Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

gözünüzle gördüğünüğüzün yarısına inanın, kulağınızla duyduğunuza hiç inanmayın!! (2 Kullanıcı)

eminkms

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Haz 2007
Mesajlar
1,299
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
58
Konum
BURSA
Selamün aleyküm kardeşim.
sağolasın ALLAH razı olsun ders cıkarılacak bir çalışma teşekkürler.
ALLAH(C.C.)ya emanet olunuz.
 

ysmnkaos

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Ağu 2007
Mesajlar
1,327
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
16
Konum
kaosşehristanbul
selamünaleyküm kardeşim...
güzel, ibretli paylaşımlardı... teşekkürler...
ama zamanımızda değil gördüğümüzün doğruluğunu tartışmak, kimi zaman tamamen kulaktan dolma dedikodular doğrultusunda suizanda bulunuyoruz...
Rabbim şaşırtmasın...
ALLAHA EMANET OLUNUZ
 

hafizkiz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ağu 2007
Mesajlar
1,923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Konum
manevi iklimden selamlar
selamünaleyküm kardeşim...
güzel, ibretli paylaşımlardı... teşekkürler...
ama zamanımızda değil gördüğümüzün doğruluğunu tartışmak, kimi zaman tamamen kulaktan dolma dedikodular doğrultusunda suizanda bulunuyoruz...
Rabbim şaşırtmasın...
ALLAHA EMANET OLUNUZ

amin ecmain kardeşim
 

hafizkiz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ağu 2007
Mesajlar
1,923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Konum
manevi iklimden selamlar
Zamanın birinde cami hocası cemaatine sohbet anlattırken şöyle bir kıssaya değinir
-bir kasede süt olsa,o odadan bir kedinin çıktığını görseniz ve hatta kedinin ağzında süt içmiş izleri olsa dahi gözünüzle o kedinin o sütten içtiğini görmediğiniz için bu kedi bu sütten içmiş demeyin!!!
çok saçma geldi değil mi?....
oradaki cemaatten olan Hasan efendiye de çok saçma gelmişti. Hasan efendi gülüp geçmişti bu kıssaya"aman hocam öyle şey mi olur"dercesine
Aradan zaman geçti, bu kıssayı saçma bulan Hasan efendinin akşam vaktinde bir yere gitmesi gerekiyodu, çıktı yola.Tenha bir yerden geçerken karnına bıçak saplanmış olduğu halde yerde yatan bir cesetle karşılaştı cesedin karnından bıçağı çıkardı...O esnada oradan geçen bir kaç kişi Hasan efendiye katil damgası vurarak peşine düştüler

gözünüzle gördüğünüzün yarısına inanın,kulağınızla duyduğunuza hiç inanmayın!!!

bu kıssadan şu derside çıkarabiliriz: gerçekleşen olayların tam manasını bilmeden o olaya anladığın şekilde davranma

Osmanlı zamanında yaşanmış bir hikâye
Padişahı üzüntülü ve telaşlı gören vezir, hayrola padişahım sizi üzen bir şey mi var? Diye sorar.

Sultan “akşam bir rüya gördüm, tez hazırlan çözmek için saraydan dışarı çıkmak gerek” diye buyurur. Sultan ile veziri molla kılığına girip çıkarlar saraydan, önce Beyazıt'a varırlar, oradan aşağılara doğru yürüyüp Unkapı civarında soluklanıp dinlenirken bir taraftan etrafa bakınırlar. O sırada Padişahın gözüne ileride yol ortasına uzanan bir ceset ilişir. Çevreden geçenlere “kimdir bu yerde yatan” diye sorar. Tanıyan biri “aman molla efendiler hiç bulaşmayın sağlığında ayyaşın, meyhurun, beynamazın biriydi” der.

Bir başkası da “bu adam sağlığında iyi bir sanatkârdı. Azaplar çarşısındaki dükkânında nalının en alâsını yapardı, lakin kazandığını içkiye, kötü kadınlara harcardı, evine şişe şişe şarap taşırdı, hemi de nerde namlı, mimli kadın varsa takar peşine evine götürürdü” diye kötüler mevtayı. Sultan orada toplananların en yaşlısına “bu söylenenler doğrumu”? diye sorar. Yaşlı zat “elbet doğrudur sorun bakalım onu camide namaz kılarken gören bir ümmeti Müslüman var mıdır?” der. Herkes dağılır. Bizim tebdili kıyafet mollalar kalır cesetle birlikte ortalıkta.

Tam vezirde toparlanıp gitmeye hazırlanırken Padişah önünü keser, sert bir şekilde “nereye gidersin vezir” der. Vezir “sultanım baksana herkes bu cesetten kaçıyor, biz de bu mel'un cesetten bir an evvel uzaklaşalım derim.” Sultan kaşlarını çatar, emin ve sert konuşur, “herkes kaçar, kimseye bir şey diyemem, ama şöyle veya böyle tebaamdan birini böyle yol ortasında bırakıp gidemem, defini yapmamız gerekir. Vezir ıkıla sıkıla “sultanım, saraydan birkaç hoca yollar gerekeni yaptırır vebalden kurtuluruz” der. Padişah “olmaz rüyadaki hikmeti çözmek gerekir haydi tut ayaklarından da naşı önce bir gasilhane bulup götürelim” diye emreder. Birlikte mevtayı Fatih camiine getirirler. Vezir sağa sola koşturup kefen, sabun, havlu bulur. Padişah kazanı yakar suyu hazırlar. Usulü erkanınca bir güzel yıkarlar naaşı, mevta yıkandıkça güzelleşip, nurlanır, yüzünde bir gülümseme hasıl olur. Padişah da vezir de şaşırır olanlara. Nalıncı kefenlenip tabut içine konur ve musalla taşına yatırılır. Bir kenara oturup beklerler namaz vaktini, o sırada vezir, “sultanım bu mevtanın kimi kimsesi yok mudur? Yakınları sonra ne yapar” der. “Doğru söylersin vezir hele sen tabutun başında bekle ben sorup soruşturayım” der ve acele cesedi buldukları yere varır. Sorar soruşturur nalıncının evini bulur. Kapıyı yaşlıca bir kadın açar.

Padişah olup biteni anlatır başsağlığı diler. Kadın bu sonucu bekler gibidir. “Hakkını helal et molla efendi oğlum sana da büyük yük olmuş” der ve eşiğe çöker, padişah da yanına oturur, kadının dalıp gittiğini gören padişah “ana hele anlat bakalım senin adam sağlığında nasıl biriydi” “Molla efendi benim adam sağlığında bir alem adamdı. Akşama kadar didinip çalışır nalın yapardı, birinin elinde şarap şişesi görse elinde avucunda ne varsa verir, şişeleri alır sonra da eve getirip hepsini dökerdi helaya, neden böyle yapıyorsun diye sorsam, ‘hanım içip sarhoş olup ev halkına ve başka insanlara zarar vermesinler diye’ cevap verirdi”. Padişah “Eee hayret” der. Kadın sonra “nerede bir kötü kadın görse ücretini öder, takar peşine eve getirir, bana ‘hanım bunlara biraz nasihat et’ der çıkar giderdi evden, ben de malum kadınlara menkibeler anlatır, ilmihal kitaplarından İslamı okur, salardım.

” Padişah “bak sen hâlbuki millet ne sanıyor” diye söylenir. Kadın “milletin ne sandığı umurunda değildi. Benim adam öyle bir imamın arkasında namaza durmalı ki tekbir getirirken ‘Kâbeyi görmeli’ der, Nişancıya Sofular'a gider oralarda kılardı namazını. Bir gün kendisine, bak efendi dedim. Sen böyle böyle yapıyorsun ama görenler kötü belleyecek, sonra cenazene sahip çıkan olmayacak, cenazen kalacak orta yerde dediğimde, ‘hatun sen bana kayırma’ derdi. Dün dükkana gitmedi bahçeye mezarını kendi eliyle kazdı, ben bak efendi iş mezarla bitmez, seni kim yıkayacak, kim kefenleyip buraya getirecek dediğimde önce güldü sonra da Allah büyüktür. Hem padişah ne güne duruyor demişti de gülüşmüştük beraberce.”

Padişah çözmüştü rüyanın hikmetini. Gönül rahatlığı içinde tutar Fatih camisinin yolunu, caminin imamını ve tabutu alıp gelirler, eve nalıncı babayı defnederler. Mezar üzerine sonra türbe yapılır. İşte Nalıncı baba hikayesi
 

mervenur16

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Ara 2008
Mesajlar
1,098
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Çok sağol Allah razı olsun.Dikkat edicem
 

cakdoc

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eki 2008
Mesajlar
1,507
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
cok guzel ,Allah razi olsun
 

Rasulesevdali

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eyl 2008
Mesajlar
38
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
allah razi olsun kardesim güzel anlamli paylasimdi selam sevgi ve dua ile
 

TRHACKER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2009
Mesajlar
2,454
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
mevlam razı kalsın güzel paylaşımdı
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt