Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Halk Ozanlarımızdan (1 Kullanıcı)

selimoglu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ara 2006
Mesajlar
504
Tepki puanı
0
Puanları
0
Zenginin züğürdün vasfın edeyim
Züğürt nere varsa han da bulamaz
Zengine baklava börek çekilir
Züğürt arpa darı nan da bulamaz

Zenginin yoluna çıkarlar karşı
Aralıkta kalır züğürdün başı
Zenginler giyerler kutnu kumaşı
Züğürt bacağına don da bulamaz

Zenginin yoluna olurlar türap
Züğürt nere varsa her işi harap
Zenginler giyerler kundura çorap
Züğürt ayağına gön de bulamaz

Zenginin faytonu dağlardan aşar
Züğürt düz ovada yolundan şaşar
Zenginin helvası bal ile pişer
Züğürt herlesine un da bulamaz

Zenginin iki üç kat olur damı
Gece şule vermez züğürdün mumu
Kızılırmak gibi zenginin demi
Züğürt damarında kan da bulamaz

Zengin nere varsa ırahat olur
Züğürdün her işi kabahat olu
Zenginin kefeni dokuz kat olur
Züğürt kefenine yen de bulamaz

RUHSAT bu güftarı yazar bitirir
Züğürdün vasfını yazar bitirir
Zengin zemheri de terler oturur
Züğürt ağustosta gün de bulamaz


AŞIK RUHSATİ
 

selimoglu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ara 2006
Mesajlar
504
Tepki puanı
0
Puanları
0
Bir vakte erdi ki bizim günümüz,
Yiğit belli değil, mert belli değil
Herkes yarasına derman arıyor,
Devâ belli değil, dert belli değil.

Fark eyledik ahir vaktin yettiğin,
Merhamet çekilip göğe gittiğin,
Gücü yeten soyar gücü yettiğin,
Papak belli değil, börk belli değil.

Adalet kalmadı, hep zulüm doldu,
Geçti şu baharın gülleri soldu,
Dünyanın gidişi acayip oldu,
Koyun belli değil, kurt belli değil.

aşım ayık değil kederden yastan,
Ah ettikçe duman çıkıyor baştan,
Harâba yüz tuttu bezm-i gülistan,
Yayla belli değil, yurt belli değil.

Çark bozulmuş, dünya ıslah olmuyor,
Ehl-i fukaranın yüzü gülmüyor,
Aşık Ruhsatî dediğini bilmiyor,
Yazı belli değil, hat belli değil...

Ruhsati
( 1856 - 1899 )
 

selimoglu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ara 2006
Mesajlar
504
Tepki puanı
0
Puanları
0
Seherde ugradim ben bir güzele


Seherde ugradim ben bir güzele
Dedim sarhos musun?.. söyledi yok yok
Ag elleri bogum bogum kinali
Dedim bayram midir?... söyledi yok yok

Dedim ala nedin dedi gözümdür
Dedim seker nedir dedi sözümdür
Dedim alma nedir dedi (y)üzümdür
Dedim öpeyim mi... söyledi yok yok

Dedim Inci nedir dedi disimdir
Dedim kalem nedir dedi kasimdir
Dedim onbes nedir dedi yasimdir
Dedim daha var mi... söyledi yok yok

Dedim ölüm nedir dedi aynimda
Dedim zulum nedir dedi boynumda
Dedim turunç nedIr dedi koynumda
Dedim ver agzima.... söyledi yok yok

Dedim sirma nedir dedi telimdir
Dedim Ince nedir dedi belimdir
Dedim Emrah nedir dedi kulumdur
Dedim satar misan.... söyledi yok yok


Ercişli EMRAH
 

selimoglu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ara 2006
Mesajlar
504
Tepki puanı
0
Puanları
0
UNUTTUM, NASILDI ANNEMİN YÜZÜ



Unuttum, nasıldı annemin yüzü

Unuttum, sesi nasıldı annemin.

Gece bir örtü olsun anılardan

Kara yüreğime örtüneyim



Unuttum, nasıldı annemin gülüşü

Unuttum nasıldı ağlarken annem.

Yaşam sallasın kollarında beni

Küçücük oğluyum onun ben.



Unuttum, elleri nasıldı annemin

Unuttum gözleri nasıldı bakarken.

Kuru ot kokusu getirsin rüzgar

Yağmur usulcacık yağarken.


Ataol Behramoğlu
 

selimoglu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ara 2006
Mesajlar
504
Tepki puanı
0
Puanları
0
Döndü Dönmedi


Yaylaya gitmişti yayla zamanı,
Gülizar döndü de Döndü dönmedi.
Demek ki unutmuş ahti-amanı,
Yaylacılar geri döndü, dönmedi.

Ben baktıkça o yılıştı yüz verdi,
Aşkımıza ümit verdi hız verdi.
Yemin etti sapasağlam söz verdi,
Demek ki sözünden döndü dönmedi.

Aşkıma inansa beni arardı,
Sevda çeke çeke benzim sarardı.
Tansiyonum düştü gözüm karardı,
Sevdasından başım döndü, dönmedi.

İsmini andıkça ah çekerim ah,
Sevende mi sevilende mi günah?
Yep yeni bir ümit başlar her sabah,
Akşam üstü güneş döndü, dönmedi.

Ben gönlümü o huysuza bağladım,
Aşkı ile ciğerimi dağladım.
Gözlerimden kanlı yaşlar çağladım,
Selinden değirmen döndü, dönmedi.

Ah çektikçe gözlerimden yaş geldi,
Ümitlerim dolu gitti boş geldi.
Yaz da gitti, güz de bitti kış geldi,
Zaman geçti devir döndü, dönmedi.

Bu zalim engeller bize nettiler,
İki aşık arasına gittiler.
Kaş göz oynattılar fiskos ettiler,
Arada bir dümen döndü, dönmedi.

Kokusunu arıyorum yellerde,
Boynu bükük bekliyorum yollarda.
Aşkı ile ölüyorum çöllerde,
Üzerimde kuşlar döndü, dönmedi.

Şu halime ne söyliyem, ne diyem,
Bana dönse bir canım var hediyem,
Ham kelama izin vermez terbiyem,
Bedduadan dilim döndü, dönmedi.

Kara sevda çekmek zor gardaşım zor,
Bana inanmazsan bir çekene sor,
Benim sonum tımarhane ve doktor,
KOCAMAN ölümden döndü, dönmedi.

Abdülvahap Kocaman
 

selimoglu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ara 2006
Mesajlar
504
Tepki puanı
0
Puanları
0
Kelam Bilmeyene Söz Bilmeyene


Kelam bilmeyene söz bilmeyene
Desindiye dil verdiydim birzaman
Ocak beyhudesi öz bilmeyene
Muhabbete hal verdiydim bir zaman

Kimisi bir etmez kimisi buçuk
Kimi adan degil kimisi kaçık
Kimi yalın ayak kimi sırt açık
Çıplaklara çul verdiydim bir zaman

Ayak saldım dağlardaki çagrına
Aknergisi nişan koydum bögrüne
Yaylaları dolandıydım ugruna
Yesin diye bal verdiydim bir zaman

Bunlar adam degil yaban kırı
Hedefe ulaşmaz daban kırı
Demirci artıdı çoban kırı
Yol bilmeze yol verdiydim bir zaman

Yigit olur dagın başı kar ise
Sefai'yem söyleyemem sır ise
Hakkım helal olsun hakkım ver ise
Bir kaç ite yal verdiydim bir zaman

Aşık Sefai


 

selimoglu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ara 2006
Mesajlar
504
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yağcılık

Hayatta muaffak olmak istersen
en iyi meslektir şimdi yağcılık
ne sanat ne spor ne dağcılık
yağcılık yağcılık illede yağcılık

ne mektebi vardır ne medresesi
ne fizik ne kimya ne hendesesi
koltuk şişirmektir bunun türkçesi
yağcılık yağcılık ille yağcılık

aritmetik cebir türkçe dil bilgisi
katiyen bunlarla yoktur ilgisi
ucuz bir meslektir yok sermayesi
yağcılık yağcılık ille yağcılık

doğruyu konuşsan adın mikroptur
cemiyet içinde hiç yerin yoktur
yağcılık yapanın sahibi çoktur
yağcılık yağcılık ille yağcılık

ister yigit ol ister aç aslan
boş durma sende git birine yaslan
haya et be zalim gel biraz uslan
yağcılık yağcılık ille yağcılık

istersen sofu ol istersen molla
yağcılık yapamazsan kendini kolla
bir ile kepaze olursun vallah
yağcılık yağcılık ille yağcılık

bütün ilimlerin hepsini yutsan
çalışıp geceni gündüze katsan
elin varken ağzın ile kuş tutsan
yağcılık yağcılık ille yağcılık


Kemal Gülal
:a35::gulegule
 

selimoglu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ara 2006
Mesajlar
504
Tepki puanı
0
Puanları
0
Güzeldir

Güzele bakması çok sevap derler
Güzellere güzel bakmak güzeldir
Güzel yar sevenler cennetlik olur
Güzelinen yola gitmek güzeldir

Güzelin gün doğar güzel kaşında
Güzelin inci var güzel dişinde
Güzelinen güzel masa başında
Güzel güzel lokma yemek güzeldir

Güzelinen güzel gezmek ne güzel
Güzel adın güzel yazmak ne güzel
Güzelinen bade süzmek ne güzel
Güzelin elinden öpmek güzeldir

Güzelin nur damlar yanaklarından
Güzelin bal akar dudaklarından
Güzelin güzel tut parmaklarından
Güzellere hizmet etmek güzeldir

Güzellere bakan gözler ağrımaz
Güzel seven ölür ama çürümez
Ali İzzet güzellerden farımaz
Güzelleri candan sevmek güzeldir

Ali İzzet
 

selimoglu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ara 2006
Mesajlar
504
Tepki puanı
0
Puanları
0
ؤشىثق;1330972' Alıntı:
Eline, emeğine sağlık...

Teşekkür ederiz kardeşim, Allah razı olsun..

Veda

Artık iş kalmadı yarenler bizde
Tökezliyor olduk yazıda düzde
Şairdik,hatiptik,yazardık sözde

Ekmeği yemeğe ağızda diş yok
Dedik ya efendim bizlerde iş yok

Sağ yanım titriyor,sol yanım tutmaz
Nabzım tekler durur,muntazam atmaz
Ayağım bir türlü ileri gitmez

Ağzım her an kuru,gözümde yaş yok
Artık bundan böyle bizlerde iş yok

Bir secdeye varsam başım dolanır
Ne yesem ne içsem,miğdem bulanır
Bütün dertler birbirine ulanır

Yuvamız da bomboş uçacak kuş yok
Hayra yorulacak hayal yok,düş yok

Yakını uzağı seçemez oldum
Bir ufak hendeği geçemez oldum
Bir bardak soğuk su içemez oldum

Tatlılarda bile lezzet yok,tat yok
Benim bu halime takacak ad yok

İki adım atsam durmaz düşerim
Eski hallerime şimdi şaşarım
Allah’ım ben böyle nasıl yaşarım

Kendimi kollayacak gövdede baş yok
Bağrıma basacak evlat yok,eş yok

Yaşıtlarım birer birer ölüyor
Yeşil yaprak kara toprak oluyor
Azrail de baş ucumda soluyor

Üstüme dikmeye ağaç yok,taş yok
Arkamdan vermeye yemek yok,aş yok...


Osman Yüksel Serdengeçti
 

selimoglu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ara 2006
Mesajlar
504
Tepki puanı
0
Puanları
0
Aşıkın Gönlü

Eski libas gibi aşıkın gönlü
Söküldükten sonra dikilmez imiş
Güzel sever isen gerdanı benli
Her güzelin kahrı çekilmez imiş

Bülbül daldan dala yapıyor sekiş
O sebepten gülle ediyor çekiş
Aşkın ignesiyle dikilen dikiş
Kıyamete kadar sökülmez imiş

Sevdigim değildin böylece ezel
Aşkınım bagına düşürdün gazel
İbrişimden nazik sandığım güzel
Meğer polat gibi bükülmez imiş

SEYRANİ'nin gözü gamla yaş imiş
Benim derdim her dertlere baş imiş
Ben bagrını toprak sandım, taş imiş
Meğer taşa tohum ekilmez imiş

SEYRANİ
 

selimoglu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ara 2006
Mesajlar
504
Tepki puanı
0
Puanları
0
Dinle evladım

Dinle evladım

Bu tarih çok savaşlar gördü.
Din uğruna olmayan kavga sana gerekmez.


Helal olmayan aştan Allah'a sığın.
Gönlünü ve dilini bir eyle, Allah'a yalvar.


Kur'an yön göstericimiz
Hz Muhammed Kuran ufkunu gösteren yolumuzdur
Peygamberine saygısı olmayan arkadaş sana gerekmez.


Helali iste helalle yetin.
Duanda Allah'tan hidayet takva iffet ve insanlara muhtaç olmayacak kadar mal iste
Hikmeti araştır bul hikmeti algılayamayan fikir sana gerekmez.


Zamanın sırrı ilkte ve sonda gizli
Mekanın temiz, sözün ihlaslı olsun
Ölümle dalga geçen cesaret sana gerekmez


Namazını aksatma, Ramazan ayının gelmesiyle sevin
On bir ay alıp verdiğin nefesin hüzünlü olsun.
Cihadın büyüğünü kazanamazsan küçük cihad için kanatlanamazsın.


Ne övülmenle kibirlen, ne de yerilmenle ezil.
Allah rızası için dik dur, Allah rızası için eğil.
Rızayı İlahiyi gütmeyen niyet sana gerekmez


Tembellikten, şişmanlıktan, çok uykudan ve sözden kalabalıklardan kaçar gibi kaç.
Gece ibadetini sakın ihmal etme
Herkese edeple yaklaş, eşine ve dostuna karşı edebini daha da artır.
İbadetten alı koyan vesvese sana gerekmez.


Bildiğin ve bilmediğin, duyduğun ve duymadığın, gördüğün ve görmediğin her şeyin sebebi vardır.
Sebepsizlik âleminin kapıları kendiliğinden açılmaz
Tevekkül hikmet sarayının bekçisidir.
Kelimeyi tevhidi vird edinmeyen muhabbet sana gerekmez.


Can emanettir, canını koru
Ezanı duyunca yüreğin titresin dilinle tekrarlayıp ümmeti muhammediye için yaşa.
Ümmet derdiyle derlenmeyen dava sana gerekmez.
Dinle evladım
Allah'ı hep güzel, rahmeti ve affı bol, iyi olarak düşün.
Madem ölüm var, her anında ölecekmiş gibi Allah'a sığın
Yaşamı sev, yaşatmayı sev.
Öfke, nefret, kin sana gerekemez.

Ekrem Akbunar
 

selimoglu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ara 2006
Mesajlar
504
Tepki puanı
0
Puanları
0
YOKLUGUNUN RESMİ

attığım her adım benden uzakta
bastığım her yerde yokmuşum meğer
çırpınırken 'ben' denilen tuzakta
'ben' bana saplanan okmuşum meğer...

aklım kumsal iken, ben toz paresi
çıktıkça yükseğe alçalır oldum
düşündüm derdimin nedir çaresi
susarak konuşmak, sonunda buldum...

esrarlı vuslata bir adım kala
hasretin vecdiyle, ben kement attım
deryada boğulmak ne güzel bela
battıkça kurtuldum, çıktıkça battım...

görünmez cevheri buldum diyerek
körlüğü kör ettim, deli bir taşla
bilmeyi bilmeden, bildim diyerek
boşluğu doldurdum, dolu bir boşla...

nasılların sebebini sorarken
sualimi cevapladım 'niçin'de
çokluğumda yokluğumu ararken
yalnız kaldım yığınların içinde...

satır satır böldü beni heceler
her kırkımı, kırka yardım savuştum
boşluğumu kucakladı geceler
sessizlikte, gürültüyle boğuştum...

var'da yoku, haykırırken her seda
aklım ki,aklımı başımdan aldı
O'na gidiyorum, bana elveda
sonsuz olan sona, bir nefes kaldı...


Uğur Işılak
 

selimoglu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ara 2006
Mesajlar
504
Tepki puanı
0
Puanları
0
Veremem

Bana derler aşık derdini söyle
Bu bir sırdır emanettir veremem
Belki dağlar kadar büyümem amma
Cevizin de kabuğuna giremem

Hasta odur sabır ile inleye
Evlat odur nasihati dinleye
Bundan sonra zevkle bakmam aynaya
Çünkü onda iç yüzümü göremem

Kulaksız işitmek dilsiz ifade
Canım cananındır edem iade
Vücut bir camidir vicdan seccade
Onun bunun çıkarına seremem

Reyhani'yim zamanım yok gülmeye
Doğar iken boyun eğdim ölmeye
Azrail gelmesin canım almaya
Bir canım var cananındır veremem

Aşık Reyhani
 

selimoglu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ara 2006
Mesajlar
504
Tepki puanı
0
Puanları
0
Aradaki Münafıklar Olmasa

Eş dost bir arada rahat yaşardı
Aradaki münafıklar olmasa
Tüm insanlar birbirine koşardı
Aradaki münafıklar olmasa

Her yerde çok olur böylesi kullar
Her an ara bozmak isterler bunlar
Huzur içinde yaşarlardı insanlar
Aradaki münafıklar olmasa

Kış olmasa derelerde taşmazdı
Kenarların yıkıp boyun aşmazdı
İnsan dürüst olsa şeytan şaşmazdı
Aradaki şeytanlıklar olmasa

Yolcuyu şikâyet eder hancıya
Herkesi salarlar türlü acıya
Silahın çekmezdi kardeş bacıya
Aradaki münafıklar olmasa

Anne baba evladından geçmezdi
Kardeş kardeşine kuyu eşmezdi
Karı kocasıyla kavga etmezi
Aradaki münafıklar olmasa

Biri var ki taş kesiyor hızarda
Ölse bile rahat yatmaz mezarda
Tilki çakal serbest gezer pazarda
Aradaki münafıklar olmasa

Ortalığı gerer hiçte boş durmaz
Acımaz kimsenin yarasın sarmaz
Silah çekip kimse kimseyi vurmaz
Aradaki münafıklar olmasa

Hayatta insanın canı yanmazdı
Karı kocasından hiç boşanmazdı
Türkiye’de terör filan olmazdı
Şu utanmaz Amerika olmasa

İnsandan insana olurdu fayda
Sivri oklar atılmazdı O yayda
Amerika bu gün gezmezdi ayda
İleri bir düşüncesi olmasa

Dedi kodu yapıp ara bozmazdı
İnsan bir birine kuyu kazmazdı
Âşık Ali’m bu şiir’i yazmazdı
Aradaki münafıklar olmasa


Ali Ataş
 

selimoglu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ara 2006
Mesajlar
504
Tepki puanı
0
Puanları
0
BİLENE KADAR

İntizar eylerim sevdiğim sana
Mahşerde sorulsun çok etti bana
Gözlerin ağlaya ciğerin yana
Eş dost kıymetini bilene kadar

Dilenesin ekmeğinden aşından
Kime varsan geri yitsin döşünden
Türlü mihnet eksilmesin başından
Her gün ağla çilen dolana kadar

Dilerim mevladan belin bükülsün
Ağzıyın içinde dişin sökülsün
Sarı saçın birer birer dökülsün
Bir telin üstüne kalana kadar

Tomurcuk güllerin açmadan solsun
Ellerin koynunda öylece kalsın
Biçare kal alem hep sana baksın
Azrail canını alana kadar

Çaresiz yaralar vermesin aman
Başını bürüsün bir kara duman
Duvar diplerinde sürün bir zaman
Ta kıyamet günü gelene kadar

Gizli dertler içerinden çıkmasın
Doktorlar derdine açıp bakmasın
Nazik tenin döşeklerden kalkmasın
Hoca cenazeni kılana kadar

Güzel gül yüzüne bakan iğrensin
Sam vursun fidan boyun ığransın
Yılan çıyan mezarını öğrensin
Huzuri mahşeri bulana kadar

Sefil MEYDANİ'yi çokça ağlattın
Ciğerimi yaktın acı söyletttin
Benim bu aşkımı nasıl unuttun
Gönülden sevgiyi silene kadar


Aşık Meydani
 

selimoglu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ara 2006
Mesajlar
504
Tepki puanı
0
Puanları
0
Bu kadar yaş heba oldu

Düşündükçe gözüm doldu

Pay-i tahtı düşman aldı

Mavzerini sıktın nefis.



Amelime riya katar

Ahlaklarım beter beter

Aklım anın sözün tutar

Zincirini taktın nefis.



İstediği yere çeker

Manevi evlerim yıkar

Bal içine zehir döker

Masiyete çektin nefis.



Hakdan da haya etmedin

Dost buyruğuna gitmedin

Sülukde adım atmadın

Döşlerime çıktın nefis.



El gördülük yaptın amel

Buzdan kurmuş idin temel

Şöhret ile olmaz kemal

Evlerimi yıktın nefis.



İhvana göründün güzel

Dedin, kardeşlerim düzel

Kendi bağın oldu gazel

Bir çızgı ile yaktın nefis.



Amelin dünyaya alet

Bütün bildiklerin galat

Aşk ile getirmen Salat

Bellerimi büktün nefis.



Çok tuzağı, geçemedim

Bir aynımı açamadım

Kanat urup uçamadım

Zindanlara tıktın nefis.



Huzurda yüzlerim kara

Dışım iyi içim yara

Yüzüm yok gitmeye Pir'e

Yar aşağı attın nefis.



âli meclise çok vardın

Ben bilirim neler gördün

O meclisde, yapmam dedin

Haramlara baktın nefis.



Fena ahlak bütün bende

Ayıp, der saklarım canda

Ağularlar bizi günde

Zehirini döktün nefis.



Mahcubum hep yarenlerden

Bize sual soranlardan

Geri kaldım erenlerden

Burnum yere soktun nefis.



Kalbimi aklımdan aldı

Köklerime sular saldı

Gönül arsasını buldu

Mikropları ektin nefis.



Geri dön, gel eyle gayret

Kalemdâra şifa sohbet

Teveccüh buyursa, Hazret

Bu sözümden korktun nefis.

 

sahaff

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Kas 2009
Mesajlar
276
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Bu kadar yaş heba oldu

Düşündükçe gözüm doldu

Pay-i tahtı düşman aldı

Mavzerini sıktın nefis.



Amelime riya katar

Ahlaklarım beter beter

Aklım anın sözün tutar

Zincirini taktın nefis.



İstediği yere çeker

Manevi evlerim yıkar

Bal içine zehir döker

Masiyete çektin nefis.



Hakdan da haya etmedin

Dost buyruğuna gitmedin

Sülukde adım atmadın

Döşlerime çıktın nefis.



El gördülük yaptın amel

Buzdan kurmuş idin temel

Şöhret ile olmaz kemal

Evlerimi yıktın nefis.



İhvana göründün güzel

Dedin, kardeşlerim düzel

Kendi bağın oldu gazel

Bir çızgı ile yaktın nefis.



Amelin dünyaya alet

Bütün bildiklerin galat

Aşk ile getirmen Salat

Bellerimi büktün nefis.



Çok tuzağı, geçemedim

Bir aynımı açamadım

Kanat urup uçamadım

Zindanlara tıktın nefis.



Huzurda yüzlerim kara

Dışım iyi içim yara

Yüzüm yok gitmeye Pir'e

Yar aşağı attın nefis.



âli meclise çok vardın

Ben bilirim neler gördün

O meclisde, yapmam dedin

Haramlara baktın nefis.



Fena ahlak bütün bende

Ayıp, der saklarım canda

Ağularlar bizi günde

Zehirini döktün nefis.



Mahcubum hep yarenlerden

Bize sual soranlardan

Geri kaldım erenlerden

Burnum yere soktun nefis.



Kalbimi aklımdan aldı

Köklerime sular saldı

Gönül arsasını buldu

Mikropları ektin nefis.



Geri dön, gel eyle gayret

Kalemdâra şifa sohbet

Teveccüh buyursa, Hazret

Bu sözümden korktun nefis.


Ne güzel.

Allah razı osun
 

selimoglu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ara 2006
Mesajlar
504
Tepki puanı
0
Puanları
0
Veda

Artık iş kalmadı yarenler bizde
Tökezliyor olduk yazıda düzde
Şairdik,hatiptik,yazardık sözde

Ekmeği yemeğe ağızda diş yok
Dedik ya efendim bizlerde iş yok

Sağ yanım titriyor,sol yanım tutmaz
Nabzım tekler durur,muntazam atmaz
Ayağım bir türlü ileri gitmez

Ağzım her an kuru,gözümde yaş yok
Artık bundan böyle bizlerde iş yok

Bir secdeye varsam başım dolanır
Ne yesem ne içsem,miğdem bulanır
Bütün dertler birbirine ulanır

Yuvamız da bomboş uçacak kuş yok
Hayra yorulacak hayal yok,düş yok

Yakını uzağı seçemez oldum
Bir ufak hendeği geçemez oldum
Bir bardak soğuk su içemez oldum

Tatlılarda bile lezzet yok,tat yok
Benim bu halime takacak ad yok

İki adım atsam durmaz düşerim
Eski hallerime şimdi şaşarım
Allah’ım ben böyle nasıl yaşarım

Kendimi kollayacak gövdede baş yok
Bağrıma basacak evlat yok,eş yok

Yaşıtlarım birer birer ölüyor
Yeşil yaprak kara toprak oluyor
Azrail de baş ucumda soluyor

Üstüme dikmeye ağaç yok,taş yok
Arkamdan vermeye yemek yok,aş yok...

Osman Yüksel Serdengeçti

 

selimoglu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ara 2006
Mesajlar
504
Tepki puanı
0
Puanları
0
Fitne-fesat

Benim adım fitne-fesat.
Kan dökmeye çabam vardır.
Hiç dinlemem harman,hasat.
Her rençberde yabam vardır.

Kimse beni sevmez,sorsam.
Toplamayla bitmez parsam.
Her kıtada evim,arsam,
Her denizde dubam vardır.

Dünyanın her yanı yurdum.
Bazan KONT-um,bazan LORD-um.
Hiç eksilmez erim,ordum.
Hep çoğalan tebam vardır.

Yusuf'u kuyuya atan,
İsrail'e toprak satan,
İsa'yı çarmıhta tutan,
Kin doğurtan ebem vardır.

Ben yamyamım,insan yerim.
Vücut doğrar,baş keserim.
Moskova'da dedelerim,
Washington'da babam vardır.

Gözümü dikince Türk'e,
Koştular birliği terke.
Bal diye içtiler sirke.
Doğurmayan gebem vardır.

Cahilde yanan fenerim.
Alim elinde sönerim.
Bitmez ateşte yanarım.
Puşt yürekte sobam vardır.

Gerek yok artık özete.
Erlerim fırsat gözete...
Tv,radyo ve gazete,
Adında üç bebem vardır.

Cüce çok ararsan iyi,
Aklını edersin zayi.
İmralı'da anabayi,
Ankara'da şubem vardır.

Eyüp Cüce
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt