gizli şirk riya:. Şeddad b. Evs diyorki: bir gün Rasulullahı ağlarken gördüm ve sordum; seni ağlatan nedir Ya Rasulullah: Dedi ki; ümmetimin üzerinde var olacak şirkten korkuyorum. O zaman onlar putlara güneşe aya tapmayacaklar, ancak işlerini başkaları görsün diye yapacaklar. Muaz b. Cebelinde rivayet ettiği gibi Efendimiz buyurdularki Riyanın en aşağı tabakası şirktir.” Ve yine imamı gazali diyor ki Riya insanların kalplerinde kendisi hakkında iyi şeyler geçirmelerini istemesi içindir. Tıpkı yırtık bir relbise giyip insanların kendisi için zahit insandır demelerini istemesi gibi. Kimki yürüyüşüyle sesiyle ve hareketleriyle gösteriş yapar ve iyiliği emredip kötülükten men ederken sadece insanların kendisi için davetçi desinler diye yapıyorsa veya insanların kendisini övmesi için secdelerini uzatıyorsa, veya sadakalarını herkesin göreceği bir şekilde verip hayır ve hasenat sahibidir demeleri için yapıyorsa işte bunların herbirisi müşriktirler ancak kendileri hissetmezler. Onlara Rabblerinin katında hiç hiç bir mükafat yoktur. Onlar için yüce Allahın şu ifadesi yeterlidir
“Ey iman edenler: Allaha ve ahiret gününe inanmadığı halde malını gösteriş için harcayan kimse gibi, başa kakmak ve incitmek suretiyle, yaptığınız hayırlarınızı boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan düz kayaya benzer ki sağnak bir yağmur isabet etmişte onu çıplak ve pürüzsüz hale getirivermiştir. Bunlar kazandıklarından hiçbirşeye sahip olmazlar. Allah kafirleri doğru yola iletmez.
Hz Mesih buyuruyor ki; ''Eğer sizden biriniz oruçlu ise başını ve sakalını silsin ve dudaklarını temizlesin ki insanlar onun oruç olduğunu bilmesinler. Sağ elinin verdiğini sol eli bilmesin. Şayet namaz kılarsa evinin kapısını örtsün çünkü Allah rızkı paylaştırdığı gibi ona olan yakarışlarıda paylaştırır.
''Hz Ömer namazda başını öne doğru eğik olarak namaz kılan bir adamın yanından geçerken ona şöyle seslenir. Huşulu namaz kılmak boyun bükmekle değil gerçek huşu kalple bağlanmakta olur.
Buradan şu sonucu çıkarabiliriz. Yapılan her işin ve amelin arkasından Allahın rızasını aramalı ve o kasıtla hareket etmeliyiz. Allahtan başka bir şeyle yaptıklarını mukarene etmek isterlerse açık bir şirk içerisinde olurlar.
mesela namaz kılmayı düşünüyoruz ama namazımızı Allah için değilde arkadaş ortamımı kaybetmemek için onlara gösteriş olsun diye kılıyorsam .
Sevgi bağı kurularak şirk koşma: Örneğin, kadınlara karşı beslenen tutku dolu sevgi. Bu kadın kişinin karısı, sevgilisi, hatta uzaktan platonik olarak sevgi beslediği herhangi bir kadın da olabilir. Sonuçta bu kadına karşı beslenen sevgi Allah'ı unutturan, Allah'ı gereği gibi anmayı engelleyen, Allah sevgisine tercih edilen, kalpten Allah sevgisini çıkarıp da onun yerine konulan bir sevgi türüyse, kişiyi doğrudan şirke sürükler. Toplumda masum görülen böyle bir tutumun aslında Allah katında çok farklı bir karşılığı olabileceğini Kuran'dan öğrenmekteyiz:
Onlar, O'nu bırakıp da (bir takım) dişilere taparlar. Onlar o her türlü hayırla ilişkisi kesilmiş şeytandan başkasına tapmazlar (Nisa Suresi, 117)
İnsanları şirke sokan unsurlardan bir diğeri de "korku"dur. Aynen sevgi gibi yalnızca Allah'a karşı duyulması gereken bir his olan korku, O'nun yaratıklarına karşı duyulduğunda şirk oluşmuş olur. Çünkü Allah'tan başkasından korkmak, korktuğu şeyi adeta Allah gibi bir güç ve kudret sahibi olarak görmek, onun Allah'tan bağımsız olduğunu, Allah'ın yarattığı kader dışında karar verip hareket ettiğini düşünmek, kısaca onu ilahlaştırmak anlamına gelir. Allah'tan başkasına karşı korku beslemenin ikinci bir ilah edinmek olduğu Kuran'da şöyle belirtilir:
Allah dedi ki: "İki ilah edinmeyin: O, ancak tek bir ilahtır. Öyleyse benden, yalnızca benden korkun." Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur, itaat-kulluk da (din de) sürekli olarak O'nundur. Böyleyken Allah'tan başkasından mı korkup-sakınıyorsunuz? (Nahl Suresi, 51-52)
Sevgi ve korku dışında, Allah'tan değil de başkalarından yardım dilemek, Allah'ı değil de insanları memnun etmeye çalışmak, Allah'a güvenmeyip, sebeplere, insanlara güvenmek, Allah'ın yarattıklarını Allah'tan bağımsız bir güç, irade ve etki sahibi olarak görmek hep şirki doğuran sebepler arasındadır.
Örneğin bir insanın sahip olduğu güç, heybet, iktidar, servet, ihtişam gibi özelliklerin tümü aslında Allah'a aittir. Allah bu dünyada, kendisinde sonsuz olan bu özelliklerden, yalnızca bir imtihan unsuru olarak, bu insanda da bir derece tecelli ettirmiştir. Bu özellikleri o insanın kendisine ait zannederek ondan korkmak, onun Allah'a karşı gelen emirlerine uymak, kısaca onu Allah'a şirk koşmak bu yanlış zanna uymaktan kaynaklanır. O insan ne bir ilahtır, ne de herhangi bir şeye güç yetirebilir. Onu ilahlaştırıp ona uyanlar ise yalnızca zan ve tahminle kendi hayallerinde kurdukları, sahte bir ilaha tapmaktadırlar. Kuran'da bu konu şöyle açıklanır:
Haberiniz olsun; şüphesiz göklerde kim var, yerde kim var tümü Allah'ındır. Allah'tan başkasına tapanlar bile, şirk koştukları varlıklara ve güçlere (gerçekte) uymazlar. Onlar yalnızca bir zanna uyarlar ve onlar ancak "zan ve tahminde bulunarak yalan söylemektedirler." (Yunus Suresi, 66)