enise karadeniz
Kayıtlı Kullanıcı
Darbe yapıp memleket idaresine el koymayı hedeflemesek bile günlük tutmanın sakıncaları saymakla bitmez. İşte bazıları:
1- Başkaları tarafından okunma ihtimali: Daha çok ergenlik yıllarında yaşanan bu durum, genellikle annelerin merakından doğar. Nereye saklarsanız saklayın günlüğünüzü bulur ve okur anneler. Bunu bazen meraktan, bazen de değişmekte olan evlatlarını tanıyabilmek için yaparlar.
2- Sonradan kendinizi aptal gibi hissetme tehlikesi: Günlüğe yazdığımız duygu ve düşünceler, birkaç yıl sonra okunduğunda pek naif, pek anlamsız gelir bize. Yazarken içinde bulunduğumuz ruh halinden çıktıktan sonra baktığımızda “hay Allah iyiliğimi versin” dememiz mümkündür.
3- Karanlık tarafımızla yüzleşme riski: Yazmanın sakıncalarından biriyle ilk defa günlük tutarken karşılaşırız. Yazarken ruhumuzun derinliklerine iner, oradaki karanlıklarla temas ederiz. Bu da vurgun yeme ihtimalini beraberinde getirir.
4- Başarısızlık duygusu: Günlük tutmak bir disiplin işidir. Her gün o defterin açılması, günün muhasebesinin yapılması şarttır. Ama böyle bir disipline gelemeyenler birkaç sayfa sonra vazgeçer, başarısızlığa uğramış günlükler müzesine katkıda bulunurlar.
5- Hayatınızın değersiz olduğunu zannetme sorunu: Eğer büyük insanların günlüklerini okumuşsanız, bu sorun her zaman kapınızdadır. Günlüğünüzü tutarken Normandiya Çıkarması’nı yönetmediğiniz ya da radyumu keşfetmediğiniz için kendinizi değersiz hissetmeye başlayabilirsiniz.
6- Uzaylılaşma sendromu: Zamanla kendi dertlerinize bile bir yabancının tarafsızlığıyla yaklaşmaya başlarsınız. Bir de bakmışsınız başkaları için büyük önem taşıyan durumlar gözünüzde sadece günlüğe yazılacak konulara dönüşmüş.
7- Yazma bağımlılığı: Bir önceki maddeyle bağlantılı olan bu durum, günlük tutmaktan zevk almaya başladığınızda doğar. Zamanla yazdıklarınızın şiirlere, deneme ve öykülere dönüştüğünü görür ve daha fenası, bundan hoşlanabilirsiniz. Erken teşhis edilmediği takdirde insanı yazarlık mesleğinin çileli yollarına sürükleyecek, gerçek bir tehlikedir.
TUNA KİREMİTÇİ:...