Azizlerden birisi daima bir arkadaşına ziyarete gider ve evinde misafir olarak kalırdı. Hane sahibi de her defasında kendisine av eti ikram ederdi. Bir gün yine misafir olarak gittiğinde başka şeyler ikram edildi.Misafir ev sahibine:
_ "Her zaman bana av eti ikram ederdin, bugün başka birşey ikram etmene sebep nedir?" diye sorar.
Ev sahibi de şöyle anlatır:
_"Benim adetim daima av yapmaktır. bir gün yine su içerisine tuzağımı kurmuş, bir yere gizlenmiştim. Biraz sonra yanında üç yavrusu olduğu halde bir geyik geldi. Su içmek için yaklaştılar, tuzağı görünce su içmeden gittiler. Ertesi gün tekrar geldiler fakat tuzağı görüp gittiler. Üçüncü gün geldiklerinde susuzluktan ayakta duracak halleri yoktu. Başka su bulamayınca geyik yüzünü semaya doğru kaldırdı. Gözlerinden yaşlar akıyordu. Bir müddet sonra gök gürledi. Şimşekler çaktı. O derece yağmur yağdı ki dereler, göller dolup taştı. Geyik ve yavruları da sulanıp gittiler. Ben de bir hayvanın Dergah-ı İzzet'te duası kabul olduğu halde insan olan niçin gafletten uyanmaz? diyerek o günden sonra avlanmayı bıraktım..." dedi.
_ "Her zaman bana av eti ikram ederdin, bugün başka birşey ikram etmene sebep nedir?" diye sorar.
Ev sahibi de şöyle anlatır:
_"Benim adetim daima av yapmaktır. bir gün yine su içerisine tuzağımı kurmuş, bir yere gizlenmiştim. Biraz sonra yanında üç yavrusu olduğu halde bir geyik geldi. Su içmek için yaklaştılar, tuzağı görünce su içmeden gittiler. Ertesi gün tekrar geldiler fakat tuzağı görüp gittiler. Üçüncü gün geldiklerinde susuzluktan ayakta duracak halleri yoktu. Başka su bulamayınca geyik yüzünü semaya doğru kaldırdı. Gözlerinden yaşlar akıyordu. Bir müddet sonra gök gürledi. Şimşekler çaktı. O derece yağmur yağdı ki dereler, göller dolup taştı. Geyik ve yavruları da sulanıp gittiler. Ben de bir hayvanın Dergah-ı İzzet'te duası kabul olduğu halde insan olan niçin gafletten uyanmaz? diyerek o günden sonra avlanmayı bıraktım..." dedi.