Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

ஃ HAYAT İMANLA HAYAT bulur ஃ (1 Kullanıcı)

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
wwwtvnhu998fb76abb62fe6ao2.gif

Hayatın gayesi iman

İnsanı en güzel bir şekilde yaratmış olan Yüce Allah, ona akıl denen nimeti vererek onu bütün yaratıklardan üstün kılmıştır. İnsanın mükemmel bir şekilde yaratılıp diğer varlıklardan üstün kılınıp dünyaya gönderilmesinin bir gayesi vardır. İşte, insanın bu gayeyi bilip o doğrultuda bu dünyada yaşaması gerekir.

İnsanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti ve gayesi, kâinatın yaratıcısını tanımak ve O'na iman edip ibadet etmektir. Zira Yüce Allah: "Cinleri ve insanları yalnızca (Beni tanımaları ve) Bana kulluk etmeleri için yarattım." ( Zariyat, 51/56) buyurmaktadır. Demek ki insanın yaratılış gayesi, Allah'ı tanımak, O'na iman edip kuvvetli iman ile varlığını ve birliğini tasdik etmektir. "O'nu tanıyan ve itaat eden zindanda dahi olsa bahtiyardır. O'nu unutan saraylarda da olsa zindandadır, bedbahttır." (Bediüzzaman Said Nursi, Şualar, s. 208)

Dünya ve ahirette gerçek kurtuluşa erişmek için sağlam bir imana sahip olmak gerekir. “İman, insanı insan eder, dünyada sultan eder. Dünya ve ahiret saadeti yalnız İslâmiyet'te ve imandadır. Hayatın lezzetini ve zevkini isterseniz, hayatınızı iman ile hayatlandırınız, farzları yaparak süsleyiniz ve günahlardan çekinerek korununuz.” (Sözler, s.146) Peygamberimiz bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır: "Ölümden önce hayatın, yaşlılıktan önce gençliğin, çok işten önce boş zamanın değerini biliniz." (Fethu'l-barî, 14/9)

Yüce Allah, Mülk Suresi 2. ayette: "Hanginizin daha güzel iş ortaya koyacağını denemek için, ölümü ve hayatı yaratan O'dur. O Azizdir, Gafurdur: Üstün kudret sahibidir, çok bağışlayandır ." buyurmaktadır.

Demek ki hayat, anlamsız bir var oluş olmadığı gibi ölüm de sonu hiçlik olan bir yok oluş değildir. Aksine hayat, adeta hayırlı amellerde yarışma alanı, bir imtihan salonu; ölüm ise bu dünyada yaptığımız amellerin karşılığını alacağımız, ebedi varlık sahasına geçişi sağlayan bir dönüm noktasıdır.

Huzur imandadır

Bu dünya hayatı geçicidir. Baki olan ahiret hayatıdır. Eğer bu dünya hayatı, Allah'ın buyurduğu istikamette geçirilirse, hem dünya hem ahiret adına büyük bir fidelik olma fonksiyonu görecektir. O bakımdan insan, hayatını, dinimize uygun, iffet ve namuslu olarak yaşamalı ve böylece ebedi hayatı kazanmalıdır. Ahirete göre çok kısa olan bu dünya hayatını yiyip-içip safa sürmekle gayr-i meşru bir şekilde geçirenler, bu dünyada çok sıkıntılar ve üzüntüler çekecek, kabirde ve ahirette de elbette cezalarını göreceklerdir. Yüce Allah; "Kim ki Benim zikrimden yüz çevirirse kitabımı dinlemez ve Beni anmaktan gaflet ederse, ona dar bir geçim vardır ve biz onu Kıyamet Günü kör olarak diriltir, duruşmaya getiririz." (Taha, 20/124) buyurur.

Hakiki mutluluk ve huzur, yalnız imanda ve iman hakikatleri içerisinde bulunur. Hayatlarını Allah'ın emirleri doğrultusunda geçirenler, hem ailelerine hem de içinde yaşadıkları topluma faydalı birer kişi olurlar.

İnsanın dünyada ve ahiretteki tek kurtuluşu imandadır. Eğer bir insan Allah'a gereği gibi kulluk eder, ibadetlerini ihlâsla yerine getirir ve bu yolda ciddi bir çaba gösterirse, Allah Teala'nın rahmetini umabilir. Nitekim Allah salih olan kullarının günahlarını bağışlayacağını, onların kötülüklerini iyiliklere çevireceğini ve nimetlerle dolu cennetine varisçi kılacağını şöyle müjdelemektedir:
"Allah'a ve ahiret gününe iman eden hiçbir milletin, Allah ve Resulünün karşısına çıkan kimseleri, isterse o kimseler babaları, evlatları, kardeşleri ve sülaleleri olsun, sevip dost edindiklerini göremezsin.
İşte Allah, onların kalplerine imanı nakşetmiş ve kendi tarafından bir ruhla onları desteklemiştir. Onları, içlerinden ırmaklar akan cennetlere, hem de ebedi kalmak üzere yerleştirecektir. Allah onlardan, onlar da O'ndan razıdırlar. İşte onlar, Allah'ın tarafında olanlardır. Ve iyi bilin ki, felaha erenler, Allah'ın tarafında yer alanlar olacaklardır. " (Mücadele, 58/22)

Bunun aksini seçen bir kul için rahatlık ve ferahlık içinde yaşamak adeta bir hayaldir. Dünya hayatı, imansız bir insana taşıyamayacağı kadar ağır zorluklar yükler. Bir insan tevekkül etmedikçe, Allah'a dayanıp güvenmedikçe o insanın zorlukların altından kalkması, bunlardan ruhen etkilenmeden kurtulması imkânsızdır.

Mümin için ise durum tam tersidir. Taşıdığı iman mümine iç huzuru ve rahatlığı sağlar. Allah, bu kullarını kendisine varan doğru yola iletir ve yaptıkları iyiliklerin karşılığını kat kat artırarak verir. En önemlisi onları hüsrana uğrayan bir topluluk olmaktan kurtarır ve felaha ulaştırır. Şüphesiz bu Allah Teala'nın iman edenlere rahmetinin ve sevgisinin en açık göstergelerinden biridir.

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri: "İman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül de saadet-i dareyni gerektirir." (Sözler, s.315) demektedir.

"İman hem nurdur, hem kuvvettir. Evet, hakikî imanı elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir ve imanın kuvvetine göre, hâdiselerin baskısından (sıkıştırmasından) kurtulabilir." (Sözler, s.314 )




Teslim ise tevekkülü, Allah'ı vekil kılmayı gerektirir. İnanan insanın, acziyet ve (manevi) fakirliğini bilip "Hasbunallâhu ve ni'mel vekil" (Allah bize kâfidir. O ne güzel vekildir.) demekten başka çaresi yoktur. Allah'ı vekil kılmak, O'na tevekkül etmek, hem dünya hem de ahiret saadetini kazanmanın zaruri şartıdır. Allah ve Resulüne iman edip itaat eden ve buyruklarına teslim olan müminin, Allah'a tevekkül etmesi en sağlam sığınaktır.

Tevekkül, Allah'a güvenmektir. Tevekkül, Allah'ın takdir ettiği mukadderatın mutlaka gerçekleşeceğine inanmaktır. Tevekkül, işlerinin tedbirini aldıktan sonra takatinin üzerindeki hususları Allah'a havale etmektir. Tevekkül, en güzel vekil olan Allah'a dayanmaktır. Tevekkül, sadece Allah'tan yardım beklemektir. Tevekkül, yerine getirilmesi gereken durumları yerine getirmek hususunda, Allah Resulü (sav)in sünnetine tabi olmaktır.

Burada şunu da belirtmeliyiz ki, tevekkül, sebepleri tamamen reddetmek değildir. Belki, sebepleri, kudret elinin perdesi bilip riayet ederek; sebeplere teşebbüsü ise bir nevi fiilî dua telâkki ederek, sonuçları yalnız Cenâb-ı Haktan istemek ve neticeleri O'ndan bilmek ve O'na minnettar olmaktan ibarettir.

İnsan, başına gelen bela ve musibetlerin baskısından, sıkıntısından, ancak Allah'a teslimiyet ve tevekkülle kurtulabilir. Sebeplere tevessül ederek üzerine düşeni tam olarak yaptıktan sonra, Allah'a tevekkül eden insan, hem bu dünyada hem de ahirette mutluluk ve saadete erişir.

PROF.DR. MEHMET SOYSALDI

devam edecek,,
 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
42
Konum
sakarya
Selamun aleykum kardeşim.Yazarın kalemine sağlık.Evet iman olmadan hayatımız tatsız tuzsuz bir hal alıyor.Bu hayattan Lezzet aldığını zannedenler ise hastalık,sıkıntı vs.dertler karşısında manevi bir boşluğa düşüyor, içlerini korku,pişmanlık kaplıyor..belki pişman olmuşlardır amma iş işten geçmiştir artık.Emeklerine sağlık.İmanlı bir hayatımız olması duasıyla.Esselamu aleykum
 

s.s.s

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Şub 2008
Mesajlar
2,871
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
47
s.a güzel kardeşim,
okumaya,hatırlamaya çok ihtiyaç duyduğumuz değerli bir paylaşımdı.
okumakla kalmayıp,idrak edenlerden oluruz İNŞAALLAH...
selam ve dua ile...
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
İnsan, başına gelen bela ve musibetlerin baskısından, sıkıntısından, ancak Allah'a teslimiyet ve tevekkülle kurtulabilir. Sebeplere tevessül ederek üzerine düşeni tam olarak yaptıktan sonra, Allah'a tevekkül eden insan, hem bu dünyada hem de ahirette mutluluk ve saadete erişir.
 

~Elçi~

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Haz 2007
Mesajlar
2,893
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Esselamun aleyküm kardeşim
Rahman razı olsun emeğinize sağlık faydalı bir paylaşımdı.
Selam ve dua ile...
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
İman hem nurdur, hem kuvvettir. Evet, hakikî imanı elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir ve imanın kuvvetine göre, hâdiselerin baskısından (sıkıştırmasından) kurtulabilir
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
Selamun aleykum kardeşim.Yazarın kalemine sağlık.Evet iman olmadan hayatımız tatsız tuzsuz bir hal alıyor.Bu hayattan Lezzet aldığını zannedenler ise hastalık,sıkıntı vs.dertler karşısında manevi bir boşluğa düşüyor, içlerini korku,pişmanlık kaplıyor..belki pişman olmuşlardır amma iş işten geçmiştir artık.Emeklerine sağlık.İmanlı bir hayatımız olması duasıyla.Esselamu aleykum


aleykum selam kardeşim

teşekkür ederim rabbim razı olsun inşaALLAH
amin ecmain güzel kardeşim
emanetin rahmana
selam ve dua ile
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
“İman, insanı insan eder, dünyada sultan eder. Dünya ve ahiret saadeti yalnız İslâmiyet'te ve imandadır. Hayatın lezzetini ve zevkini isterseniz, hayatınızı iman ile hayatlandırınız, farzları yaparak süsleyiniz ve günahlardan çekinerek korununuz
 

Peçeli-Bülbül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Şub 2008
Mesajlar
2,111
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
35
Konum
Malatya
İman hem nurdur, hem kuvvettir. Evet, hakikî imanı elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir ve imanın kuvvetine göre, hâdiselerin baskısından (sıkıştırmasından) kurtulabilir." (Sözler, s.314 )

Selamün Aleyküm abla ellerine sağlık Allah razı olsun.....
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
€bru;800205' Alıntı:
İman hem nurdur, hem kuvvettir. Evet, hakikî imanı elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir ve imanın kuvvetine göre, hâdiselerin baskısından (sıkıştırmasından) kurtulabilir." (Sözler, s.314 )

Selamün Aleyküm abla ellerine sağlık Allah razı olsun.....


aleykum selam ebru teşekkür ederim kardeşim
amin rabbim cümlemizden razı olsun
selam ve dua ile
 

MONA_ROZA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ağu 2008
Mesajlar
58
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Allah razı olsun
emeğine sağlık kardeşim
selam ve dua ile kal inş.
Allaha emanet ol
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
13706586st2rl9.gif

konunun devamı,,,,


İman, tevhidi gerektirir

Tevhid, Allah'ın varlığını ve birliğini kabul etmek demektir. Bu da "la ilahe illallah" olan kelime-i tevhidle ifade edilmektedir. Bu sözle insan, Allah'ın bir olduğunu, eşi ve benzeri bulunmadığını, Allah'tan başka ibadet edilmeyi hak eden, gerçekte hiçbir ilah olmadığını ikrar etmiş oluyor.

"Muhammedun Rasulullah" şahadeti de, Hz. Muhammed (sav)'in Allah katından gönderilmiş bir peygamber olduğunu kabul etmek anlamını taşımaktadır. Allah Teala, Resulünü tebliği ile görevli olduğu risaletinde hataya düşmek ve yanılmaktan korumuştur. O'na itaati de kendisine itaat saymıştır. "Kim Resul'e itaat ederse, Allah'a itaat etmiş olur." (Nisa, 4/80) Kim O'na itaat ederse Cennet'e girer, kim de O'na isyan ederse Cehennem'e girer. Allah Teala, bizi O'nun emrine karşı çıkmaktan sakındırıp bizleri bundan şöyle yasaklamıştır:

"Rabbin adına yemin olsun ki, onlar, aralarında ihtilaf ettikleri şeylerde seni hakem kılmadıkça, sonra da içlerinde hiçbir sıkıntı duymadan senin verdiğin hükme tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe asla iman etmiş olmazlar. " (Nisa, 4/65)

Yüce Allah, bu ayette şu üç noktaya dikkatimizi çekiyor:

1- Her meselede Resulullah'ın hakemliğine başvurmak. (Bugün için alimlerin farklı görüşleri karşısında Resulullah’ı hakem tutmak.)

2- O'nun verdiği hükümden dolayı içimizde hiçbir sıkıntı ve rahatsızlık duymamak.

3- Tam bir teslimiyetle O'na boyun eğmek.

"Kim Allah'a ve Resûlüne karşı isyan eder ve sınırlarını aşarsa Allah onu, devamlı kalacağı bir ateşe sokar ve onun için alçaltıcı bir azap vardır." (Nisa, 4/14)

Allah'ın varlığını ve tek olduğunu kabul eden, Hz. Muhammed (sav)'in Yüce Allah'tan getirip haber verdiği her şeyin doğru olduğunu tasdik eden kişi iman etmiş sayılır.

Tevhid de teslimi gerektirir

Allah'a ve Resulüne iman eden kişi, Allah ve Resulünün emir ve buyruklarını kabul edip teslim olarak itaat etmesi gerekir. Nisa suresi 59. ayette bu hususa şöyle dikkat çekilmiştir. "Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Resulüne ve sizden olan ulü'l-emre de itaat edin. Eğer Allah'a ve ahirete iman ediyorsanız, hakkında ihtilafa düştüğünüz meseleyi Allah'a ve Resulüne arz edin. Böyle yapmanız hem daha hayırlı, hem de netice bakımından daha güzeldir. "

Allah'a ve Resulüne iman eden kişi Allah ve Resulünün emrine teslim olmalıdır. Nitekim Kur'an-ı Kerim, mü'minlerin mutlak teslimiyetten başka bir tercih haklarının da olmadığını kesin bir ifade ile şöyle haber veriyor: "Mü'min bir erkek ve kadın için Allah ve Resulü bir işe hüküm verdiği zaman, artık onlar için teslimiyetten başka hiçbir tercih hakkı yoktur." (Ahzab, 33/36

PROF.DR. MEHMET SOYSALDI

devam edecek
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
Hakiki mutluluk ve huzur, yalnız imanda ve iman hakikatleri içerisinde bulunur. Hayatlarını Allah'ın emirleri doğrultusunda geçirenler, hem ailelerine hem de içinde yaşadıkları topluma faydalı birer kişi olurlar.
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,159
Tepki puanı
8,247
Puanları
163
Yaş
54
Konum
Alanya
Selamünaleykum...

Selamünaleykum...

Eline, emeğine sağlık Aminenur Kardeşim...
Allah CC. razı olsun...
Önce İMAN...
“İman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül ise saadet-i dareyni iktizâ eder”
[/B
....... der Bediüzzaman Hazretleri.​
Bu ifadesiyle; hasretini çektiğimizin adını koymuş ve hayalini kurduğumuz, vasıl olmak için perişan olduğumuz o mutluluklar ülkesinin adresini göstermiştir bize.

Saadet-i Dareyn; iki dünya saadeti. Dünyada başlayıp ahirette devam eden ve mutluluğun bitmediği âsûde bahar.. Sadet-i dareyndir kalplerimizin, ruhlarımızın maksudu. Lâkin, elbette bedelsiz ve usulsüz kavuşulamaz hiçbir güzele.

Sadet-i dareynin adresinde imandır ilk basamak..

İman eden; “Bir köy muhtarsız olmaz. Bir iğne ustasız olmaz, sahipsiz olamaz. Bir harf kâtipsiz olamaz. Öyleyse nihâyet derecede muntazam olan şu memleket de hâkimsiz olamaz”der. Ve devam eder, “Allah vardır. Yer, gök ve içinde ne varsa O’nundur. Ben de O’nunum” Bu ifadelerle artık, kul ile Rabbi arasında bir bağlılık oluşmuştur.

Allah ile insan arasındaki irtibat demek olan imandan sonra adresin ikinci basamağı tevhidtir. “Lailaheillallah”. Kainatta hiç bir zerre yoktur ki bu cümleyi söylemesin.

Tevhid’e dair akla gelen ilk şey, tevhid’in öncelikle inkâr oluşu. Yani O’dan başka olan sahte ilâhları inkar… “La ilahe..” ilah yoktur. “..İllallah” O’dan başka. İşte bu cümle sebeplerin sukutudur. Ve bu cümle amennâ dedikten sonra, sebeplere ilahlık makamını verecek şekilde bir fâil nazarıyla bakılamayacağının ifadesidir.

Tevhid; kuvvetli bir iman akabinde, sebepler perdesinin şeffaflaşması ve Allah’ın isim ve sıfatlarıyla buluşmaktır.

Kâinatta elbette her şey sebeplerle ortaya çıkar. Allah’ın kâinattaki kanunudur bu. Hayat için rızk gerekir. Neslin devamı için dişi-erkek. Çiçeklerin açması için bahar gelir. Hastalıklar için virüsler, felaket ve musibet için kazalar, depremler ve afetler gelir. Mazlumların zulme uğramasına zalimler sebeptir.

İşte bu sebeplere hikmetle bakmayı bilmek ve hâdiseler satırlarında ilahî mesajları okuyabilmektir tevhid.

Yani, yaşamımızda karşımıza çıkan maddî-manevî her şeyde Allah’ı görebilmek ve sebeplere takılmayıp her şeyde Allah’ı müşâhede edebilmektir. Manevi durumumuzu ortaya koyması için gelen bu bela ve musibetlerin her biri bir sebeple gönderilir adresimize. Gönderen ise Allah’tır!
Alıntı...
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
aleykum selam abi rabbim razı olsun .. degerli katkınız için birkaç kez okuddum..
konuyu gayet güzel pekiştirdi..teşkkür ederim abi

İman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül ise saadet-i dareyni iktizâ eder”

iki cihan saadetinin adresi gösterilmiş bize.. rabbim hakkıyla görenlerden eylesin bizleri..

selam ve dua ile hayırla kalınız inşaALLAH
 

SEYHAH

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2008
Mesajlar
39
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
teşekür ederim çok güzel paylaşımlar sunuyorsun ALLAH razı olsun bana yardım edermisiniz ben formu açamıyorum bazı yazıları dilleri degiştirdim türkçe yapamıyorum .
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
teşekür ederim çok güzel paylaşımlar sunuyorsun ALLAH razı olsun bana yardım edermisiniz ben formu açamıyorum bazı yazıları dilleri degiştirdim türkçe yapamıyorum .


evet tabi ederim :)
konu açmak için açmak istediginiz bölümden içeri girdiginizde başıgın üzerinde yeni konu yazıyor
orayı tıkladıgınızda zaten sayfa çıkar....

dili türkçe yapmak içinde .. bu sayfanın en alt tarafında .. bununla ilgili şecenek var ordan degiştirebilirsiniz.. kolay gelsin inşaALLAH yardımcı olabilmişimdir .. teşekkür ederim kardeşim..
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,159
Tepki puanı
8,247
Puanları
163
Yaş
54
Konum
Alanya
...

...

aleykum selam abi rabbim razı olsun .. degerli katkınız için birkaç kez okuddum..
konuyu gayet güzel pekiştirdi..teşkkür ederim abi

İman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül ise saadet-i dareyni iktizâ eder

iki cihan saadetinin adresi gösterilmiş bize.. rabbim hakkıyla görenlerden eylesin bizleri..

selam ve dua ile hayırla kalınız inşaALLAH

Allah CC. cümlemizden razı olsun değerli kardeşim...
Yararlı ve güzel konunuza katkıda bulunmak istedim sadece...
Allah CC. bizi İMAN ile müşerref kılsın her daim...
Allaha emanet olunuz...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt