Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Hanım al şu takkeyi, tesbihi. Gelecek Ramazanda lazım olacak! (1 Kullanıcı)

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
70
Konum
BURSA
tesbih.jpg



Bir hadis-i şerif bize şöyle bir hatırlatmada bulunmaktadır:
-Allah için yapılan ibadetlerin en makbulü, (az da olsa) en devamlı olanıdır.
Evet, böyle tarif ediyor Efendimiz (sas) Hazretleri en makbul Müslümanlığı.. Az da olsa en devamlı olanıdır!.


Diyelim ki, bir insan Ramazan boyu beş vaktine beş daha ilâve etmiş, sabahlara kadar namaz kılmış, akşamlara kadar da oruç tutmuş.. Elinden tesbihini, başından takkesini düşürmeyen, sofu bir insan hâline gelmiş; ama bu titizlik ve dikkat, sadece Ramazan ayına mahsus kalmış, Ramazan'dan sonra tesbihler, seccadeler sandığa, dinî görevler gelecek Ramazan'a bırakılmış. Yani devamlı değil..

İşte bu, ALLAH yanında makbul olan tutum değildir.
iccon04.gif
'ın insanlara ihsan ettiği el, ayak, göz, kulak gibi nimetleri nasıl sadece Ramazan ayına mahsus kalmıyor, ömür boyu kullanılıyorsa, O'nun emirlerine olan itaatimiz de Ramazan ayına mahsus kalmamalı, ömür boyu devam etmeli, son nefese kadar sürmelidir. Hatta insan nasıl havasız, susuz yaşayamazsa, biz de dinî mükellefiyetlerimizi yerine getirmeden yaşayamaz hâle gelmeliyiz.

Yaşadığımız mübarek Ramazan ayı bize bu düşünceyi vermeli, bu alışkanlığı kazandırmış olmalıdır. Bu sebeple de Ramazan ayı sonunda bu konuyu kendi vicdanımızda iyice düşünmeli, Ramazan'da kazandığımız iyilik ve ibadet alışkanlıklarımızı Ramazan'dan sonra da firesiz devam ettirme kararında olmalıyız..

Şayet böyle bir tefekkürümüz olur da Ramazan sonunda böyle kesin bir karar içinde olursak, Ramazan'ın feyzinden tam istifade edenlerden olduğumuzu düşünebiliriz.. Çünkü aldığımız bu karar' din hayatımızı firesiz devam ettirme kararıdır. Hayatımızı değerlendirme adına bundan daha mühim bir karar olamaz Ramazan'dan sonra..

Zaten sorumluluk sahibi insan dindarlığını, Ramazan ayına inhisar ettiremez, Ramazan'dan sonra gömlek çıkarır gibi dinî hayatı çıkarıp eski gaflet gömleğini giyemez. Belki Ramazan'da kazandığı bu güzel alışkanlıklarını iyice benimser, Ramazan sonrasında da aynen devam ettirme kararını tereddütsüz alır. Böylece ömür boyu dinî hayatını sürdürme niyetini bir daha tazelemiş olur. Hadis-i şerifin tarif ettiği Müslüman halini alır. Ne diyor hadis-i şerif?

- ALLAH için yapılan ibadetlerin en makbulü, (az da olsa) en devamlı olanıdır!.

Onun için 'Ramazan gitti, dinî hayat bitti' diyemez. Ramazan gider; ama dinî hayat ömür boyu devam eder. Çünkü kimse Ramazan Müslümanı durumuna düşmek istemez.

Süleymaniye Camii baş imamı merhum Sadık Efendi, Ramazan Müslümanı'nı böyle bir misalle tarif ederdi..

Bayram sabahı namazdan sonra kendisine yaklaşan biri, şöyle der:

-Hocam, Ramazan boyunca teravihimizi kıldırdınız. Vaazlar verdiniz, bize hakkınız geçti helal edin. Gelecek Ramazan'da yine görüşmek üzere haydi ALLAH'a ısmarladık!..

Bayram namazından sonra camiden böyle helalleşerek ayrılan Ramazan Müslüman'ı, başında takkesi, elinde de tesbihi ile evinin yolunu tutar. Kapıya gelince hanıma seslenir:

-Hanım aç kapıyı da al şu takkeyi, tesbihi sandığın en emin yerine sakla. Gelecek Ramazan'da hepsi de yine lazım olacak. O zaman eksiksiz isteyeceğim senden bunları...

İşte bu tip aylık Müslümanlık, ALLAH'ın ve Resulü'nün istediği Müslümanlık değildir. Hadis bu yanlış anlayışı şöyle tashih etmektedir:

-Efdalül a'mali edvemüha!.. Amellerin en efdali, en devamlı olanıdır. Ramazan'dan sonra bırakılanı değil..

Gönlümüzün istediği, Ramazan ayında başlattığımız dinî titizliğimizi ömür boyu devam ettirmek, bin aydan hayırlı Kadir Gecesi'nde kazandığımızı, diğer gecelerde kaybetmemektir..

Sizin de böyle düşündüğünüzü düşünüyor, İslamî hayatınızda ebedilikler diliyorum.



Ahmed Şahin
 

turusina

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Eki 2006
Mesajlar
113
Tepki puanı
0
Puanları
0
-Efdalül a'mali edvemüha!.. Amellerin en efdali, en devamlı olanıdır. Ramazan'dan sonra bırakılanı değil..

RAMAZANI ŞERİF boyunca rpoğramlarımız vardı sonu geldiğinde ablalar üzüldü ,hüzünlendiler ben aslında o kadar konuşamazdım RABBİM konuşturdu ablalar dedim her şey beynimizde bitiyor ramazandan sonrada bu duygularımızla ramazan ayı gibi olmasada aynı samimiyetle sarılabiliriz ve arkası geldi o an o kadar duygulandım ki ablalar biz varız bayram sonu yine burdayız RABBİM C.C. yolundan ayırmasın cümle kardeşlerimizi gönlümüzde sevgisini koccaman eylesin vede bütün kardeşlerime aynı duyguları yaşatsın amiiin..hafize abla seni ALLAH C.C. için çok seviyorum benim ablam yok üzülüyorum bazen ama seni ablam olarak gönlüme nakş ettim selam ve dua ile.....
 

berat05

Yönetici
Katılım
26 Eki 2007
Mesajlar
7,767
Tepki puanı
1,044
Puanları
163
Yaş
49
Konum
Gönlün olduğu yerde
Allah c.c. razı olsun hafize anne.

Ne güzel bir yazı olmuş..Emeğinize sağlık..

ANLAYIP YAŞAMA GEÇİRENLERDEN ÖĞRETENLERDEN OLMAK DUASI İLE

selamün aleyküm
 

koskun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Ocak 2007
Mesajlar
1,030
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
58
Konum
Niğde
selamun aleyküm ,

az ama devamlı ... ramazandan ramazana :)


şakası bile hoş değil allah celle celaluhu bizleri ibadetleri devamlı olan kullarından eylesin ...

selam ve dua ile ... allaha emanet olunuz ...
 
A

Arzu_76

selamün aleyküm,

Rabbim hakkıyla ve daim olan ibadetlerden eylesin ibadetlerimizi

AMİN AMİN AMİN
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
70
Konum
BURSA
-Efdalül a'mali edvemüha!.. Amellerin en efdali, en devamlı olanıdır. Ramazan'dan sonra bırakılanı değil..

RAMAZANI ŞERİF boyunca rpoğramlarımız vardı sonu geldiğinde ablalar üzüldü ,hüzünlendiler ben aslında o kadar konuşamazdım RABBİM konuşturdu ablalar dedim her şey beynimizde bitiyor ramazandan sonrada bu duygularımızla ramazan ayı gibi olmasada aynı samimiyetle sarılabiliriz ve arkası geldi o an o kadar duygulandım ki ablalar biz varız bayram sonu yine burdayız RABBİM C.C. yolundan ayırmasın cümle kardeşlerimizi gönlümüzde sevgisini koccaman eylesin vede bütün kardeşlerime aynı duyguları yaşatsın amiiin..hafize abla seni ALLAH C.C. için çok seviyorum benim ablam yok üzülüyorum bazen ama seni ablam olarak gönlüme nakş ettim selam ve dua ile.....

Canım benim ya bundan sonra bende seni kardeşim olarak görüyorum dünya ve ahiret kardeşim ol seni allah için kardeşim kabul ediyorum ablacım evet ramazan bitti ama bizim için bitmedi ömrümüzü ramazan olrak geçirmeyi Allah c.c hepimize nasip etsin inş :a35:
 

Rüyam3

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Ağu 2007
Mesajlar
2,204
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
- ALLAH için yapılan ibadetlerin en makbulü, (az da olsa) en devamlı olanıdır!.


Selamün Aleyküm

Ramazan bitti ibadetler de bitti... yok inşaAllah azda dolsa ibadete devam...

Allah celle celalü razı olsun emeğinize sağlık...
 

_şimal_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Tem 2008
Mesajlar
3,231
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
35
-Efdalül a'mali edvemüha!.. Amellerin en efdali, en devamlı olanıdır. Ramazan'dan sonra bırakılanı değil..

emeğine sağlık gercekten güzel bır konuya değinmişsin kardeşim....dua ile...
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
70
Konum
BURSA
Ömrü Ramazan olanın ahireti bayram olur

Ömrü Ramazan olanın ahireti bayram olur

“Ömrüne yemin olsun ki…” Siz hiç birinin ömrüne yemin ettiniz mi?

Ama Allah etti. Elçisinin ömrüne yemin etti (15:72). Bunun açılımı “Harap olmuş ruhları imar ve inşa etmeye adanmış ömrün şahit olsun ki” demekti.

İnsan hayatına “ömür” denilmesi, insanın mâ hulika leh'inin (yaratılış amacının) imar ve inşa olduğunu gösterir. İnsan hayatı, hem o hayatın sahibini mamur etsin, hem de o hayatın sahibi çevresini ve geleceğini mamur etsin diye “ömür” adını almıştır.

“Umre” ibadeti de aynı kökten. Ömrü imar ettiği için “umre” denilmiş. İbn Haldun'un “medeniyet” yerine kullandığı 'umran kavramı da öyle. Zira medeniyet, bir “imar ve inşa seferberliği”dir.

Ömür Ramazan olur mu?

Hayat “ömür” olursa, ömür de ramazan olur. Yani: hayat hem sahibini hem de başkalarını imar ve inşaya adanırsa, işte o zaman ömür Ramazan olur.

Zaten Ramazan'ın ve bir Ramazan'la gelen Kur'an'ın amacı da budur. Kur'an'ın doğum ayını oruç suretinde kutlamamızın sebebi bellidir: İnsani yanımızı öne çıkarıp beşeri yanımızı arkaya çekmek. Akleden kalbimizi öne çıkarıp, içgüdülerimizi ve şehvetimizi arkaya çekmek.

Zira vahiy anlaşılsın, öğüt alınsın ve yaşansın diye indirilmiştir. Vahyin sahibi Allah, kelamını “Düşünen bir topluma” ithaf etmiştir. “Doğrusu Biz bu Kur'an'ı öğüt için kolaylaştırdık; şu halde yok mu öğüt alan?” diye tek bir surede tam beş kez sormuştur. “Kur'an'ın maksadı üzerinde derin derin düşünmezler mi?” diye sitem etmiştir. Kur'an'ın bir Ramazan'da inmeye başladığını söyleyen ayet, vahyin amacını şöyle ortaya koyar: “o, insanlık için bir rehberliktir; bu rehberliğe ve doğruyu eğriden ayırmaya dair bir belge ve bilgi kaynağıdır”.

Ömrün Ramazan olması için indiği geceyi ömre bedel kılan vahyin hayata inmesi şart. Değilse insan ziyandadır. Bunun en güzel özetini Asr suresi veriyor:

1. 'Asr şahit olsun ki…

'Asr “bir şeyin özünün posasından ayrılması için sıkılmasını” ifade eder. Yani, bir şeyin hasat ve hasılatını almaktır. Gündüzün hasılat vakti olduğu için ikindiye 'asr denilir. Hasadı tam alınmış bir hayatı ifade ettiği için yüzyıla 'asr denir. İnsanlık tarihinin olgunluk dönemine tekabül ettiği, dolayısıyla hasat ve hasılat zamanı olduğu için “ahir zamana” 'asr' denir. Dahası, tüm ömürlerin hasadının devşirilip hasılatının alındığı “hesap gününe” 'asr' denir. Şu halde, bu ayetin muhtemel anlamları şudur: “İnsan soyunun hasılat zamanı” veya “İnsanlığın ikindisi olan şu son çağ” ya da “Son vahye mazhar olan ahir zaman şahit olsun ki…”

2. Elbet insanoğlu tarifsiz bir kayıptadır.

Bu kayıp, insanın insanlık cevherinin kaybolmasıdır. Geriye canlı bir organizma olarak “beşer”in kalmasıdır. Sonuçta kaybolan insandır. Nasıl ki ahiret dünyanın ruhuysa, insan da hayatın ruhudur. İnsan kaybolursa, hayattan geriye ceset kalır. İnsanı kaybetmemek hayatın ruhunu kaybetmemektir. Bunun yolu son ayetteki şu dörtlü reçeteyi uygulamaktan geçer:

3. Ancak iman edenler, salih amel işleyenler; yani birbirine hakkı ve sabrı tavsiye edenler bundan müstesnadır.

1) İman etmek: İmanın akidevi tanımı inanmak, ahlaki tanımı güvenmektir. “Allah'a inanıp güvenenler” anlamına gelir. İnsan Allah'ın güveninin eseridir. Kayıpta olan insan, aslında Allah'ın güvenini (ve Allah'a güvenini) kaybeden insandır.

2) Salih amel işlemek: Bir amel ancak “ıslah” içeriyorsa sâlihât'tan olur. Yani, bir bozukluğu düzeltmeyen amel salihât'tan olamaz. Bu ayette iman sâlihât dışında sayılmıştır. Yine bir çok ayette namaz kılmak, zekat vermek sâlihât'tan değil hasenât'tan sayılır (Msl. 11:23; 2:277). Hasenât'a bire on, salihât'a cennet vaad edilir. Hasenât sahiplerinin seyyiatı örtülür, fakat sâlihât sahipleri “canlıların en iyisi” olmakla müjdelenir (25:70 ve 98:7). İyi olmakla yetinip aktif iyi olmayanlar kayıptan kurtulamazlar. İyiliği emretme kötülükten sakındırma farzı bu emrin daha sonraki adıdır. Yararı kişinin sadece kendine olan amel Salîh amel tanımına girmemektedir. O halde salih amel, 'kamusal alan'daki ifsada yönelik ıslah girişimidir.

Son iki şart salih amelin açılımıdır:

3) Hakkı tavsiye: Salih amelin açılımıdır. Hak, insan-Allah ilişkisinde tevhide, insan-insan ilişkisinde adalete tekabül eder. Hakkı tavsiye tevhid ve adaleti ikame için gayrettir.

4) Sabrı tavsiye: Hakkı tavsiye bedel ister. Bu bedeli ödemek gerektiğinde sabır tavsiye edilir. Sabır hak üzerinde sebat ve direniştir. Sabır, düzeltme talebinden vazgeçmemektir. Sabır, aktif iyi olma yolunda, kötülere ve aktif kötülere meydanı bırakmamaktır. Yoksa insanoğlunun kaybı kaçınılmaz olur. İnsanlar analarından iyi doğarlar, “aktif iyi” olamazlarsa, önce kötü, sonra aktif kötü olurlar. İşte o zaman bir tek o kaybetmez, bütün insanlık kaybeder.

İşte ömrün Ramazan olmasının anahtarı. Böyle bir ömrün ahireti bayram olmaz mı?

Bayram sizi, bizi, hepimizi mübarek etsin.

MUSTAFA İSLAMOĞLU
 

nuresma

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
2,975
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Konum
ankara
vahiy anlaşılsın, öğüt alınsın ve yaşansın diye indirilmiştir. Vahyin sahibi Allah, kelamını “Düşünen bir topluma” ithaf etmiştir. “Doğrusu Biz bu Kur'an'ı öğüt için kolaylaştırdık; şu halde yok mu öğüt alan?” diye tek bir surede tam beş kez sormuştur. “Kur'an'ın maksadı üzerinde derin derin düşünmezler mi?” diye sitem etmiştir. Kur'an'ın bir Ramazan'da inmeye başladığını söyleyen ayet, vahyin amacını şöyle ortaya koyar: “o, insanlık için bir rehberliktir; bu rehberliğe ve doğruyu eğriden ayırmaya dair bir belge ve bilgi kaynağıdır

selamun aleykum.
amin amin.ahiretimizi bayrama çevirecek ramazan ömrümüz olsun.
hafize annem çok güzel paylaşımlarınız yine, Rabbimiz razı olsun.emeğinize sağlık.
Allah c.c. rızasına uygun imar ve inşa nasip etsin hepimize, inşaallah.
selam ve dua ile...B)
 

canom

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Eyl 2008
Mesajlar
163
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
selmün aleyküm allah razı olsun sizden.


ALLAHA EMANET OLUN İNŞALLAH...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt