S.A--
-GÜLLERİN VE GÖNÜLLERİN EFENDİSİNE
--Yerde Ahmed, semâda Muhammed olan ey !
Selâmlar olsun hakkı fermân eden ey gönül!
Sen’i yüceltmek için değildir sözlerimiz,
Nûrunla kemâl buldu hep kelimelerimiz,
Âlem Sen’le övüldü, biz Sen’inle hep güldük,
On dört asırdır dâim sensizliğe sürüldük.
den mânalar bulan aşkla tutuştu cihân!
Bir gül açtı tam on dört asırdır hiç solmayan!
Sönmeyen bir hasrettir sana olan aşkımız,
Toprağın mahviyeti fırtınada farkımız!
Ummanlar kurudu hep, hayat çöl ortasında
Dert varsa dermân da var, dert; Sen, dermânımız da..
Gönüller üzerine yıkıldı koca dağlar
Bu derde sultan dahi düşse onu da dağlar!
Hayat; peşin alınmış ücrettir Yaradan’dan,
En kutsal hediyedir Mekke’de yetim doğan.
Sevgili diye yılan atıldı koynumuza!
Taş kesildi kalpler, vebali boynumuza.
Asır; sînede ateş, îman; elde kor gibi!
Sen’i görmeyen gözse noktasız.. kör gibi!
Şu hicrân duvarları yıkılmalı yeniden
Firâk gömülsün, vuslat yağsın göklerimizden.
Kefenleri biçildi âsilerin, cân üm
Pây-i tahtta saâdet, sana vuslattır.. ölüm.
Taif’te yüzünde kan, ayaklarında kan..
Kâ’be’de yâr-i gârdı senin için ağlayan.
Sensizlik gurbet oldu, bencileyin sarardı
Bir hasretin öyküsü; göklerimiz karardı!
Şah damarından daha cânsın fâni bedene,
Evinde gurbet çektin, yeni yurdun Medine.
bahçelerimiz hep yağmalandı çaresiz,
Maddeye köle olduk, istikbalimiz fersiz!
Sen kokan lerini koruyamadık.. Heyhât
Kapımıza dayandı emr-i hak olan memât!
Biz Bedir’de seyrettik elhak o arslanları
Görmedik Uhud kadar kahraman olanları.
Ey aşk! Beni benden al.. Sür nebimin şehrine!
Yalın ayak varayım o ravzay-ı pâkine.
Ey lerin sultanı! Gözyaşlarıyla geldik,
Ey kadîm dost! Kapında Kıtmir olmaya geldik!
Hâk olup döneceğiz aslımıza muhakkak!
Lâkin senin nurunla aydınlanır şu âfâk!
Firâkın renksiz takvim, gündüzlerimiz siyâh
Bir tebessümün dahi bize nurlu inşirâh!
Gel gör bir halimizi, hep tilki sofrasında!
Çaresiz kaldık bu ölüm-kalım meydanında!
Çark bozuldu, maviyi katlettiler.. efendim!
Küheylan kesildi şu kör balıklar, efendim!
Sana salât ve selâm.. gönlümüz senle dolsun
Bizleri sana ümmet yapana hamdler olsun.
-GÜLLERİN VE GÖNÜLLERİN EFENDİSİNE
--Yerde Ahmed, semâda Muhammed olan ey !
Selâmlar olsun hakkı fermân eden ey gönül!
Sen’i yüceltmek için değildir sözlerimiz,
Nûrunla kemâl buldu hep kelimelerimiz,
Âlem Sen’le övüldü, biz Sen’inle hep güldük,
On dört asırdır dâim sensizliğe sürüldük.
den mânalar bulan aşkla tutuştu cihân!
Bir gül açtı tam on dört asırdır hiç solmayan!
Sönmeyen bir hasrettir sana olan aşkımız,
Toprağın mahviyeti fırtınada farkımız!
Ummanlar kurudu hep, hayat çöl ortasında
Dert varsa dermân da var, dert; Sen, dermânımız da..
Gönüller üzerine yıkıldı koca dağlar
Bu derde sultan dahi düşse onu da dağlar!
Hayat; peşin alınmış ücrettir Yaradan’dan,
En kutsal hediyedir Mekke’de yetim doğan.
Sevgili diye yılan atıldı koynumuza!
Taş kesildi kalpler, vebali boynumuza.
Asır; sînede ateş, îman; elde kor gibi!
Sen’i görmeyen gözse noktasız.. kör gibi!
Şu hicrân duvarları yıkılmalı yeniden
Firâk gömülsün, vuslat yağsın göklerimizden.
Kefenleri biçildi âsilerin, cân üm
Pây-i tahtta saâdet, sana vuslattır.. ölüm.
Taif’te yüzünde kan, ayaklarında kan..
Kâ’be’de yâr-i gârdı senin için ağlayan.
Sensizlik gurbet oldu, bencileyin sarardı
Bir hasretin öyküsü; göklerimiz karardı!
Şah damarından daha cânsın fâni bedene,
Evinde gurbet çektin, yeni yurdun Medine.
bahçelerimiz hep yağmalandı çaresiz,
Maddeye köle olduk, istikbalimiz fersiz!
Sen kokan lerini koruyamadık.. Heyhât
Kapımıza dayandı emr-i hak olan memât!
Biz Bedir’de seyrettik elhak o arslanları
Görmedik Uhud kadar kahraman olanları.
Ey aşk! Beni benden al.. Sür nebimin şehrine!
Yalın ayak varayım o ravzay-ı pâkine.
Ey lerin sultanı! Gözyaşlarıyla geldik,
Ey kadîm dost! Kapında Kıtmir olmaya geldik!
Hâk olup döneceğiz aslımıza muhakkak!
Lâkin senin nurunla aydınlanır şu âfâk!
Firâkın renksiz takvim, gündüzlerimiz siyâh
Bir tebessümün dahi bize nurlu inşirâh!
Gel gör bir halimizi, hep tilki sofrasında!
Çaresiz kaldık bu ölüm-kalım meydanında!
Çark bozuldu, maviyi katlettiler.. efendim!
Küheylan kesildi şu kör balıklar, efendim!
Sana salât ve selâm.. gönlümüz senle dolsun
Bizleri sana ümmet yapana hamdler olsun.