hayır iyiliK
Bir zamanlar üç kişi uzun bir yolculuğa çıkmış, akşam olunca, geceyi geçirmek üzere
bir mağraya girmişlerdi. Fakat dağdan kopan bir kaya mağaranın ağzına düştü ve çıkış yolunu kapattı.
Bunun üzerine yolcular birbirlerine: "Yaptığımız iyi işleri anlatarak
Allah'a yalvarmaktan başka hiçbir şey bizi bu kayadan kurtaramaz" dediler.
O zaman içlerinden biri söze başladı:
- Allahım! Benim çok yaşlı bir anamla babam vardı. Onlar yemeklerini yemeden çoluk
çocuğuma ve hizmetçilerime birşey yedirip içirmezdim. Birgün hayvanlara yem bulmak
üzere evden ayrıldım. Babamla anam uyumadan önce eve dönemedim.
Eve gelir gelmez hemenhayvanları sağıp yanlarına vardığımda ikisi de uyumuştu.
Onları uyandırmak istemediğim gibi, onlardan önce ev halkına ve hizmetçilere birşey
vermedim. Ortalık ışıyana kadar, süt kabı elimde uyanmalarını bekledim. Çocuklar
etrafıma açlıktan sızlanıp duruyorlardı. Nihayet anamla babam uyanıp sütlerini içtiler.
Yâ Rabbi! Eğer bu işi senin rızanı kazanmak için yapmışsam,
şu kaya yüzünden başımıza gelen sıkıntıyı gider, dedi.
Bunun üzerine kaya biraz aralandı; ama yine de çıkılacak gibi değildi.
Bir diğeri duaya başladı:
- Allahım ! Amcamın bir kızı vardı. Bir erkek bir kadını ne kadar severse, ben de onu
o kadar seviyordum. Ona sahip olmak istedim. Fakat o istemedi. Derken bir yıl kıtlık
oldu. Bu sırada amcamın kızı çıka geldi. Açlık ve sefalet içinde olduklarını söyledi.
Kendisini bana teslim etmek şartıyla ona 120 altın verdim. Kabul etti.
Ona sahip olacağım zaman bana: "Allah'tan kork! Dinin uygun görmediği bir yolla beni
elde etme!", dedi. En çok sevip arzu ettiğim o olduğu hâlde kendisinden uzaklaştım,
verdiğim altınları da geri almadım. Allahım! Eğer ben bu işi senin rızanı kazanmak için
yapmışsam, başımızdaki sıkıntıyı uzaklaştır, diye yalvardı. Kaya biraz daha açıldı;
fakat yine çıkılacak gibi değildi.
Bu defa öteki yolcu söze başladı:
- Allahım! Vaktiyle ben birçok işçi çalıştırdım. İşleri bitince hepsine ücretlerini verdim.
Yalnız içlerinden biri parasını almadan çekip gitti. Fakat ben o adamın parasını
çalıştırdım. Bu paradan kocaman bir servet türedi.
Günün birinde bu adam çıka geldi. Bana:
- Ey Allah kulu! Ücretimi ver, dedi.
Ben de ona:
- Şu gördüğün develer, sığırlar, koyunlar ve köleler senin ücretinden türedi, dedim.
Adamcağız şaşırmış olmalı ki:
- Ey Allah kulu, benimle alay etme! dedi.
Ona: - Hayır, seninle alay etmiyorum, dedim.
Bunun üzerine o adam, geride bir tek şey bırakmadan hepsini önüne katıp götürdü.
Rabbim! Eğer bu işi sırf senin rızanı kazanmak için yapmışsam,
içinde bulunduğumuz sıkıntıdan bizi kurtar, diye yalvardı.
İşte o zaman mağaranın ağzını tıkayan kaya iyice açıldı; onlar da çıkıp gittiler.
--------------------------------------------------------------------------------
KISSADAN HİSSE
* Kendi kendimize sorabiliriz: Mağarada kalan biz olsaydık, acaba Allah Teâla'ya
hangi iyiliğimizi sunardık? Başkasının değil, sadece O'nun rızasını kazanmak için
yaptığımız güzel bir davranış var mı? Eğer var diyebiliyorsak, hayatımız boş ve
anlamsız değildir...
* İyi niyetle yapılan işler, Allah Teâlâ'yı memnun eder.
* Sıkıntıya düşen kimse, Allah'a el açıp yalvarmalı, O'ndan yardım istemelidir.
Allah'a dua eden bir insan, zorlukları yenebilmek için yeniden güç ve cesaret kazanır.
* Ana babaya saygılı olmak, onlara değer vermek Yüce Allah'ı
memnun eder. İşte o zaman Rabbimiz, dualarımızı kabul buyurur.
* Her istediğimizi dua ile elde edemeyiz. Çok istediğimiz bazı şeyler bize iyilik
getirmeyebilir. Bu sebeple Allah Teâlâ o konudaki duamızı kabul etmeyebilir.
* Kendisinden korkarak zina ve fuhuştan sakınan kimseleri,
Cenâbı Hak sıkıntıya koymaz.
* İşcinin hakkına saygılı olmalı, Peygamber Efendimiz'in
buyurduğu gibi, ona alnının teri kurumadan hakkını vermelidir.
* İnsanlara iyilik etmek, iyi olmalarını istemek, onların hizmetinde bulunmak ve insanlar
için fedakârlık yapmak Cenâbı Hakk'ı memnun eder.
Unutmayalım ki: "İnsanların hayırlısı, insanlara faydalı olandır."
* Yüce Allah, yapılan hiçbir iyiliği karşılıksız bırakmaz. İyilik yapanların mükâfatını ya
dünyada veya âhirette mutlaka verir. Peygamber Efendimiz ne güzel buyurmuştur:
"Bolluk zamanında hayır ve iyilik yaparak Allah'ı hatırla ki, darlık zamanda O da seni hatırlasın."
_________________
Allah için sevenlere Selam Olsun...
Bir zamanlar üç kişi uzun bir yolculuğa çıkmış, akşam olunca, geceyi geçirmek üzere
bir mağraya girmişlerdi. Fakat dağdan kopan bir kaya mağaranın ağzına düştü ve çıkış yolunu kapattı.
Bunun üzerine yolcular birbirlerine: "Yaptığımız iyi işleri anlatarak
Allah'a yalvarmaktan başka hiçbir şey bizi bu kayadan kurtaramaz" dediler.
O zaman içlerinden biri söze başladı:
- Allahım! Benim çok yaşlı bir anamla babam vardı. Onlar yemeklerini yemeden çoluk
çocuğuma ve hizmetçilerime birşey yedirip içirmezdim. Birgün hayvanlara yem bulmak
üzere evden ayrıldım. Babamla anam uyumadan önce eve dönemedim.
Eve gelir gelmez hemenhayvanları sağıp yanlarına vardığımda ikisi de uyumuştu.
Onları uyandırmak istemediğim gibi, onlardan önce ev halkına ve hizmetçilere birşey
vermedim. Ortalık ışıyana kadar, süt kabı elimde uyanmalarını bekledim. Çocuklar
etrafıma açlıktan sızlanıp duruyorlardı. Nihayet anamla babam uyanıp sütlerini içtiler.
Yâ Rabbi! Eğer bu işi senin rızanı kazanmak için yapmışsam,
şu kaya yüzünden başımıza gelen sıkıntıyı gider, dedi.
Bunun üzerine kaya biraz aralandı; ama yine de çıkılacak gibi değildi.
Bir diğeri duaya başladı:
- Allahım ! Amcamın bir kızı vardı. Bir erkek bir kadını ne kadar severse, ben de onu
o kadar seviyordum. Ona sahip olmak istedim. Fakat o istemedi. Derken bir yıl kıtlık
oldu. Bu sırada amcamın kızı çıka geldi. Açlık ve sefalet içinde olduklarını söyledi.
Kendisini bana teslim etmek şartıyla ona 120 altın verdim. Kabul etti.
Ona sahip olacağım zaman bana: "Allah'tan kork! Dinin uygun görmediği bir yolla beni
elde etme!", dedi. En çok sevip arzu ettiğim o olduğu hâlde kendisinden uzaklaştım,
verdiğim altınları da geri almadım. Allahım! Eğer ben bu işi senin rızanı kazanmak için
yapmışsam, başımızdaki sıkıntıyı uzaklaştır, diye yalvardı. Kaya biraz daha açıldı;
fakat yine çıkılacak gibi değildi.
Bu defa öteki yolcu söze başladı:
- Allahım! Vaktiyle ben birçok işçi çalıştırdım. İşleri bitince hepsine ücretlerini verdim.
Yalnız içlerinden biri parasını almadan çekip gitti. Fakat ben o adamın parasını
çalıştırdım. Bu paradan kocaman bir servet türedi.
Günün birinde bu adam çıka geldi. Bana:
- Ey Allah kulu! Ücretimi ver, dedi.
Ben de ona:
- Şu gördüğün develer, sığırlar, koyunlar ve köleler senin ücretinden türedi, dedim.
Adamcağız şaşırmış olmalı ki:
- Ey Allah kulu, benimle alay etme! dedi.
Ona: - Hayır, seninle alay etmiyorum, dedim.
Bunun üzerine o adam, geride bir tek şey bırakmadan hepsini önüne katıp götürdü.
Rabbim! Eğer bu işi sırf senin rızanı kazanmak için yapmışsam,
içinde bulunduğumuz sıkıntıdan bizi kurtar, diye yalvardı.
İşte o zaman mağaranın ağzını tıkayan kaya iyice açıldı; onlar da çıkıp gittiler.
--------------------------------------------------------------------------------
KISSADAN HİSSE
* Kendi kendimize sorabiliriz: Mağarada kalan biz olsaydık, acaba Allah Teâla'ya
hangi iyiliğimizi sunardık? Başkasının değil, sadece O'nun rızasını kazanmak için
yaptığımız güzel bir davranış var mı? Eğer var diyebiliyorsak, hayatımız boş ve
anlamsız değildir...
* İyi niyetle yapılan işler, Allah Teâlâ'yı memnun eder.
* Sıkıntıya düşen kimse, Allah'a el açıp yalvarmalı, O'ndan yardım istemelidir.
Allah'a dua eden bir insan, zorlukları yenebilmek için yeniden güç ve cesaret kazanır.
* Ana babaya saygılı olmak, onlara değer vermek Yüce Allah'ı
memnun eder. İşte o zaman Rabbimiz, dualarımızı kabul buyurur.
* Her istediğimizi dua ile elde edemeyiz. Çok istediğimiz bazı şeyler bize iyilik
getirmeyebilir. Bu sebeple Allah Teâlâ o konudaki duamızı kabul etmeyebilir.
* Kendisinden korkarak zina ve fuhuştan sakınan kimseleri,
Cenâbı Hak sıkıntıya koymaz.
* İşcinin hakkına saygılı olmalı, Peygamber Efendimiz'in
buyurduğu gibi, ona alnının teri kurumadan hakkını vermelidir.
* İnsanlara iyilik etmek, iyi olmalarını istemek, onların hizmetinde bulunmak ve insanlar
için fedakârlık yapmak Cenâbı Hakk'ı memnun eder.
Unutmayalım ki: "İnsanların hayırlısı, insanlara faydalı olandır."
* Yüce Allah, yapılan hiçbir iyiliği karşılıksız bırakmaz. İyilik yapanların mükâfatını ya
dünyada veya âhirette mutlaka verir. Peygamber Efendimiz ne güzel buyurmuştur:
"Bolluk zamanında hayır ve iyilik yaparak Allah'ı hatırla ki, darlık zamanda O da seni hatırlasın."
_________________
Allah için sevenlere Selam Olsun...