Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Hayatımı yeniden yaşayabilseydim eğer (1 Kullanıcı)

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
70
Konum
BURSA
Hayatımı yeniden yaşayabilseydim eğer
Emma Bombeck Avustralya’da kanserden öldü ölümünden hemen önce şunları yazdı…
‘Hayatımı yeniden yaşayabilseydim eğer;Hastayken yatağa girer dinlenirdim. Ben
olmadığım zaman herşey kötüye gidecek diye düşünmezdim…
Gül şeklindeki pembe mumu saklamaz yakardım..
Daha az konuşur, ama daha çok dinlenirdim. Yerler kirlense, masa örtüm lekelense bile
daha çok arkadaşımı akşam yemeğine davet ederdim.
Oturma odasında TV seyrederken, patlamış mısır yer, şömineyi yakmak isteyen birisi
olduğunda ona engel olmazdım…
Yerler leke olacak diye korkmazdım… Bana gençliğini anlatmaya çalışan dedeme daha çok vakit
ayırırdım…
Kocamın, sorumluluklarını daha çok paylaşırdım…
Saçım bozulmasın diye, arabanın camının açılmasını önlemezdim…
Eteğimin lekelenmesine aldırmadan çimlere otururdum.
TV seyrederken daha az, hayata bakarken daha çok ağlar ve gülerdim…
Ömür boyu garantilidir denilen hiçbir şeyi satın almazdım…
Hamileliğimin bir an önce sona erip, doğum yapmayı dilemek yerine, hamile olduğum her anın
tadını çıkarır ve içimde bir canlı yaratmanın ne kadar harika olduğunu fark ederdim…
Bu o kadar nadir bir olayki… Mucize gibi bir şey…
Çocuklarım beni öpmek istediklerinde asla ‘önce git ellerini yıka’demezdim…
Onlara daha çok ’seni seviyorum’, ondan da daha çok ‘özür dilerim’ derdim…
Ama başka bir hayat verilseydi en çok yapacağım şey; her dakikasını değerlendirmek olurdu…
Dikkatle bak.
Gerçekleri gör.
Yaşa, vazgeçme.
Küçük şeyler için şikayet etmekten vazgeç…
Bana benzemeyenler, benden daha çok şeye sahip olanlar ve kimin ne yaptığı beni ilgilendirmezdi…
Bunun yerine, ilişkilerimi güçlendirmeye çalışırdım.
Sahip olduğunuz ruhsal, fiziksel ve duygusal Her şey için Allah’a şükredin…
Tek bir hayatınız var ve bir gün sona eriyor…
Umarım hergününüzü değerlendirirsiniz.’
BİR DOST.



‘yüreğinde yeşil bir dal saklarsan, şarkı söylemeye bir kuş gelecektir.. saygılarımla

………………alıntıdır……………​
 

gülnisa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Ocak 2008
Mesajlar
11,851
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
51
selamunaleykum hafıze anne
cok guzel bır yazı
zamanı ıyı kullanmalıyız
surası kırlencek gıbı endışelerı bırakıp anın tadına var malıyız
yapmak ıstedıklerımızı yapıp ertelememelıyız

allah razı olsun
allaha emanet ol
selam ve dua ıle
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
70
Konum
BURSA
selamunaleykum hafıze anne
cok guzel bır yazı
zamanı ıyı kullanmalıyız
surası kırlencek gıbı endışelerı bırakıp anın tadına var malıyız
yapmak ıstedıklerımızı yapıp ertelememelıyız

allah razı olsun
allaha emanet ol
selam ve dua ıle

ALEYKÜMSELAM

Dikkatle bak.. Gerçekten gör.. Yaşa.. Vazgeçme.. Küçük şeyler için şikayet etmekten vazgeç..

Unutmayın, sahip olduğumuz ruhsal, fiziksel ve duygusal herşey için allaha şükredin..

Tek bir hayatımız var ve birgün sona eriyor. Umarım hergününüzü değerlendirirsiniz.


RABBİM SENDENDE RAZI OLSUN A.E.O
 

siyah gülüm

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 May 2008
Mesajlar
2
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
gerçektende düşündürücü bir yazı çok hoş
biz insanoğlu bazen nankör olabiliyoruz
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
70
Konum
BURSA
gerçektende düşündürücü bir yazı çok hoş
biz insanoğlu bazen nankör olabiliyoruz

Bir pâdişâhın acemi bir kölesi vardı. Bir gün bu köle ile gemiye binmişti. Köle o zamana kadar hiç
gemiye binmemiş ve deniz görmemişti. Gemi yolculuğunun bir takım sıkıntıları ve zorlukları vardı. Köle,
gemi limandan ayrıldığı andan îtibaren titremeye başladı. Ne yaptılarsa köleyi
sâkinleştiremediler.Gemide âlim bir kişi vardı. Hükümdâra; "Müsâde ederseniz ben onu susturayım"
dedi. Hükümdar da o zâta izin verdi. O zât, köleyi denize attırdı. Köle birkaç kere suya battı, çıktı.
Geminin bir tarafına can havliyle tutundu. Onu saçından tutup gemiye aldılar. Bu olaydan sonra köle,
köşesinde sessiz ve sâkin oturdu. Hükümdar âlimden bu işin hikmetini sordu. O da; "Köle suya
girmeden evvel, gemideki selâmetin kadrini ve kıymetini bilmiyordu. İşte huzûrla, saâdet ve sıhhat de
böyledir. Huzûr içinde yaşıyan, mesûd olan, bir felâkete uğramadıkça, o huzûr ve saâdetin kıymetini
bilmez. İnsan hasta olmadıkça da, sağlığının kıymetini bilmez" dedi.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt