Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Gazzeye YÜRÜYÜŞ... (1 Kullanıcı)

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Gazze düşerse Mısır da düşer Türkiye de.

Gazze-duserse-Turkiye-de-DUSER8.jpg

10 Ocak 2010Anadolu Haber
İslâm`ın ilk kıblesinin bulunduğu Filistin, Ortadoğu`nun ve İslâm coğrafyasının kalbidir.
Siyonist soykırıma maruz kalan mazlum Gazze`ye yardım götürenlere zulmeden Mısır yönetimi, Gazze düşerse, Mısır dahil tüm ümmetin büyük darbe alacağını iyi hesap etmeli!Filistin Başbakanı İsmail Haniye: "Biz sadece kendimiz için değil aynı zamanda ümmet için ve Mısır için de savaşıyoruz. İslam ve ümmet söz konusuysa benim hayatımın hiç bir önemi yok!"
Onların tek dertleri İslam ve ümmet

Filistin`e Özgürlük Konvoyu Gazze`de büyük bir ilgi gördü. Gazzeliler konvoydaki insanlara sarılarak teşekkürlerini dile getirdiler.
2006 yılından beri uygulanan ambargo sebebiyle dışarı çıkamayan Gazze halkı; Türkiye, İngiltere, Amerika, Malezya, Japonya, Belçika, Yunanistan, Fransa, İtalya, Ürdün, Suriye, Endonezya, İrlanda, Polonya, Sudan ve devamı olmak üzere 17 farklı ülkeden gelen insanları bağrına bastı. Konvoy, Gazze`de kendini Türkiye`deymiş gibi hissetti.
Filistin`e Özgürlük Konvoyu Gazze`de büyük bir ilgi gördü. Gazzeliler konvoydaki insanlara sarılarak teşekkürlerini dile getirdiler. 2006 yılından beri uygulanan ambargo sebebiyle dışarı çıkamayan Gazze halkı; Türkiye, İngiltere, Amerika, Malezya, Japonya, Belçika, Yunanistan, Fransa, İtalya, Ürdün, Suriye, Endonezya, İrlanda, Polonya, Sudan ve devamı olmak üzere 17 farklı ülkeden gelen insanları bağrına bastı. Mısır`da kâbus gibi geçen 2 gün yaşayan konvoy, Gazze`de kendini Türkiye`deymiş gibi hissetti.
Gözyaşları sel oldu

Karşılama anında hem Filistinliler hem de konvoydaki insanlar gözyaşlarına boğuldu. Filistinli kadınlar dakikalarca ağlarken çocuklar konvoydakilere sarılarak ambargoyu ne kadar derinden yaşadıklarını gösterdiler.
Konvoy misafirleri Gazze şehrine hayran kaldılar. Gazze`nin İsrail bombalarıyla harabe haline gelen yerleri gezerken de hayranlığın tam tersine şoke oldular. İsrail, yüzlerce binayı yerle bir etmiş. Bazı hastaneler kullanılamaz hale gelmiş. Ambargo sebebiyle inşaat malzemelerinin Gazze`ye girmesine izin verilmiyor. Bu yüzden harabe haline gelen binaların hiç biri onarılmamış. Konvoy Gazze`deki ilk güne hızlı başladı. Gazze`de araçların anahtarları Sosyal İşler Bakanı Ahmet El Kurdu`ye, tıbbi cihazlar ve ilaçlar ise Sağlık Bakanı Besim Naim`e teslim edildi. Naim, bu malzemelerin Gazze için hayati bir öneme sahip olduğunu vurguladı. Hayra vesile olan herkese teşekkür etti.
Konvoy Filistin parlamentosunda

Konvoyu sıcak bir şekilde karşılayan Filistin Başbakanı İsmail Haniye, Mısır`ın bu direnişi anlamak istemediğini söyledi. Haniye, "Biz sadece kendimiz için değil aynı zamanda Mısır için de savaşıyoruz. Çünkü Gazze düşerse şunu bilsinler ki Mısır da düşer" dedi. Ölmekten korkmadığını belirten Haniye, "Benim hayatım İslam`a feda olsun. İslam ve ümmet söz konusuysa benim hayatımın hiç biri önemi yok" şeklinde konuştu.
"Dünyanın en ağır ambargosuna maruz kaldık"

Haniye, "Gazze halkı kendi özgür iradesiyle bir seçimde bulundu diye en ağır saldırılara uğradı, dünyanın en ağır ambargosuna maruz kaldı. Ekonomik, siyasi ve askeri baskıların tek bir sebebi vardı: İsrail`i tanımamız ve direnişi bitirmemizi istiyorlar bizden.
Biz halkımızla İsrail`i asla tanımayacağımızı söyledik. Biz kanımızın son damlasına kadar direneceğiz. Bu duruşumuzun bize ağır bedelleri olacak. Ama biz ya hür yaşayacağız ya da şehit olarak öleceğiz. Bizim çok sayıda şehidimiz var. Kurucularımızdan Şeyh Ahmet Yasin`i de şehit verdik" diye konuştu.
Mısır tutukluyor

Mısır`ın Gazze`nin etrafına ördüğü kuşatma İsrail`i aratmıyor. İsrail ordusu gibi davranan Mısır emniyet güçleri, üç gün önce Ariş limanında yaşananlardan sorumlu tuttukları Filistin konvoyundaki üst düzey 7 sorumluyu gözaltına almıştı. Kuzey Sina`daki başsavcı, aralarında Türklerin de bulunduğu bu 7 kişinin tutuklanması için emniyet güçlerine emir verdi. İngiliz milletvekili George Galloway de Mısır`dan sınır dışı edildi.
Mısır, Gazze`nin etrafına ördüğü kuşatmayı her geçen gün daha bir boğucu hale getiriyor. İsrail`le yaptığı anlaşmayı bahane gösteren Mısır, Gazze`ye tüm giriş çıkışları durduruyor, buna insani yardım da dâhil. Son olarak, "Filistin`e Yol Açık" konvoyunda bulunan kişi Mısır tarafından tutuklandı. Kuzey Sina`daki başsavcı, konvoydaki üst düzey 7 kişinin tutuklanması için emniyet güçlerine emir verdikten kısa bir süre sonra tutuklamalar gerçekleştirildi.
Mısır polisi, konvoydaki 7 kişiyi Rafah sınır kapısından çıktıktan sonra tutukladı. Mısır savcılığı tutuklanan 7 katılımcının kimler olduğu hakkında bir açıklamada bulunmadı. Bilindiği üzere Filistin konvoyundaki katılımcılar, iki gün önce Ariş limanında beklerken, Mısır polisinin taş, sopa ve biber gazlı saldırısına uğramıştı. Öte yandan, İsrail uçaklarının, Gazze`deki beş farklı noktaya düzenlediği saldırıda 3 Filistinli şehit olurken 6 Filistinli de yaralandı. İsrail, Gazze Şeridi`nin güneyindeki Refah`ta tünellerini de yine bombaladı. Yerel kaynaklardan verilen ilk bilgilere göre, bir Filistinli hayatını kaybetti, en az 2 kişi yaralandı. Mısır polisinin ise sınırdan geçmeye çalışan bir göçmeni öldürdüğü belirtildi. Mart ayından bu yana Mısır plisi sınırı geçmeye çalışan 18 göçmeni öldürdü.
İngiliz parlamenter sınır dışı edildi

"Filistin`e Yol Açık" konvoyunda bulunan İngiliz milletvekili George Galloway`in Mısır`dan sınır dışı edildiği bildirildi. İngiliz yayın kuruluşu BBC`nin haberine göre, Gazze`ye insani yardım götüren konvoyda yer alan Respect Partisi Milletvekili Galloway`in, Gazze`den Mısır`a dönünce ülkeyi terk etmesinin istendiği ve sınır dışı edildiği belirtildi.
Bülent Yıldırım: Bizi, Yalnız Bırakmayın!

İHH Başkanı Bülent Yıldırım, Ariş limanında maruz kaldıkları saldırı sonrasında yaptığı basın açıklamasında "Türkiye`deki kardeşlerimiz, bizleri yalnız bırakmasınlar. Burada başımıza bir şey gelirse, Türkiye`de tepkilerini ortaya koysunlar" demişti. Diğer yandan Yıldırım, Mısır`ın geri adım atarak Gazze`ye girmelerine müsaade etmesinde, İstanbul ve Ankara`daki Mısır büyükelçilikleri önünde düzenlenen protesto gösterilerinin etkili olduğunu belirtmiş, Türkiye halkına teşekkür etmişti.
İsrail öldürüyor

Öte yandan, İsrail uçaklarının, Gazze`deki beş farklı noktaya düzenlediği saldırıda 3 Filistinli şehit olurken 6 Filistinli de yaralandı. İsrail, Gazze`ninu can damarı Refah tünellerini yeniden bombaladı. Yerel kaynaklardan verilen ilk bilgilere göre, bir Filistinli hayatını kaybetti, en az 2 kişi yaralandı. Mısır polisinin ise sınırdan geçmeye çalışan bir göçmeni öldürdüğü belirtildi.
Milli Gazete
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
İsrail neyin peşinde?

15 Ocak 2010 Anadolu Haber
İsrail, Türkiye ile ilişkilerinde 'boz-yap' stratejisi izliyor. Barak'ın Türkiye ziyareti öncesinde yaşanan diplomatik skandalın "özürle" sonuçlanması kuşkuyla karşılandı.
Kamuoyu önünde tartışılan gündemle, uygulanan politikalar ve gerçekleştirilen eylemler arasında büyük farklılıklar yaşanıyor.

Bundan bir yıl önce dönemin İsrail Başbakanı Ehud Olmert'in Türkiye ziyaretinde 5 saat ateşkes konuşulduktan sonra İsrail, bir hafta sonra 1500'ü aşkın kişinin hayatını kaybettiği Gazze operasyonunu gerçekleştirmişti.

Suriye-İsrail barışının bile konuşulduğu ziyaretten birkaç gün sonra Gazze'de yapılan katliam tüm dünyanın nefretini çekmişti.

Bu nedenle, 'Diploması krizi ve özür tartışmaları konuşulurken, Barak'ın ziyaretinde ele alınacak bölgeye ilişkin yeni gelişmeler gözlerden mi kaçırılacak? İsrail, bir yıl önce yaptığı gibi kamuoyunun başka bir yöne odaklandığı sırada yeni bir hamle mi peşinde?" sorularının cevabı merak ediliyor. Ebubekir Gülüm

Türkiye ile İsrail arasında birkaç gündür yaşanan 'alçak koltuk' krizinin resmi özürle noktalanması, akıllara birçok kuşku getiriyor.

Bir dizideki sahneler gerekçe gösterilerek çıkarılan diploması krizi, İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak'ın ziyaretini gölgede bırakacak.

Tam bir yıl önce dönemin İsrail Başbakanı Ehud Olmert'in Türkiye ziyaretinde 5 saat ateşkes konuşulduktan sonra İsrail, bir hafta geçmeden 1500'ü aşkın kişinin hayatını kaybettiği Gazze operasyonunu gerçekleştirmişti.

Bu nedenle, 'Diploması krizi ve özür tartışmaları konuşulurken, Barak'ın ziyaretinde ele alınacak bölgeye ilişkin yeni gelişmeler gözlerden mi kaçırılacak? İsrail, bir yıl önce yaptığı gibi kamuoyunun başka bir yöne odaklandığı sırada yeni bir hamle mi peşinde?" sorularının cevabı merak ediliyor.

İsrail, Türkiye ile ilişkilerinde 'boz-yap' stratejisi izliyor. Kamuoyu önünde tartışılan gündemle, uygulanan politikalar ve gerçekleştirilen eylemler arasında büyük farklılıklar yaşanıyor.

ALÇAK KOLTUK KÜSTAHLIĞI

Türkiye kamuoyundan bu sözlere tepki yağarken, Kurtlar Vadisi dizisinde yer alan İsrail karşıtı görüntü ve ifadeleri protesto etmek üzere Türk Büyükelçisi Oğuz Çelikkol'u, Dışişleri Bakanlığı yerine İsrail parlemontosu olan Knesset'e çağıran İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon, büyük bir diplomatik küstahlığa imza attı.

Aşırı sağcı Bakan Liberman'ın talimatıyla Büyükelçi nezdinde Türkiye'yi aşağılamak için diplomatik bir tuzak kuran Yardımcısı Ayalon, Büyükelçi Oğuz Çelikkol'u önce kapıda bekletti. Ardından kendisinden aşağıda bir koltuğa oturttu.

Gazetecilerin ısrarlarına rağmen büyükelçimizle el sıkışmayı reddetti, hiçbir ikramda bulunmadı, alçak koltuk için de İbranice "Onun bizden daha aşığıda oturduğunun ve masada tek bir bayrak olduğunun görülmesini istedik" açıklamasını yaptı.

Bu seviyesiz hareket nedeniyle, Türkiye ile İsrail arasında yeni bir kriz patlak verdi. Türkiye'de basın ve kamuoyu krizin üzerine gidince, İsrail tarafı geri adım attı.

Cumhurbaşkanı Şimon Peres devreye girdi. Peres'in isteği üzerine İsrail Dışişleri Bakanlığı Türkiye'ye resmi özür mektubu gönderdi.

Mektupta Ayalon'un "Sizi küçük düşürmek gibi bir niyetim hiçbir şekilde yoktu. Girişimimin yapılış biçimi ve algılanışı nedeniyle özür dilerim. Lütfen bunu büyük saygı duyduğumuz Türk halkına iletiniz" ifadesi yer aldı.

BU ZİYARETE DİKKAT!

Ancak ilginçtir bu kriz, İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak'ın Türkiye'ye gelmesinden bir hafta önce çıktı. Ancak kamuoyundaki gerginlik ve diplomatik skandal, Barak'ın gerçekleştireceği bu ziyareti etkilemedi.

17 Ocak'ta Ankara'da olması beklenen Barak'ın önceden belli olan programı aynen uygulanacak.

İsrailli Bakan, Başkent'te Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile görüşecek. Barak'ın programında Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile görüşmede yer alıyor.

OLMERT ZİYARETİ VE OPERASYON

'Alçak koltuk' krizi, akıllara tam bir yıl önce Olmert'in Ankara'ya gelişi ve bir hafta sonra başlayan 'Dökme Kurşun Harekatını' getirdi.

22 Aralık 2008 tarihinde Ankara'ya gelen dönemin İsrail Başbakanı Ehud Olmert, Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan ile görüştü.

Türkiye kamuoyunda büyük tepki çeken Başkent ziyaretinde; Suriye-İsrail barış süreci, Gazze'ye uygulanan ambargo ve ateşkesin sona ermesi ile artan gerginlik masaya yatırıldı.

Ancak Olmert bir hafta sonra yapılacak Gazze saldırısı konusunda tek kelime etmedi. Hatta Olmert'in, Gazze operasyonu hazırlıklarını bizzat Ankara'dan yönettiği ortaya çıktı.

Olmert'in ülkesine dönüşünden sonra Türkiye kamuoyu bu ziyaretin sonuçlarını konuşurken, İsrail 27 Aralık 2008 tarihinde Gazze Şeridi'ne yönelik büyük bir operasyon başlattı. 22 gün süren operasyon, 15 Ocak 2009'da sona erdi ve yaklaşık bin 500 kişi hayatını kaybetti.

5 saat ateşkes görüşüldükten sonra Gazze'ye operasyon düzenlemesi karşısında Başbakan Erdoğan 'Beni kandırdılar' demek zorunda kaldı.

GAZZE KONVOYU RAHATSIZLIĞI

Son kriz, özgürlük konvoyunun ambargo altındaki Gazze'ye ulaşmasının ardından patlak verdi.

Gazze'nin yaşadığı hukuka ve insanlığa aykırı felaketin, hem dünya hem de Türkiye kamuoyunda yeniden gündeme gelmesinden rahatsız olan İsrail, Kurtlar Vadisi'ndeki bir sahneyi bahane ederek yapay bir kriz çıkardı. Ortadoğu'da tansiyonu yükselten süreç, Özgürlük Konvoyunun ulaştığı sırada İsrail savaş uçaklarının yeniden Gazze şeridini bombalamasıyla tırmandı.

Başbakan Erdoğan'ın "Ne oldu da Gazze bombalandı" sorusuna karşılık, İsrail'den yapılan sert bir yazılı açıklama gerginliği iyice artırdı. Açıklamada, "Türkler, dünyanın en ahlaklı ordusu olan İsrail Silahlı Kuvvetleri'ne vaaz verecek en son kişilerdir" ifadelerinin yer alması, artan gerginliği krize dönüştürdü.

(milli gazete)
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
İHH Başkanı'nın gözüyle Gazze Konvoyu

30 Ocak 2010Anadolu Haber
İHH başkanının gözüyle özgürlük konvoyunun arka planı.

Bu sözler İHH Başkanı Bülent Yıldırım'a ait. İşte İHH başkanının gözüyle özgürlük konvoyunun arka planı ve Filistin gerçeği. Cahide Hayrunnisa Yağcı sordu, Yıldırım cevap verdi..

Cahide Hayrunnisa Yağcı'nın röportajı

Özellikle yetimlere yönelik yapılan çalışmalar ile tüm dikkatleri üzerine çekmeyi başaran IHH Uluslar arası İnsani Yardım Vakfı, çok önemli bir organizasyona daha imza attı.

IHH’nın bu kez hedefi Gazze’deki ambargoyu delmekti! Yapılan kamuoyu araştırmalarına göre, Türkiye’nin yüzde 96’sının destek verdiği bu amaç uğruna yaklaşık 1 ay boyunca zorlu bir sınavdan geçerek uzun bir yolculuk yaptılar. Bu yolculukta bilinenin aksine bir çoğumuz tarafından bilinmeyen çok şey vardı! İşte tüm bu yaşananları IHH Başkanı Bülent Yıldırım’dan duymak istedik.

Muhakkak 350 dev adamın, Filistin’deki ambargoyu delerek tüm duraklardan topladıkları yürekleri, duaları, yardım malzemelerini Gazze’ye ulaştırmaları küçümsenecek bir durum değildir!

Son olarak Türkiye’ye gelen ünlü Yahudi muhalif gazeteci-yazar Naomi Klein barış konvoyunun büyük etki yarattığını söylerken, Filistin'de adalet mücadelesinin, yeni ve umut verici bir döneme girdiğini belirtmeden geçemiyor. Bu örnekte de olduğu gibi, üç dininde sembol şehri olan Kudüs için yapılan bu mücadele şüphesiz daha çok konuşulacak!

Çünkü artık bütün dünyadan “Filistin’e yol açık!”

- Her platformda İHH bayrağı ile Filistin bayrağını aynı konseptte, yan yana görüyoruz! Neden İHH deyince ilk olarak Filistin akla geliyor?

- IHH nereye yoğunlaşırsa, o bölgedeki işleri yarım bırakmadan tamamlamaya çalışıyor. Biz Filistin konusu da çözüme kavuşmadan, ambargo kalkmadan o toprakları asla bırakmayacağız. Diğer taraftan Filistin’in şöyle bir özelliği var. Biliyorsunuz, Kudüs üç dininde kutsal mekânı! Ve Mescidi Aksa’ya hangi din hâkim olursa dünyayı da o yönetiyor. Mesela şuan Kudüs’e Yahudiler hâkim ve dünyayı da onlar yönetiyor! O nedenle bu bölgede yaşananlar sadece Filistin’i etkilemiyor, sadece Filistin’i ilgilendirmiyor! Orada yaşananlar Afganistan’ı da, Pakistan’ı da diğer Müslüman ülkeleri de etkiliyor. Bu nedenle Filistin özgürleşince aslında yeryüzündeki tüm İslam ülkeleri özgürleşecek. İşte biz de hem dünyadaki huzur, hem de Gazze’deki insanların geleceği için Filistin’e çok önem veriyor ve bu bölgeye yoğunlaşıyoruz! Siyonistler Filistin’i tamamen yok etmek istiyor! Bu yüzden İsrail’in zulmüne karşı direnmek zorundayız. Çünkü yeryüzündeki bütün savaş bölgelerinde veya sömürge alanlarında mutlaka İsrail’in bir eli vardır. Bu el de güçlü bir el!

- Filistin’e 4 yıldır uygulanan ambargonun sebebi nedir?

- İslam tarihinde abluka çok yaşanmış ama bu şekilde ambargo sadece 2 kere uygulanmıştır. Peygamber efendimiz zamanında da 4 yıl süren ambargoyu Ebu Cehil’e karşı çıkarak Hıristiyanlar durdurmuştur. Şimdi de aynı türden bir ambargo ile karşı karşıyayız. Biz de inanç farkı gözetmeksizin, insanlık adına bu konvoyda olduğu gibi omuz omuza vererek ambargoyu deleceğiz!

Çünkü Filistin 4 yıldır açık hapishane gibi! Ticaretleri engelleniyor, giden yardımlar engelleniyor. Filistin’i besleyecek tüm can damarları ortadan kaldırılıyor. Filistin’e sistematik bir soykırım uygulanıyor. Bakın sadece tünellerden geçen yiyecekleri bile engellemeye çalışmaları bunun en büyük örneklerinden biridir. Mısır çelikten bir duvar örüyor ve bu tünelleri ortadan kaldırmak istiyor, geçişlere izin vermek istemiyor. Müslümanların yapmış olduğu ticari faaliyetleri ortadan kaldırarak, ticarete sadece İsrailli Yahudi tüccarların hâkim olmasını istiyorlar! İsrail Filistin’de kişi başına düşen kaloriyi her geçen gün azaltıyor. Bunun sonucunda, 15�20 sene içerisinde Gazze’de yaşayan insanların çok büyük sağlık sorunlarıyla karşılaşacağını göreceğiz. Bütün bunlar bir araya gelince yüzyılın en büyük utancı ile karşı karşıya kalıyoruz.

- Peki, bu ambargo nasıl kaldırılacak?

Dünyanın çeşitli ülkelerinden toplanan aktivistlerin çalışmaları sonucunda bizimde içinde yer aldığımız “Ambargoyu delme komisyonu” kuruldu. Bu komisyon ilk olarak Gazze şeridinde 40 km boyunca el ele barış eylemi yapacaktı. Fakat Mısır sadece 100 kişinin içeri girmesine izin verdi ve bu eylem amacına ulaşamadı. Bu kez de ambargoyu delme operasyonunun ikinci ayağı olan özgürlük konvoyunu gerçekleştirdik. Bu yıl düzenlenen konvoy aslında üçüncü konvoydu. Birincisi savaştan hemen sonra düzenlendi ama amacına ulaşamadı. İkinci konvoy refah sınır kapısında tam 28 gün bekletildi ve Mısır yine oradaki arkadaşlarımızın kafasını gözünü kırdı. Mısır bu kez de yine ikili oynadı. Yine bu direnişi bölmek için çok uğraştı. Bir taraftan bize geliyor “Biz Türkleri seviyoruz ama diğerlerinin buradan geçmesini istemiyoruz.” diyor, diğer taraftan İngilizlere gidiyor ve onlara da “Türklerin derdi İslam dünyasında birinciliğe oynamak, siz neden buradasınız?” gibi laflar ediyorlardı.

İşte bu konvoyda komisyonun çalışmalarından biriydi. Önümüzdeki dönemlerde daha ciddi faaliyetlerde bulunacağız. Şimdi de Filistin’e gemilerle gideceğiz. Tabi bu kez karşımızda Mısır değil, İsrail olacak!

- IHH bu konvoyların hepsine destek verdi mi?

- Biz IHH olarak üçüncü konvoya katıldık. Çünkü üç kere yapılan ve tam anlamı ile başarıya ulaşamayan bu konvoyun artık duyulması gerekiyordu. 4 yıldır devam eden ambargo gevşemesi gerekirken ne yazık ki, Mısır ve İsrail’in yeni öreceği duvarlarla daha da derinleşiyor! Ayrıca İsrail 2010 yılında yeni bir saldırı hazırlığı yapıyor. Onun için bu konvoya katılıp dünyaya bu ambargoyu duyurmak gerektiğini düşündük. Diğer taraftan, Allah’ın izniyle ne olursa olsun, direnişle, kararlılıkla bu ambargonun delinebileceğini de göstermeyi amaçladık. Nitekim yapılan faaliyetler sonucunda bütün dünya şunu çok iyi anladı; “Kararlı olunca bu ambargo delinecektir!” Dünya başka bir şeyi daha öğrenmiş oldu! Demek ki, bu ambargoyu uygulayan sadece İsrail değilmiş, başka orta doğu ülkeleri de varmış. Özgürlük konvoyunu destekleme amaçlarımızdan bir diğeri de, artık halklar liderlerini sorgulamaya başlasın istedik. Bu da olmaya başladı. Şu an da özellikle Arap dünyasının her tarafında bu konvoydan sonra ciddi hareketlilikler var. Bir kere düşünce ve kabul anlamında bir devrim oldu. İnşallah bunun sonucu da gelir. Sanıyorum ki, bundan sonra yapacağımız faaliyetlerle birlikte bu ambargo ortadan kalkacaktır.

- Konvoya kaç araç katıldınız, IHH’nın dışında hangi kurumlar destek verdi?

- Türkiye’den 65 araç katıldı. Onun dışında da 47 araba da Amerikalılar tarafından bize bağışlandı. Yani toplam 198 araç vardı. Fakat Mısır’ın engellemesinden dolayı 155 araç Gazze’ye girebildi. Geride kalan 43 araç Suriye, Lübnan ve Ürdün kamplarına dağıtıldı. Konvoya IHH’nın dışında hemen hemen tüm illerden birçok STK ve yardım kuruluşu katıldı. Ancak genel organizatör IHH idi.

- Türkiye maalesef olanları canlı yayında izledi. Ariş Limanı’nda bir anda başlayan kargaşada neler yaşandı?


- İngiliz arkadaşlarımız daha önceki konvoyda da aynı durumla karşılaştıkları için Mısır ile aramızda bir gerginlik yaşanacağını önceden tahmin ettiler. Biz de hemen araçlarımızı siper olacak şekilde bulunduğumuz yere getirdik. Onlarda o sırada iki kamyon taş ve taş atma makinesi getirdiler. Bizim arkadaşlarımız da ön tarafta Kur’an okuyorlardı. Yeni Müslüman olmuş ve sonradan Arapça öğrenmiş bir İngiliz arkadaşımız “Neden böyle yapıyorsunuz, siz de Müslüman değil misiniz?” şeklinde sorular sorarak onlarla konuşmaya çalıştı. İşte ne olduysa tam o sırada oldu! Bir anda üzerimize itfaiye aracıyla birlikte biber gazı sıkmaya başladılar. Sonra hem taş atma makineleri ile hem de elleriyle taş attılar. Eğer önceden fark edip araçlarımızı oraya çekmemiş olsaydık, kesinlikle bulunduğumuz yere gireceklerdi! Bu da hepimizin canına mal olabilirdi. Çünkü ellerinde taş, sopa, cop, bıçak her şey vardı. Bize saldıranların hiçbiri halk değildi, hepsi sivil polisti. Olaylar sırasında bizden 30’un üzerinde Mısır tarafından ise 50’nin üzerinde kişi yaralandı. Refah sınır kapısında çıkan olaylarda da, Mısır tarafından 1 polis hayatını kaybetti. Daha anlatamadığımız birçok şey oldu.

- Üzerinize taş atma makinesi ile saldıracak kadar gözleri bu derece kararmış olan Mısır polisini nasıl durdurdunuz?

- Ben Mısır büyükelçisinin TVNET’i izlediğini öğrendim ve canlı yayında çok sert bir açıklama yaptım. Türkiye’de de Mısır Konsolosluğu’nun önünde protesto eylemi yapılıyordu. Onlara hitaben “Bize burada taş atıyorlar! Siz de gidin Mısır Büyükelçiliğini taşlayın” dedim. Ben o açıklamayı yaptıktan beş dakika sonra çekildiler. Beklediğimizin çok üstünde bir direniş sergilendi. Doğrusu bizim içimizde öyle bir his vardı ki, diyorduk ki; “bu konvoya kim dokunursa yanar.” Öyle bir noktaya gelmiştik.

- Sizin Mısır askerlerinden bazılarını rehin aldığınız söylendi.

- Evet. Ancak arbede sırasında bizden yedi arkadaşı esir aldıkları için böyle bir yola başvurmak zorunda kaldık. Çünkü arkadaşlarımıza gözümüzün önünde işkence etmeye başladılar. Biz de o arkadaşlarımızı kurtarmak için mecburen o taraftan bazı kişileri esir aldık. Aldığımız esirleri onlara verdik ve arkadaşlarımızı ellerinden geri aldık. Arkadaşlarımız maalesef çok işkence görmüşlerdi. Onun dışında bize çeşitli tacizlerde bulundular. Konvoydaki 80 yaşında bir kadına tuvalete gitme izni vermediler. Otobüsümüzü dağların arasında mahsur bıraktılar, bellerindeki ve ellerindeki silahları bize doğrultarak gözdağı vermeye çalıştılar.

- Neden Mısır yardım konvoyunu engellemeye çalıştı?

-Mısır zaten 4 yıldır yardımları içeri sokmuyor. Geçişine izin verdikleri yardımların da önce Mısır Kızılayı’na verilmesini istiyor. O arada incelemeden geçecek olan yardımların çoğu ya bozuluyor, ya da kayboluyor! Mısır’ın bu şekilde davranmasının iki nedeni var. Birincisi, Mısır Hamas’ın başarılı olmasını istemiyor. Diğeri ise, İsrail ile güvenlik anlaşması yapan Mısır, aralarında sorun olmasını istemiyor! Tabi bölgede İsrail’in inkar edilemeyecek ölçüde büyük bir ağırlığı var. O bölgedeki hiçbir ülke İsrail ile çatışacak pozisyona girmek istemiyor. Bu psikoloji Suriye’ye de yansıyor, Ürdün’e de! Biz sadece Mısır’da değil, Ürdün’e girdiğimizde Amman’da da bir gerginlik yaşadık. Ancak orada yaşanan gerginlik Mısırdaki kadar büyük olmadı!

- Onca yaşanandan sorundan sonra Filistin’e nasıl girdiniz? Oradaki atmosfer nasıldı?

- Filistin’e girişimiz de çok güzel oldu. Filistin halkı ilk defa siyasi bir ayrım gözetmeksizin, herhangi bir ideoloji olmadan bu konvoy sayesinde birlik içindeydi! Çünkü orada önemli olan vicdandı, Filistin’di! Bu bizim hayatımıza mal olsa bile biz oraya girecektik. Çünkü oradaki savaşı görüp de, gece rahat uyuyabilen insanlık duygularını kaybetmiş demektir!

- Medyada çokça yer alan bir bayan vardı. 4 aylık bebeği ile yola çıkan bir İngiliz kadın!


- Evet. O bayan minik bebeğine rağmen insanlık adına özgürlük konvoyuna katılmıştı. Ancak belli bir yola geldikten sonra o bayandan rica ettik ve onu geri gönderdik. Çünkü Mısır’ın sert tavrını öngörmüştük. Mısır bu konuda acımasızdır!

- Sizi çok etkileyen bir anekdotunuzu anlatır mısınız?

- Arbede yaşanmaya başlayınca bir anda arkadaşlarımın üzerlerinin boydan boya kan olduğunu gördüm. Biri gözümün önünde bayıldı, ellerimden kaydı, başı kanıyordu. Mısır tarafından bir polisin de burnu kopmuştu! O sırada sanki yeryüzünde değildim. Bir anda arbedenin yaşandığı alana girdim ve atılan taşları geri fırlatmaya başladım. Arkamdan bağıranları duydum. O anı asla unutamam!

- İsmail Haniye'nin başbakana gönderdiği mektupta neler vardı?

