Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Hayatım Hep Kötü Gidiyor ve Artık Tahammülüm Yok (1 Kullanıcı)

HuzuruArayanAdam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Nis 2012
Mesajlar
8
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Ben ve ailem çok sabırlıdır. Annemi 20 senedir hep üzerler (babamın ailesi). Ama annem bir kere olsun ters bir şey yapmamıştır onlara karşı. Fakat 2 sene önceki davranışlarıyla artık bir dönüm noktası denir herhalde, normal bir insanın yapmayacağı şeyi yaptı babamın ailesi. Babaannem vefat edince cenaze evinde ağza alınmayacak sözler sarf edildi. Amcamlardan bize hiç bir hayır gelmedi; 50.000 TL'den fazla borca soktular. Babama kazık attılar. Daha sayılmayacak şeyler.

Ben ve ailem hala sabrediyoruz. Allah'a gene de bu durum için şükrediyoruz. Benim de gözüm yükseklerde değil, ekmeğimiz suyumuz olsun yeter. Geçinip gitsek yeter yani. Hepimiz israfa karşıyız. Elbiselerimi 2,3 senedir giyerim ve hala da giymeye devam ederim. Montum ve ayakkabım da aynı şekildedir. Her ne konuda olursa olsun israf yapmayız. Okulda bile para harcamayıp; sırf masraf çıkmasın diye harçlık almam. Ben gene de şükrediyorum, ÇOK ŞÜKÜR. Bunları bulamayanlarda var. Mesajlarınız için teşekkür eder, hepinizden Allah razı olsun diyorum.
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Kur'an-ı Kerîm ve Hadîs-i şeriflerde korku ve ümit arasında bulunmaya teşvik eden hükümler vardır. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: "Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz. Şüphesiz ki Allah bütün günahları affeder. Çünkü o çok bağışlayıcı ve pek merhametlidir. " (ez-Zümer, 39/53).

"Onlar korkarak ve ümit ederek Rablerine dua ederler. " (es-Secde, 32/16).

Peygamber Efendimiz (s.a.s.) de şöyle buyurur:

"Müminler Allah'ın azap ve azabının miktarını bilselerdi hiç biri Cennet'i ümit etmezdi. Kâfirler de Allah'ın rahmetinin ne kadar çok olduğunu bilselerdi hiç biri O'nun rahmetinden ümit kesmezdi." (Müslim, Tevbe 23).

Bu ve benzeri ayet ve hadisler gözönünde bulundurularak denilmiştir ki;

"kul sıhhat halinde korkulu ve ümitli bulunmalı, havf ve recâsı birbirine eşit olmalı; hastalığı halinde de recâ (ümit) yönü kuvvetli olmalıdır." (Nevevî, Riyazü's-Salihîn Tercümesi, I, 479).

Havf (korku) gelecekle ilgilidir. Çünkü insan ya başına hoşlanmadığı bir şeyin gelmesinden, ya da arzu ettiği bir şeyi elde edememekten korkar. Kulun Allah'tan korkması, Allah'ın kendisini dünya ve ahirette cezalandırmasından korkması şeklinde olur. (Kuşeyrî, Risale (çev. S. Uludağ) s. 263).
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Bize düşen, verilmeyen nimetleri düşünüp isyana yeltenmek değil, verileni hatırlayıp şükretmektir. Eksiklikler, kulun denenmesi içindir. Dünyayı bir imtihan salonuna benzetirsek, hoşa gitmeyen durumlar birer imtihan sorusudur. Kul isyan mı edecek, yoksa verilen nimetlere şükürle, mahrum kaldığına sabırla mı karşılık verecek?
Zengin bir tüccar düşünelim. Dükkanına gelen iki fakire, sırf merhametinden dolayı iyilik etmek istiyor. Birine gömlek ve pantolon giydirdi, diğerine ise, bunlara ilaveten ceket ile palto hediye etti. Sadece gömlek ve pantolon alan adam, “Tüccar bana zulmetti, öbür adama fazla verdi,” diyebilir mi?

Biz insanlar da bu fakirlere benziyoruz. Allah, sonsuz merhameti sebebiyle, tükenmez hazinesinden hepimize nimetler veriyor. Vücudumuzu, aklımızı, hayalimizi, soluduğumuz havayı, içtiğimiz suyu, yediğimiz gıdayı yaratan hep o. Bunları biz çalışarak kazanmadık, hak etmedik. O, sırf lütfundan dolayı ikram etti.

Dünya hayatı kısa bir imtihandan ibaret... Az nimetlenen kul, birinci adam gibi isyan yolunu tutarak kendisine zulmedildiğini iddia ederse, edepsizlik etmiş olur ve ceza görür. Onun vazifesi, verilene şükretmektir.

Allah, her işinde adildir, asla zulmetmez. Musibetlere de bu açıdan bakmak gerekir. Belalar ya işlediğimiz bir hatanın sonucudur veya bizim için bir imtihan sorusudur. Bu soruya sabırla karşılık verdiğimiz taktirde derecemiz yükselecektir.
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Bir gün bu imtihan meydanı kapanacak. Her şey gerilerde kalacak. Mahşer meydanına gelen insanlar, oraya imanlarından ve salih amellerinden başka bir şey getirecek değiller. Bu nokta dikkatten kaçmamalı. Önemli olan, bu kısa dünya hayatında şöyle veya böyle yaşamak değil, o dehşetli meydana, dünya imtihanını kazanmış birisi olarak gelmektir. Çünkü, böyle bir gelişin mükâfatı ebedî saadettir.

Şu nokta da çok önemlidir: Bu dünya hayatını zehir eden hâdiseleri kendimiz ihdas ediyoruz. Birbirimize yük oluyor, zulmediyor, azap çektiriyoruz. Kalp kırmaktan, mal gasp etmeye kadar bizi rahatsız eden her ne varsa, hepsinin arkasında kendi nefsimiz, kendi irademiz yatıyor. Bunlar olmasa, hepimiz ilâhî takdirle gelen bütün musibetlere karşı teslim, tevekkül ve rıza ile dayanabilir, sabredebiliriz.

Saadet; servet ve makamla değil, imanla, salih amelle ve güzel ahlâkla yakalanır.
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Dünya imtihanı, zıt duyguların varlığını gerektirir ki, insanoğlu özgür iradesini hangi tarafa kullanırsa ona göre bir değer veya değersizlik kazansın. Aklın, vicdanın sesi, kulağı olan iyi duyguların karşısında; nefsin, şeytanın sesi olan kötü duyguların olması âdil bir imtihanın şartıdır. Bu duyguların ortaya çıkması için imtihan/mihnet, acı, sıkıntı gerekir.

Altın ile bakırın, elmas ile kömürün birbirinden ayrılıp ortaya çıkması için madenlere ateş vermek gerektiği gibi, insanların ruh ve nefis cevherinde bulunan değişik ulvî ve süflî duyguların ortaya çıkması için, imtihan ateşine ihtiyaç vardır. Bu sebepledir ki, insanlık camiasında, bir yandan melek gibi insanlar, diğer taraftan el-hannas gibi insanlar ortalarda geziyor. Böyle zıtlarla örülü bir ortam olmasaydı, ne Hz. Ebu Bekir (ra) gibi -insanlık camiasını şereflendiren- bir sadakat ve dürüstlük timsali, ne de Müseyleme-i Kezzap gibi -insanlığın yüz karası- bir yalan makinesi ortaya çıkabilirdi.

Demek ki, cennet adam istediği gibi, cehennem de adam ister.
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Ancak bilinmesi gereken bir husus da şudur ki, cennet ucuz değil, cehennem de lüzumsuz değildir. Gerçekten Allah’ın bütün işlerinin adalet ve merhamet dolu olduğuna tam iman etmeden, O’na güvenmeden, O’na teslim olmadan cennete girmek zordur. Cehennem'in lüzumsuz olmadığını gösteren unsurlar ise binlercedir. Her gün insanlık camiasında yapılan zulümler, işlenen cinayetler, inkâr ve isyanlar “zalimler için yaşasın cehennem!” diye bağırıyorlar.

İmtihanın en büyük maksadı, bilenlerle bilmeyenleri, çalışkanlarla tembel olanları, aklını kullananlarla kullanmayanları birbirinden ayırt etmektir. Buna göre, eğer -içinde sıkıntı, zorluk olmayan bir şekilde- gök yüzünde “La ilahe illallah” yazılarak, aklın iradesini elinden alacak şekilde insanları Allah’a iman etmeye zorlayan açıklıkta bir imtihan olsaydı, Hz. Ali (ra) gibi ilmin zirvesinde olan bir kimse ile cehaletin sembolü haline gelmiş Ebu Cehil aynı seviyede kalmış olacaklardı. Hz. Ebu Bekir (ra) gibi dürüstlük ve samimiyetin simgesi olan bir kimse ile, yalancılıkla ün yapmış Müseyleme-i Kezzap gibi bir yalancı aynı noktayı paylaşmış olacaklardı. Bu ise, imtihan sırrına aykırıdır.
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
. Kendi üzerinize düşeni hakkıyla yaptıktan sonra tevekkül etmek ve neticeleri Allah'tan bilmekle, zorluklar karşısında sabırla mükellefsiniz.
Nitekim ayet-i kerimelerde bu konu özellikle vurgulanmıştır.

"Andolsun, biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele." (Bakara, 155)

"İnsanlar, (sadece) “İman ettik” diyerek, sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar?

Andolsun, onlardan öncekileri sınadık; Allah, gerçekten doğruları da bilmekte ve gerçekten yalancıları da bilmektedir." (Ankebut, 2-3) Bir diğer ayette ise, şöyle denir:

"Yoksa siz, Allah, içinizden cihad edenleri belirtip-ayırdetmeden ve sabredenleri de belirtip-ayırdetmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?" (Al-i İmran, 142)
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Öğretmen, öğrencilerin aklını karıştırmak için:
- Çocuklar, demiş. Allah hepimizin cennete gitmesini istediği halde, neden bizi dünyaya göndermiş? Çocuklardan biri, soruya karşılık vermiş:
- Öğretmenim, demiş. Şüphesiz ki siz bizim sınıf geçmemizi istiyorsunuz. O halde neden hepimize birer 10 vermeyip imtihan ediyorsunuz?..
 

smyyes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eyl 2009
Mesajlar
3,791
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
31
kardeşim okuyunca öyle üzüldüm ve seni taktir ettim ki.
En büyük acıları peygamberler çekmedi mi.
Allah sevmediği kuluna acı vermez derler.sen de bunu biliyorsun farkındasın.
bak herkes demiş yukarıda ben kendi hayatımı anlatsamm...falan diye.
demekki herkes çok şey yaşamış.
sen daha küçüksün şimdi yaşıyorsun belki de tüm acılarını.belki ileri de hep mutlu olacaksın bunu kim bilebilir ki.
çünkü bazısına bakarsın arkadaşlarına hiç dert çekmemiş,cefa görmemiş..ama gelecekte başına neler gelecek kim bilir.
yaşadığımız olaylar yaklaşık benziyo.yani inan seni anlamıyo değilim.ve inan ben de senden çok büyük sayılmam.
ama sabretmekten başka çaremiz mi var.yani belki paranız olsa mutlu olsan sen şımarıp Allah ı hatırlamayacaktın bile.
ama acılar bizi Allah a yaklaştırıyor hep.belki zorluklardır size bu şükrü öğreten,Allah ı anmanıza vesile olan.
arkadaşım var inan neler neler yaşamış.ben sen o..yani herkesin var canım kardeşim.
ama senin iskarkar olmamana çok sevindim.
inan aşılacak bunlar.ben kendi adıma da senin adına da inanıyorum bunu.
cennette dereceler oluyo.herkes bi üst katta ki dereceye bakıp keşke biraz daha hayır işlese idim diyecek.hatta insan alt kattayım diye keşke cehenneme gitseydim de bu utancı yaşamasaydım diyecek kadar utanacakmış.
bu dünya da yoksa bir mutluluk cennettedir onun karşılığı.cennette o güzelliklere kavuşunca iyi ki diyeceğiz belki de.iyi ki onca sıkıntıya katlanmışım.Allah senin karşına daima hayırlı insanlar çıkarsın.ve bu sınavı kazanırsın inşaAllah.
Allah kimseye kaldıramayacağı yük yüklemez bunu da unutma.Ablan bi kaç yıla mezun olup para kazanmaya başlayacak inşaAllah.bak belki herşey daha güzel olacak.Allah ister mi sevdiği kulunu üzmek sadece seni deniyor.sadece.buna inan güzel kardeşim.
Allah bu dünya sınavında sana ve ailene yardım etsin.
dualarımdasın kardeşim.
 

smyyes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eyl 2009
Mesajlar
3,791
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
31
[h=2]Şükredin ki Bir Derdiniz Var[/h]
O kötü yaradılışlı firavunun,Allah'a yalvarmasın diye bütün ömründe bir defa olsun başı ağrımadı. Allah şu dünyanın bütün mülkünü ,saltanatını verdi de ona;dert,sızı,gam,keder vermedi.Size Allah'ı hatırlatan,sizi inciten,gizlice Allah'a yalvartan dert; dünya mülkünden ,saltanatından daha güzeldir.
ne mutlu ki Rabbim size kendini hatırlatıyor.
selam ve dua ile..
 

Dejavu0107

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eyl 2011
Mesajlar
71
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Ben ve ailem çok sabırlıdır. Annemi 20 senedir hep üzerler (babamın ailesi). Ama annem bir kere olsun ters bir şey yapmamıştır onlara karşı. Fakat 2 sene önceki davranışlarıyla artık bir dönüm noktası denir herhalde, normal bir insanın yapmayacağı şeyi yaptı babamın ailesi. Babaannem vefat edince cenaze evinde ağza alınmayacak sözler sarf edildi. Amcamlardan bize hiç bir hayır gelmedi; 50.000 TL'den fazla borca soktular. Babama kazık attılar. Daha sayılmayacak şeyler.

Ben ve ailem hala sabrediyoruz. Allah'a gene de bu durum için şükrediyoruz. Benim de gözüm yükseklerde değil, ekmeğimiz suyumuz olsun yeter. Geçinip gitsek yeter yani. Hepimiz israfa karşıyız. Elbiselerimi 2,3 senedir giyerim ve hala da giymeye devam ederim. Montum ve ayakkabım da aynı şekildedir. Her ne konuda olursa olsun israf yapmayız. Okulda bile para harcamayıp; sırf masraf çıkmasın diye harçlık almam. Ben gene de şükrediyorum, ÇOK ŞÜKÜR. Bunları bulamayanlarda var. Mesajlarınız için teşekkür eder, hepinizden Allah razı olsun diyorum.

Kardeşim sen namaz kılıyormusun ?
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Öncelikle cümlenize geçmiş olsun diyorum.

Benim düşünceme göre sizin tüm ailenizi etkileyen bir büyü var gibi geldi bana.Derhal hiç vakit geçirmeden bu büyüyü ortadan kaldırmak için namazlı abdestli ve dürüst olan, okumuş ve ehil kişilerden manevi yardım alınız.

Allah her şeye Kadirdir.Üzerinizde ki kara bulutların gitmesi için tüm aile toplanıp samimi bir şekilde Allah'a dua etmeli koruyucu ve muhafaza edici ayet ve sureleri henüz kullanılmamış bir üzüm sirkesinin içine okuyarak evin etrafına ve odaların köşelerine o dua ve sureleri okuyaarak serpiniz.Biiznillahi Tela kısa zamanda çok rahatladığınızı göreceksiniz.Şimdiden geçmiş olsun diyorum.

Ha, birde İnşirah Suresini gece ve gündüz okumaya devam ediniz.


Büyü sandıkları rahatsızlıklarını kendi davranışları meydana getirmiştir. Öyle ise bunu çözecek olan da yine kendi davranışlarıdır... Tutumlarını düzeltmeleri, rahatsızlık sebebi anlayışsızlıklarından vazgeçmeleri... Yani önce saygı, hemen arkasından da sevgi ihtiyacının karşılanması...

Ne var ki, kimse kendi kusuruna, hatasına bakmamakta, ille de yakınlarından birinin büyü yaptığını düşünüp suçu onların üzerine yıkmayı kolay bir çıkış yolu olarak görmekteler.

İnceleseniz ya beyin hanıma karşı ya da hanımın beye karşı rahatsızlık meydana getirecek ihmal ve tepkisellikleri.. gibi davranışları söz konusudur olayın kökünde. Ama kimse böyle bir davranış düzeltmesine taraftar değil, suçu büyücülere yükleme kolaylığı varken...

Bununla beraber, böyle ihtimallerde manevi çare büsbütün de yok sayılmaz. Kur'an-ı Kerim'in son iki (Felak ve Nas) sûreleri ile birlikte bilinen tüm duaları rahatsızlığı duyan da, yakınları da okuyabilirler. Bunları ille de başkaları değil, kendileri okurlarsa daha gönülden dua etmiş, şifa dilemiş olurlar. Çünkü üzüntüyü kendileri yaşıyorlar, duayı da kendileri yapmalılar.

Bu konuda sözün özü olarak denilebilir ki: Önce büyücüye değil ilgili psikolog ve sinir doktoruna durumu anlatıp gerekli ilaçları alarak sinirler kuvvetlendirilmelidir.

Ayrıca sıkıntı sebebi olan kendi tepkili tutumlarını da gözden geçirmeli, gerginlik meydana getiren davranışlarını (Felak ve Nas sûrelerini de okuyarak) terk etmeli, geçmişi unutup geleceğe yeniden bir beyaz sayfa açmalılar...

Göreceklerdir ki, büyüyü de kendileri yapmakta, büyüyü bozan ilaç da kendilerinde bulunmaktadır.
 

iyiniyet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Tem 2011
Mesajlar
143
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
Selam HuzuraArayanAdam Kardesim

Gecmis olsun.Yazdiklarina bende cok üzüldüm.Özellikle senin icin,daha bulug cagindasin.Senin gözünde olaylar böyle görünebilir,ama arka hikmeti vardir.Babanin ailesinin babana ve annene karsi kötü davranmalarini dogru bulmuyorsun.Tabiiki hos bir sey degil.Hic kimsenin hic kimseye eziyet yapmasina hakki yokdur.

Baban o ailede büyüdügü icin,olanlara karsi sinir koyamiyor.Ezikligi ögrendiginden dolayi,kendini koruyamiyor.Asil sorun burda bence.Disda ve ya is yerindede kendini koruyamiyor,ezilme yöntemine giriyor.Babanin kendine yeterince tanimasi gerekir,o ezilme kisiliginden kurtulmasi lazim.Yoksa ayni döngede kalir,buda aile huzurunu ve kendi pskolojisine bozar.Burda babanin bu dogrultuda asiri enerji kaybi var.Onun icinde yasamak istemiyor.Acil Pskolojik yardima ihtiyaci var.Ayni zamanda dini bilgiler ögrenmesinde fayda olacak.Cünki insan yaptiklariyla kendi sorumludur.Baskasina suclayamayiz.

Diger taraftan hic bir sey bosuna yasanmaz.Evet imtihan dünyasindayiz,sabir etmeliyiz.Ama bir tarafdanda nerde hata/günah isledimde bunlar basima geldi diye kendimize sormaliyiz.Problemi tesbit edip,tevbe ile ve Allaha siginarak sebebleri sarilip bu problemleri asmaya gayret göstermeliyiz.Aklima gelenler:sadaka verilmedimi?Belalari önler.Kula hakki varmi?Yikicidir.

Birde sirrinizi akrabalariza anlatmayin.Etrafdaki negatif enerji yikicidir.

Önerilerim:Sabah ve Aksam

Fatiha-,Ihlas-,Felak-,Nas sureleri,Subhaneke,Ayetel Kürsi,
3 defa Estağfirillahel azıymellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyüme ve eubü ileyh.
ve 3 defa Bismillahillezi la yedurru maasmihi şeyün fil erdi vela fissemai ve hüvessemiulalim.

Bunlari devam edersen faydasini insallah görersin.

Belki yasadiklarin sana üzebilir,birde bunlari matematikdeki gibi cözme baksan sana daha fazla fayda verir.Bunu basarirsan görki hersey sana daha hafif gelmeye baslar ve güclenirsin.Buda hayatta problemleri yikinti yasamadan cözmene yarar.
Aynizamanda kendini ve olaylari anlama icin Pskolojik/Dinsel kitaplar oku.
Aklima gelenler:Muhammed Bozdag | Yetenek.com | MuhammedBozdag.com |

Doğan Cüceloğlu Resmi Web Sitesi - Yazıları, Kitapları , Önerdiği Kitaplar, İnsan İnsana

Dilerim su Cuma aksamin hürmetine yüce Yarabbim size huzur ve sikintilarinizdan tez vakitte kurtulmaya nasip eyler.

Selam ve dua ile
 

HuzuruArayanAdam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Nis 2012
Mesajlar
8
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Kardeşim sen namaz kılıyormusun ?

Hep kılardım, son zamanlarda da hep aksattım ne yazık ki.

Kötü olanin icinden iyiyi bulmaktir hayat!

Babamın Jandarma'da çalışıyordu, askerdi anlayacağınız. Annemi ve bizi dinlemeden istifa etti. Bir dükkan açtı, dükkan battı. Evlerimiz, arabamız gitti. Yaklaşık 100.000 TL borca girdik üstüne amcamların attığı kazıklarla o borçlar çoğaldı. Çok şeyler var içimde, iyi olanı da bulamıyorum ne yazık ki. Geçen seneye göre notlarımın hepsi düştü. Geçen sene sınıfımda 1. iken bu sene sonlardayım, bir çok zayıf derslerim oldu. Yazılılara hep 0 morallerle girdim...

Babam da işinden ayrılmıştı, 2 ay evde oturdu. Yeni bir iş buldu. Doğu'ya gidecek... Babamdan da ayrılıyorum... O, beni ve ailemizi çok sever. Nasıl ayrı kalacağız bilmiyorum... Hakkımızda hayırlısı artık... İşte ben ne yazık ki kötü olanın içinden iyi bir şey bulamıyorum. Babam gittiği yerde; dağlarda duracak. Güvenlik görevlisi olarak çalışacak. Teröristler karşılarına çıkabilir, babam şehit olabilir...
 

abdulvedud

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Mar 2009
Mesajlar
144
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Selam HuzuraArayanAdam Kardesim

Gecmis olsun.Yazdiklarina bende cok üzüldüm.Özellikle senin icin,daha bulug cagindasin.Senin gözünde olaylar böyle görünebilir,ama arka hikmeti vardir.Babanin ailesinin babana ve annene karsi kötü davranmalarini dogru bulmuyorsun.Tabiiki hos bir sey degil.Hic kimsenin hic kimseye eziyet yapmasina hakki yokdur.

Baban o ailede büyüdügü icin,olanlara karsi sinir koyamiyor.Ezikligi ögrendiginden dolayi,kendini koruyamiyor.Asil sorun burda bence.Disda ve ya is yerindede kendini koruyamiyor,ezilme yöntemine giriyor.Babanin kendine yeterince tanimasi gerekir,o ezilme kisiliginden kurtulmasi lazim.Yoksa ayni döngede kalir,buda aile huzurunu ve kendi pskolojisine bozar.Burda babanin bu dogrultuda asiri enerji kaybi var.Onun icinde yasamak istemiyor.Acil Pskolojik yardima ihtiyaci var.Ayni zamanda dini bilgiler ögrenmesinde fayda olacak.Cünki insan yaptiklariyla kendi sorumludur.Baskasina suclayamayiz.

Diger taraftan hic bir sey bosuna yasanmaz.Evet imtihan dünyasindayiz,sabir etmeliyiz.Ama bir tarafdanda nerde hata/günah isledimde bunlar basima geldi diye kendimize sormaliyiz.Problemi tesbit edip,tevbe ile ve Allaha siginarak sebebleri sarilip bu problemleri asmaya gayret göstermeliyiz.Aklima gelenler:sadaka verilmedimi?Belalari önler.Kula hakki varmi?Yikicidir.

Birde sirrinizi akrabalariza anlatmayin.Etrafdaki negatif enerji yikicidir.

Önerilerim:Sabah ve Aksam

Fatiha-,Ihlas-,Felak-,Nas sureleri,Subhaneke,Ayetel Kürsi,
3 defa Estağfirillahel azıymellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyüme ve eubü ileyh.
ve 3 defa Bismillahillezi la yedurru maasmihi şeyün fil erdi vela fissemai ve hüvessemiulalim.

Bunlari devam edersen faydasini insallah görersin.

Belki yasadiklarin sana üzebilir,birde bunlari matematikdeki gibi cözme baksan sana daha fazla fayda verir.Bunu basarirsan görki hersey sana daha hafif gelmeye baslar ve güclenirsin.Buda hayatta problemleri yikinti yasamadan cözmene yarar.
Aynizamanda kendini ve olaylari anlama icin Pskolojik/Dinsel kitaplar oku.
Aklima gelenler:Muhammed Bozdag | Yetenek.com | MuhammedBozdag.com |

Doğan Cüceloğlu Resmi Web Sitesi - Yazıları, Kitapları , Önerdiği Kitaplar, İnsan İnsana

Dilerim su Cuma aksamin hürmetine yüce Yarabbim size huzur ve sikintilarinizdan tez vakitte kurtulmaya nasip eyler.

Selam ve dua ile

Gündüzün ve gecenin başlangıcında,[Besmele ile] (Bismillâhillezî lâ yedurru me’asmihi şey’ün fil erdı ve lâ fissemâi ve hüves-semî’ul alîm)

” Ne yerde ne gökteadının anılmasıyla hiç bir şeyin zarar veremeyeceği Allahın ismiyle ki O semi’veAlimdir.” Duasını 3 defa okuyan insana o gün ve gecede hiçbir şey zarar vermez.

Efendimiz bir Hadisi şerifte;” Bir insanı 300 küsur melek koruyor” buyurur.Kişinin sebebleri yerine getirmesi neticesinde melekler korumak için beklemektedirler.Her insanın sabah akşam üçer defa bu hadiste geçen duayı okumasıhafaza meleklerinin onu zarar verici şeylerden koruması adına bir davetiye gibidir.

Bu hadis-i şerifi Ebân b. Osman, babası Hz. Osman b. Affan’dan (radıyallâhu anhüma) rivayet etmiştir. Din adına duyup öğrendikleri her şeyi hemen hayata geçirmek sahabe efendilerimizin önemli bir hususiyeti olduğundan, onlar bu duayı sabah akşam okuyor ve felç olmamaya karşı da tavsiye ediyorlardı. Evet, onlar, Kur’ân’dan bir âyet nazil olduğu veya Peygamber Efendimiz’den (sallallâhu aleyhi ve sellem) bir hadis işittikleri zaman hemen o âyet veya hadisi kendi aralarında müzakere edip anlamaya ve hayatlarında uygulamaya çalışıyorlardı.

İşte, bu duanın geçtiği hadis-i şerifi rivayet eden Ebân b. Osman (radıyallâhu anh) bir gün felç olur. Bu hadis-i şerifi kendisinden işiten bir zat ise sokakta Ebân b. Osman Hazretlerini bu felçli hâliyle görünce kendisine bakmaya başlar. Bu durum karşısında Ebân b. Osman Hazretleri o zata şöyle bir izahta bulunur: “Hadis rivayet ettiğim şekildedir. Fakat ben, bu musibetin bana isabet ettiği gün onu okumamıştım. Allah da (celle celâluhu) hakkımda bu şekilde takdir buyurdu.” (Tirmizî, Daavât 13)



İmam-ı Rabbanî hazretleri, talebeleri ile, uzak bir yere giderken, gece, bir handa kaldılar. (Bu gece bir bela zuhur edecektir.

[Besmele ile] (Bismillâhillezî lâ yedurru me’asmihi şey’ün fil erdı ve lâ fissemâi ve hüves-semî’ul alîm) duâsını üç defa okuyun) buyurdu. Gece büyük yangın oldu. Her odada eşyalar yandı. Duâyı okuyanlara bir şey olmadı.
Dert, bela, fitne, hastalık, nazar, sihir ve zâlimlerin şerrinden korunmak için, sabah akşam, İmam-ı Rabbanî hazretlerinin bildirdiğini hatırlayarak, 3 defa okumalıdır. Ayât-i hırz okununca da, bu duayı okumalıdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Bismillâhillezî lâ yedurru me’asmihi şey’ün fil erdi ve lâ fissemâi ve hüves-semî’ul alîm duâsını sabah 3 kere okuyana, akşama kadar, akşam okuyana da, sabaha kadar hiç belâ gelmez.) [İbni Mace]

yukarıda arkadaşın diğer tavsiye ettiği duaları şiddetle tavsiye ediyorum kolay değil böyle konuşmak biz senin halini hakikaten bilemeyiz düşmüşün halinden düşmüş anlar ama Allah yardımcın olsun
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,599
Tepki puanı
965
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
Hayata Olumsuz Yönden Bakmanın Etkileri Nedenleri ve Çözümleri

Karamsarlık Kötümserlik yada Olumsuzluk davranışlarımı nasıl etkiler?


``Yapabilirim´´ demek yerine ``Yapamam´´ derim
Değişebileceğime dair inancım yoktur.
Geleceğe dair ümidimi yitiririm.
Olayların en kötü tarafına bakarım.
Bütün olumlu yaklaşımlara karşıt görüş sunarım.
Kendim yada başkaları hakkında neşelendirici yorumlar yapamam.
Bütün konuşmalarım şikayet yada kötüleme haline gelir.
Kendim yada başkaları için söyleyebilecek tek iyi bir söz bile bulamam.
Hayattaki haksızlıklardan yakınırım.
Yeni hiç bir şey denemem yada risk almam çünkü başarısız olmaktan korkarım.
Hem bu gün hemde geçmişten insanların bana davranışları konusunda öfkelenirim�.
Yeni yaratıcı yada potansiyeli olan fikirleri imkansız olduğunu düşündüğüm için reddederim.
Ufkumu daraltırım dolayısıyla gelişmeme engel olurum.
Asla risk almam.
Trajedilerin başarısızlıkların yada felaketlerin iyi yanını görmeye çalışanlarla mücadele ederim.
Daha büyük bir gücün varlığına inanan insanları küçümser ve hor görürüm
Başarısız bir işi düzeltmeye çalışan insanların çabalarına güler alay ederim.
Düşünce şeklimi değiştirmemek için direnirim çünkü hiç bir şeyin bana yardım etmeyeceğine ve değişim yapmayacağına inanırım.
Karamsar Kötümser yada Olumsuz olduğumda nasıl hissedirim?

Yalnız terkedilmiş ve izole edilmiş hissederim.
Değersiz boş ve işe yaramaz hissederim.
Yetersiz cahil ve faydasız hissederim.
Yenilmiş çökmüş ve kaybolmuş hissederim.
İhanet edilmiş istenmeyen ve aldatılmış hissederim.
Bunalmış ezilmiş ve savunmasız hissederim.
Umursanmamış göz ardı edilmiş ve ciddiye alınmamış hissederim.
Zayıf yenilmiş ve dışlanmış hissederim.
Küstah isyankar ve saldırgan hissederim.
Kendime acır kendime lanet okur ve kendimi aşağılarım.
Karamsar Kötümser yada Olumsuz olmanın etkileri nelerdir?

İnsanların benimle konuşmaktan kaçındığını farkederim.
Yaşamımdan zevk almam ve geleceğimi düşündükçe moralim bozulur.
Sağlıklı bir şekilde sorunları çözmeyi başaramam.
Problemlere alternatif çözümleri kabul etmem.
Ailem dostlarım ve iş arkadaşlarım benim aşırı eleştirici olduğumu söylerler.
Bir arada olmak istenecek eğlenceli biri değilim.
Yapıcı eleştiri benim için ne kadar değersiz olduğumu ortaya koymak demektir ve eleştirinin içinde herhangi bir fayda bulmam.
Kendimi sürekli tekrar eden reddedilmeler ve yenilgiler zinciri içinde bulurum.
"Asla başarılı olmayacağım.´´ Düşüncemi gerçekleştirmek için uğraşırım.
Başkaları ile arama duvar örerim öyle ki aşılması imkansızdır.
Hayat ile ilgili olumsuz düşüncelerime uymayan bütün fikirlere kendimi kapatırım.
Kimse benden hoşlanmaz.
"Evet ama�´´ tavrını severim.
Sabit fikirliyim dar görüşlüyüm ve olaylara sadece tek bir açıdan bakarım.
Ne tür mantıksız düşünceler beni Karamsar kötümser yada olumsuz olmaya iter?
Asla başarılı olamayacağım.
Hiç bir şeyi doğru yapamam.
İnsanlar asla değişmez.
Ne kadar değişmeye çalışırsam çalışayım farketmez insanlar görmüyorlar.
Geçmiş tecrübelerimden biliyorum gelecek için ümitlenmenin hiç bir anlamı yok.
Ne kadar değişirsem değişeyim hiç bir zaman yeterli olmuyor.
Hayat daha kolay olmalı.
Hayat adil olmalı.
Yaşamda o kadar çok kötülük var ki iyi bir şeyler olmasını nasıl bekleyebilirim ki?
Daha iyi bir yaşam için yapmam gereken çok iş var� Çok zor.
Yaşamın tamamı aldatmaca. Mutluluk aşk yada başarı diye bir şey yok aslında.
Niye savaşayım ki? Nasılsa düzen hep aynı: zengin daha zengin olur fakir ise daha fakir.
Yaşamda hiç bir şey garanti değil ölümden başka; niye risk alıp hayatımı değiştireyim ki?
Niye başkaları değişmiyor? Niye hep değişmesi gereken kişi ben olmak zorundayım?
Niye yaşam benim için daha kolay olmuyor?
Bu şekilde olmamın sorumlusu ailemdir; hiç bir şey bu gerçeği değiştiremez.
Eğer risk alıp yaşamımı değiştirmeye kalkarsam sonuçta kaybeden gene ben olurum.
İnsanlar sadece bir şey istedikleri zaman bana iyi davranırlar.
Kimseye güvenme; Kimseye içini açma; asla risk alma ve her zaman kendine sakla.
Yaşamda acı keder ve ızdıraptan başka hiç bir şey yok.
Kaderim çizilmiş; Değiştirmem mümkün değil.
Genlerim ailemden bana geçen huylar ve yetiştirilme koşullarım benim bu halde olmamın sebepleridir.
Bir kere düştün mü bir daha kalkamazsın.
Bütün insanların suratında maske var ve hiç kimseye güvenilmez � iyi bile görünseler.
İnsanların içinde iyilik olduğuna ve yaşamda değişmenin mümkün olduğuna inanmak enayiliktir.
Geçmişte hep kötülük ile karşılaştım niye gelecekte farklı olmasını bekleyeyim?
Eğer insanlar beni sevseydi ve destekleselerdi beni eleştirmez yada hatalarımı düzeltmezlerdi.
Her zaman aynı: elini uzatırsan tokat yersin.
Ne kadar iyi bir insan olmaya çalışırsam çalışayım işin sonunda hep aldatılan ben olurum.
Ben kimsem oyum bunu değiştiremem.
Karamsar kötümser yada olumsuz olmama ne yol açar?

Geçmişte büyük bir trajedi yada kayıp yaşadım ve hala tam olarak bu acıyı atlatamadım. Kaybımı kabul edemiyorum.
Yaşamdan tam olarak aaaif almama engel olan bir sakatlığım var.
Hayatım boyunca okulda işimde ailemde yada ilişkilerimde sürekli başarısızlık yaşadım ve beceriksiz biri olduğumu kabul ettim.
Ailem bana karşı hep umursamaz oldu. Fikirlerimin duyulması için herkesle kavga etmek zorundayım.
Geçmişte yaptığım bir hata yüzünden hala suçluluk hissediyorum; Asla affedilmeyeceğim ve benim için gelecek ümitsiz. .
Düşüncelerimi duygularımı ve davranışlarımı değiştirmek istemiyorum.
Ben inatçı bir insanım ve başka insanların yaşama pozitif yaklaşmamı öneren boş laflarını kabul etmiyorum.
Ben tembel biriyim ve değişmem için çok fazla enerji harcamam çaba sarfetmem ve iş yapmam gerek. Uğraşmak istemiyorum.
Dikkat çekmekten hoşlanıyorum. Şimdiki davranışlarım negatif olsa da ilginin merkezi olmamı sağlıyor.
Her şeyin en doğrusunu bildiğime inanıyorum ve yanlış olabileceğim ihtimalini kabul etmiyorum
Karşılaştığım bütün o aptal ukala ve mantıksız insanları düşün. İnan bana benim yolum olabilecek tek doğru yol.
Hayatımda hiç mutluluğu neşeyi yada tatmin olma duygusunu yaşamadım. Artık tüm bunları kazanmak benim için imkansız.
Hayatımda hiç bir zaman başarılı insanlardan takdir yada saygı görmedim.
Sürekli olarak hatalarım eksikliklerim başarısızlıklarım ve yetersizliklerim yüzünden suçlandım.
Karamsar kötümser yada olumsuzluğumu aşmak için ne yapabilirim?
Ailem arkadaşlarım ve diğer insanlar ile davranışlarımı inceleyebilir ve bu davranışların yaşamımda ki etkilerini tespit edebilirim.
Olumsuz davranışlarımın bana zararı olduğunu kabullenebilirim.
Olumsuz yaklaşımıma yol açan duyguları belirleyebilir ve esas sorunumun kaynağını keşfedebilirim.
Olumsuz davranışlarımdan dolayı duygusal olarak acı cektiğimi görebilirim.
Davranışlarımın başkaları üzerinde ki etkilerini gözlemleyebilirim.
Bu davranışların başkaları ile sağlıklı ilişkiler kurmama nasıl engel olduğunu anlayabilirim.
Olumsuzluğumun ardında yatan mantıksız ve geçersiz düşünceleri tespit edebilirim.
Olumsuz düşünceler yerine mantıklı alternatifler geliştirebilirim.
Olumsuzluğumun temelinde çözümlenmemiş bir öfkenin yattığını keşfedip bu öfkeden kurtulmak için çaba sarfetmeye başlayabilirim.
Kendi kendime yarattığım olumsuz düşüncelerin farkına varabilir ve bu kısır döngüden çıkmak için çaba sarfedebilirim.
Kendimle ilgili görüşümü ve kendime söylediklerimi değiştirebilirim.
Başkalarından beklemek yerine kendime daha çok önem vermeye onaylamaya başlayabilir ve kendimi kabul etmeyi öğrenebilirim.
Kendimi neşelendirmek için çaba sarfedebilirim.
Başkalarının sözleri ve davranışları ile beni üzmesine yada olumsuzluğa itmesine izin vermeyebilir ve bu davranışları göz ardı etmeyi öğrenebilirim.
Hata yapmam için kendime izin verebilir ve bunun insancıl bir olay olduğunu kabul edebilirim.
Hayatın yaşamaya değer olduğu ve hayatımın kontrolünü ele alarak fark yaratabileceğim fikrine açık olabilirim.
Tembelliğimi ve inatçılığımı azaltacağıma dair kendi kendime söz verebilirim.
İşe kendime olan güvenimi geri kazanmaya çalışarak başlayabilirim.
 

_Tuva

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Mar 2012
Mesajlar
248
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Peygamber Efendimizin (sav) Taif’de yaptığı sabır duası:
ALLAH’ım!
Kuvvetimin tükendiğini sana arzediyorum.
Gücümün azaldığını,
insanların gözünde küçük düştüğümü sana şikayet ediyorum.
Ey Merhametlilerin En Merhametlisi!
Sensin ezilmişlerin Rabbi!
Sensin benim RABBİM!
Beni kimlerin eline bıraktın?
Bana gaddarlık yapan yabancıların eline mi?
Yoksa,davamı ipotek edecek bir düşmana mı?
Eğer sen bana gücenmedinse,
kesinlikle bunlara aldırmıyorum...
Lakin iyiliğin beni rahatlatacaktır.
Senin nuruna sığınırım;
karanlıkları aydınlatan nuruna,
dünya ve ahiretimi kurtaracak nuruna.
Gelecek gazabın,bana ulaşacak öfkenden
kaçıp kurtulacak bir sığınak arıyorum.
Sana sığındım,yeter ki razı ol.
Güç ve kuvvet Sendendir,
yalnız Senden... (Oku kardeşim,çok çok oku...)


"Eyüp dermansız kaldı İMDAT demedi!
Yusuf karanlığa düştü EYVAH demedi!
İbrahim ateşe düştü YANDIM demedi!
Hamza kanının yudumlanmasına FERYAT etmedi!
Bilal kayanın altında kaldı EZİLDİM demedi!
UNUTMA;sıkıntı,dert,tasa ALLAH'A SEVGİLİ OLANDAN BAŞKASINA İNMEDİ."
 

_Tuva

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Mar 2012
Mesajlar
248
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Faydasını görmüş bir kişi olarak diyebilirim ki;"iNŞİRAH SURESİ" tam bir kurtarıcıdır.Okuman dileğiyle,
"Göğsüne senin için (ilim ve hikmetle) inşirâh vermedik mi (genişletmedik mi)? Ve sırtına çok ağır gelen yükünü,senden indirmedik mi? Hem senin için şânını yükseltmedik mi? İşte şübhesiz zorlukla berâber,bir kolaylık vardır.Gerçekten zorlukla berâber,bir kolaylık vardır.O hâlde boş kaldığın zaman,hemen yorul! Ve artık ancak Rabbini arzula!"
 

HuzuruArayanAdam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Nis 2012
Mesajlar
8
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Yorumlarınız için hepinizden çok teşekkür ederim, Allah razı olsun hepinizden...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt