selamunaleykum arkadaşlar
cok yakın bir arkadaşım bana eil yoluya bu yazıyı ulaştıdı
ben biraz özetteldım:
öncelıkle ümidimizi yıtımeyelım inşaallah
ki hayırlı bır aydayız
ne mutlu ki biz bu anı yaşıyabiliyoruz değıl mİ
ben okuyunca mutlu oldum
inşaallah sızde mutlu olursunuz
ve arkadaşıma cok tşk ediyorum
Her Durumda Ümit var Olmanın Önemi
Ümit etmek, Kuran'da müminlerin önemli bir vasfı olarak bildirilmiştir. Aynı zamanda kişinin imanının da bir göstergesidir. Samimi iman sahibi bir mümin;
· Her olayın yalnızca Allah'ın dilemesi ile gerçekleştiğini bildiği için hiçbir konuda üzüntüye, karamsarlığa ve ümitsizliğe düşmez.
· Allah'ın müminlerin dualarına icabet ettiğinin şuurunda olduğu için, en kötü görünen bir olayın bile imtihan ortamının bir parçası olduğundan ve müminler için mutlaka hayra dönüşeceğinden kuşku duymaz.
Bir Mümin İçin Allah'ı Anmak En Önemli İbadetlerden Biridir. Çünkü;
· Allah'ı her an akılda tutmak, O'nun ayetlerini tefekkür etmek insanın aklının ve şuurunun sürekli açık olmasını sağlar. Böyle olunca da, kişi Allah’ın sınırlarına uymada büyük titizlik gösterir.
· Allah'ı sürekli zikreden bir insan kendi aczini daha iyi idrak eder. Hiçbir konuda kendine ait bir güce ve iradeye sahip olmadığını daha iyi fark eder. Bunun sonucu olarak, Allah'a sürekli dua eder ve talep içerisinde olur.
· Her şeyi yalnızca Allah'tan ister, her konuda Allah'a başvurur, kendini Allah'a teslim eder. Hiçbir konuda kendine müstakil ve bağımsız bir kişilik verip, büyüklenmez.
· Hareketleri, davranışları, konuşmaları Allah'ın koruması altında olur. Böylece Allah ona her an nasıl, ne şekilde davranması gerektiğini, en doğru hareketi, en güzel sözü ilham eder. Ona, "insanlar arasında yürüyeceği bir nur verir." (Hadid Suresi, 28) Güzel bir ahlaka kavuşmasını sağlar.
Tüm bu nedenler dolayısıyla müminler;
· Allah'ı çokça anan, için için O'na dua edip yönelen ve O'ndan bağışlanma dileyen kimselerdir.
· Günlük hayatın hareketliliği içinde Allah'ı kesinlikle unutmaz ve Allah ile olan manevi bağlantılarını bir an bile koparmazlar.
· Hem kendi içlerinde Allah'ı çokça anarlar, hem de konuşma, hal ve tavırlarında çevrelerine de Allah'ı hatırlatırlar. Çünkü Allah'ı anmak her an Allah'ın varlığının, nimetlerinin şuurunda yaşamanın doğal bir yansımasıdır. Bir ayette Allah'ı anmanın önemine şöyle haber verilmiştir:
“... Allah'ı zikretmek ise muhakkak en büyük (ibadet)tür.” (Ankebut Suresi, 45)
Rabbi ona: "Teslim ol" dediğinde (O) "Alemlerin Rabbine teslim oldum" demişti.Bunu İbrahim, oğullarına vasiyet etti, Yakup da: "Oğullarım, şüphesiz Allah sizlere bu dini seçti, siz de ancak Müslüman olarak can verin" (diye benzer bir vasiyette bulundu.) (Bakara Suresi,131-132)
Nefisten Sakınmak
İnsanları, Allah'ın bildirdiği gibi din ahlakını yaşamaktan alıkoyan en önemli unsurlardan biri, akıl ve vicdanlarına değil, nefislerine uymalarıdır. Diğer bir deyişle, kendi istek ve tutkularına göre hareket etmeleridir. Bu da söz konusu insanların hak olana değil, batıl olana uymalarına, hem kendilerine hem de çevrelerine maddi manevi büyük sıkıntılar vermelerine neden olur. Allah Kuran'da, nefsin insanları hep kötülüğe yönlendirdiğini şu şekilde bildirmiştir:
“... Çünkü gerçekten nefis, -Rabbim'in kendisini esirgediği dışında- var gücüyle kötülüğü emredendir. Şüphesiz, benim Rabbim, bağışlayandır, esirgeyendir.“ (Yusuf Suresi, 53)
(alıntı)
cok yakın bir arkadaşım bana eil yoluya bu yazıyı ulaştıdı
ben biraz özetteldım:
öncelıkle ümidimizi yıtımeyelım inşaallah
ki hayırlı bır aydayız
ne mutlu ki biz bu anı yaşıyabiliyoruz değıl mİ
ben okuyunca mutlu oldum
inşaallah sızde mutlu olursunuz
ve arkadaşıma cok tşk ediyorum
Her Durumda Ümit var Olmanın Önemi
Ümit etmek, Kuran'da müminlerin önemli bir vasfı olarak bildirilmiştir. Aynı zamanda kişinin imanının da bir göstergesidir. Samimi iman sahibi bir mümin;
· Her olayın yalnızca Allah'ın dilemesi ile gerçekleştiğini bildiği için hiçbir konuda üzüntüye, karamsarlığa ve ümitsizliğe düşmez.
· Allah'ın müminlerin dualarına icabet ettiğinin şuurunda olduğu için, en kötü görünen bir olayın bile imtihan ortamının bir parçası olduğundan ve müminler için mutlaka hayra dönüşeceğinden kuşku duymaz.
Bir Mümin İçin Allah'ı Anmak En Önemli İbadetlerden Biridir. Çünkü;
· Allah'ı her an akılda tutmak, O'nun ayetlerini tefekkür etmek insanın aklının ve şuurunun sürekli açık olmasını sağlar. Böyle olunca da, kişi Allah’ın sınırlarına uymada büyük titizlik gösterir.
· Allah'ı sürekli zikreden bir insan kendi aczini daha iyi idrak eder. Hiçbir konuda kendine ait bir güce ve iradeye sahip olmadığını daha iyi fark eder. Bunun sonucu olarak, Allah'a sürekli dua eder ve talep içerisinde olur.
· Her şeyi yalnızca Allah'tan ister, her konuda Allah'a başvurur, kendini Allah'a teslim eder. Hiçbir konuda kendine müstakil ve bağımsız bir kişilik verip, büyüklenmez.
· Hareketleri, davranışları, konuşmaları Allah'ın koruması altında olur. Böylece Allah ona her an nasıl, ne şekilde davranması gerektiğini, en doğru hareketi, en güzel sözü ilham eder. Ona, "insanlar arasında yürüyeceği bir nur verir." (Hadid Suresi, 28) Güzel bir ahlaka kavuşmasını sağlar.
Tüm bu nedenler dolayısıyla müminler;
· Allah'ı çokça anan, için için O'na dua edip yönelen ve O'ndan bağışlanma dileyen kimselerdir.
· Günlük hayatın hareketliliği içinde Allah'ı kesinlikle unutmaz ve Allah ile olan manevi bağlantılarını bir an bile koparmazlar.
· Hem kendi içlerinde Allah'ı çokça anarlar, hem de konuşma, hal ve tavırlarında çevrelerine de Allah'ı hatırlatırlar. Çünkü Allah'ı anmak her an Allah'ın varlığının, nimetlerinin şuurunda yaşamanın doğal bir yansımasıdır. Bir ayette Allah'ı anmanın önemine şöyle haber verilmiştir:
“... Allah'ı zikretmek ise muhakkak en büyük (ibadet)tür.” (Ankebut Suresi, 45)
Rabbi ona: "Teslim ol" dediğinde (O) "Alemlerin Rabbine teslim oldum" demişti.Bunu İbrahim, oğullarına vasiyet etti, Yakup da: "Oğullarım, şüphesiz Allah sizlere bu dini seçti, siz de ancak Müslüman olarak can verin" (diye benzer bir vasiyette bulundu.) (Bakara Suresi,131-132)
Nefisten Sakınmak
İnsanları, Allah'ın bildirdiği gibi din ahlakını yaşamaktan alıkoyan en önemli unsurlardan biri, akıl ve vicdanlarına değil, nefislerine uymalarıdır. Diğer bir deyişle, kendi istek ve tutkularına göre hareket etmeleridir. Bu da söz konusu insanların hak olana değil, batıl olana uymalarına, hem kendilerine hem de çevrelerine maddi manevi büyük sıkıntılar vermelerine neden olur. Allah Kuran'da, nefsin insanları hep kötülüğe yönlendirdiğini şu şekilde bildirmiştir:
“... Çünkü gerçekten nefis, -Rabbim'in kendisini esirgediği dışında- var gücüyle kötülüğü emredendir. Şüphesiz, benim Rabbim, bağışlayandır, esirgeyendir.“ (Yusuf Suresi, 53)
(alıntı)