Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Gönülden gönüle bir pencere vardir (1 Kullanıcı)

Im_muslim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
3,194
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Selamünaleyküm Değerli kardeşim. Nasılsınız İnşaAllah iyisinizdir. Süre kısıtlı olduğu için paylaşımınızı tam okuyamadım. Ama inşaAllah kısa bir süre sonra kavuşacağım siteye.
Gülnisa öğretmenimizin Muhterem Babaları sanırım rahatsızmış son durumundan haberiniz var mı acaba.
ALLAHa emanet olunuz değerli kardeşim
Selam ve dua ile...
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
Selamünaleyküm Değerli kardeşim. Nasılsınız İnşaAllah iyisinizdir. Süre kısıtlı olduğu için paylaşımınızı tam okuyamadım. Ama inşaAllah kısa bir süre sonra kavuşacağım siteye.
Gülnisa öğretmenimizin Muhterem Babaları sanırım rahatsızmış son durumundan haberiniz var mı acaba.
ALLAHa emanet olunuz değerli kardeşim
Selam ve dua ile...


aleykum selam degerli kardeşim hoşgelmişsiniz .hamdolsun çok şükür iyiyiz siz nasılsınız kardeşim...rabbimize emanet olunuz
selam ve dua ile
 

Im_muslim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
3,194
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
aleykum selam degerli kardeşim hoşgelmişsiniz .hamdolsun çok şükür iyiyiz siz nasılsınız kardeşim...rabbimize emanet olunuz
selam ve dua ile

Selamünaleyküm değerli Kardeşim. ALLAH razı olsun. Hoşgördük..
ALLAHa çok şükür iyiyim kardeşim. Sizinde iyi olmanıza sevindim. ALLAH afiyet versin.
ALLAHa emanet olunuz
selam ve dua ile...
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
Selamünaleyküm değerli Kardeşim. ALLAH razı olsun. Hoşgördük..
ALLAHa çok şükür iyiyim kardeşim. Sizinde iyi olmanıza sevindim. ALLAH afiyet versin.
ALLAHa emanet olunuz
selam ve dua ile...


aleykum selam degerli kardeşim teşekkür ederim ..ne zaman bitiyor tatiliniz..gülnisa hocamım babası rahatsızlandıgı zaman bende yoktum sitede .. sonra geçmiş olsun demiştim şuan iyi sanıyorum....
kardeşim sizi gördügüme sevindim :)
selam ve dua ile
 

kasım hadi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Kas 2007
Mesajlar
5,714
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
56
ellerine saglık.
çok güzel olmuş.
selametle
 

Im_muslim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
3,194
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
aleykum selam degerli kardeşim teşekkür ederim ..ne zaman bitiyor tatiliniz..gülnisa hocamım babası rahatsızlandıgı zaman bende yoktum sitede .. sonra geçmiş olsun demiştim şuan iyi sanıyorum....
kardeşim sizi gördügüme sevindim :)
selam ve dua ile


Az kaldı inşAllah Eylül birde okulda olmam gerekiyor. yaklaşık 15 gün sonra tatilimiz bitiyor. Ama inanır mısınız bende çok istiyorum artık tatilin bitmesini. Çok sıkıldım artık okullar açılsa diyorum. birde siteden ayrı kalmak inanın çok zormuş. :):) ama az kaldı..

ALLAH razı olsun kardeşim bende sizlerle görüştüğüme çok sevindim. Biliyorsunuz her zaman giremiyorum ama girdiğimde de sizlerin burda olması çok güzel oluyor. şu an Kasım abiyle atışıyoruz (maniler bölümünde :))

gülnisa öğretmenimizde burda olsaydı güzel olcaktı. Bende burdan Acil şifalar diliyorum Muhterem Babasına.

ALLAHa emanet olunuz kardeşim
selam ve dua ile...
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
Az kaldı inşAllah Eylül birde okulda olmam gerekiyor. yaklaşık 15 gün sonra tatilimiz bitiyor. Ama inanır mısınız bende çok istiyorum artık tatilin bitmesini. Çok sıkıldım artık okullar açılsa diyorum. birde siteden ayrı kalmak inanın çok zormuş. :):) ama az kaldı..

ALLAH razı olsun kardeşim bende sizlerle görüştüğüme çok sevindim. Biliyorsunuz her zaman giremiyorum ama girdiğimde de sizlerin burda olması çok güzel oluyor. şu an Kasım abiyle atışıyoruz (maniler bölümünde :))

gülnisa öğretmenimizde burda olsaydı güzel olcaktı. Bende burdan Acil şifalar diliyorum Muhterem Babasına.

ALLAHa emanet olunuz kardeşim
selam ve dua ile...


gelince ben gülnisa hocama söylerim inşaALLAH kardeşim rabbimize emanet olnuz inşaALLAH.. hayırlı beeketli günleriniz olsun şimdiden kandiliniz mübarek olsun ..
selam ve dua ile :)
 

Im_muslim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
3,194
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
gelince ben gülnisa hocama söylerim inşaALLAH kardeşim rabbimize emanet olnuz inşaALLAH.. hayırlı beeketli günleriniz olsun şimdiden kandiliniz mübarek olsun ..
selam ve dua ile :)

Ya nasıl unuttum ben Sizinde Kandiliniz Mübarek olsun. ALLAHım kurtuluşumuza, Af ve mağfiretine mazhar eylesin inşaAllah...

Gülnisa öğretmenime selamlarımıda iletirsiniz...
ALLAHa emanet olunuz kardeşim.
Hayırlı bereketli akşamlarınız olsun.
selam ve dua ile hoşçakalın
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
Kendi hüsnün hûblar seklinde peydâ eyledin,Çesm-i âsiktan dönüp sonra temâsâ eyledin.”

(Allah’im kendi güzelligini, güzel çehrelere düsürdün. Sonra âsikinin

gözünden kendi güzelligini seyrediyorsun.”
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
Peygamber Efendimiz bir hadislerinde; “Kul Allah’ini ne kadar severse, Allah da onu o kadar sever.” Buyurmuslardir.
 

Hasıl ı Kelam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Ağu 2008
Mesajlar
2,034
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Siz gerçekten birini seviyorsaniz, muhakkak o da sizi sevmektedir.


bu ara en çok bunun doğru olduğunu görmek istiyorum...

Yüce Rabbimiz razı olsun.
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
Siz gerçekten birini seviyorsaniz, muhakkak o da sizi sevmektedir.


bu ara en çok bunun doğru olduğunu görmek istiyorum...

Yüce Rabbimiz razı olsun.


hımmm..hz mevlana diyorsa dogrudur kardeşcan..

konu içerisindeki .. şu bölümü tekrar okuyalım ..
evet .....
Kurnazin biri Hz. Ali’ye “Seni çok severim” demis.
Hz. Ali de o kisiye;

“Yalan söylüyorsun. Çünkü ben seni sevmiyorum, senin de beni sevmedigine kalbim taniklik ediyor.” Cevabini vermis.
Evet sevgiyi kalp dogrulamalidir. Siz gerçekten birini seviyorsaniz, muhakkak o da sizi sevmektedir. Kalbinizde birine karsi sevgi yoksa, onun sevgi iddiasina inanmayiniz, çünkü yalandir.
Senin gönlünde de ALLAH sevgisi iki kat oldu artti ise,
Süphe yok ki ALLAH da seni seviyor demektir.


bu kardeşin bunu test etmiş.. sevdigim insanlar benide seviyor ..
sevmediklerim.. benide sevmemiş oluyor genelde ..

yada ilk karşılaştıgım bir insanı .. daha önceden tanıyormuşcasına derin bir muhabbet hissediyorum hiç bir sebep yokken ( mesela zatınız muhterem :) )

yada .. antipatik geliyor yine hiç bir sebep yokken ..

karma karışık bir durum girift bir bilmece .. çöz sende keyfince .. .. farkındayıM kafanı iyice karıştırdım :D


ama bunun boyutumu farklıdır veya adımı farklıdır... bilemiyorum .. illaki bir muhabbet vardır.. '' gönülden gönüle bir pencere ardır ''

selam ve muhabbetle .. hayırla kal güzel kardeşim B)
 

huzurpınarı

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Nis 2009
Mesajlar
888
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Peygamber Efendimiz bir hadislerinde; “Kul ALLAH’ini ne kadar severse, ALLAH da onu o kadar sever.” Buyurmuslardir

bu kısım çok hoşuma gitti ALLAH razı olsun...
 

Hasıl ı Kelam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Ağu 2008
Mesajlar
2,034
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
hımmm..hz mevlana diyorsa dogrudur kardeşcan..

konu içerisindeki .. şu bölümü tekrar okuyalım ..
evet .....
Kurnazin biri Hz. Ali’ye “Seni çok severim” demis.
Hz. Ali de o kisiye;

“Yalan söylüyorsun. Çünkü ben seni sevmiyorum, senin de beni sevmedigine kalbim taniklik ediyor.” Cevabini vermis.
Evet sevgiyi kalp dogrulamalidir. Siz gerçekten birini seviyorsaniz, muhakkak o da sizi sevmektedir. Kalbinizde birine karsi sevgi yoksa, onun sevgi iddiasina inanmayiniz, çünkü yalandir.
Senin gönlünde de ALLAH sevgisi iki kat oldu artti ise,
Süphe yok ki ALLAH da seni seviyor demektir.


bu kardeşin bunu test etmiş.. sevdigim insanlar benide seviyor ..
sevmediklerim.. benide sevmemiş oluyor genelde ..

yada ilk karşılaştıgım bir insanı .. daha önceden tanıyormuşcasına derin bir muhabbet hissediyorum hiç bir sebep yokken ( mesela zatınız muhterem :) )

yada .. antipatik geliyor yine hiç bir sebep yokken ..

karma karışık bir durum girift bir bilmece .. çöz sende keyfince .. .. farkındayıM kafanı iyice karıştırdım :D


ama bunun boyutumu farklıdır veya adımı farklıdır... bilemiyorum .. illaki bir muhabbet vardır.. '' gönülden gönüle bir pencere ardır ''

selam ve muhabbetle .. hayırla kal güzel kardeşim B)

seni sevdiğimi söylememe gerek var mı:) kalbinin bunu biliyor olması lazım..kardeşim benim..

doğru olduğunu görmek istediğim duruma gelince,
kalbimde muhabbet hasıl olupta bir müddet geçtikten sonra Hz mevlananın bu sözü geldi aklıma..yaw diyorum mübarek öyle demiş hani ??
sonra bugün konularının arasında bi şey arıyorum.birine okutmam lazım..aradığımıda söylüyeyim bu arada

Fethullah Gülen hocaefendinin türbanla ilgili bi yorumu.sanki bu sitede ve senin bi konunda okumuşum diye hatırlıyorum.
aradığımı bulamadım.. gördüğün gibi bu konuyu buldum..

işe bu tarafından bakmamıştım.
adı veya boyutu farklı olabilir ama vardır.
benimkiyle eşit olmasada var.

adıyla boyutuda aynı olsa olmuyo mu yaw? :a33:
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
seni sevdiğimi söylememe gerek var mı:) kalbinin bunu biliyor olması lazım..kardeşim benim..

doğru olduğunu görmek istediğim duruma gelince,
kalbimde muhabbet hasıl olupta bir müddet geçtikten sonra Hz mevlananın bu sözü geldi aklıma..yaw diyorum mübarek öyle demiş hani ??
sonra bugün konularının arasında bi şey arıyorum.birine okutmam lazım..aradığımıda söylüyeyim bu arada

Fethullah Gülen hocaefendinin türbanla ilgili bi yorumu.sanki bu sitede ve senin bi konunda okumuşum diye hatırlıyorum.
aradığımı bulamadım.. gördüğün gibi bu konuyu buldum..

işe bu tarafından bakmamıştım.
adı veya boyutu farklı olabilir ama vardır.
benimkiyle eşit olmasada var.

adıyla boyutuda aynı olsa olmuyo mu yaw? :a33:


evet .. güzel soru .. bunu bilemeyiz ki...

bence aynı degildir . .farklıdır .. çünkü insanlar farklı kardeş bile olsa ..

olsunda kardeşcan . farklı olsun ne çıkar hiç olmamasından iyidir ;)

belki muhabbet duydugun kişinin sevigisi senin sevginden daha fazladır..!

ama ben bu sözün dogruluguna inanıyorum .. insanlar için bile geçerli degil ..

yaratılmış herşey için geçerli .. hatta forumlar arasında bak belki senin konunda sende okumuştursun büyük ihtimalle.. ..

iki bardak suya .. sözler söylüyorlar .. birisine iyi birisine kötü alaycı, aşalıgıcı ..

sonra bu suları inclediklerinde .. güzel söz söyleyen suyu gayet güzel hatta çiçek şeklinde molekülleri .. digeri ezilmiş büzülmüş ..

buda gösteriyorki ..
bizim farkında olmadıgımız düşünceler karşı tarafa yansıttıgmız duygularımız .. sözler eşlik etmese bile !!.. yaratılmışları etkiliyor ...

vel hasılı kelam .. güzel düşünen güzel görür ,güzel görünür ..
seven sevililir .. sen samimiysen samimi bir sevgi bulursun ..
uzun oldu ama . neyse : )

birde şu nokta varki ..
sevdigin kişinin sevgisin boyutu şelki .. senin neden düşündürsünkü ..
insan sevilmek içinmi sever .. buda biraz masumca çıkar ilişkisi degilmidir ..

oysa asıl sevgi herşeye ragmen sevmek degilmidir ...

sevigide etki tepki durumumu olur ...
olmaz ....

derim ... !

hayırla kal kardeşim . .rabbim seni sevsin sev sevil inşaALLAH .. HERŞEY GÖNLÜNCE OLSUN ..
SELAM VE DUA İLE ..


NOT .. : aradıgın söyleşiyi bulmaya çalışıyım benim konum degildi bir arkadaşım konusuna kaynak yapmıştım .. şimdi hatılamıyorum kimim konusu oldugunu ama alıntı yaptıgım dergiyi bulabilirm.. inşaALLAH .buraya eklerim bulursam . ;)
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
SORU:


Kız kardeşim lise son sınıfta… Kapanmak yasak olduğundan kapanamıyor. Kapansa bile alay ederler. Arkadaşının durumu böyle… Bu durumda ne yapmalıdır?


HOCAEFENDİ’NİN CEVABI:


Dinî emirlerini yerine getiremeyeceği bir okula bir kadının gitmesi câiz değildir. Ne pahasına olursa olsun, mücadele edip başını kapamalıdır.

Mektepte okumayı kendisine göre bir zaruret sayıyorsa; ki ben böyle bir zaruret bilmiyorum; “oradaki kızlara dini, diyâneti öğreteceğim; ileride inşaallah faydalı olacağım” gibi bana göre makbul olmasa da, kendine göre şahsî içtihadları var ise şayet, bunda büyük bir hayır umuyorsa, ne pahasına olursa olsun bu irşad yolunda cehenneme gitse bile azm-i ikdâmı var ise evvelâ kendisini düşünsün; daha işin başında dinî emirlerden taviz vermemeye kendisini alıştırsın.

Başın kapanması mevzuu Kur’ân-ı Kerim’in nassıyla sabittir. İnsan başını açık tutmakla, her dakika bir günah-ı kebâir işlemiş olur. Saçının bir telini gösterdiği her dakika bir günah-ı kebâir işlemiş olur.


Binâenaleyh, sonra yapacağı sevap, eyleyeceği cihad, edeceği hizmet meşkuktur, şüphelidir; semeresi belli değildir; kime etkisi olacak, kimi irşâd edecek, ortada henüz bir şey yoktur. Şüpheli bir semere için muhakkak bir günaha girilmez.

Din ve diyânete bağlılığı iddia ediyorsa evvela başını kapasın; bir mütedeyyine olarak bu mevzuda mücadele versin.


Okuldan atılması pahasına, “ben dinî emirlerden taviz vermeyeceğim” desin; azmetsin…



SORU:


Biz imam hatip okulunda okuyan, yüzümüz görünmeyecek şekilde örtünen dört arkadaşız. Fakat mecburiyet karşısında okulun bahçesine girince peçemizi indiriyoruz. Derse peçe takmadan, fakat örtülü giriyoruz. Erkek hocalarımız da var. İslâmî bakımdan sakıncalı, mahrem oluyorlar. Bu durum karşısında ne yapmalıyız? Kız talebeler için, tesettürlü kadın muallimler bulunan, dinî bakımdan terbiye verilen yetiştirici bir yurt veyahut dershane kurulması mümkün değil midir? Şayet böyle bir dershane kurulursa bizim gibi kardeşlerinizin yetiştirilmesi için çok faydalı olacağına eminiz. Bu konuda bizi irşâd ederseniz memnun oluruz.


HOCAEFENDİ’NİN CEVABI:


Bu bir sorudan daha ziyade, bir derde çare bulmamız hususunda bir fikir getiriyorlar.


Bazı vesileleri değerlendirerek bu mevzuda asıl nokta-i nazarımızı birkaç defa, dinleyenlere intikal ettirdik. İlerici olmanın ve Batı anlayışında bir cemaatin ferdi bulunmanın zarurî gereği ve muktezâsı olarak günümüzde kadının okuması üzerinde hassasiyetle, titizlikle duruyorlar. Bir toplulukta kadın okumuyorsa, o topluluk geridir diyorlar. Ve biz de hâliyle tabi bunu kabulleniyoruz. Bu, bu mevzuda bizim herhangi bir hesabımıza dayalı değildir. Bu hususun hesabını hiç yapmadık. İyi, terbiyeye vâkıf/nigehban, insan psikolojisine âşinâ, İslâm ahlâkiyâtını çok iyi bilen insanlardan müteşekkil encümen-i dânişlerimiz, bu meseleyi meclis-i meşverete getirip, enine boyuna müzâkeresini yapmadılar. Bizim bu mevzuda attığımız adımların arkasında Batı’da böyle bir şey yapılmış olması hususu vardır: “Kilise, kadınları okutuyor, biz niye okutmayalım!!!”; “Yahudi kadınları okuyor, biz niçin okumayalım!!!”; “Hep böyle kadınlarımız câhil kalacak da, Fatihsiz, Yavuzsuz mu kalacağız!!!”; “Analarımız okumuş olsaydılar bizim, şimdiye kadar çoktan birkaç tane Fatih yetiştirirlerdi!!!”… Herhangi bir hesabı yapılmadan söylenen sözlerdir bunlar…


Bu hususta büyük iddialarla ortaya çıkan herkesle, en âmî adam bile münakaşa yapıp aksini söyleyebilir. ‘Ana okumalı mı, okumamalı mı?’ rahatlıkla münakaşası yapılabilir bunun…


Bu mevzuda ikna edici hiçbir şey getirilememiştir. Halbuki aksine ikna edici çok şey söylenebilir.


Evvelâ ben bunun birkaç defa arz ettiğim şekliyle böyle bilinmesinde fayda mülâhaza ediyorum. Bu mevzuda rahat konuşurken devr-i Risâlet penâhideki tatbikata bakıyorum. ALLAH Resulü’nün devrine insanlar fikren, ruhen ve İslâmiyet’i pratik bakımından yaşayıp yaklaştıkları nisbette kurtuluşa doğru gidiyorlar demektir. Resulullah’tan uzak olduğu nisbette de, isterse hat uzatsın aya gitsin gelsinler yirmi dört saatte; baş aşağı gidiyorlar demektir. Resul-i Ekrem aleyhissalâtu vesselam, bizim için hiçbir zaman yanıltmayan bir ölçüdür. ‘İnne fi Resulullahi lekum usvetün hasene’: ‘ALLAH Resulü’nde, sizin için iktidâ edip örnek olarak alacağınız en güzel numûneler vardır’. Resul-i Ekrem sallallâhu aleyhi ve sellem, belli bir dönem için örnek ve numûne olup da, ondan sonraki devirler için tavırları demode olacaksa, O, kıyâmete kadar peygamber değildir.


Ben çok rahatlıkla size soru sorabilirim: ALLAH Resulü’nün üç tane muhtereme kerîmeleri vardı; hangisini nerede okuttu ALLAH Resulü? Ondan sonra, torunları vardı; hangisini aldı okuttu? Ve siz bana gösterebilir misiniz; Tâbiînin o muhteşem baş döndürücü imamlarını yetiştirmişlerden bir tane ana mektep ve fakülte bitirmiş olsun?


Fatih’in anasının adını biliyor musunuz? Elif-be okumasını bilmiyordu o kadın


Yıldırım Bayezid gibi dev bir adamı yetiştiren de hiçbir mektepte okumamıştı…


Yavuz’un anasını söyleyene mükâfat vereceğim ben… Mektebe gittiğini isbat eden olursa vâizlikten vazgeçeceğim…


Evvela kuru sevdayı bırakmak lazım


Boş hülyâlar…


Ana anadır. Ne yapar ana, benim anam? Çocuklarına çok güzel bakar. Onların terbiyesiyle meşgul olur. Efendisine karşı itaatkâr olur. Ana, babayı yıkmaz o evde; baba da anayı yıkmaz; ikisi de bir âbide hâlinde çocukların nazarında büyür. Efendiye çalışma gücü kazandırır ana…Eve geldiğinde “Efendi hizmet mevsiminde senin ne işin var burada? Gidip hizmet etsene!” der. Ana budur. İbadet-ü taatında aşk-şevk içindedir. Hususi hallerinden ibadetine mâni eyyâm ve saatler gelince yine seccâdesini serer oturur. “Rabbimle münâsebet anlarından birisi boş geçmesin” der. Gözünün yaşı, çocuklarında Cennet havası ve o iklimden esintiler meydana getirir.


Bu azize, şerife ana hiç mürekkep yalamasa, eline kalem-silgi almasa, yine cihânın en büyük imparatorlarını yetiştirecek anadır. Bunun böyle bilinmesinde fayda var.


Ama devrimizin ilcaatı karşısında arzedeceğim husus da var benim.


Batı ahlâkı ile ahlâklandık biz… Batı’dan bize gelen her ne olursa olsun, parola sormadan kabul ediyoruz. Gökten inmiş meseleler, altın yaldızla yaldızlanmış, müzehheb olsa dahi cenuptan gelse, Arap yarımadasından gelse, semâdan gelse, ALLAH’tan gelse biz onlara karşı tiksinti duyarak bakarız: “Ha şu bizim eski İslâm’dan!!!”


Serseri Fransızlardan gelse bir mesele, her gün beşere yeni bir sistem takdim eden İskandinav memleketlerinden gelse, eksantrik İngilizlerden gelse, henüz daha oturmamış, ayakta ‘otursam mı, kalksam mı’ diyen Rusya’dan gelse hiç parola sormadan kabul edilir. Necisin arkadaş sen? Bizim içtimâî yapımıza uyar mısın uymaz mısın? Ailelerimizin içine seni koysak yani evimize alsak rahat durur musun? Hiç sormadan alırız. Bu hastalık da öyle bir hastalıktır. Ve sârî hâlinde cemiyeti sardı.


Doğurduğu, tevlîd ettiği şeyler var bunun… Anormal bir antibiyotik almak gibi. Mikropları öldüreceğim, antikorlar îmâl etsin diye… Sonra o ayrı bir şey yapıyor; bir komplikasyonla karşı karşıya kalıyor. İçtimâî bünye öyle; ayrı ârızalar çıkıyor, bakan yok, gören yok!


Bu ârıza karşısında bizim akıllı arkadaşlarımız, erbâb-ı hizmet kardeşlerimiz, bu akıntı içerisinde bizim kız kardeşlerimize, hemşîrelerimize, nur-irfan hayatında bizimle beraber olanlara bir çare bulmaya çalışıyorlar. Diyorlar ki: “Bu Batı hayranlığı içinde, Batı adına çalkalanma içinde bizim bacılarımız da gidip okuyacaklar. Ne yapalım o zaman? O zaman bunlar için imam hatipler açalım; şubeler açalım. Aklı başında imam-hatip idârecileri, idârede yardımcı olan muâvinler, bu kız şubelerini müstakil bir binada yapsınlar. Bu umumî akış karşısında selden kütük kapar gibi bu hemşîrelerimize sahip çıkalım. ALLAH korusun bir muhalif rüzgârla soldurulmasın bunlar. Dinî hayat ve havaları öldürülmesin. Haysiyet, izzet ve iffetleri içinde okumalarına zemin hazırlayalım.”


İşte Türkiye’de böylesine acayip hayranlık karşısında, duyulan böyle arzu ve isteğe karşı bir sahip çıkma gayreti vardır.


Hayat-ı içtimâiyenin böyle ârızalı, zikzaklar çizerek yürümesi karşısında, kız mevzuu karşımıza bir müşkül, bir problem olarak çıkmıştır. Buna ehl-i hamiyet, dindar, samimi arkadaşlarımız, işte böyle oksijen çadırına alma gibi bir çare düşünmüşlerdir: “İşte ne yapalım? Ayrı şubeler açalım; ayrı öğretmen kadroları teşkil edelim; hemşirelerimizi okutalım” denmiştir.


Biz şimdi bunu yapıyoruz… Teşvik etmiyoruz; okutun demiyoruz; okuyacaklara sahip çıkma gayretini gösteriyoruz. Devrin muhalif rüzgârlarına kapılmasın, mânevî kâkülleri bozulmasın…


Hem durup hesabını yapalım. Kızın başında çarşafla, eşarpla oynamayı en vahşi demokrasiyle dahi telif etmek mümkün değildir. En iptidâî kabilelerin içine gitseniz, göstermelik bir demokrasiye rastlasanız, onlar arasında kadının eşarbına dokunacak kırılası bir eli bulmak mümkün değildir. Bu ne tuhaf şey!


Ama herkes kızına sahip çıkacak. Siz böyle akla, mantığa, anayasaya aykırı bir mesele karşısında hakkınızı arayacak, kızlarınızın, hemşîrelerinizin başlarının açılmasına meydan vermeyeceksiniz. Bu ciddi bir meseledir; bu bir inanç meselesidir.


…Âkideye, ibadete müteallik ilimleri öğrenmek, çocuklarını terbiye edecek kadar ruhiyata dair mâlûmata sahip olmak, erkek gibi kadına da farzdır. Kadın, bunları aile ocağında öğrenecek, efendisinden öğrenecek, ana-babasından öğrenecek, varsa, erkeklerle ihtilata girmeden, tecrid edilmiş bir muallimathanede öğrenecek. Fakat astronomi, fizik gibi sâir ilimleri öğrenmek farz değildir kadına. Hatta meşrû bir ortamda bunları öğrenecek olsa, bunun da kadına faydası olup olmayacağı tartışılır. Hiçbir feylesof çocuk yetiştirememiştir.


Devrin ilcaatı ne olursa olsun; devir pedagojik ve psikolojik kaideler olarak ne vâz ederse etsin, bunlar bizi bağlamazlar. Kayıtsız şartsız Batı’nın kültürünün esir ve zebûnu değiliz.


Ama ne acıdır ki, biz olmasak bile 150-200 yıldır Batı’dan çıkan her şeytânî şey dahi bizde hüsn-ü kabul görmüş, parola sormadan evlerimizin içine kadar girmiştir. Son fantezi de kadın imam-hatibi açma, kadınları okutma, kadınları kültürlü yapmadır.


Müslümanlık gidip Batı’dan gelse, bizim mukallidler o zaman kabul eder. Batı bunun için kabul etmez onu. Avrupa’nın kendisi zaten sallantıda… Avrupa, fazla değil 10 sene sonra çatır çatır yıkılırken bunu çok iyi hissedecek.


Bu iş de Batı’dan geldiği için hüsn-ü kabul görmüş ve herkes hasta olmuş. “Kız imam hatibi açalım; kızları okutalım” denmiş. “Niçin okutacaksınız?” diye sorsanız hepsi aynı şeyi söyler: “Efendim Fatihleri yetiştiren analar, Alparslanları yetiştiren analar…”


Hamâset ifade eden şâirâne ifadelerle…


Hiç bozmadan tavrınızı sorun: “Fatih’in anasının adını biliyor musun?”; yok…


“Ya Fatih’in anası hangi fakülteyi bitirdi?”; yok…


Fatih’in anası çok güzel bir ev kadınıydı. Kendilerinden ilim adına mervî hiçbir şey yoktur. Çocuk yetiştirmek için fünûn-u müsbete tahsiline gerek yoktur…


Murat Türker // KARAKALEM DERGİSİ
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt