Başkasinin çocuğu Olmak..
Başkasinin çocuğu Olmak..
[FONT=Constantia, serif]SİZ HİÇ BAŞKASININ ÇOCUĞU OLDUNUZ MU ?[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]Çocuk...[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]Cumartesi günü yarım gün olan okulundan geldikten sonra annesi onu hemen yıkardı. Banyonun; tek göz,ispirtolu ocakta ısıtılmak üzere,üstüne konan bir kazanda ısınan suyu ile, avluda tuvaletle yanyana olan küçücük bölmesine sokar ve bir güzel yıkardı..[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]Banyodan sonra yeni çamaşırları,elde olan en yeni giysilerini giydirir,saçlarını taradığı oğluna tenbihlerde bulunurdu..[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]''Sakın yaramazlık yapma,terbiyeli ol ve onları üzecek bir davranışta bulunma tamam mı benim güzel yavrum ?..''[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]Başını sallamakla yetinirdi çocuk..aslında sormak istediği,her seferinde tam soracak iken vazgeçtiği..Sanki sorularının cevabını alırsa kendi içinde bir şeylerin anlamını yitireceğini.. bir şeylerin eksileceğini..muhakkak bir kırılmanın yaşanacağını hisseder gibiydi..[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]Çocuk 8 veya 9 yaşlarında,[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]ilkokul 2-belki de 3- sınıf öğrencisiydi.. Memur bir baba,ev hanımı anne ve ikisi erkek,biri kız üç kardeşin büyüğüydü.Gerçi kardeşler neredeyse peşpeşe doğmuş gibi yaşları birbirine yakındı..en büyüğü o yıllarda 9 yaşındaysa en küçük kız kardeş 6 yaşındaydı..[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]Babanın görevi gereği o şehre gelmişler,bu oturdukları ikinci kira evleriydi..Müstakil,bitişik iki katlı,alt katta bir oda ve mutfak,üst katta da üstü asma kaplı balkona açılan kapısıyla misafir odası ve bir de yatak odası bulunmaktadır.Yan bitişikte ise ev sahipleri bir karı-koca oturmaktadırlar..O zamanlar ev sahipleri yaklaşık ellili yaşlarda idiler..Hiç çocukları olmamış..Sevgilerini uzun yıllar birbirleriyle paylaşsalar da,bilhassa ......teyze sokağının kedilerine hasretmişti kendisini,çocuk sevgisinin giderebilmek için eksikliğini..sabah ve akşama yakın,onlar için hazırladığı yiyeceklerle dolu olan tenceresiyle kapının önüne çıkar..[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]''Gel pisi..pisi..gelin bakın anneniz size neler hazırladı..!! ''[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]Bu sesi duymayı bekleyen ne kadar kedi varsa bir anda oraya toplaşırlardı..[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]İçlerinden birisi biraz aç gözlülük yapsa hemen azarı işitirdi..[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]''Seni kör olmayasıca..çekil bakayım şöyle kenara !!! ''[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]İşin garip tarafı sözünü dinlerlerdi..sanki topluluk içinde azarlanmanın utancıyla geri çekilir,yeni bir davet beklermişcesine orada bir süre otururdu..[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]Bu her gün hiç bıkmadan usanmadan tekrarlanan bir görevdi .....teyze için.Yeni kiracıların oraya taşınmasıyla kimi zaman .....teyzenin evde olmadığı durumlarda bu görev kiracılarına düşmekteydi..Kiracısı olan hanıma gideceği yeri ve dönüş vaktini bildirir,eğer bu gidiş uzun bir vakti kapsayacak olursa kedilerin yemeği için ya anahtarını bırakır ya da yiyeceklerle dolu olan tencereyi bırakırmış..[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]Bir kedi hariç diğerleri değil eve,avluya dahi giremezlermiş..[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]Çok titiz,çok tertipli olduğundan mahalleliyle de pek sık görüşmezmiş..Diğer komşularla öyle ayak üstü ama o güleç yüzüyle devamlı tebessüm haliyle konuşurmuş..Beyi o şehrin en ünlü çarşısında esnaf olarak dükkan işletiyormuş..Babacan,beyefendi kibar birisiymiş..[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]Çocuk; bu gidişlerin ilk başladığı,ilk gideceği zamanda ki,annesinin onu ikna etmek için konuşmalarını hatırlamış..[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]''Bu gece .....teyzende kalacaksın !!! ''[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]Neden !.. demek istemişti çocuk,ama soramamıştı..daha o zaman bunun yerine getirilmesi gerekli bir görev olduğunu,şayet bunu yapmazsa herkesin çok üzüleceğini hissetmiş gibiydi.. sormadı..[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]''Nasıl davranmam gerekiyor ?''[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]diye sorabilmişti sadece..Annesi ....teyzenin onu ne kadar sevdiğini,onu misafir etmek için nasıl hazırlandığını anlatmış..bir gece misafir kalacaksın sadece demişti..[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]Evet..aslında üç kardeşin içinde ona daha fazla ilgi gösterir,sarılır,öper öper, iltifatlar eder, ona gösterdiği ayrıcalığı hep hissettirirmiş..[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]Üstü açık,bir duvarla birbirinden ayrılan yan eve seslenirmiş annesi..[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]''Hu.. .....abla evde misin ? misafirin geliyor !..''[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]Şıpıdık şıpıdık terlik sesleri telaşla kapıya koştururken,yan evin tahta kapısı gıcırdayarak açılır ve ....teyzenin sesi duyulurdu..[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]''Paşam geldim..''[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]Bitişik tahta kapının önünde çocuk bir evden diğer eve teslim edilirmiş..[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]Sanki çocuk çok uzaklardan gelmişçesine,bir anne hasretiyle sarılır,o vaziyette bir süre kalır sanki kalp çarpıntılarını,kavuşmanın heyacanını çocuğa hissettirmek için özellikle bunu yapar gibiymiş..[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]Elinden tutarak içeri girdiklerinde,hemen çocuğu mutfağa götürür..[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]''Bak “anne” senin için neler yaptı..bu köfte sen çok seversin..şehriyeli pilavda yaptım yanına..şerbet senin için hazırladım bak..''[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]Mutfaktan oturma odasına geçip “baba” nın gelme vaktine kadar sarılmazsa kaçıp,elinden kopup gidecekmiş gibi bir eliyle çocuğa sarılırken,diğer eliyle başını,yüzünü okşayıp anne şefkatiyle severmiş..[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]Akşam iş dönüşü evin “baba”sı gelince o da kendisini karşılayan “oğul”un mutluluğuna bürünüverirmiş hemen..[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]''Bakın hele kimler gelmiş,bu ne şeref efendim,bizi bahtiyar ettiniz...''[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]Ve özenle hazırlanmış küçük bir masada akşam yemeği yenir neş'e içinde..çocuk bir yandan yemeğini yerken onların birbirlerine mutluluk bakışlarını yakalar çoğu zaman.[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]Biraz mahzun da olsa “bir günlük “ saadetlerinin bitmemesini diler gibi o vaktin-gecenin uzaması için elden geldiğince gayret sarfedişlerine o da katılırmış...[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]Yemek sonrası oyunlar oynanır,şarkılar söylenir ve zamanın nasıl ilerlediği farkedilmezmiş..Sonra yatma vakti gelince,yıllar öncesinden kalan,o hiç bitmeyecek arzunun,ara sıra saklı kaldığı sandıktan çıkarılarak,bir çocuk kokusu alabilmenin özlemiyle bağrına basıp hasret giderdiği çocuk pijaması,yatak takımları ile yatak hazırlanırmış..Elini yüzünü yıkayıp yatağa yatırdıktan sonra,başucunda yanık yanık bir ninni söylemeye başlarmış.Onlarda da annelik özleminin burcu burcu kokan sözleri nağmeleriymiş,yıllar yılı kendi kendine söylenip de bir çocuğa saklanan.Çocuk belki birazdan uykuya dalıp gidecek..ama sonraları öğrenmiş ki “anne” sabaha kadar başından bir an bile olsun hiç ayrılmazmış...[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]O iki güzel gönül insanının sanki yıllardır yapmak istedikleri ne varsa..evet evet bir “çocukları” olmuş olsaydı ve böyle bir durumda ne yapmaları gerekiyorsa öyle davranırlarmış...çocuk da o evin çocuğuymuşcasına onların bu saadetli anlarını bozmak istemezmiş gibi bir ulvi görevin yerine getirilmesine kendince katkıda bulunurmuş..O evde iki yıl kiracı kaldıkları zaman diliminde,ne zaman kendisinden istekte bulunsalar,”başkasının çocuğu olmak” onları mutlu etmek adına hiç zoruna gitmemiş..Ve şöyle düşünürmüş;[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]''Onlar Allah'ın vermediği bir nimete hiçbir zaman isyan etmeden tevekkülle karşıladıkları bu durumu..benimle bir çocuk sevgisini yaşadılar..eğer bundan dolayı onları mutlu edebildimse..bu özlemlerini benimle giderebilmelerine vesile olduysam ben de onlar kadar mutluluk duydum yaptığım işten..''[/FONT]
[FONT=Constantia, serif]GERÇEK HAYATTAN ALINTIDIR...[/FONT]