Terör Eylemini Önleyen Çanakkale Şehitliği..
(Göz yaşartan İtiraf Mektubu) 29.Ekim.2007
Türkiye Cumhuriyeti bundan tam 84. yıl önce Türkler, Kürtler, Lazlar, Çerkezler kısacası Osmanlı bayrağı altında yüzyıllarca birlikte yaşamış farklı etnik kökenlerden insanlar tarafından kuruldu.
Ne var ki 84 yıl önce bu topraklarda istediklerini gerçekleştiremeyen dahili ve harici düşmanlar bugün bir kez daha atağa kalkmış durumdalar. Amaçları bu ülkenin mozaiğini parçalamak. bunun için de en hain yöntemi "terörü" kullanıyorlar. İşte böyle bir dönemde Samanyolu Haber terör örgütü tarafından bombacı olarak yetiştirilen bir gencin itiraflarını yayınlıyor.
Bakın kandırılmış genç kanlı bir eylemi gerçekleştirmekten nasıl vazgeçiyor?
Oğlunun terör örgütüne katılacağından şüphelenen Vanlı babanın içi içini yiyor. Öz evladının örgüt tarafından türlü vaatlerle kandırıldığını hissediyor ancak ne yapacağını bilemiyor. Propagandanın baskısıyla algısı kapalı oğlunu ikna edemeyeceğini anlayan baba, bir gün onu çağıyor ve evladına kısa bir vasiyette bulunuyor.
"OĞLUM, BİR GÜN BU ÜLKEYE İHANET ETME DÜŞÜNCESİ AKLINDAN GEÇERSE, ÖNCE ÇANAKKALE'YE GİT, ORADA YATAN ŞEHİT DEDENİN MEZARINI BUL, ONA BİR FATİHA OKU, ONDAN SONRA NE YAPARSAN YAP. “
Genç o zaman bu sözlerin ne anlama geldiğini pek anlamıyor. Umursamıyor da. Aklı fikri dağa çıkmak, örgüte katılmak düşüncesiyle dolu.
Derken genç örgüte katılmak üzere evinden ayrılıyor. Bu süreçte karşılaştığı bazı olayların kafasını karıştırdığı, yıllar sonra yazdığı bir mektuptan anlaşılıyor.
"İSTANBUL'A ÇALIŞMAYA GİDİYORUM" DİYE AİLEME YALAN SÖYLEMİŞ VE BİR BAŞKASININ ÜZERİNE ALDIĞIM PASAPORTLA YURTDIŞINA ÇIKMIŞTIM. İKİ AYRI ÜLKEDEN GEÇEREK ÖRGÜTE AİT HINERE KAMPINA GELMİŞTİM. DİKKATİMDEN HİÇ KAÇMAYAN ŞEY GİTTİĞİMİZ HER YERDE BİZLERİ DIŞ İSTİHBARAT ELEMANLARININ KARŞILAMASIYDI. HATTA HINERE KAMPINA BİZİ GÖTÜREN KURYE BİLE BİR İSTİHBARAT AJANIYDI."
Delikanlı örgüt tarafından kanlı eylemler yapmak üzere kurulan bir birime alınıyor. Birimin amacının büyük şehirlerde bombalı eylemler gerçekleştirmek olduğu belirtiliyor. Bir süre devam eden askeri ve siyasi eğitimin ardından, eylem zamanı geliyor.
Önce Tunceli kırsalına oradan da İstanbul'a geçen eleman, şehirde kaldığı sürede normal bir vatandaş gibi hareket ediyor. İstanbul'da yaklaşık 8 ay kalıyor ve bir gün örgütün kuryesi gence ulaşıyor. Kendisine 200 Euro para, Sigara paketine zulalanmış sekiz adet fünye ve aradığı zaman A4 patlayıcı gönderecek kişinin telefon numaraları veriliyor. Ve bir de eylem yapılacak yerin adresi.
Eleman eylemi yapması istenen yeri gördüğünde adeta şok oluyor.
''OKUDUĞUMDA KALBİMİ YERİNDEN ÇIKARACAKMIŞÇASINA HAREKETLENDİREN, DAMARLARIMDA AKAN KANI DURDURAN VE VÜCUDUMU BUZ KESEN EYLEM YERİ… BU YERİ NE BEN YAZAYIM NE DE SİZ OKUYUN, AMA BİR DÜŞÜNÜN, KENDİNE İNSANIM DİYEN HİÇBİR KİMSENİN AKLINDAN GEÇEMEYECEK BİR YER… 14 TEMMUZ İLE 15 AĞUSTOS TARİHLERİ ARASINDA BU EYLEMİ YAPMAMI İSTEMİŞLERDİ. ''
Eylemin yeri ve ortaya çıkacak sonuçlar elemanı kendisine getiriyor.
''BUNALMIŞTIM, KENDİMDEN, BULUNDUĞUM YERDEN, MÜMKÜN OLSA DÜNYADAN KAÇMAK, UZAKLAŞMAK İSTİYORUM. ÇARESİZLİK İÇİNDE BİR ÇIKIŞ YOLU ARARKEN BABAMIN VASİYETİ AKLIMA GELDİ. HEMEN ATLADIM VE ÇANAKKALE'YE GİTTİM. VAN'LI DEDEMİN MEZARINI BULACAKTIM. NİHAYET KABRİN BAŞINDAYDIM. OTURDUM, AĞLADIM, AĞLADIM, AĞLADIM…”
Genç şehitlikte dedesinin ismini ararken çok önemli bir şeyin farkına varıyor. Çanakkale'de bu ülkede yaşayan her etnik kökenden insanın isimleri yazıyor.
”BULUNCAYA KADAR EPEY DOLAŞMIŞ VE ÜLKEMİZİN HEMEN HER YÖRESİNDEN ŞEHİT DÜŞEN DEDELERİMİZİN OLDUĞUNU GÖRMÜŞTÜM. YORULUNCAYA KADAR HEPSİNE FATİHA OKUDUM. GÜNEŞ BATMAK ÜZEREYDİ AMA BENİM İÇİM AYDINLANMIŞ VE FERAHLAMIŞTIM. BİR AN ÖNCE İSTANBUL'A DÖNMELİ VE TESLİM OLMALIYDIM.''
İşte bu pişmanlığın ardından polise teslim olan genç, emniyetteki iyi muameleden de ciddi bir biçimde etkileniyor. Ve cezaevinde kendisini sorgulayan polis memurlarına itiraf nevinden bu mektubu yazıyor.
''BU YAKLAŞIMINIZLA BENİ KAZANDIĞINIZ GİBİ BÜTÜN ÇEVREMİN DE GÜVENİNİ KAZANACAKSINIZ. HİKAYEMİ DİNLEYEN ABİ GÖZYAŞLARINA HAKİM OLAMADI VE BANA, "GİT BABANA SELAM SÖYLE, ONUN ELLERİNDEN DEĞİL AYAKLARINDAN ÖPÜYORUZ" DEDİ. SELAMINIZ BAŞIMIN BORCUDUR. ŞUNU BİLİN Kİ, YEREL HALK TERÖRDEN RAHATSIZ. ONLARI FAKİRLİĞİN PENÇESİNDEN KURTARIP İYİ BİR EĞİTİMDEN GEÇİRMEK, ŞİDDET VE TERÖRÜN KALICI ÇÖZÜMÜ OLACAKTIR. ''
kardesler kusura bakmayin belki yanlıs yere konu actim ama bulamadim bu konuyla ilgili yeri... benim dikkatimi cekti ve bende sizlerle paylastim bilmem ne kadar dikkatinizi ceker ama okursani sevinirim hatamiz olduysa affola ALLAHA EMANETSİNİZ...