Yürekler Buz Kesmiş…
Mevsim kış evet; ama bedenler değil yürekler buz kesmiş.
Kavramlarımız aşındı, ilkelerimiz yeni tanımlamalarla tanınmaz hale geldi.
Şöyle bir geri çekilip bakalım diyorum.
Peygamberimiz böyle bir toplumu mu istemişti?
Hiç sanmıyorum.
Kardeşlikten söz etmişti ve dünyaya mükemmel bir ensar-muhacir kardeşliği örneği sunmuştu.
Baskın kimliklerin soğukluğu yoktu onun sözlerinde.
Veda Hutbesinde iki kere Ey Müminler, üç kere Ashabım diye seslenmiş; ama altı kere İnsanlar diye hitap etmişti.
Şu sözlerdeki evrenselliğe bakar mısınız?!
Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Adem`in çocuklarısınız, Adem ise topraktandır. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah`tan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli olanınız O`ndan en çok korkanınızdır. Azası kesik siyahî bir köle başınıza amir olarak tayin edilse, sizi Allah`ın kitabı ile idare ederse, onu dinleyiniz ve itaat ediniz. Kimse kendi suçundan başkası ile suçlanamaz. Baba, oğlunun suçu üzerine, oğlu da babasının suçu üzerine suçlanamaz.
Müslüman olduğumuzu iddia ediyoruz.
Nedir bu halimiz böyle!
Hani nerede Peygamberin bahsettiği üstünlük ölçüsü?
Malımızla, makamımızla, ırkımızla üstünlük taslıyor, sonra da utanmadan Peygamberi takip ettiğimizi iddia ediyoruz.
Okuyoruz; ama anlamıyoruz.
Anlıyorsak nedir bu halimiz?
ALLAH a emanet olun DOSTLAR..