. Zira bu vatan bana değil, milletime emanettir. Milletim bu vatanı kanlarıyla mahsuldar kılmışlardır. O, bizden ayrılıp uzaklaşmadan tekrar kanlarımızla örteriz. [Böyle bir toprak parçası bizden kopartılmak istense bile o toprağı kanlarımızla kaplarız ve yine bizim toprağımız olur.] Benim Suriye ve Filistin alaylarımın efradı birer birer Plevne’de şehid düşmüşlerdi. Bir tanesi dahi geri dönmemek üzere hepsi muharebe meydanında kalmışlardır. Türk imparatorluğu bana aid değildir, Türk milletinindir. Ben onun hiçbir parçasını veremem. Bırakalım Museviler milyonlarını saklasınlar. Benim imparatorluğum parçalandığı zaman onlar Filistin‘i karşılıksız bile ele geçirebilirler. Fakat yalnız bizim cesetlerimiz taksim edilebilir. Ben canlı bir beden üzerinde ameliyat yapılmasına müsaade edemem.”

Siyonistler kendilerine Filistin’den toprak satması için bir değil, tam beş kez ikna girişiminde bulundular. Hepsinde yüz geri edilince anladılar ki, o başta kaldıkça Orta Doğu’ya “huzur” gelmeyecek(!).Siyon Yurdu’na giden altın yol, Abdülhamid’siz açılacaktır.

Yahudi diasporasının Abdülhamid’e güttüğü kin o kadar derin ve köklüdür ki, Guantanamo’da aylarca esir kalan İbrahim Şen, Vakit’in kendisiyle yaptığı söyleşide ilginç itiraflarda bulunmuştu. Meğer Guantanamo’daki sorgulara İsrailli hahamlar da katılıyormuş. Hatta bu Guantanamo mahkûmu, sorgulardan birisinde Yasef isimli bir Yahudi komutanın vücuduna elektrik verirken kendisine,

“Türk terörist, merak etme az kaldı. Irak, İran ve Suriye’den sonra sıra Türkiye’ye de gelecek. Kadınlarınız hizmetçilerimiz, erkekleriniz de kölelerimiz olacak. İstanbul’a geldiğimizde ilk olarak dedeniz Abdülhamid’in mezarını ateşe vereceğiz” dediğini aktarıyordu.

II. Abdülhamid 24 Nisan 1909’da tahttan indirildi, vefat ettiği 10 Şubat 1918’de ise Jön Türklere devrettiği, yüzölçümü neredeyse 5 milyon kilometrekareye ulaşan koca imparatorluk kayıplara karışmış sayılırdı. “Hürriyet kahramanı” Enver Paşa’nın 1 Kasım 1918 Cumartesi gecesi saat 23.00’de bir Alman istimbotu ile kurtarmaya kalktığı ülkeden kaçmadan evvel, yaveri Mersinli Cemal Paşa’ya yaptığı şu acı itiraf, İttihatçıların nasıl büyük bir oyuna geldiklerini geç de olsa fark ettiklerini göstermektedir:

“Turan yapacaktık, viran olduk. Bizim en büyük günahımız, Sultan Hamid’i anlayamamaktır. Yazık Paşam, çok yazık! Siyonistlere alet olduk ve onların hıyanetine uğradık!”

Yıllar geçtikçe haklılığı daha iyi anlaşılan “Son Sultan” II. Abdülhamid’in bütün mücadelesini, bir yandan kurtlarla dans edip ülkeye zaman kazandırmaya, öbür yandan ülkenin yetersiz altyapısını gelmesi kaçınılmaz emperyalist kıyamete hazırlamaya ve insan gücünü yetiştirmeye teksif etmişti. İlk denizaltı gemilerimizi donanmaya kazandırması da, imparatorluk sathında binlerce okulu açması da bu gayenin yansımalarıydı. Çobanlara bile okul açtırmasını, mezuniyet törenlerine hediyeler göndererek memleket evlatlarını okumaya teşvikini ancak bu gaye çerçevesinde anlamak mümkündür.

Ona kızanların öfkesini anlıyoruz. Osmanlı’nın postunu pahalıya deldirmişti emperyalizme. Acısız bir ameliyatla gövdeyi paylaşacaklarını düşünenlerin, bu paylaşımın onun gayretleriyle ertelenmesi ve Birinci Dünya Savaşı’nda milyonlarca Avrupalının ölümüyle sonuçlanması karşısında öfkelenmelerinden daha doğal bir şey olamazdı. Dinmeyen öfkelerinin sebebi budur. Tabii Kızıl Sultan iftirasının da…

İyi güzel, anlıyoruz İngilizin, Fransızın, Yahudinin, Ermeninin, Masonun şunun bunun hıncını. Peki bizim içeridekilere ne oluyor? Onlar da mı ülkeyi erkenden bölüp parçalatmadığına kızıyorlar yoksa?

Orta Doğu’da haritaları yeniden çizme tartışmalarının yapıldığı şu günlerde dikkatle okumamız gereken bir kitap gibidir Sultan II. Abdülhamid’in 33 yıllık iktidarı. Ben bu direnişe, sessiz Çanakkale diyorum. Şehitsiz, gazisiz, topsuz, tüfeksiz Çanakkale…

Yok, yok, bir şehidi var bu sessiz Çanakkale’nin. Hem de hakkı yenmiş, garip bir şehidi: O şehid, Abdülhamid’in ta kendisidir. Rahmet onun üzerine yağsın…

Mustafa ARMAĞAN
 

medahms

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Haz 2006
Mesajlar
1,989
Tepki puanı
3
Puanları
0

_____HER YAHUDİ KİNLE KANLA BESLENİYOR!!!!



Kendisi, ordusuyla masum insanları öldürmesi yetmiyormuş gibi, insanları evlerinden, yuvalarından etmiş olması yetmezmiş gibi, çocuklarını da küçükten kendileri gibi cani yetiştiriyorlar…

Her Yahudi Kinle, Kanla Besleniyor!!!

Yahudi kininin son örneği...

Lanetlenmiş kavim kinini, nefretini son noktaya kadar kullanıyor...

Kendisi, ordusuyla masum insanları öldürmesi yetmiyormuş gibi, insanları evlerinden, yuvalarından etmiş olması yetmezmiş gibi, çocuklarını da küçükten kendileri gibi cani yetiştiriyorlar…

Gör ey Müslüman! Gör ki Allahın emrettiği gibi düşmanlarına karsı şedid ve sert olasın…

Yahudi çocuğunu askeri alanlara sokarken yobazlık yapmış olmuyor da biz Müslümanlar çocuklarımıza Cihadı eğitimi verince mi CANİ oluyoruz???

Görün bakın ve UTANIN…! yahudi çocuğuna "Müslüman nasıl öldürülür" diye te çocuk yaşta eğitim veriyor. Daha ilkokula başlamadan kinle, nefretle büyütüyor...

Yoksa hala israilli çocuklar, anneler, babalar masum mu diyeceksiniz???

Bakın..! İslam'a düşmanlık ne boyutlara gelmiş. Babalarının kini yetmiyormuş gibi çocukları da savaş meydanlarına koşmuş akranlarına ölüm mesajları yazıyorlar.

Bu mesajlar bugün Lübnanlı ve Filistinli çocuklara ulaşıyor ama sakın unutmayalım en kısa zamanda bizim çocuklarımıza da ulaşacak.

Aşağıda gördüğünüz resimlere yorum yapmaya gerek yok...

Fotoğraflardan bir kısmında yahudi çocuklar top mermilerinin ve bombaların üzerine, Lübnanlı çocuklar için ölüm dolu hediye! mesajları dolduruyor. Ve bununla Müslüman karşı öfkelerini pekiştiriyorlar.

Diğer resimlerde ise yahudi yaşıtlarından bu hediyeleri! alan Lübnanlı çocukları görüyorsunuz. Öyle bir hediye ki; hediyeden sonrası için bir yasam yok artik onlar için...

Ne korkunç değil mi... Ne korkunç…

“Hiçbir Yahudi sivil değildir“ anlayışı ne kadar doğru değil mi?

Rabbim bize İslami doğru anlamayı nasip etsin. Eğilip bükülerek değil de, onurumuzu kaybetmeden yasamayı nasip etsin…
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt