[h=2]Yeni Başlangıçlara Merhaba![/h]Sevinçleri ve üzüntüleriyle bir yılı daha arkamızda bırakarak, yeni bir heyecan, yeni bir ışık en önemlisi de yeni bir umut ile bir yıla daha merhaba diyoruz. Her yeni yıl umutları canlandırır. Daha iyi yaşam koşullarına ulaşma beklentilerini arttırır. Aydınlık yarınlara ulaşma inançlarını güçlendirir.
Takvimlere sığmayan, köşedeki bakkaldan hipermarketlere, mağazalardan alışveriş merkezlerine, çocuk, yaşlı, genç herkesin yere göğe koyamadığı bir yılın final günü geldi ve geçti…
Bazılarımız yeni yıla nasıl girilirse bir yıl öyle geçer inancıyla eğlendi, hediyeler aldı, iyi şeyler hayal etti, kutladı, bazılarımız aldırmadı. Bazılarımız ise farkında bile değildi. Farkında olsa da yapabileceği bir şey yoktu…
Yeni bir yıl başladı; ancak getirdiği umutların yanında gerçek olan yeni sabahta uyandığımızda geçen yıldan kalan elektrik, su, telefon faturalarımız, kredi kartı ekstrelerimiz, kredi taksitlerimizin aynı kalmasıdır. Umutlarla yeni bir yıla girdik, geçen yıldan kalan acılarımız, hastalıklarımız, dertlerimiz ile birlikte. Dünyanın dört bir yanında yürekleri yaralayan, acılar, açlık ve sefalet sona ermedi. Biliyoruz, nokta kadar değişmedi bir şey. Ne kriz umursadı takvimi, ne de savaş acıları eski yeni tanıdı, hepsi yerli yerinde… Olumsuz şeylerin yanında olumlu şeylerde nokta kadar değişmedi. Sevinçlerimiz, mutluluklarımız, umutlarımızda aynen kaldı.
Olumlu olumsuz değişmeyen her şeye rağmen biliyorum ki insan hayatı başlı başına bir armağandır. Her gün küçük mucizeler ile doludur, yaşadığımız her şeyin bir nedeni vardır ve kocaman bir yıl için koyu karamsarlık bu gerçeğe haksızlık olur.
Umutla, umutsuzlukla; yaşadığımız tüm duygular ile “yeni yıl gerçekten eskisinin bir sonraki mi sadece?” diye sormaktan kendimi alamıyorum.
Bence; yazı yazmak için, karalama ya da resim yapmak için açtığımız bembeyaz bir sayfa yeni bir yıl. Bembeyaz sayfaları var. Yaşadığımız tüm geçmiş yıllar arşivlerde. Daha önce ki defterlerde. Yeni yıl ile birlikte her şeye yeniden başlama şansımız olduğunu hatırlıyoruz. Tek bir an bile olsa, yaşamı yaşanılır kılan şeylerden en önemlisini “umudu” yaşıyoruz. Bu yıl bir çocuk saflığı ile çok umutluyum. Nedenini, nasılını bilmiyorum sadece bu yılın iyi geçeceğine inanıyorum. Konuştuğum pek çok kişi de aynı duygular içinde. Bazıları tek yıllar uğurludur diyor. Bazıları 2 ve 1 önemlidir diyor. Çok fazla da önemli değil nedeni, önemli olan hissettiğimiz olumlu duygular, içimizde yaşattığımız heyecan.
Zaman zaman anlamaya çalışıyorum. Her an neden aynı umut ile hayatımıza devam etmiyoruz. Neden zaman zaman sadece yeni bir yıla başlarken umudu, huzuru, dostluğu, mutluluğu yaşıyoruz ve yeni bir yıldan bekliyoruz. Neden yaşadığımız her an bunu hissedip, çoğaltıp yaşamıyoruz. Yaşadığımız her an geleceğimizi oluşturmuyor mu? Dün geçmiş, yarın ise gelecek, önemli olan ise sadece ve sadece şimdi. Şimdiyi nasıl yaşarsak geleceği de öyle yaşamaya devam edeceğiz. Dün 2010’du, bugün 2011’e girdik, yarın ise 2012. Hayat devam ediyor ve edecek. Ne ekersek onu biçeriz. O halde sadece ve sadece yaşadığımız an var… “Dünya her gün yeniden kurulur ve her sabah taze bir başlangıçtır!“. Her taze başlangıç ise yeni mucizeler getirebilir hayatımıza.
İşte bunun farkında olmak, farkına varabilmek önemli..Yeni bir günü doya doya yaşamak, sanki o gün son günümüz gibiymiş gibi yaşamak, hatta her gün yeniden başlamak hayata…Yapılacakları gününde yapmak, yaptığın işi en iyi şekilde yapmak. Güne güzel başlayıp, o gün yapacaklarımızı tamı tamına yerine getirip, başımızı yastığımıza gönül rahatlığıyla koyabilmek… Her an umut etmek, hayal etmek, sevmek, sevilmek, mutlu olmak, kendimize ve çevremize önem vermek, özen göstermek, yardım etmek, empati kurmak, inanmak sadece ve sadece her ana gülümseyerek bakmak kısacası anı yaşamak önemli.
Bunu yapmayı başardığımız her an yeniden başlayacak hayat, yeniden kurulacak…
Yeni başlangıçlar için. Yılbaşını beklemeden, hep olumlu düşünerek her gün yeni bir başlangıç yapabilmeyi, bir şeylerden ufak mutluluklar çıkarabilmeyi, şükredebilmeyi, gülümsemeyi ihmal etmemek gerekli. Madem 1 Ocak yeni bir başlangıç, ben de diyorum ki sınırlamalar koymayın yaşantınıza. Kendinize ait yeni başlangıçlar yapabilin hayatın her döneminde.
Sızlanmayı, şikayet etmeyi, eleştirmeyi, kusurlar bulmayı, eksikleri görmeyi hayatınızdan çıkarmayı deneyin. Çok büyük sorunlarınız olsa da yine de mutlu olabilmeyi, yüzünüzü güldüren şeyleri hayatınıza katabilmeyi deneyin. Dostlarınızın değerini bilin. Karşılıklı oturup çay içerken, yapılan sohbetin size nasıl iyi geldiğini düşünün. Onları ihmal etmeyin. Hayatınızdaki yol arkadaşlarınızı unutmayın. Kalbinizin sesini daha çok dinleyin. Kalbiniz sizi yanıltmaz… Hayat paylaşmaktır. Paylaşabilmek için hoşgörülü olmayı unutmayın.
Hayatınızı gerçekten paylaştığınız, sizi sizin kadar düşünen, her şeye rağmen yanınızda olan sevenlerinizin ellerini hiç ama hiç bırakmayın.
Her anı yaşarken sadece ve sadece hatırlayın “hayat gerçekten çok kısa”. Ve hayat sadece “şimdi”… Şimdinin ise bir tekrarı daha yok.
Ertelemeyin hayatı ve küçücük yaşanma ihtimali olan hayallerinizi, umutlarınızı…
Dün bitti,
Yarın ise gelecek.
Yaşamak için sadece “şimdi” var…
Şairin dediği gibi;
“Yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın...
Yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden, yani bütün işin gücün yaşamak olacak”.
Yaşadığımız her ana umutla, mutlulukla, heyecanla başlamanız ve büyük bir ciddiyetle yaşamanız dileğiyle.
NEVZAT ERDAG..