Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Gülen neden İsrail'i kınamadı ? (3 Kullanıcı)

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Horanta

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Şub 2008
Mesajlar
225
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
51
Evet neden kınamadı.çeçen eylamlerini, hamas şehadet eylemlerini kınayan Gülen neden İsrail'in apaçık korsanlığını kınamıyor ? Fikirlerimiz bu konuda neler ?
 

_AYDIN_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Eyl 2009
Mesajlar
1,485
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
senin yapmaya çalıştığın şey polamik yaratmak burası öyle bi site değil bunu arıyosan başka siteye git...
fethullah hoca kınasa ne olur kınamasa ne olur,kınayınca problem çüzülecekmi?hayır lütfen polemik yaratmayalım kardeşim...
burası o onu dedi,bu böyle dedi yeri değil...
selam ve dua'ile...
 

Horanta

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Şub 2008
Mesajlar
225
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
51
Hoca beni kınamış

Hoca beni kınamış

GÜLEN, MÜSLÜMANLARI KINAMIŞ !


Fethullah Gülen, İsrail ordusunun, Akdeniz’de Gazze’nin ablukasını delerek yardım götürmeyi amaçlayan filoya düzenlediği operasyonda 9 Türk hayatını kaybetmesiyle ilgili görüşlerini açıkladı.

Gülen, ABD’nin önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal’a verdiği söyleşide, Türk bir kuruluşun önderlik ettiği bir filonun İsrail’in izni olmadan Gazze’ye yardım götürmesini eleştirdi.

Gazetenin haberine göre Gülen, söyleşide olayla ilgili izlediği haberler hakkında, "Gördüğüm şeyler hiç de hoş değildi" dedi. Gülen, "Çok çirkin şeylerdi” diye konuştu.
Gülen, organizatörlerin Gazze’ye yardım götürmeden önce İsrail’le uzlaşma yolunu seçmemelerini "faydalı sonuçlar doğurmayacak şekilde otoriteye baş kaldırmak” olarak tanımladı.

İSRAİL’DEN İZİN ALINMALIYDI

WSJ, Gülen’in sözlerinin İsrail tarafından iade edilen aktivistlerin Türkiye’de kahramanlar gibi karşılandığı bir döneme denk geldiği yorumunu yaptı.
Gazze’ye yardım götüren gemilerin önder organizatörlerinden biri olan ve 100’den fazla ülkede yardım faaliyetleri gerçekleştiren İnsani Yardım Vakfı’ndan (IHH) kısa bir süre önce haberdar olduğunu söyleyen Gülen, “IHH’nin politik bir amaç güdüp gütmediğini söylemek kolay değil” dedi.

SUÇLUYU BULMA İŞİ BM'NİN

Gülen, kendi hareketiyle ilişkili bir derneğin Gazze'ye yardım götürmek istediği zaman onlara İsrail'den izin almaları gerektiğini söylediğini belirtti.

Gülen ayrıca, bu olayda suçluyu bulma işinin Birleşmiş Milletlere bırakılmasının en iyi seçenek olduğunu da sözlerine ekledi.

Söyleşiyi gerçekleştiren muhabir, Gülen’in evinin koridorunda, büyük bir Türkiye haritası, Kuran’dan bir ayet ve Boğaz üzerinden geçen bir Türk F-16’sının resmi bulunduğunu da aktardı.




wol_error.gif
Resmi tam görebilmek için buraya Tıkla
10761182.jpg

Wall Street Journal, Gülen'in haberde kullanılan bu fotoğrafının Çarşamba günü röportaj sırasında çekildiğini belirtti.
 

_SeNaToR_

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,220
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Yahudi ve hristiyanları cennete sokmuştu bu diyalogçu bel'am.İsrail otoritedir ondan izin alınmalıydı diyor bide..Bu münafığı savunan hala taasubçular var sitede ben onlara acıyorum çünkü mahşerde imamları bu diyalogçu bel'am olacak.
 

ibra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Eyl 2009
Mesajlar
6,106
Tepki puanı
12
Puanları
38
Yaş
30
Konum
Konya
Bir yanlıştan dolayı münafık demek yanlış değilmi...
 

cemaldurra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Nis 2008
Mesajlar
1,142
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
66
Selamun Aleyküm,

Filistin Tarihi hakkında kısa bir bilgi:

...İngilizler yerlerine yahudileri bırakarak 1947'de Filistin'den çekilmeye başladılar. Bunun hemen arkasından yahudiler kendi devletlerini kurabilmek için bir iç çatışma başlattılar. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 1947'de Filistin topraklarının Araplarla yahudiler arasında paylaştırılmasına dair bir karar aldı. 181 sayılı bu karar Filistin topraklarının % 55'ini ve verimli kısımlarını yahudilere, genellikle verimsiz ve çölden ibaret % 45'ini de Araplara veriyordu. Yahudilerin çıkardıkları tedhiş olayları ve iç savaş sebebiyle İngilizler 1948'de Filistin topraklarından tamamen çekildiler. Bunun ardından yahudiler BM'in kendilerine verdiği toprakların üçte biri oranında daha toprak işgal ederek 14 Mayıs 1948'de İsrail devletinin kuruluş deklarasyonunu yayınladılar. İsrail'in kuruluşu ve bu kuruluşun 181 sayılı BM Genel Kurulu kararına dayandırılmasıyla 960 bin Filistinli Arap evsiz, mülteci durumuna sokuldu...

Durum böyleyken İsrail'i Filistin topraklarının tek hakimi ve otoritesi olarak kabul ederek izin alınması gerektiğini söylemek maalesef iyi niyetle bağdaşmaz... Bu ancak teslimiyetçi bir yaklaşım olur...

Filistinliler kendi vatanlarında özgürce yaşama hakkına sahip bir toplum, Hamas ise bu toplumun yasal siyasi bir partisi olarak seçimlere girmiş ve milletvekillikleri kazanmış bir örgüttür... Ve Allah onlardan razı olsun ki siyonizme karşı bu çok önemli mücadeleyi yıllardan beri çok zor şartlarda dahi terketmediler... Ve teslim olmadılar...

Fethullah Gülen dürüst bir şekilde bu açıklamalarının arkasında ise konunun muhataplarıyla bir araya gelip bu konuyu tartışmalıdır... Eğer tartışacak cesareti yoksa uzaktan ahkam kesmemeli ve hiç konuşmamalıydı...

Allah'a emanet olun...
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
bulent-yildirim1.jpg

Bülent Yıldırım, Kanal7'de açıkladı:

"Kıvırmaya gerek yok. Çok açık söyleyeceğim: Bu son hadiseyi eleştirenlerin %90'ının kullandığı cümleler, bizi sorgulayan Mossad elemanlarının bize karşı kullandığı cümleleri ile tıpa tıp aynı!"
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
fetullah.jpg


Fetullah Gülenden Okulları ABD'nin Desteğiyle Açıyoruz Itirafi!

1998 yılında Fethullah Gülen ABD'ye kaçtı. 6 yıldır ABD'nin Pensyllvania eyaletinde yaşıyor. Gülen, ABD'de uluslararası okulların, ABD’ nin isteği ve desteğiyle kurulduğunu itiraf etti.


"Amerikalılar istemezlerse kimseye dünyanın değişik yerlerinde hiçbir iş yaptırmazlar. Şimdi bazı gönöllü kuruluşlar dünya ile entegrasyon adına gidip dünyanın değişik yerlerinde okullar açıyorlarsa, Amerika ile catıştığınız surece bu projelerin gerçekleştirilmesi mümkün olmaz."
(Nevval Sevindi, Fethullah Gülen ile New York Sohbeti, Sabah Kitapları, 4. basım, Istanbul, Aralık 1997, s.39.)


Gülen, gücünü ABD yönetiminden aldığını da saklamıyor:

"Amerika su andaki konum ve gucuyle butun dunyaya kumanda edebilir.
Butun dunyada yapilacak isler buradan idare edilebilir. Amerika hl bu dunya gemisinin dumeninde oturan bir milletin adidir. Amerika daha uzun zaman dunyanin kaderinde cok onemli rol oynayacaktir. Bu realite kabul edilmeli. Amerika gozardi edilerek surada burada bir is yapilmaya kalkilmamali "
(Nevval Sevindi, Fethullah Gulen ile New York Sohbeti, Sabah
Kitaplari, 4. basim, Istanbul, Aralik 1997, s.39.)
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
http://www.gazeteboyut.com/Haber/Gun...ta-bulustu.php


Fethullah Gülen ne demek istedi? İHH`yı eleştirmesi ne anlama geliyor? Köşe yazarlarından çarpıcı yorumlar geldi..Ancak köşe yazılarında dikkat çeken en önemli nokta, Gülen Grubunca çok açık biçimde sonuna kadar desteklenen Ergenekon operasyonuna karşı çıkan yazarlarla Gülen bu konuda aynı safta buluştu.

Fethullah Gülen`in İHH`yı İsrail`den izin almadan yola çıkmasını eleştirmesi gündeme bomba gibi düştü. ABD’nin önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal’a verdiği söyleşide Gülen`in “IHH’nin politik bir amaç güdüp gütmediğini söylemek kolay değil” şeklindeki sözleri konuşuluyor.

Gazeteler kamuoyu ve köşe yazarları Gülen`in şifrelerini çözmeye çalışıyor. Gülen`in çıkışını ulusalcılar ile Gülenciler`in aynı safta buluştuğu yorumları da yapıldı.. Hatta kudreti artan Erdoğan ile Gülen cemaatinin kapışması olarak ta niteleyenler var.

Analizler ve ilginç sosylojik tespitler dikkat çekici. En çarpıcı yorumlar Ahmet Hakan ve Taha Akyol Serdar Akinan`dan geldi. Muhafazakar medyayı eleştiren bazı yazarlar da Gülen`in sözlerini delil olarak sundu. İşte köşe yazarlarının Gülen yorumları:

Mehmet Ali Birand (Posta): Milli Görüş, Gülen çatışması

Son gelişmeler, Milli Görüşçüler ile Fethullah Gülen arasındaki yaklaşım farkını bir defa daha ortaya çıkardı. Şu sıralarda, Türkçe Olimpiyatları büyük bir gövde gösterisiyle tüm ekranları dolduruyordu. Marmara Gemisi olayı bu organizasyonu sildi süpürdü. Ekranlardan düştü. Fethullah Gülen de, İsrail’e yönelik Milli Görüşçülerin savaşını, ilk defa açıkça eleştirdi. Böylesine duygu dolu bir dönemde böyle bir eleştiri birçok çevrede şok yarattı.

Fethullah Gülen hareketi ile Milli Görüş hareketi arasındaki yaklaşım farkı, hiç beklenmedik şekilde ortaya döküldü.

Milli Görüşçüler çok memnunlar. Konuştuklarım “Fena bir gol attık” diyorlar. Golü de Gülencilerin kalesine attıklarını söylüyorlar.

Baktım da, gerçekten Gülen ekibi rahatsız.

Tam Türkçe Olimpiyatları gibi dev bir organizasyonun tam ortasındayken ortaya çıkan Mavi Marmara Gemisi, tüm gösterilerin ikinci plana düşmesine neden oldu. Onca çaba, boşa gitmedi ancak gereken medya ilgisini toplayamadı.

Gülen Cemaati Milli Görüşçülerin bu kampanyalarını da oldukça net şekilde eleştiriyorlar. Hele Fethullah Gülen’in, Amerikan Wall Street Journal ’daki söyleşisi, bunun en tipik örneği.

Gülen ekibi, Milli Görüşçüleri kaba ve İslam’ı kullanarak, sırf kendi propagandalarını yapmak için abartılı bir gösteri peşinde koşmakla suçluyorlar.

“Biz de Gazze’ye, hem de yıllardır muazzam yardım yolluyoruz. Amacımız Gazzelilere insani yardım yapmak olduğu için, BM aracılığı ile ve normal yollardan götürüyoruz.” diyen, Gülen’e yakın bir isim, Milli Görüş’ü Türkiye’nin başına dert açmakla suçluyordu.

Gülen’in söyleşisi de hemen hemen aynı çizgide.

Doğrusu ben şaşırdım.

Toplumda öylesine bir duygu kabarması var ki, bu ortamda Gülen’den böyle bir eleştirinin gelmesi, çok anlamlı. Gülen, kendini son derece farklı bir yere koyuyor ve aşırı İslamcılığın en etkili muhalifi oalcakmış gibi bir izlenim veriyor. Çok dikkatle dinlenmesi ve bazı dersler alınması gereken uyarılarla dolu bir söyleşi..



Serdar Akinan (Aksam): Müslümanlar saflara? Peki hangi saflara

Fethullah Gülen`in dünkü çıkışı, birileri için gerçekten şaşırtıcı olabilir. Olmasın. Bu bir saf duruştur. Nettir. Nicedir açıktır...
Tıpkı, Davutoğlu`nun dış politikada yaptığı tasarımın pratiğe dökülmesinin de AKP açısından net bir saf duruş olması gibi...
AKP, Türkiye`yi Ortadoğu`nun `ılımlı gözlemci`sinden `nüfuzlu oyuncu`su statüsüne çıkarttı.
Sünni Müslüman dünyanın örtülü siyasi lideri Tayyip Erdoğan`dır.
Teslim edelim.
İran konusunda Brezilya`yla ortak yürütülen `takas anlaşması` Washington`da birilerini çok mu memnun etti sanıyorsunuz?
Elbette değil.
Foreign Policy dergisinde çıkan bir yazıda, ABD-Türkiye ilişkisini `model ortak` kavramından `Frenemy` (arkadaşımsıdüşman) kavramına taşıyan tedirginlik dolu bir yazı yayınlandı. Önemlidir...
Ama tam da bu noktada durup bir tespit yapalım.
Vaziyetin muğlaklığı net.
Dünyada güçlü İsrail lobisinden, medyadaki, finanstaki, ticaretteki kollarından; `karar vericilerin` Yahudi olmasının nasıl korkulacak bir şey olduğundan dem vuran öcü masallarını yıllarca dinledik.
Elbette doğruydu. Ama zemin değişti... Aktör, aktörcüklere dönüştü...
Karşımızda tek bir yapı yok...
Tıpkı iki kutuplu dünyadan aslında tek kutuplu bir dünyaya geçmediğimiz gerçeği gibi...
Güç adacıkları oluşuyor... Oluştu.
Bunu gören, buna göre pozisyon alan bir Türkiye var.
İsrail`e yapılanı da tam bu çerçevede okumak gerek.
İskenderun`da `Mavi Marmara`nın bandırası zekice değiştirilirken, AKP yönetiminin bu adımdan bihaber olduğunu düşünmüyorum.
Başbakan`ın, `Yeniden gideceğiz...` diyen sivil gönüllülere `Hayır... Gitmeyeceksiniz.` sözü talimattır.
Bunu not edin.
Şimdi gelelim `Hocaefendi`nin bu çıkışının ne anlama geldiğine...
`Ne tuhaf, Ulusalcılarla Gülenciler aynı saflarda... İsrail`in yanında...` yorumlarını duyar gibiyim...
Öyle ya... Ulusalcıların son kalesi İsrail değil mi? Veya ABD`deki İsrail...
Bu çıkışla `Hamas`ın yanında duran` İHH`ya, hatta Başbakan`a ayar veren Fethullah Gülen, bir saf duruş sergilemiyor mu?
Kafanız karışmasın...
Gülen hareketi, Erdoğan`ın giderek artan kudretinden...
Erdoğan da Gülen hareketinin sandığa ve bürokrasiye etkisinden hoşnut değil...
Baykal`ın o gün çıkıp durduk yerde Gülen hareketine selam çakması neydi?
Fethullah Gülen`in `Bunlar hoş görüntüler değil` demesi ne?
Burada bir kudret tanzimi yapılıyor.
Peki, Müslümanlar nerede saf tutuyor?
Kendini Müslüman olarak tarif eden, siyasi bir duruşu olanların asıl sorması gereken soru budur.
Birileri Müslümanlara, `Aaaa kuşa bak` derken aslında ne oluyor?
Yoksa ne Erdoğan`ın, ne Davutoğlu`nun ne de Gülen`in durdukları yer itibarıyla samimiyetsiz laflar ettiğini düşünmüyorum.
Hatta ötesinde mevcut tablonun Türkiye`deki siyaset fotoğrafını algılamak için hakiki ve hayati bir veri sunduğunu düşünüyorum.

Nazlı Ilıcak (Sabah): Gülen`in yorumu

Fethullah Gülen, İHH`nin davranışını "fayda getirmeyecek şekilde otoriteye başkaldırmak" diye nitelendiriyor. Bu tespite mukabil, şöyle bir soru sormak isterim: "Otorite zulmediyorsa gene itaat mi icap ediyor?"
Zalime itaatin, ne insani, ne İslâmi bir karşılığı olduğunu sanmıyorum. Ayrıca, Gazze gönüllüleri, çok önemli bir başarı elde ettiler: İsrail`in ablukasını yeniden dünya gündemine taşıdılar. Onurları zedelenerek, yokluk içinde yaşamak zorunda bırakılan Filistinlilere, onları düşünen, onlarla birlikte üzülen insanların var olduğunu hatırlattılar. Burada bir fayda yok mu?
Gülen, niçin böyle bir eleştiri yapma lüzumunu hissetti bilemiyoruz. Türkiye`de olsaydı, belki halkın hissiyatını görür, onları rencide edebilecek bu gibi sözlerden imtina ederdi.



Taha Akyol (Milliyet): Gülen ve İHH

İSRAİL‘e karşı Türkiye’de cenaze namazlarında “şehitlik” duyguları yükselirken, Fethullah Gülen’in The Wall Street Journal‘da ‘beklenmedik’ bir açıklaması çıktı. Gülen, İsrail’in davranışını “çok çirkin” olarak niteliyor ama İHH’yı da eleştiriyor: Önceden İsrail’den izin almak için çaba harcamamış olmasını “faydalı sonuçlar doğurmayacak şekilde otoriteyi hiçe saymak” olarak niteliyor.
Gülen’in sözlerinin İslami çevrelerde şok yarattığını tahmin etmek zor değil.
Nitekim Zaman gazetesinin dış politika yazarı Abdülhamit Bilici hemen dün gazetenin internet sayfasına “Gülen’den şehitlere taziye, yönteme eleştiri” başlıklı bir yazı koydu; bugün çıkacak gazeteyi beklemeden...
Bilici’ye göre, Gülen daha önceki açıklamasında Mavi Marmara gemisinde hayatını kaybedenleri “şehit” olarak nitelemiş, taziyede bulunmuştu; bu son eleştirisinin ise sebebi şu idi:
“Gülen, Türkiye’yi savaşın eşiğine getirecek bir krize meydan vermemek için başka yolların denenmesi gerektiğini düşünüyordu...”

‘Devlet’ten ‘sivil’e İslam
Olayın başından itibaren Zaman gazetesinin yayınları da farklı oldu. Mesela dün Zaman‘ın manşeti “Uluslararası soruşturmaya ilk delil Adli Tıp’tan”dı. Halbuki öbür gazeteler şehitliği, şehitlerin cenaze törenini, İsrail’in katliamını, ‘gazâ’yı manşet yapmışlardı.
Basit bir taktik farkı değil...
Bu fark “otorite” ve “itaatsizlik” kavramlarında somutlaşıyor. Gülen “otoriteyi hiçe sayma”yı doğru bulmuyor, itaatsizlik eylemleri yerine “diplomatik yollar”ı tavsiye ediyor...
İHH çizgisinde ise “sivil itaatsizlik” kavramı ve “aktivist” tipi öne çıkıyor.
İslami kesimdeki değişimi ve çeşitlenmeyi görmek önemlidir: Türkiye’de toplumsal modernleşmenin yani şehirleşme ve dışa açılmanın toplumda yarattığı çeşitlenme, çoğulculuk ve sivilleşme İslami kesimde de yaşanıyor...
Düşünce ve davranış farklılaşmaları İslami kesimde de ortaya çıkıyor.
Seyyid Kutup’ların, Mevdudi’lerin “devlet” ve “şeriat düzeni” odaklı İslam anlayışı yerine demokrasi vurgusunu ve sivil toplum davranışlarını ön plana çıkaran anlayışlar gelişiyor...
Kim bilir, Max Weber yaşasaydı “ben dememiş miydim?” diye yorumlardı belki de.

Yumrukların açılması
Gülen’in “otorite” duyarlığı geleneğe ve evrensel anlamdaki muhafazakârlığa, mesela Edmond Burke’ün anlayışına daha uygundur. Davranış modeli olarak “diplomatik yollar”ı tercih etmesi de ister istemez yine gelenekteki “suhulet, istimalet, hilm” gibi kavramları çağrıştırıyor.
İHH’nın davranışları ise mesela Green Pease’e benziyor; “sivil itaatsizlik” kavramı ve “aktivist” tipi öne çıkıyor. Bosna ve Çeçenistan konusunda da aynı “aktivist” yardım eylemlerinde bulunmuşlardı.
Dikkat çeken başka bir yön, her ikisinin de dışa açık olması, başka dinlerden, hatta ateist insanlarla belirli konularda beraber olabilmeleridir.
Bu son olay Yahudilerin ve hahamların da farklı görüşlere sahip olduğunu gösterdi.
Sıkılmış yumrukların açılıp aynı elin farklı parmaklarının ortaya çıkmasını ve tokalaşmaya açık olmalarını çok olumlu bir gelişme olarak görüyorum.
Bu insani, bu demokratik gelişmenin henüz açamadığı tek sıkılı yumruk, PKK kaldı; kan ve ölüm kusan silaha sımsıkı sarılmış vaziyette!
Mehmet Y. Yılmaz (Hürriyet) : Fethullah Hoca da mı ‘İsrail yandaşı’?

YENİ bir fikri terör ile karşı karşıyayız: Eğer İHH’nın önderliğindeki Gazze’ye yardım konvoyu ile ilgili bazı eleştirileriniz varsa, mesela “O gemide bebeğin ne işi vardı”, “Sonunun böyle olacağı bilindiği halde neden bu insanlar korunmadı” gibi şeyler söylüyorsanız yandınız!

İstediğiniz kadar İsrail’in yaptığı işin hukuk dışı olduğunu söyleyin. İsterseniz, İsrail’in “meşru müdafa” iddiasının “orantısız güç kullanımı” nedeniyle geçersiz olduğunu söylemekten dilinizde tüy bitsin, fark etmiyor!
Küçük bir eleştiri bile İsrail yanlısı olarak nitelenmenize yetiyor. Başbakan da öyle söylüyor, yandaş medyanın militan yazarları da aynı şeyi tekrarlıyor! Bir kez daha “Ya onlardansın, ya bizdensin” terörü ile karşı karşıyayız. Meseleye dışarıdan bakınca gördüklerinizi söylemeniz, bir üçüncü yol olabileceğini düşünmeniz onları kızdırıyor.
Dün The Wall Street Journal’da Fethullah Gülen ile yapılan bir söyleşi yayımlandı. Bu, Gülen’in ABD medyasına verdiği ilk söyleşi. Şöyle diyor Fethullah Gülen: “İsrail’in onayı olmadan hareket etmek, otoriteye başkaldırıdır!”
Gülen, kendisine yakın olanlara da böyle bir yardım işini örgütlemeden önce “İsrail’den izin alın” dediğini de söylüyor.
Fethullah Gülen’e katılmıyorum. Bu otoriteye başkaldırıdır evet, ama zaten amaç da Gazze’deki insanlara o kötü şartlarda yaşamayı dikte eden otoriteyi teşhir etmekti.
Ama şu ortaya çıkıyor: Bu işin böyle gerçekleştirilmesinde yanlışlıklar olduğunu söyleyen bir tek bizler değiliz. Fethullah Gülen de mi “İsrail yanlısı”?
WSJ’nin haberinde dikkatimi çeken bir şey daha oldu.
Gülen, kendisini Pensilvanya’da ziyaret etmek isteyenlerden öncelikle bulundukları bölgedeki kongre üyelerinin seçim kampanyalarına bağış yapmalarını istiyormuş! Yerel politikacıları desteklemenin İslami bir gelenekten kaynaklandığını söylüyormuş.
İşte bunu gerçekten ilginç buldum. Acaba Gülen’in yıllardır ABD’de rahatça hareket edebiliyor olmasının nedeni de bu bağışlar mı?

Ahmet Hakan (Hürriyet): Derin olmayan bir analiz: Gülen ne yapmak istiyor

GELİN Fethullah Gülen’in siyasal çizgisindeki önemli duraklara bir bakalım:


* Türban eylemlerine karşı çıktı.
* Türbanlı kızlara “Otoriteyle çekişmektense açın başınızı girin” dedi.
* Milli Görüş hareketine karşı mesafe koydu.
* Demirel’le iyi ilişkiler kurdu.
* Refah Partisi’nden farklı olduğunu göstermek amacıyla “diyalog” adı altında toplantılar düzenleyip çeşitli kesimlere açıldı.
* 28 Şubat’ta Erbakan’ı eleştirdi, askere destek verdi.
* 28 Şubat’a karşı en küçük bir direniş göstermedi.
* Ecevit’le yakınlaştı.
* * *
Bütün bunlardan “Fethullah Gülen’i nasıl bilirsiniz?” sorusuna şu türden yanıtlar çıkar:
* Macerayı hiç sevmez, gözü kara değildir.
* Denge adamıdır ve aşırı ihtiyatlıdır.
* Türkiye’nin dünya sistemi içindeki yerini önemser.
* Temkin onun şiarıdır, kelimenin tam anlamıyla ılımlıdır.
* Radikalizme karşı mesafelidir.
* Savrulmaz, intizamsızlığa asla prim vermez.
* Kontrollüdür, cemaat içinde hiyerarşiye uyum ister.
* * *
Bu özelliklere bakarsak...
Fethullah Gülen’in “Gazze gemileri”ni eleştirmesi karşısında şaşırmamamız, hayret etmememiz gerekir.
Ama şaşırıyoruz, ama hayret ediyoruz.
Neden mi?
Şundan dolayı:
Fethullah Gülen epey bir zamandır, hareketini AK Parti içinde eritmişti.
Darbe planlarına karşı hayli enerjik, askerin etkinliğinin kırılması için de epey agresif bir çizgi izliyordu.
Yani bu konuda AK Parti ile yüzde yüz uyum içindeydi.
* * *
Ama ne zaman ki “İsrail /ABD / Gazze gemileri” konusu gündeme geldi, işin rengi birden değişti.
Gülen, AK Parti ile ayrışma ihtiyacı hissetti.
Bunun üç temel nedeni var:
* BİR: Askeri geriletmenin dünya sistemi açısından bir sorun teşkil etmediğini bilen Fethullah Gülen, “gemi olayı”nın dünya sistemi tarafından “çok aşırı bir hareket” olarak algılandığını gördü. Ve sistemden kopmak istemedi.
* İKİ: AK Parti’nin dünya sistemiyle uyumsuzluk sürecine girdiğini gördü ve bu nedenle AK Parti’den ayrışmak istedi.
* ÜÇ: AK Parti’nin hafiften gerileme sürecine girdiğini, CHP’nin hafiften yükselişe geçtiğini, ufukta da bir CHP-MHP koalisyonunun göründüğünü fark etti.
 

cemaldurra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Nis 2008
Mesajlar
1,142
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
66
Bu arada Bülent Arınç'da tam saçmalamış...

"Müsbet hareket eden kazanır. Bu gemi yolcularıyla birlikte müspet hareket etti. Silah kullanmadı. Rotasını çevirdi. İçine insan ve insani yardım koydu. Gönlünde insan sevgisi vardı ama zorbalıkla karşılaştı. Ne yapabilirdik, ne yapılması lazımdı bunlar ayrı. Ortadaki hadisede zulme uğrayanlar ve onlara zulmeden zalimler var. Kazanan bu haksız düşünceye karşı insani düşünceyle yardım götürenlerdir, kaybeden zorbalar ve zalimlerdir. Bu olay karşısında Hocaefendi'nin bir konuşmasının ne anlama geldiğini bana soruyorlar.
Hocaefendi her zaman olduğu gibi doğruyu söylüyor. Her şart altında, her şeye rağmen müspet hareket etmeliyiz. Bunun için ne gerekiyorsa yapmalıyız. Zulme uğrayabiliriz ama zalim olmayacağız. Hiç bir zaman zulmetmeyeceğiz, haksızlıklara karşı da metanetle duracağız. Müspet hareket budur."


Hem yapılan eylemin tamamen müspet olduğunu söyleyip arkasından Hocaefendi doğru söylüyor müspet olmalıyız demek siyasi olmaktan ziyade dansözce bir kıvırmaya benzemiş...

Allah akıl fikir versin...
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Dün sayin ihh baskani iskele sancakta cok güzel bir söz söyledi
bazilari bizi israil agzi ile elestiriyor israilin savunma yaptigi sekli onlar
elestiri olarak getiriyor gündeme dedi ...

ihh yardim gemisi gazzede kardeslerimizin azda olsa yarasina merhem olmak icin
ummed adina ciktilar bu yola o yardimlar yerine ulassada ulasmasada kazanan onlar oldu
kimine sehadet nasip oldu kiyamete kadar rahmetle anilacaklar kimi müslümanlarin
gözünün azda olsa acilmasina kim dost kim düsman ortaya cikmasina vesile oldular ..

ihh gemisindeki kardesleri ve bu yardimi elestirenleri Rahmana havale ediyoruz
Allah
cc ayeti kerimesinde

İki topluluğun karşılaştığı günde başınıza gelen musibet de Allah'ın izniyledir. Bu da müminleri belirlemesi ve hem de münafıklık yapanları ayırt etmesi içindir. Ve onlara: "Geliniz, Allah yolunda savaşınız veya (hiç olmazsa) savunmaya geçiniz." denilmişti. Onlar ise: "Biz savaşmasını (veya savaş olacağını) bilseydik arkanızdan gelirdik." demişlerdi. Onlar, o gün, imandan çok küfre yakındılar. kalblerinde olmayanı ağızlarıyla söylüyorlardı. Allah neyi gizlediklerini daha iyi bilendir.

Ey iman edenler! Sizler inkâr edenler ve yeryüzünde sefere veya savaşa çıkan kardeşleri için: "Eğer bizim yanımızda olsalardı ölmezlerdi ve öldürülmezlerdi." diyenler gibi olmayın. Allah bunu, onların kalplerine bir hasret (yarası) olarak koydu. Allah, diriltir ve öldürür. Allah yaptıklarınızı görmektedir.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Amerikadan,Başka Bir Amerikalı...

ABD'li gönüllü, 'İsrail'in izlerini' yani yüzündeki kanları silmeden geldi

İsrail'in Gazze'ye yardım götüren konvoya saldırısı sırasında 'Mavi Marmara'' gemisinde bulunan eski ABD askeri aktivist Kenneth Nichols O'Keefe, yaralı halde İstanbul'a geldi.

THY'ye ait uçakla Tel Aviv'den, yüzü yaralı ve elbiseleri kanlı olarak gelen O'Keefe, saldırı sırasında ''Mavi Marmara''da olduğunu ve 5 kişinin ölümünü gördüğünü söyledi.

Gemiye çıkan bir İsrailli komandonun silahını aldığını ve mermilerini boşaltarak başkasına verdiğini anlatan O'Keefe, ''3 İsrailli komandoyu tamamen kontrol altına aldık. Biz onların pozisyonundaydık. Bize baktılar, aynı bizim onlara baktığımız gibi. Onların bize yaptıklarını biz de onlara yapacağız sandılar. Öleceklerini düşündüler. Ama biz onların gitmelerine izin verdik'' diye konuştu.

Tutuklandıktan sonra kendisine şiddet uygulandığını ifade eden O'Keefe, ''Bize köpek gibi davrandılar. Kafama vurdular, yere yatırdılar. Beni öldüreceklerini düşündüm. Amerika, İsrail ve İngiltere bu dünya için en büyük tehlike. İsrail, Amerika'nın da desteğini alıyor. Bu ülkeler insan haklarını ihlal ediyorlar. Bütün kanıtları yok ediyorlar, o yüzden yüzümü temizlemedim'' dedi.

ABD'li deniz piyadesi olarak 1991'de Körfez savaşına katılan Nichols O'Keefe, 2003'te Bağdat'a giden ''canlı kalkan'' grubunda yer almıştı.

O'Keefe'nin yarın İrlanda'ya gideceği öğrenildi.

AA, haber7
Amerikada olmakla Amerikalı olmak arasındaki fark... ;)


Alıntı:​



İhh başkanı Bülent Yıldırım, Kanal7'de açıkladı:

"Kıvırmaya gerek yok. Çok açık söyleyeceğim: Bu son hadiseyi eleştirenlerin %90'ının kullandığı cümleler, bizi sorgulayan Mossad elemanlarının bize karşı kullandığı cümleleri ile tıpa tıp aynı!"




İşte bunu fark edersek Gülen açıklamasının VEHAMETİNİ daha iyi anlamış olacağız.


Alıntı:​



ABD'li gönüllü, 'İsrail'in izlerini' yani yüzündeki kanları silmeden geldi

Tutuklandıktan sonra kendisine şiddet uygulandığını ifade eden O'Keefe, ''Bize köpek gibi davrandılar. Kafama vurdular, yere yatırdılar. Beni öldüreceklerini düşündüm. Amerika, İsrail ve İngiltere bu dünya için en büyük tehlike. İsrail, Amerika'nın da desteğini alıyor. Bu ülkeler insan haklarını ihlal ediyorlar. Bütün kanıtları yok ediyorlar, o yüzden yüzümü temizlemedim'' dedi.

AA, haber7




İşte o amerikada olan:

resim_20100605020038_5.jpg


Allah hidayet etsin, ettiyse hidayetini istikametli kılsın.
 

_SeNaToR_

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,220
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Diyalogçu Münafıklara diyoruz ki:

EVET,OTORİTEYE(ZALİME)BAŞ KALDIRDIK !
ZORUNAMI GİTTİ
MAZLUMA YARDIM İÇİN,
ZALİMDEN İZİN ALMADI BENİM DEDEM,
LAKİN SENİNKİNİ BİLMEM
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com

bırak haksıza boyun eğeni

sıcak odalardan seyretsin

soğuktan ciğeri delinenleri

açları, çıplakları

unutsun ipe çekilenleri

kurşunlananları...

malı azalmasın onun

teni incinmesin tek.



bırak karışmayıp seyredeni

candan geçen gelsin safımıza

kavga kaçkını

fistan giysin dolaşsın...

gizli inançsız için değil

kılıçların gölgesindeki yer.




1.jpg
 

_AYDIN_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Eyl 2009
Mesajlar
1,485
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Yahudi ve hristiyanları cennete sokmuştu bu diyalogçu bel'am
.İsrail otoritedir ondan izin alınmalıydı diyor bide..Bu münafığı savunan hala taasubçular var sitede ben onlara acıyorum çünkü mahşerde imamları bu diyalogçu bel'am olacak.

kırmızıyla belirlediğim yeri biraz açarak yazabilirmisin...
 

leon.

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Ocak 2010
Mesajlar
131
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Gizli ajandamız olduğunu iddia edenler bir gün hakikati anlayacak ve çok mahcup olacaklar. Bize düşen; sabır mülâyemet ve şeffafiyetle doğruları anlatmaya devam etmek;ALLAH ’ın rızasından başka hiçbir hususta hırslı olmadığımızı her fırsatta dile getirmektir. (32:30)
Yapmaya çalıştığım kulluğa bedel olarak Cennet’e bile razı olmam; onu kendi lütfuyla verirse verir ama ben sadece O’nu isterim. Fethullah Gülen
HOCAM CENABI ALLAH SİZDEN RAZI OLSUN leon
bakıyorum bir çoğunuzun rengi belli oldu meğer bir allah dostuna dil uzatmıya ne kadar da hevesliyimişsiniz
peki siz ne duruyorsunuz israi den izin almadan madem gidile biliyor bulun bir gemi hemen gidin gazzeli kardeşlerimiz sizi bekliyor acaba peygamber efendimize bu gazze yardım konvoyunun başına gelenler hakkında fikri ni sormak mümkün olsaydı fethullah gülen hocamdan farklımı konuşacaktı
hiç peygamber efendimiz gazzeye giden 500 kişi yi emniyete almadan israil le görüşmeden gönderirmiydi asla göndermezdi çünkü peygamber efendimiz müsbet hareket eden doğru karar veren denge insanıydı fethullah hocam ında yaptığı müsbet hareketdir fethullah gülen hocam ı eleştirenler bence ebu cehilden daha tehlikeli çünkü ebu cehil in rengi belliydi ama siz müslüman geçinenler adamı akrep gibi sokarsınız
sizler kendini allaha kuranı kerime ve peygamber efendimize hizmete adamış ömrünü bu yolda geçirmiş yaptığı hizmetlerle asil türk milletinin neler yapa bileceğini tüm dünyaya göstermiş dünyada 150 ye yakın devletde açtığı okul yurd dershane vs hizmetlerle adeta sahabe ve peygamber hayatı yaşıyarak örnek yaşam tarzlarıyle tüm dünya insanına örnek olmuş bir cemeatı hala sorguluyorsanız sizler içimizdeki israil lilersiniz masonlarla ergenekoncularla ve dinimizin düşmanlarıyle aynı safta fethullah hocam ı kötülüyorsunuz ne diyeyim size sizleri CENABI ALLAHA HAVELE EDİYORUM CENABI ALLAH SİZLERİ BİLDİĞİ GİBİ YAPSIN AMİN AMİN LEON
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt