Gerçekten, haramda yok mu gözümüz?
Senet midir, verdiğimiz sözümüz?
Hangi zulme, kızardı ki yüzümüz?
Samimiyet tartısına var mıyız?
Yoksa biz; saygın(!) bir sahtekâr mıyız?
İnsanlık şuûru, kanayan yara,
İlâhlık tahtına, oturmuş para.
Yürek taş kesilmiş, gönül kapkara,
Bu zindandan, kurtulmaya var mıyız?
Yoksa biz; müzmin bir sahtekâr mıyız?
Tezgahlarda, namus şeref satana,
Vatan millet nutukları atana,
Kin kusarak, o dindara çatana,
Allah için, “dur! ” demeye var mıyız?
Yoksa biz; büyük bir sahtekâr mıyız?
“Ben çağdaşım” diye, söze başlayan,
Kur’ân ahlâkını, hergün taşlayan,
Doğruları, dokuz köyden dışlayan;
Cehâleti susturmaya var mıyız?
Yoksa biz; pişkin bir sahtekâr mıyız?
İkide bir, özgürlüğe el koyan,
Nefretle beslenen, öfkeyle doyan,
Milletinin tercihini yok sayan;
“Vesâyet”i, reddetmeye var mıyız?
Yoksa biz; “Entel” bir sahtekâr mıyız?
Geldik gidiyoruz, ömür çok kısa,
Ölüm, herkes için değişmez yasa.
Bizi uyandırır, belki bu tasa.
Gerçekleri düşünmeye var mıyız?
Yoksa biz; hâlâ bir sahtekâr mıyız?
Cengiz Numanoğlu