- Açık bir mektuptu. Bunun içeriği bizde kalsın. Mektubu Başbakanımıza ulaştırdık! Bunun dışında şunu da özellikle belirtmek istiyorum. Allah hükümetimizin tüm kademelerinden razı olsun. Başbakanımız Şam’daki basın toplantısında bu konvoydan bahsedince dünya kamuoyunun dikkatleri üzerimize çevrildi. Sorunların çözülebilmesi için ciddi girişimlerde bulundular. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Devlet Bakanı Egemen Bağış beni de bizzat aradı. Sayın Başbakanımız da aramış ama bana ulaşamamış, çünkü telefonumu kaybetmiştim!

- Gazze’ye gidişiniz gibi dönüşte de Mısır’ın engeli ile karşılaştınız!

- Maalesef biz asıl sorunu dönüşte yaşayacağımızı biliyorduk! Giderken Ariş Limanı’nda işkence ettikleri yedi arkadaşımızı dönerken tutuklama kararı aldılar. Eğer bu arkadaşlarımızı Mısır'a verseydik, en az 20 yıl ceza alacaklardı. Biz de bunu bildiğimiz için, bir kısmımız uçağın içinde beklerken, diğer kısım ise sınırı geçmesine rağmen uçağa binmedi. Hep birlikte arkadaşlarımızı almadan geri dönmeme kararı aldık. Gereken görüşmeleri biz Mısır’dan, Türkiye’deki siyasilerimiz ise telefon başında yaptı. Bizim yeniden kararlı olduğumuzu gören Mısır yine geri adım atmak zorunda kaldı. Ama düşünün bir kere, biz Mısır’ın elinden iki kere adam aldık. Sivil itaatsizliğe alışkın olmayan bir devlet için bu büyük bir olaydır!

- Bazıları yapılan yardımların Filistin halkını tembelliğe sürüklediğini ileri sürüyor. Bu konuda ne söyleyeceksiniz!

- Her halkta olduğu gibi Filistin için de bu böyledir. Bir de insanları bu konuya alıştıran toplumun kendisidir. Kurumsal anlamda yardım yaparsanız, kurumsal anlamda bu yardımlar üretime dönüştürülebiliyor. Ama her önüne gelen her önüne gelene yardım yaparsa kısa zaman içerisinde bu alışkanlık haline geliyor! Ancak olaya Filistin halkı açısından baktığımızda bunun yanlış bir anlayış olduğunu görüyoruz. Çünkü bu ülkede 4 yıldır acımasız bir ambargo uygulanıyor. Biz yaptığımız yardımlar ile Filistin halkının ihtiyacının yüzde 10’unu bile karşılayamıyoruz. Aslında Filistinli insanlar çok eğitimli. Ve dünya diplomasisini de çok iyi biliyorlar. Size açık bir örnek vermek istiyorum. Filistinliler kendilerini yöneten Siyonistlerin tavırlarını çok iyi bildikleri için Yahudilere karşı kendilerini nasıl korumaları gerektiğini çok iyi biliyorlar! O nedenle dünyayı da harekete geçirebiliyorlar. Filistinliler, başlarına bir tane bomba düşse dünya kamuoyunu harekete geçirebiliyor. Diğer tarafta ise Çeçenistan örneği! Çeçen halkı, 300 binden fazla kayıp vermesine rağmen sorunlarını Filistin kadar gündeme getiremedi! Çeçenler kendilerini iyi anlatamadıkları gibi, kendilerini temsil edemeyecek insanların eliyle diplomatik işlerini yürütmeye çalıştılar. Ve şu an da ne yazık ki, hiç hoş olmayan bir manzara ile karşı karşıyayız!

Cafesiyaset.com
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
İHH'nın ambargoyu delecek gemileri hazır!

ihh_byk.jpg

27 Mart 2010
Daha önce İsrail ambargosunu karadan delerek Gazze'ye insani yardım malzemesi ulaştıran İHH, bu kez denizden ambargoyu delecek. İşte ambargoyu delecek gemiler:
Daha önce İsrail ambargosunu karadan delerek Gazze'ye insani yardım malzemesi ulaştıran İHH, ambargoyu ikinci kez denizden delmek için biri 3 bin tonluk yük gemisi diğeri de 1000 kişilik yolcu gemisi olmak üzere iki gemi satın aldı. IHH Başkanı Bülent Yıldırım, Mayıs ayında ikisi Türk 5'i yabancı olmak üzere 7 gemi ile Gazze'ye doğru yola çıkacaklarını söyledi.

İHH 2 GEMİ SATIN ALDI

Konuyla ilgili Yeni Şafak gazetesine açıklama yapan İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, satın aldıkları 3 bin tonluk yük gemisi ile bölgeye insani yardım malzemesi, 1000 kişi kapasiteli yolcu gemisi ile Türkiye ve dünyanın değişik ülkelerinde görev yapan insan hakları savunucularını götüreceklerini ifade etti. Yıldırım, riskli olduğu için Gemi Şirketleri'nin gemilerini kiraya vermek istemediğini, sigorta şirketlerinin de sigorta yapmadığını belirterek, "Gemi satın almaktan başka çaremiz kalmamıştı. Bunu da gerçekleştirdik. İnşallah Türkiye'den götüreceğimiz malzemelerle Gazze'yi yeniden inşa edeceğiz' dedi

İKİNCİ ÇIKARMA DENİZDEN 7 GEMİYLE

Bülent Yıldırım Gazze'ye yönelik ikinci seferlerin Mayıs ayı ortasında 2'si Türkiye'den 5'i ise Avrupa'dan olmak üzere 7 gemi ile gerçekleştirileceğini söyledi. Türkiye'den hareket edecek yolcu gemisi ile ilk etapta bölgeye Türkiye'den 400, yabancı ülkelerden de 100 aktivist götürülecek. Avrupa'dan Gazze'ye hareket edecek gemilerin bir kısmında insani yardımlar, bir kısmında da aktivistler yer alacak. Bülent Yıldırım, satın aldıkları gemilerle Gazze'ye bundan böyle her ay düzenli olarak yardım götüreceklerini söyledi. İHH, Filistin ambargosunun tamamen kalkmasının ardından her iki gemiyi Filistin'e bağışlamayı planlıyor.


yenişafak
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
İsrail medyasında İHH gemisi!

ihh_byk.jpg


12 Nisan 2010
İsrail basını Mayıs ayında İstanbul'dan Gazze'ye çıkacak gemilerle ilgili spekülasyonlara başladı
İsrail medyası, Türkiye tarafından "finanse edildiği" öne sürülen gemilerin Mayıs ayında Gazze’ye yanaşmaya çalışacağını belirterek, "Türkiye, gelecek ay İsrail’e meydan okuyacak ve Gazze’nin Hamas liderlerine destek sağlayacak bir girişim planlıyor" diye iddia etti.
Arutz Sheva haber portalı, İsrail’in deniz üzerindeki kontrolüne meydan okumak amacıyla Türkiye tarafından "finanse edilen" gemilerin Mayıs ayında Gazze’ye yanaşacağını belirtirken şöyle dedi: "Türkiye, gelecek ay İsrail’e meydan okuyacak ve Gazze’nin Hamas liderlerine destek sağlayacak bir girişim planlıyor. Türkiye tarafından finanse edilen gemiler, İsrail’in deniz üzerindeki kontrolüne, veya düzenleyicilerin dediği gibi ‘İsrail’in yasa dışı Gazze blokajını kırmak amacıyla Mayıs ayında Gazze’ye yaklaşacak."
arutz.jpg

ANKARA DESTEKLİYOR İDDİASI
Gemilere Türk kuruluşu İnsani Yardım Vakfı’nın sponsorluk yaptığını yazan Arutz Sheva, bu vakfın da Türk hükümetince desteklendiğini öne sürdü. Türk gemilerine İngiltere, Yunanistan ve İrlanda’dan gemilerin katılacağı da belirtilen haberde gemilerde insani yardımın yanı sıra, çimento ve inşaat malzemelerini de taşıyacağı kaydedildi.
İsrail’in ise, çimento ve inşaat malzemelerinin Gazze’ye sadece belirli projeler için girmesine izin verdiğine işaret edildiği haberde çeşitli senaryolara da yer verildi. Bu çerçevede "Diğer bir senaryonun, İsrail deniz kuvvetlerinin gemilere ateş etmesidir. Bu da, gemilerin ülkelerine bir savaş ilanı olarak algılanabilir" denildi.
Haberde Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve diğer Türk liderlerinin İsrail’in Gazze işgalini sert dille eleştirmeleri üzerine 2009 yılının başlarından bu yana gergin olduğuna dikkat çekildi.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Akdenizde Gazze alarmı..

israilden45a83db945a742b1by.jpg

29 Mayıs 2010
Büyük merakla yardım gemilerini bekleyen, Gazze sakinleri, etrafı Filistin ve Türk bayraklarıyla donattı.
İsrail’de gelişmeleri takip etmek için bir kriz masası oluşturuldu. İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, İsrail’in filoyu “ne pahasına olursa olsun” durdurmak için hazırlıklı olduğunu söyledi ve “Konvoy, bir şiddet propagandası” dedi.

Hamas kontrolündeki Gazze’ye insani yardım taşıyan konvoy konusunda taraflar geri adım atmadı. Bölgedeki gergin bekleyiş sürdüğü sırada BM ve Avrupa Parlamentosu (AP) da tartışmaya katıldı. BM, taraflara itidal tavsiye ederken, AP, İsrail’den gemileri engellememesini istedi.

“Rotamız Filistin Yükümüz İnsani Yardım” kampanyası kapsamında yardım taşıyan gemileri engellemeye kesin kararlı olan İsrail yönetimi, diplomasi atağı başlattı. Gemilerin yola çıktığı, Türkiye, Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi, İsveç ve İrlanda büyükelçileri, İsrail Dışişleri Bakanlığı’na davet edilerek, “Bu bir provokasyon. İsrail’in kendini savunma hakkı var” mesajı verildi. Savunma Bakanı Ehud Barak da ilgili ülkelerin Dışişleri Bakanlarıyla görüşürken, İsrail hükümetince medyaya iletilen bir notta, Türk İnsani Yardım Vakfı (İHH) ve başkanı Bülent Yıldırım hakkında “Radikal İslamcı eğilimli” ifadesi kullanıldı.

Donanma beklemede

İsrail donanması, yardım filosunun Gazze kıyılarını ulaşmasını engellemek üzere hazır bekliyor. Jerusalem Post Gazetesi’nin haberine göre, İsrail, kıyılarına 65 kilometre kala, gemileri geri dönmeleri konusunda uyaracak. Eğer dönmezlerse, bunları Aşdod limanına alacak. Gemilerde bulunan kişiler, önceden kurulmuş olan çadırlara alınıp, kimlik kontrolü ve sağlık muayenesi yapılacak. Ardından Ben Gurion Havalimanı’na götürülerek sınır dışı edilecekler. Eğer bu muameleyi reddederlerse, tutuklanacak ve hapse atılacaklar.

Hamas da hazır

Gazze’de kontrolu elinde tutan Hamas yönetimi, bölgeye yardım malzemesi taşıyan gemileri karşılamak için hazırlıklarını tamamladı. Hamas, hazırlık çalışmalarına Filistin yönetimi lideri Mahmud Abbas’ın grubu El Fetih’i çağırmadı.

Kıbrıs Rum Kesimi, önceki gece Gazze’ye yardım filosuna katılan gemilerin kendi karasuları içinde toplanmasına izin vermeyeceğini açıkladı. İsrail, Rumların kararını “aklın sesi” diye nitelendirdi. Kıbrıs Rum Kesimi’nden gemilere binecek olan çeşitli ülkelerden 25 milletvekili KKTC’nin Magosa Limanı’na yöneldi.

Gemi sayısı 7’ye düştü

Yunanistan’dan Gazze’ye doğru yola çıkan, ancak arızalanan Challenger 2 adlı teknenin 15 yolcusu Mavi Marmara gemisine alındı. Yine Yunanistan’dan yola çıkan Challenger 1 adlı teknenin de arızalı olduğu belirlendi. Böylece, Gazze’ye ulaşması beklenen gemilerin sayısı 7’ye düştü.

Ankara’da ‘Kadife Müdahale’ beklentisi

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan’ın Latin Amerika ziyaretine eşlik eden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, gelişmelerle ilgili sürekli başkentten bilgi alırken, Türkiye hem diplomatik, hem de siyasi yollardan temasını sürdürüyor. Dışişleri yetkilileri “Bir şey yapacaklarsa ‘Kadife eldiven’ yöntemi uygulayabilirler. Özel kuvvetler gemilere çıkar, malzemelere el koyarlar. Eylemcileri uçaklarla geri gönderirler. Yardım malzemelerini de kontrolden geçirip, Gazze’ye kendileri götürür” dediler.

Eylemciler yolda

İsrail ablukasındaki Gazze’ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara Gemisi önceki akşam Antalya’dan yola çıkıp Kıbrıs açıklarında Avrupa ülkelerinden gelen diğer gemilerle buluştu.

İsrail bekliyor

Kıbrıs Rum Yönetimi, karasularını konvoya kapattığı için sefer rötara uğradı. İsrail donanması, karaya 65 km kala gemilere ‘geri dönün’ uyarısı yapacak. Aksi halde uluslararası eylemciler İsrail’in Aşdod Limanı’na çekilecek.

Gemiler ne taşıyor

Gemilerde, Türk ve yabancı uyruklu yaklaşık 50 gazeteci ve yabancı uyruklu 25 milletvekilinin de aralarında yer aldığı 750 kişi bulunuyor.

Mavi Marmara yolcu gemisinde, 34’ü yabancı uyruklu 50 gazetecinin yanı sıra Kuveyt, Cezayir, Ürdün, Yemen, Bahreyn, Fas, Mısır ve İsrail’den 25 milletvekili bulunuyor. Mavi Marmara 560 yolcu taşıyor.

Türkiye’den yola çıkan Gazze gemisinde, 2104 ton çimento, 600 ton inşaat demiri ve 50 ton fayans, Defne Y gemisinde ise 150 ton demir, 98 jeneratör, 90 prefabrik konut, 16 çocuk oyun parkı, tıbbi malzemeler, ilaç, kırtasiye malzemeleri, gıda, tekstil ürünleri ve çeşitli inşaat malzemeleri bulunuyor.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
İHH Gemileri İsraile Rest Çekti...

ihh_byk.jpg


Akdeniz'de büyük gerilime neden olan Gazze'ye dokuz gemilik yardım filosu yoluna devam ediyor. Geminin yarın İsrail karasularına girmesi bekleniyor. Kritik 24 saate girilirken hurriyet.com.trye konuşan İsrailli yetkililer, geminin Gazzeye değil başka bir yere demirlemesi için gerekli düzenlemelerin yapıldığını söylerken, yardım kuruluşları ise rotalarının Gazze olduğunu ifade etti.
İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı'nın 'Rotamız Filistin Yükümüz İnsani Yardım' kampanyası kapsamında Gazze'ye gidecek olan gemilere İsrail engeli.

Yabancı milletvekilleri ve gazetecilerin de aralarında bulunduğu 560 kişinin gümrükteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından gemi, gece yarısı Antalya Limanı'ndan ayrılarak Akdeniz'de yol almaya başladı.

CUMARTESİ GÜNÜ GAZZE'YE ULAŞMASI BEKLENİYOR
Bugün akşam saatlerinde Kıbrıs'ın güneyinde olması beklenen gemi, insani yardım malzemesi taşıyan 8 gemiyle buluştuktan sonra Gazze'ye doğru yol alacak. Gemilerin, 29 Mayıs Cumartesi günü öğle saatlerinde Gazze'ye ulaşması öngörülüyor.

Gazzeye gidecek olan gönüllülere seslenen İHH Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım, Allah adına yola çıktıklarını söyledi.

BU AMBARGO KALKACAK
Gazze'deki yardım bekleyen mazlumlar, çocuklar ve kadınlar için yola çıktıklarını ifade eden Yıldırım, "İnşallah hedefimize ulaşacağız. İnşallah iki zaferden biri bizim olacak. Hıristiyan'da, Yahudi'de olsa böyle bir zulme uğruyorsa eğer yine gideriz. Çünkü biz adaletin ve barışın taraftarıyız. Çünkü biz vicdan sahibiyiz. Şimdi birleşin. Bu ambargo kalkacak inşallah." diye konuştu.

Gönüllülere birlik ve beraberlik çağrısı yapan Başkan Bülent Yıldırım, "Sonuç olarak ya 'Bedir'i yaşayacağız. Ya 'Uhud'u yaşıyacağız ya da 'Hudeybe'yi yaşayacağız. Ama sonuç zafer olacak hiç tereddüt etmeyin." dedi.

HİÇ KİMSEYİ İSRAİL'E TESLİM ETMEYECEĞİZ
İsrail'in açıklama yaptığını ve bu açıklamayı salondaki gönüllülere ileten Yıldırım, "İsrail diyor ki; her millete ayrı muamele yapacağız. Limanda hazırlık yapmışlar. Bizi tutuklayıp o limana götürüp Filistin ve Arapları uzun süre tutmak, bizi de sorgulayıp bırakmak istiyor. O bilmiyor ki biz yola çıktığımız zaman, hiç bir kardeşimizi geride bırakmayız. Ya hep ya hiç. Sloganımız bu olacaktır." şeklinde konuştu. Yıldırım, hiç bir kardeşlerini feda etmeyeceklerini söyleyerek, "Direneceğiz. Direneceğiz. Ve direnişimiz kazanacak. Hedefimiz direk Gazze Limanı'dır." dedi.

Bülent Yıldırım'ın konuşması sırasında salonda bulunan İHH gönüllüleri sık sık tekbir getirdi.

İSRAİL ORDUSU: TÜRK YARDIM KONVOYUNU DURDURMAYA HAZIRIZ
İsrail ordusundan ismini açıklamak istemeyen bir yetkili, Türkiye'den Gazze'ye insani yardım götürmeyi planlayan 9 gemilik konvoyu durdurmaya hazır olduklarını söyledi.

Reuters'a demeç veren İsrailli yetkili, Tel Aviv hükümetinden direktif alan Savunma Bakanlığı ve donanmanın, yardım konvoyunun Gazze'ye ulaşmasını engellemeye hazırlandığını belirtti. Yetkili, İsrail donanmasının konuyla ilgili olarak tatbikatlar yaptığını da kaydetti.

GEREKİRSE GEMİLERİ VURURUZ
İsrail 'gerekirse gemileri vururuz' tehditinde bulunmakla kalmadı, kullanacağı 'özel harp timlerinin' resimlerini basına dağıtarak dünyaya açık tehditte bulundu. İsrail donanmasının Deniz Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Eliezer Merom yönetiminde 'Gök Rüzgârları' adını verdiği bir operasyonla gemileri durduracağı açıklandı. İnsanlık filosundaki 9 geminin Aşdod Limanı'na çekileceği ve içindekilerin gözaltı merkezlerine götürüleceği, yabancı uyrukluların sınırdışı edileceği belirtildi.

İSRAİL BASININDAN GÜNEY KIBRIS'A ÖVGÜ
İsrail basını: Güney Kıbrıs, gemilerin karasularında toplanmasına izin vermiyor. İsrail basını, Güney Kıbrıs'ın, Gazze'ye yardım filosuna katılan gemilerin kendi karasuları içinde toplanmasına izin vermeyeceğini dün gece açıkladığını duyurdu. İsrail ise Güney Kıbrıs'ın kararını "aklın sesi" olarak nitelendirdi.

Gazze'ye Özgürlük hareketi liderlerinden Greta Berlin, Ynet haber sitesine Güney Kıbrıs'ın yasağına rağmen gemilerin programlandığı şekilde yarın sabah Gazze'ye varmasını umduklarını söyledi.

Berlin, merkezlerinin Güney Kıbrıs'ta olduğunu, ancak buraya gitmeyeceklerini belirtirken, gemilerin buluşma noktasının Kıbrıs karasularının uzağında olacağını vurguladı.

ALMANYA'DAN REST
Berlin, İsrail komandolarının gemiyi durdurup içindekileri tutuklayacakları haberleriyle ilgili soruya karşılık, "Ne istiyorlarsa yapabilirler, ama bizi durduramayacaklar. Gemilerde sadece Gazze'ye ablukayı kırmak, Gazzelilerin de diğer normal insanlar gibi hür olmasını isteyen siviller var" ifadesini kullandı.

Gazze'deki Filistinlilerin bir "toplama kampında" yaşadığının, bölgeye girip çıkma hakları bulunmadığının altını çizen Greta Berlin, "Eğer gözaltına alınırsak, bizi de toplama kampına koyacaklar" diyerek, İsrail'in Aşdod limanında gemideki yolcular için hazırlanan gözaltı merkezine atıfta bulundu.

BERLİN GEMİDEKİ YOLCULARIN SAYISINI AÇIKLADI
Berlin, 1960'lı yılların başından bu yana Filistin halkı için mücadele veriyor. Bir Filistinliyle evli Amerikan vatandaşı olan Berlin, İsrail hükümetinin yardımları Aşdod'dan Gazze'ye aktarma yolundaki önerisinin çok geç geldiğini, gemilerinin çoğunun öneri geldiğinde yola koyulmuş olduğunu söyledi. Berlin, gemilerdeki yolcuların sayısını da 700 olarak verdi.

Gemideki Yahudilerden, halen İsveç'te yerleşik Dror Feiler de "Eğer gözaltına alınırsak, bir iki ay sonra daha fazla gemi Gazze'ye doğru yola çıkacak" dedi.

İSRAİLLİ İSTİHBARAT MERKEZİ: "AMAÇ İNSANİ YARDIM DEĞİL"
Öte yandan İsrail ordu sözcülüğü, İstihbarat ve Terörizm Enformasyon Merkezi tarafından hazırlanan bir rapora atıfta bulunarak, "filo organizatörlerinin kendilerini insan hakları savunucuları olarak göstermelerine karşın", filoya İstanbul'dan katılan gemilerin hareketi sırasında düzenlenen törene üst düzey "İslamcı teröristlerin" de katıldığını öne sürdü.

Sözcülük, "halen İngiltere'de faaliyet gösteren Hamaslı terörist" olarak nitelediği Muhammed Svalha ve Zahir El Biravi ile Ürdün'deki "Müslüman Kardeşler" lideri Hamam Said'in de katılımcıların arasında bulunduğunu kaydetti.

FİLONUN AMACI İNSANİ DEĞİL
Eski istihbaratçı olan ve halen merkezin başkanlığını yapan Reuven Ehrlich de "Filonun amacı insani olsaydı, yardımların İsrail aracılığıyla girmesine imkan tanır ve Gazze'ye yasadışı yollardan sızma teşebbüsünde bulunmazlardı" dedi.

Ehrlich, "Bunların tek amaçları İsrail'i ve ordusunu güç duruma düşürüp Hamas'a ve Hamas hükümetine yardım etmek için provokasyon yaratmak" diye konuştu.

İHH VE BÜLENT YILDIRIM HAKKINDA İDDİALAR
Merkezin raporunda, İnsani Yardım Vakfı (İHH) ile Başkanı Bülent Yıldırım'a da geniş yer ayrıldı.

Raporda, İHH'nin, "Hamas'a maddi destek sağlayan uluslararası bir yardım ağının içinde bulunmaktan dolayı 2008 yılından bu yana İsrail'de yasadışı örgüt olarak kabul edildiği, radikal İslamcı bir örgüt olduğu ve Müslüman Kardeşler ile yakın ilişki içinde bulunduğu" öne sürüldü.

İHH'nin Hamas'la bağlantısını saklamadığı, faaliyetleri için Gazze'de büro açtığı kaydedilen raporda, Batı Şeria'daki faaliyetlerini düzenlemek amacıyla da 2009 yılı kasım ayında üyelerinden İzzet Şahin'i gönderdiği ifade edildi. Şahin'in yeni şube açmak için çalışmalarına başladığı ve Hamas'a bağlı örgütlere İHH'nin binlerce dolar parasını aktardığı da iddia edilen raporda, Şahin'in geçen nisan ayında tutuklanarak bu faaliyetlerinin durdurulduğu ve Türk yetkililerinin talebi üzerine Türkiye'ye gönderildiği anlatıldı.
 

ceylantur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 May 2009
Mesajlar
2,014
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
İSRAİL GEMİYİ VURDU: 3 ŞEHİT VAR

31 Mayıs 2010 05:25

İsrail'in silahlı baskın düzenlediği Filistin'e insani yardım götüren gemiye yapılan baskında hayatını kaybedenlerin sayısının 3 olduğu belirtildi. Saldırı sonucu 30'u aşkın insanın yaralandığı belirtildi.


SAAT: 07:02

İsrail'in silahlı baskın düzenlediği Filistin'e insani yardım götüren gemiye yapılan baskında hayatını kaybedenlerin sayısının 3 olduğu belirtildi. Saldırı sonucu 30'u aşkın insanın yaralandığı belirtildi.

SAAT: 06:00

Daha önce insani yardım filosundaki gemilerden sadece ''Mavi Marmara'' gemisiyle bağlantı kurulabilirken, şu an bu gemi ile de bir bağlantı kurulamıyor.

SAAT 05:00

İsrail askerleri, Gazze'ye insani yardım malzemesi taşıyan gemilere girerek yardım gönüllülerine ateş açtı. Saldırıda 2 yardım gönüllüsü şehit olurken en az 30 kişi yaralandı.

İsrail güçlerinin, ''Rotamız Filistin Yükümüz İnsani Yardım'' kampanyası kapsamında Gazze'ye insani yardım malzemesi götüren 6 gemilik filoya müdahale ettiği, ilk belirlemelere göre 2 kişinin öldüğü, yaklaşık 30 kişinin yaralandığı bildirildi.

Yardım organizasyonunu düzenleyen İHH insani yardım kuruluşunun internet sitesi ve TV NET'in haberine göre, İsrail askerleri, helikopterle gemiye inerek ateş açtı. Saldırı sırasında 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin ağır yaralandığı belirtilen haberlerde, daha sonra ölü sayısının 2 olduğu ve yaklaşık 30 kişinin yaralandığı kaydedildi. Televizyonlarda yer alan haberlerde de bir helikopterden bazı askerlerin ellerinde silahla iple sallanarak gemiye indiği ve geminin iç taraflarına geçtiği görüldü.

SAAT 23:30

Kıbrıs'ın 30 mil güneyinden Gazze'ye doğru giden "Mavi Marmara" gemisi ile diğer 5 gemi, hız kesmeden İsrail'in tatbikat yaptığı alana doğru yoluna devam ederken, İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı yetkilileri, gemide bulunanlara, Kıbrıs açıklarında iki İsrail gemisinin kendilerine yaklaşmakta olduğunu söyledi.

Açıklamanın ardından gemide bulunanlara can yelekleri dağıltılırken, gemi ise hız kesmeden Gazze'ye doğru yoluna devam ediyor.

Bu arada İHH Başkanı Bülent Yıldırım ve İHH yöneticileri, milletvekilleri, gazeteciler, STK temsilcileri ve gemide bulunan aktivistlerin bir basın toplantısı yapacakları da belirtildi.

(Canlı yayın ana merkezden durdu)

İZİN VERMEYİZ
İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, önceki gün yaptığı aöıklamada Gazze'ye insani yardım malzemeleri götürmek üzere yola çıkan filonun eylemini "İsrail'in egemenliğine karşı bir şiddet propagandası teşebbüsü" olarak değerlendirmişti.

İsrail radyosunun haberine göre Lieberman, "yardım konvoyu İsrail'e karşı bir şiddet propagandası ve İsrail topraklarında, hava veya deniz sahasında egemenliğinin herhangi bir şekilde tehdit edilmesine izin vermeyecek" demişti..

Haber7 - aa
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
'Türkiye İslam aleminin lideri olacak'

halid_mesal2.jpg

01 Haziran 2010Anadolu Haber
İsrail'in yardım gemilerine saldırısıyla ilgili Karaman'da düzenlenen mitinge telefonla bağlanan Hamas lideri Meşal'in yardımcısı Ebu Ahmed, Türkiye'ye teşekkür ederken Arap ülkelerine veryansın etti.
İsrail'in Gazze'ye yardım taşıyan gemilere yaptığı saldırı Karaman'da düzenlenen mitingde protesto edildi.

Aktekke Meydanı'nda çeşitli sivil toplum örgütleri tarafından düzenlenen mitinge katılan yaklaşık 2 bin kişilik grup, Kuran-ı Kerim okuduktan sonra saygı duruşunda bulundu, İstiklal Marşı okudu.

İsrail aleyhine sloganların atıldığı mitinge telefonla bağlanan Hamas'ın Suriye'de yaşayan siyasi lideri Halid Meşal'in Yardımcısı Ebu Ahmed, şöyle konuştu:

''Hepinizin kalbimizdeki yeri kardeş ve devlet olarak büyüktür. İnşallah Türkiye devleti İslam aleminin liderliğini yapacak. İsrailliler Türklerin göndermiş olduğu gemilere saldırarak 16 kişiyi şehit etmiştir. Bundan sonra 16 şehidimizin kanı hiçbir zaman yerde kalmayacağını arzu ediyoruz. Başta Cumhurbaşkanınız olmak üzere tüm Türk halkına teşekkür ediyor ve saygılar sunuyorum'' dedi.

İsrail'in saldırdığı gemide bulunan Ahmet Sami Uysal'ın oğlu olduğu öğrenilen Furkan Uysal (25) da kürsüye çıkarak dua etti.

Babasıyla gemi yola çıkmadan önce telefonla görüştüklerini ifade eden Uysal, ''Şu ana kadar babamdan haber alamadık. Dışişleri Bakanlığında kurulan kriz masası da bilgi alamıyor. Basının duyurduğu yaralılar dışında herhangi bir bilgi yok. Onlar ne olursa olsun dönmemek için Filistin'e gittiler. Onlar her şeyi göze almışlardı'' diye konuştu.

Miting, yapılan konuşmalar ve okunan duaların ardından sona erdi.

-BURSA, BALIKESİR VE BATMAN'DAKİ GÖSTERİLER-

İsrail'in, Gazze'ye yardım götüren gemilere düzenlediği saldırı, Bursa, Balıkesir ve Batman'da da düzenlenen eylemlerle protesto edildi.

İHH İnsani Yardım Vakfınca Şehreküstü Meydanı'nda kurulan çadır önünde toplanan ve aralarında Alperen Ocakları üyelerinin de bulunduğu grup, büyük bir Filistin bayrağı açıp, tekbir getirdiler, İsrail aleyhine slogan attılar.

Kent Meydanı'nda ise Anadolu Gençlik Derneğince düzenlenen eylemde ise ''Hamas'a selam, direnişe devam'', ''Küresel diyaloğunuz batsın'' yazılı pankartlar açıldı.

Anadolu Gençlik Derneği Bursa Şube Başkanı Necati Aslan, konuşmasında, saldırıyı kınadıklarını, Türkiye'nin de en kısa sürede İsrail'e gereken cevabı vermesi gerektiğini ifade etti.

-BALIKESİR-

Balıkesir'de de Zağnos Paşa Cami önünde toplanan Alperen Ocakları, Anadolu Gençlik Vakfı, Kamu Sen ve Memur Sen üyelerinden oluşan bir grup, Ali Hikmet Paşa Meydanı'na kadar yürüdü.

Üzerinde, ''Katil İsrail Filistin'den Defol'', ve ''Filistin Halkı Yalnız Değildir'' yazılı pankartlar taşıyan gruptakiler, burada İsrail bayrağını yaktı.

Türkiye Kamu-Sen Balıkesir İl Temsilcisi Hüseyin Yurdakul'un İsrail'i protesto eden konuşmasının ardından grup olaysız dağıldı.

-BATMAN-

Batman'da İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere saldırısında yaralandığı öğrenilen Muhyittin Yıldırım'ın yakınlarının da aralarında bulunduğu bir grup saldırıyı protesto ederek, İsrail bayrağı yaktı.

Turgut Özal Bulvarı üzerinde bir araya gelen grup, Sanat Sokağına kadar, İsrail aleyhinde sloganlar atarak yürüdü.

Burada grup adına bir açıklama yapan Mavi Marmara gemisindeki Batmanlı Muhyittin Yıldırım'ın yeğeni Özcan Yıldırım, bu katliamı şiddetle kınadıklarını belirterek, ''Tüm Müslümanlar, bu duruma seyirci kalmayın'' dedi.

Açıklamanın ardından grup İsrail bayrağı yaktıktan sonra dağıldı.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
O HALDE ORDU GÖREVE...
Adalet Bakanlığı: Türk gemisi Türkiye toprağıdır


Adalet Bakanlığı, "Türkiye gemisinde işlenen suç Türkiye topraklarında işlenmiş gibidir" açıklaması yaptı.
Adalet Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Karaman, Gazze'ye yardım götüren gemilere yönelik İsrail'in yaptığı saldırıyla ilgili olarak, "Gazze'ye yardım götüren gemilerdeki insanlarımızın ve yakınlarının şikayetleri üzerine İstanbul ve Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığımız inceleme başlatmıştır. Türkiye gemisi, Türkiye toprağıdır. Öyleyse Türk gemisinde işlenen suç Türkiye topraklarında işlenmiş gibidir. Onun soruşturmasını yapma yetki ve görevi de Türk makamlarına aittir. Bu soruşturmayı tamamlayacağız, arkadaşlarımız çalışmalarını yürütüyor" dedi.

Bosna-Hersek'in başkenti Saraybosna'da bulunan Uluslararası Saraybosna Üniversitesi tarafından "21. Yüzyılda Türkiye" konulu seminer düzenlendi. Seminere Adalet Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Karaman, Maliye Bakanlığı Müsteşar ı Naci Ağbal, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ali Boğa, Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Yalçın Ekmekçi ve Yunus Emre Vakfı Enstitü Başkanı Prof. Dr. A. Fuat Birkan konuşmacı olarak katıldı.

Adalet Bakanlığı Müsteşarı Karaman'a salonda bulunanlar tarafından "İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere yönelik saldırılarıyla ilgili hukuki bir sürecin başlatılıp başlatılmadığı" yönünde soru yöneltildi.

Karaman, son olayların gerçekten bir insanlık suçu olduğunu belirterek, "Hepimizin yüreği yandı, biz canlarımızı yitirdik, orada yıllardır mahsur kalan kardeşlerimizin yardımına sadece insani bir şekilde koşan insanlarımızın başına gelenler hepimizi derinden üzdü" dedi.

Saraybosna'ya gelmeden önce beraberindekilerle İstanbul Adli Tıp Kurumunu ziyaret ettiğini bildiren Karaman, kurumda cenazelerin otopsilerinin yapıldığını ve İsrail'den gelen gönüllülerin burada kontrolden geçirildiğini anımsattı.

Adli Tıp Kurumunda yapılan incelemenin sonuçlarının kısa sürede Türk ve dünya kamuoyuyla paylaşılacağını ifade eden Karaman, şöyle konuştu:

"Orada üzüntü veren dehşet görüntüler var. Silahla yaralanmadan, öldürülmeden önce insanlarımızın fiziki işkenceye maruz kaldıklarının her türlü belirtileri otopsi işlemleriyle kayıt altına alınmış. Biz Adli Tıp Kurumu olarak gelen insanlarımızı bütün ekibimizle gönüllü olarak hiç kimse evine gitmeden gece yarılarına kadar çalışarak kontrolden geçirdik ve işlemlerini tamamladık. Bu insanlarımız üstelik işkence görmüşler. Ciddi manada travma yaşamışlar."

Karaman, gemide öldürülen 19 yaşındaki Furkan Doğan'da, başında ve ayaklarında ikişer olmak üzere toplam dört kurşun saptandığını ifade ederek, "Başından vurulan bu yavrumuzun kafasında iki mermi girişi, iki de çıkış olduğu için dört kurşun yarası aldı diye bazı basın yayın organlarında yer aldı. Ancak vücudunda ve kafasında ikişer olmak üzere toplam dört kurşun bulunuyor" dedi.

Ahmet Karaman, İsrail'de alıkonulanlarla, açık sularda yapılan saldırı da ölenlerin yakınlarının şikayetleri üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcıl ığının ve Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının saldırıyla ilgili inceleme başlattığını bildirdi.

Karaman, şöyle konuştu:
"Saldırı yapılan yer Türkiye gemisidir. Türkiye gemisi, Türkiye toprağıdır. Öyleyse Türk gemisinde işlenen suç Türkiye topraklarında işlenmiş gibidir. Onun soruşturmasını yapma yetki ve görevi de Türk makamlarına aittir. Bu soruşturmayı tamamlayacağız, arkadaşlarımız çalışmalarını y ürütüyor.

Failler yakalanır mı yakalanmaz mı? O ayrı bir konudur. Ama en azından biz bu soruşturmayı tamamlayacağız, ümit ediyorum en azından Türk ve dünya kamuoyu nezdinde suçlular saptanmış ve yapılan insanlık suçu belgelenmiş olur. Biz cezaevimize atıp hapsedemeyebilsek de bu tarihe düşen bir belge şeklinde yerini alacaktır."

"Soruşturma açıldıktan sonra, dava açılır mı?" şeklindeki soruya ise Karaman, şöyle yanıt verdi:
"Soruşturma tamamlandıktan sonra dava açılır mı açılmaz mı? Onu yetkili makamlar kararlaştıracaktır. Türkiye'de mahkemeler ve Cumhuriyet Savcılıkları tamamen bağımsızdır. Ne benim ne Adalet Bakanımızın ne de herhangi bir yetkilinin mahkemeler ve Cumhuriyet Savcılıklarına soruşturmayla ilgili talimat verme yetkisi yoktur. Bu kendiliğinden, doğal seyrinde gelişen olaylardır.

İşkence gören insanlarımız, yakınları, vekilleri şikayet dilekçesi verdiler bunun üzerine yetkili makamlar soruşturma başlattı. Soruşturma sonunda dava açılır mı, takipsizlik kararı mı verilir bu tamamen adli makamlarımızın kendi takdirlerindedir. Süreç hukuki olarak devam edecektir. Mahkemelerimiz hukuku uygulamakla yükümlüdür. Bazı sonuçlarının şu şekilde veya bu şekilde ne gibi olacağı, nasıl sonuçlar doğuracağı bizim mahkemelerimizin konusu değildir.

Mahkemelerimiz kendi prosedürlerini uygular, yasalarımıza göre de ceza verir. Uluslararası imzaladığımız sözleşmeler vardır, bunlar da yasa hükmü ndedir. Taraf olduğumuz sözleşmeler doğrultusunda da kararlarımızı veririz. İsrail gibi bir ülkenin Başbakanı tutuklanır mı onun hakkında karar verilir mi? O konuda yasal düzenlemeler mevcuttur. Yasal düzenlemeler neyi emrediyorsa o yapılacaktır."
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Gemilerde FEDA EYLEMİ Gerçekleşmiştir.

Olay son derece açıktır.Yahudi tarihi kinini ve intikamını Türkiye'den alma adına yola çıkmış ve Müslüman Anadolu İnsanının tam kalbine o lanetli hançerini saplamıştır.

Biz halk olarak sadece hükümet yetkililerinin kınama,ıkınma protesto etme gibi laflarına alışık olduğumuzdan bu hadiseyi'de unutma ve ya unutturma operasyonlarına alışığız.Bir nevi bağışıklık kazandık!
Batıcı hayat tarzı aslında bizlere karşı koyma ve dik durma hissini kaybettirdi.

500_6379_31052010_11.jpg

İhh gemileri İNSANİ YARDIM amacı ile yola çıkarken karşılarında İNSANLIK DÜŞMANI ve doğal olarakta bütün halkların düşmanı olan bir kavimle karşılaşacaklarını biliyorlardı.Nitekim gemilerde ki görüntüleri izledik hepimiz imanlarından aldıkları bir öfke ile 60 70 yaşında olan İnsanlık kahramanı yiğitlerin o eli kana alışmış şerefsiz silahlı askerlere direndiklerine şahit olduk.Bu iş böyledir.

Tarihi olarak ta böyle olmuştur.Yahudi Osmanlı Devletinin yıkılışında ki en önemli aktörlerdendir.Hatta başrol oyuncusudur.Osmanlı Devleti bu alçak soysuzlara Abdülhamid han ile tokat üstüne tokat indirirken bugünlere uzayan sürecin de tohumlarını atmıştır.

İHH yardım gemilerinde en büyüğü 65 yaşında olan ve onlarla ifade edilen Türk şehid kanlarını Filistin için akıtmış ve Tarihe resmen büyük bir miras bırakmışlardır.Tıpkı Yahudiye fırsat vermİyen şanlı atamız Abdülhamid Han gibi onlarda adeta ZAFER'lerini ilan ederek FEDA eylemlerini gerçekleştirmişlerdir.Evet o gemiye binerken bu insanlar İsrail Askerleri ile karşılaşacaklarını biliyorlardı.Yani bir nevi canlarını feda ettiler.Ve dünyada eşine raslanmaz bir şehadete kavuştular.

500_6379_31052010_12.jpg

Ne diyor du üstad Necip Fazıl:

" Can taşıma liyakatini, canların canı uğrunda can vermeyi cana minnet sayacak kadar gözü kara ve o nispette usule, stratejiye uygun bir gençlik"

Bu şehidlerimiz ileri ki zamanlarda Müslüman Anadolu genci'nin Şehid önderleri olarak anılacak ve Tarihe birer birer isimleri kazınacaktır.canlarını feda eden ve en büyüğü 65 yaşında olan bu ruhu genç delikanlılara selam olsun......

Yolu yolumuz davalarınıda davamız biliyoruz.



- Buralardan çok kez yetkili mercilere yönelik bir kaç ikaz ve uyarılarımız ve seslenmelerimiz oldu.

***
Bir kez daha Sesleniyoruz.!


Yetkili kim ise ,Hükümet Mİ?,Ordu MU?,her kimsen şayet sesimize kulak ver.


BU İŞ SADECE KINAMAKLA,PROTESTO ETMEKLE TEHTİD ETMEK VEYA BÜYÜKELÇİYİ GERİ ÇAĞIRMAKLA OLMAZ.TERÖRİST ŞEBEKE İSRAİL BİZE AİT OLAN BİR GEMİYE EL KOYARAK TÜRKİYEYE SAVAŞ İLAN ETMİŞTİR.AÇIN OKUYUN TSK SİTESİNDEN BU İHLALİN MADDESİNİ?

BU OLAY TOPRAK İŞGALİ İLE EŞTİR.


TÜRKİYE İSRAİL'İ DEVLET OLRAK TANIYAN İLK DEVLET OLMA UTANCINDAN ARINMALIDIR.BU ŞEBEKE İLE BÜTÜN İLİŞKİLER DERHAL KESİLMELİ ,ASKERİ,SİYASİ VE ADINA MÜTTEFİKLİK DENİLEN SAHTE OYUNLAR SONA ERDİRİLEREK,


İSRAİL DİYE BİR DEVLET MUHATAP KABUL EDİLMEMELİDİR.



ANADOLU'NUN BİR PARÇASI ŞU AN İSRAİL'İN ELİNDEDİR.ŞEHİTLERİN İNTİKAMI ALINMADAN BU KINAMA ,IKINMA,AÇIKLAMA,SLOGAN VS ŞEYLER İŞE YARAMAZ.TSK VE İSRAİL ORDUSU ARASINDA İMZALANMIŞ BÜTÜN ASKERİ ANLAŞMALAR İPTAL EDİLSİN.

BÜLENT ARINÇ"KİMSE BİZDEN SAVAŞ İLANI BEKLEMESİN" DİYE AÇIKLAMA YAPIYOR !
PEKİ ORDUMUZ HANGİ GÜNLER İÇİN ANADOLU EVLADINI SİLAH ALTINA ALMIŞTIR.SAVAŞ NEDENİ İSE BU GEMİ SALDIRISI O HALDE TÜRKİYE İSRAİL'İN TEK TARAFLI SALDIRISINA NEDEN BU KADAR CILIZ TEPKİ VERİYOR?

HERON MERON ADI HER NE İSE İPTAL EDİLEMİYORMUŞ !



NİYE SAYIN MİLLİ SAVUNMA BAKANI? NİYE?

BİZ HERONLARDAN GEÇTİK İSRAİL'İ NERON GİBİ YAKMAYA GELİYORUZ!
 

gurbette

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2008
Mesajlar
2,850
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
50
selamun aleykum
Allahu Teala bu güzel insnalarin sehadetlerini kabul eylesin
ancak dikkatimi ceken bir nokta var gemilere terorist israil askerleri tarafindan yapilan saldirinin ardindan israil genelkurmay baskani bizim genel kurmay baskani ile telefon görüsmesi yapmislar bu telefon görüsmesinde neler konusuldu ben merak ediyorum ve bu nedense medyanin gözünden sanki kacmis gibi kimse bu konu hakkinda aciklmada bulunmadi...
nedir içerigi bu görusmenin bilen varsa soylesin!


Gemilerde FEDA EYLEMİ Gerçekleşmiştir.

Olay son derece açıktır.Yahudi tarihi kinini ve intikamını Türkiye'den alma adına yola çıkmış ve Müslüman Anadolu İnsanının tam kalbine o lanetli hançerini saplamıştır.

Biz halk olarak sadece hükümet yetkililerinin kınama,ıkınma protesto etme gibi laflarına alışık olduğumuzdan bu hadiseyi'de unutma ve ya unutturma operasyonlarına alışığız.Bir nevi bağışıklık kazandık!
Batıcı hayat tarzı aslında bizlere karşı koyma ve dik durma hissini kaybettirdi.

500_6379_31052010_11.jpg

İhh gemileri İNSANİ YARDIM amacı ile yola çıkarken karşılarında İNSANLIK DÜŞMANI ve doğal olarakta bütün halkların düşmanı olan bir kavimle karşılaşacaklarını biliyorlardı.Nitekim gemilerde ki görüntüleri izledik hepimiz imanlarından aldıkları bir öfke ile 60 70 yaşında olan İnsanlık kahramanı yiğitlerin o eli kana alışmış şerefsiz silahlı askerlere direndiklerine şahit olduk.Bu iş böyledir.

Tarihi olarak ta böyle olmuştur.Yahudi Osmanlı Devletinin yıkılışında ki en önemli aktörlerdendir.Hatta başrol oyuncusudur.Osmanlı Devleti bu alçak soysuzlara Abdülhamid han ile tokat üstüne tokat indirirken bugünlere uzayan sürecin de tohumlarını atmıştır.

İHH yardım gemilerinde en büyüğü 65 yaşında olan ve onlarla ifade edilen Türk şehid kanlarını Filistin için akıtmış ve Tarihe resmen büyük bir miras bırakmışlardır.Tıpkı Yahudiye fırsat vermİyen şanlı atamız Abdülhamid Han gibi onlarda adeta ZAFER'lerini ilan ederek FEDA eylemlerini gerçekleştirmişlerdir.Evet o gemiye binerken bu insanlar İsrail Askerleri ile karşılaşacaklarını biliyorlardı.Yani bir nevi canlarını feda ettiler.Ve dünyada eşine raslanmaz bir şehadete kavuştular.

500_6379_31052010_12.jpg

Ne diyor du üstad Necip Fazıl:

" Can taşıma liyakatini, canların canı uğrunda can vermeyi cana minnet sayacak kadar gözü kara ve o nispette usule, stratejiye uygun bir gençlik"

Bu şehidlerimiz ileri ki zamanlarda Müslüman Anadolu genci'nin Şehid önderleri olarak anılacak ve Tarihe birer birer isimleri kazınacaktır.canlarını feda eden ve en büyüğü 65 yaşında olan bu ruhu genç delikanlılara selam olsun......

Yolu yolumuz davalarınıda davamız biliyoruz.



- Buralardan çok kez yetkili mercilere yönelik bir kaç ikaz ve uyarılarımız ve seslenmelerimiz oldu.

***
Bir kez daha Sesleniyoruz.!


Yetkili kim ise ,Hükümet Mİ?,Ordu MU?,her kimsen şayet sesimize kulak ver.


BU İŞ SADECE KINAMAKLA,PROTESTO ETMEKLE TEHTİD ETMEK VEYA BÜYÜKELÇİYİ GERİ ÇAĞIRMAKLA OLMAZ.TERÖRİST ŞEBEKE İSRAİL BİZE AİT OLAN BİR GEMİYE EL KOYARAK TÜRKİYEYE SAVAŞ İLAN ETMİŞTİR.AÇIN OKUYUN TSK SİTESİNDEN BU İHLALİN MADDESİNİ?

BU OLAY TOPRAK İŞGALİ İLE EŞTİR.


TÜRKİYE İSRAİL'İ DEVLET OLRAK TANIYAN İLK DEVLET OLMA UTANCINDAN ARINMALIDIR.BU ŞEBEKE İLE BÜTÜN İLİŞKİLER DERHAL KESİLMELİ ,ASKERİ,SİYASİ VE ADINA MÜTTEFİKLİK DENİLEN SAHTE OYUNLAR SONA ERDİRİLEREK,


İSRAİL DİYE BİR DEVLET MUHATAP KABUL EDİLMEMELİDİR.



ANADOLU'NUN BİR PARÇASI ŞU AN İSRAİL'İN ELİNDEDİR.ŞEHİTLERİN İNTİKAMI ALINMADAN BU KINAMA ,IKINMA,AÇIKLAMA,SLOGAN VS ŞEYLER İŞE YARAMAZ.TSK VE İSRAİL ORDUSU ARASINDA İMZALANMIŞ BÜTÜN ASKERİ ANLAŞMALAR İPTAL EDİLSİN.

BÜLENT ARINÇ"KİMSE BİZDEN SAVAŞ İLANI BEKLEMESİN" DİYE AÇIKLAMA YAPIYOR !
PEKİ ORDUMUZ HANGİ GÜNLER İÇİN ANADOLU EVLADINI SİLAH ALTINA ALMIŞTIR.SAVAŞ NEDENİ İSE BU GEMİ SALDIRISI O HALDE TÜRKİYE İSRAİL'İN TEK TARAFLI SALDIRISINA NEDEN BU KADAR CILIZ TEPKİ VERİYOR?

HERON MERON ADI HER NE İSE İPTAL EDİLEMİYORMUŞ !



NİYE SAYIN MİLLİ SAVUNMA BAKANI? NİYE?

BİZ HERONLARDAN GEÇTİK İSRAİL'İ NERON GİBİ YAKMAYA GELİYORUZ!
 

_SeNaToR_

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,220
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Tsk İsrail ordusunun kankisidir..Bu kukla ordumu israile savaşacak ))
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Gazze'de Türkiye için miting yaptılar

560420110903110044508.jpg


Türkiye'nin İsrail'e yönelik aldığı kararlar için, Gazze'de teşekkür mitingi düzünlendi. Miting meydanını doluduranların elinde Türk bayrağı duvarlarda ise Erdoğan afişi vardı.

Gazze'de, Türkiye'nin İsrail'e yönelik aldığı kararlar nedeniyle teşekkür mitingi düzenlendi.

Kentin merkezinde düzenlenen mitingte konuşan Hamas Sözcüsü İsmail Rıdvan, BM'nin Mavi Marmara ile ilgili raporunun zalim ve insafsız olduğunun altını çizerek, ''Rapor İsrail'in daha fazla ambargo, daha fazla Filistinliyi öldürmesini desteklemektedir'' dedi.

Rıdvan, raporun açıklanmasının ardından Türkiye'nin İsrail'e yönelilk ''İsrail büyükelçinin ülkeden gönderilmesi ve askeri anlaşmaların askıya alınması'' kararlarını desteklediklerini kaydederek, ''Türkiye Cumhuriyeti'ne bu kararlardan dolayı özellikle de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a çok teşekkür ediyoruz. Filistin halkı ve Hamas olarak Türk halkına selamımız var'' diye konuştu.

Yaşanılan bu süreçte Arap ülkelerinin suskunluğuna vurgu yapan Rıdvan, Türkiye'nin İsrail'e karşı aldığı kararlardan sonra Arapların artık suskun kalmaması ve kendi ülkelerindeki bütün İsrail büyükelçilerini sınır dışı etmesinin yanı sıra Gazze'ye uyguladıkları ambargoyu da bir an evvel kaldırmalarını da istedi.

Sözcü Rıdvan, Mavi Marmara'da hayatlarını kaybedenleri hiçbir zaman unutmayacaklarını bildirerek, ''Onlar bizim için kan döktüler''dedi.

Mitingte İsrail bayrağı yakılırken, gruptakiler Türk, Filistin ve Hamas bayrakları taşıdı. Miting sonunda topluluk hep bir ağızdan, ''Gazze'nin Türkiye'ye çok selamı var'' şeklinde slogan attı.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt