Selamun Aleykum.Arkadaşlar ben yaklaşık 1 sene önce bu seminere katıldım. Müslüman bir ülkede yaşıyoruz ama yediklerimize haram da karışabiliyor,buna dikkat etmek lazım,ben tavuk eti ile ilgili konuşmayı dinledikten sonra 1 senedir tavuk yiyemiyorum. Çünkü tavuk yemine çabuk büyümleri için helal olmayan şeyler karıştırılıyormuş,et ve kan gibi,bir de tabii kesimin doğru yapılıp yapılamadığı konusu var. gıda raporu broşürünü aşağıdaki adres ve tel.den temin edebilirsiniz. Bilmeyerek de olsa yediklerimize haram karışmamalı,ben uyarmak istedim. Konuyla ilgili Merve Kavakçının eski bir makalesi var.
Merve Kavakçı - Vakit
2008-02-22
--------------------------------------------------------------------------------
Feshane önemli bir toplantıya ev sahipliği yapıyor
Elimde çok önemli bir kitap var. Yeniden Gıda Raporu (Gıda Raporu - Helal Haram Herbalife Aloevera Amway Domuz Jelatin). Yazarı Dr. Muh. Hüseyin Kami Büyüközer Bey. Günden güne sekülerleşen, hayatın farklı alanlarında dinden kopuşların rutinleştiği dünyamızda, avuçta kor tutmak kadar zorlaşan İslâm'ı yaşama idealinin uzak bir öngörüm olmaktan çıkıp, "şimdi ve burada" bir gerçek haline dönüşmesiyle yediklerimiz ve içtiklerimizin de elden geçirilmesi kaçınılmaz oluyor. Altı baskısından ilkinin 1986 yılında yapıldığı bu kitapda, vücudumuza giren maddelerin helal olup olmadığını ve ne derece sağlığımıza uygun olduğunu irdeliyor Sayın Büyüközer.
Konuya olan ilgisinin belirdiği yıllara şöyle temas ediyor: "çocukluğumdan beri helal lokma, haram lokma tabirlerini duyar bunların insanın ruhi ve manevi hayatı üzerindeki mühim tesirlerinin neler olabileceğini düşünürdüm. Müslümanlar olarak yediğimiz ve içtiklerimizi dinimizin emrine uygun seçme zorunda idik. ülkemizde gıda üretimi, ticareti ve ithalatı yapan şahıs ve kuruluşların tüketiciye sundukları gıda maddelerinin içeriklerinde ise birtakım belirsizlikler ve şüpheler vardı. Bunların düzeltilmesini, devletin de Müslümanlar adına bunları denetlemesini istiyorduk. Bu isteğimiz vatandaş olarak, insan olarak en temel hakkımız idi."
Yüzde 99'unun Allah-u Teala'yı Rab, Muhammed Mustafa (SAV)'i elçi kabul ettiği bir ülkede, "80'in üzerinde domuz çiftliği"nin bulunduğu, sayılarının günden güne arttığı ve domuz eti satışının öyle köşe bucak, gözden ırak yerlerde değil; tam aksine İstanbul'un göbeğinde, her gün girip çıktığımız alışveriş merkezlerinde yapıldığı göz önüne alınırsa; Dr. Büyüközer'in endişesinin ne kadar yerinde ve fakat yıllara rağmen nasıl da giderilemediği daha da iyi anlaşılmış olur.
Mesele domuzla bitse, insan fiziksel anlamda uzak kalmak ve kalpten buğz etmekle belki kendini kurtarabilir. Ama sorun domuz ve alkolün çok ötesinde, tükettiğimiz birçok gıda maddesiyle haramı içselleştirmemiz, sadece maddi anlamda değil, manevi dünyamızda özde bozulma yaşamımızdadır. İşte Yeniden Gıda Raporu bize bu iki ayrı tehlikenin nasıl iç içe olduğunu, sebep-sonuç ilişkisiyle birbirini fişeklediğini açıklıyor.
550 sayfalık raporda ilk altı bölüm dinimizin helal ve haram konusundaki esaslarına, bu esasların hangi çerçevede çizildiğine ayrılmış. Pak olan helal yiyecekleri tüketmemizi konu alan Kur'anî hükümler, Peygamberim SAV'in haram kazanç, haram yeme, içme ve giymenin, duaların cevapsız kalmasına sebebiyeti üzerine uyarısı, ilk halife Hz. Ebubekir (ra)'in "haramla beslenen vücuda, ancak cehennem ateşi"nin değeceği konusundaki ikazı "Hesap gününden endişe eden ve ihlasla kulluğu esas alan"ların dikkatine sunuluyor. Allah dostu Abdülkadir Geylani (k.s.) hazretlerinin ihtarı: "Dört saat vardır ki kalbin salahı bunlarla kaimdir. Birincisi yiyip içtiğine dikkat etmektir. Haram ve gayrimeşru kazançlarla beslenmemek, haram lokmaya midede yer vermemektir", keza Mehmet Zahid Kotku (r.a.) Hocaefendinin "Namaz nasıl farz ise, iman nasıl farz ise, yemeğin helalden olması da öylece farzdır" ifadesi dikkatlere sunuluyor.
Raporun geri kalan otuz bölümü, çeşitli gıda ve diğer tüketim maddelerinin muhtevası, beden ve ruh sağlığı üzerindeki açık tesirleri ve gözden kaçan ama hepimizin bilmesi gereken gerçeklere ayrılmış Bazı başlıklar şöyle: Gıda üretiminde kullanılan katkı maddeleri, renk vericiler, tat vericiler, lesitin, mono-digliseritler, E rumuzlu katkı maddeleri, et mamulleri, et kesimi, domuz yağı, peynir mayaları, peyniraltı suyu, unlu gıdalarda kullanılan kanserojen maddeler, şekerli gıdalar, yağlar, genetik yapısı değiştirilmiş gıdalar, ilaçlar, sabun, şampuan ve kozmetik ürünleri vs. Verilen bilgiler haram maddelerin ne şekilde nerelere kadar nüfuz edebildiğini gözler önüne seriyor. Bizler de bu konuda ne kadar da az bilgili olduğumuz gerçeğiyle baş başa kalıyoruz.
Yeniden Gıda Raporu her evde, kütüphanenizde ilmihalin yanında bulunması gereken bir eser. çevik Matbaacılıktan çıkan esere GIMDES Mermerciler Sanayi Sitesi 4. Cad. No: 6 Beylikdüzü-Büyükçekmece 34520 İstanbul adresinden (GSM:0535 298 08 96) veya kitap@gidaraporu.com eposta adresinden ulaşabilirsiniz.
Ayrıca bütün bu bilgiler bu haftasonu İstanbulluların ayağına geliyor. Helal Gıda Konferansı 2008, 24 Şubat Pazar günü Feshane Kongre ve Kültür Merkezinde yapılacak. (Halal Food Istanbul Turkey | Halal Food Istanbul Turkiye) Dünyanın dört bir yanından gelen bilim adamları konuyla ilgili gelişmeleri, öndeki engelleri tartışıp, sorunlara çözüm üretmeye çalışacaklar. ümit ederim okurlarımız katılırlar.
Merve Kavakçı - Vakit
2008-02-22
--------------------------------------------------------------------------------
Feshane önemli bir toplantıya ev sahipliği yapıyor
Elimde çok önemli bir kitap var. Yeniden Gıda Raporu (Gıda Raporu - Helal Haram Herbalife Aloevera Amway Domuz Jelatin). Yazarı Dr. Muh. Hüseyin Kami Büyüközer Bey. Günden güne sekülerleşen, hayatın farklı alanlarında dinden kopuşların rutinleştiği dünyamızda, avuçta kor tutmak kadar zorlaşan İslâm'ı yaşama idealinin uzak bir öngörüm olmaktan çıkıp, "şimdi ve burada" bir gerçek haline dönüşmesiyle yediklerimiz ve içtiklerimizin de elden geçirilmesi kaçınılmaz oluyor. Altı baskısından ilkinin 1986 yılında yapıldığı bu kitapda, vücudumuza giren maddelerin helal olup olmadığını ve ne derece sağlığımıza uygun olduğunu irdeliyor Sayın Büyüközer.
Konuya olan ilgisinin belirdiği yıllara şöyle temas ediyor: "çocukluğumdan beri helal lokma, haram lokma tabirlerini duyar bunların insanın ruhi ve manevi hayatı üzerindeki mühim tesirlerinin neler olabileceğini düşünürdüm. Müslümanlar olarak yediğimiz ve içtiklerimizi dinimizin emrine uygun seçme zorunda idik. ülkemizde gıda üretimi, ticareti ve ithalatı yapan şahıs ve kuruluşların tüketiciye sundukları gıda maddelerinin içeriklerinde ise birtakım belirsizlikler ve şüpheler vardı. Bunların düzeltilmesini, devletin de Müslümanlar adına bunları denetlemesini istiyorduk. Bu isteğimiz vatandaş olarak, insan olarak en temel hakkımız idi."
Yüzde 99'unun Allah-u Teala'yı Rab, Muhammed Mustafa (SAV)'i elçi kabul ettiği bir ülkede, "80'in üzerinde domuz çiftliği"nin bulunduğu, sayılarının günden güne arttığı ve domuz eti satışının öyle köşe bucak, gözden ırak yerlerde değil; tam aksine İstanbul'un göbeğinde, her gün girip çıktığımız alışveriş merkezlerinde yapıldığı göz önüne alınırsa; Dr. Büyüközer'in endişesinin ne kadar yerinde ve fakat yıllara rağmen nasıl da giderilemediği daha da iyi anlaşılmış olur.
Mesele domuzla bitse, insan fiziksel anlamda uzak kalmak ve kalpten buğz etmekle belki kendini kurtarabilir. Ama sorun domuz ve alkolün çok ötesinde, tükettiğimiz birçok gıda maddesiyle haramı içselleştirmemiz, sadece maddi anlamda değil, manevi dünyamızda özde bozulma yaşamımızdadır. İşte Yeniden Gıda Raporu bize bu iki ayrı tehlikenin nasıl iç içe olduğunu, sebep-sonuç ilişkisiyle birbirini fişeklediğini açıklıyor.
550 sayfalık raporda ilk altı bölüm dinimizin helal ve haram konusundaki esaslarına, bu esasların hangi çerçevede çizildiğine ayrılmış. Pak olan helal yiyecekleri tüketmemizi konu alan Kur'anî hükümler, Peygamberim SAV'in haram kazanç, haram yeme, içme ve giymenin, duaların cevapsız kalmasına sebebiyeti üzerine uyarısı, ilk halife Hz. Ebubekir (ra)'in "haramla beslenen vücuda, ancak cehennem ateşi"nin değeceği konusundaki ikazı "Hesap gününden endişe eden ve ihlasla kulluğu esas alan"ların dikkatine sunuluyor. Allah dostu Abdülkadir Geylani (k.s.) hazretlerinin ihtarı: "Dört saat vardır ki kalbin salahı bunlarla kaimdir. Birincisi yiyip içtiğine dikkat etmektir. Haram ve gayrimeşru kazançlarla beslenmemek, haram lokmaya midede yer vermemektir", keza Mehmet Zahid Kotku (r.a.) Hocaefendinin "Namaz nasıl farz ise, iman nasıl farz ise, yemeğin helalden olması da öylece farzdır" ifadesi dikkatlere sunuluyor.
Raporun geri kalan otuz bölümü, çeşitli gıda ve diğer tüketim maddelerinin muhtevası, beden ve ruh sağlığı üzerindeki açık tesirleri ve gözden kaçan ama hepimizin bilmesi gereken gerçeklere ayrılmış Bazı başlıklar şöyle: Gıda üretiminde kullanılan katkı maddeleri, renk vericiler, tat vericiler, lesitin, mono-digliseritler, E rumuzlu katkı maddeleri, et mamulleri, et kesimi, domuz yağı, peynir mayaları, peyniraltı suyu, unlu gıdalarda kullanılan kanserojen maddeler, şekerli gıdalar, yağlar, genetik yapısı değiştirilmiş gıdalar, ilaçlar, sabun, şampuan ve kozmetik ürünleri vs. Verilen bilgiler haram maddelerin ne şekilde nerelere kadar nüfuz edebildiğini gözler önüne seriyor. Bizler de bu konuda ne kadar da az bilgili olduğumuz gerçeğiyle baş başa kalıyoruz.
Yeniden Gıda Raporu her evde, kütüphanenizde ilmihalin yanında bulunması gereken bir eser. çevik Matbaacılıktan çıkan esere GIMDES Mermerciler Sanayi Sitesi 4. Cad. No: 6 Beylikdüzü-Büyükçekmece 34520 İstanbul adresinden (GSM:0535 298 08 96) veya kitap@gidaraporu.com eposta adresinden ulaşabilirsiniz.
Ayrıca bütün bu bilgiler bu haftasonu İstanbulluların ayağına geliyor. Helal Gıda Konferansı 2008, 24 Şubat Pazar günü Feshane Kongre ve Kültür Merkezinde yapılacak. (Halal Food Istanbul Turkey | Halal Food Istanbul Turkiye) Dünyanın dört bir yanından gelen bilim adamları konuyla ilgili gelişmeleri, öndeki engelleri tartışıp, sorunlara çözüm üretmeye çalışacaklar. ümit ederim okurlarımız katılırlar.