Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

''fasık'' Kavrami (1 Kullanıcı)

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
tezhip-line-1.gif



Allah'ın emirlerine aykırı davranan, günahkâr, kötü huylu, kötülük yapmayı alışkanlık hâline getiren kimse.
Arapça "Fe-Se-Ka" kökünden gelmekte olup ism-i fâil kalıbındandır.
Lügatta, çıkmak manasına gelir. Daha özel bir anlam ile "olgun hurmanın kabuğundan dışarı çıkmasına" denir. İstilahta ise, Allâh'a itâati terk edip O'na isyâna dalmaktır. Yani kısaca ilâhi emirlerin dışına çıkmaktır.
Biraz daha geniş anlamıyla büyük günâh işleyerek veya küçük günâhta ısrar ederek hak yoldan çıkan, dinin hükümlerine bağlanıp onları kabul ettikten sonra o hükümlerin tamamını ya da bir kısmını ihlâl eden anlamına gelmektedir (Fahrüddin er-Râzî, Tefsîru'l-Kebîr, II, 91; Râgib el-Isfahâni, el-Müfredât, 572; Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, I, 282).

Nitekim Kur'an-ı Kerîm'de Kehf sûresinin 50. âyetinde Allah'ın emrinden çıkarak O'na secde etmeyen şeytan için "Feseka an emri Rabbih: Şeytan Rabbinin emrinden çıktı" buyrulmaktadır.

Genel olarak fıskı üç grupta toplamak mümkündür:


a. Günâhı çirkin olarak kabul etmekle beraber bazan günâh işlemek.
b. Yapılan bir günâhı ısrarla yapmak.
c. Günâhın çirkin olduğunu inkâr ederek bu günâhı işlemek; bu küfrü gerektiren bir durumdur; bu noktada kişinin iman ile, din ile iliskişi kesilmiş olur (Elmalili, a.g.e., I, 282).

Kur'an'da fısk genellikle küfür ile eş anlamda kullanılmıştır. Ancak bazı ayetlerde fısk mutlak anlamıyla zikredilmektedir. Meselâ hacc'da yapılan fısk (el-Bakara. 2/197) veya Allah'ın adı anılmaksızın boğazlanan hayvanları yemek (el-En 'âm, 6/12 1), yahut müslümanlara iftirâ edenlerin içine düştükleri fısk (en-Nûr, 24/4) gibi hususlar helâl görülmediği müddetçe sadece günâh işlenmiş kabul edilir. Ama bu durumlarda işlenen fısk ve yapılan iş helâl kabul edilirse küfrü gerektirir.

Bunların dışında genellikle Kur'an-ı Kerîm'de geçen fısk ve fâsıklar tâbiri küfür ile eş anlamlı olarak kullanılmıştır:

"Andolsun ki biz sana apaçık ayetler indirdik. Bunları fâsıklardan başkası inkâr etmez" (el-Bakara, 2/99)

"Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler fâsıkların tâ kendileridirler" (el-Mâide, 5/47)


"İşte Rab olmaya en lâyık olan Rabbinin şu sözü (azâbı) küfür ve inat içinde olan o fâsıklar için öyle sâbit olmuştur. Gerçekten onlar iman etmezler" (Yûnus, 10/33)

"Eğer Allah'a, Peygamberine ve ona indirilene iman ediyor olsalardı, onları (kâfir ve müşrikleri) veli edinmezlerdi. Fakat onlardan birçoğu fâsık (Allah'ın emrinden ve imandan çıkmış) kimselerdir'' (el-Mâide, 5/81).

Mu'tezile'ye göre fâsık, ne mümin ne de kâfirdir, ikisi arası bir durumdadır. Onların bu anlayışı aynı zamanda beş prensiplerinden birisini teşkil eder ve bu prensip "el-Menzile Beyne'l-Menzileteyn" olarak bilinir. Bunlara göre fâsık eğer tövbe ederse imana döner, yok eğer tövbe etmeden ölürse ebedî olarak cehennemde kalır. Burada şu hususa dikkat çekmek gerekir: Mu'tezilece ifade edilen bu "el-Menzile Beyne'l-Menzileteyn" anlayışı bu dünya içindir, yani o kişinin iman açısından bu dünyadaki durumunu ifade eder, yoksa kişilerin cennet ile cehennem arasında bir yerde kalacakları anlamında değildir. Hâriciler ve ameli imanın esasından bir şart olarak görenlere göre ise fasıkın her 3 derecesi de küfür noktasındadır ve ebedî olarak cehennemde kalacaklardır. Fısk ve fâsıklık bu derece kötü ve tehlikeli bir durum olunca insanlara düşen bu durumdan mümkün olduğu ölçüde kaçınmak, gerek diliyle ve gerekse fiiliyle mümkün olduğu ölçüde fısktan uzak durmaktır. Günâhın büyüğünden olduğu gibi küçüğünden de kaçınmalı, ''bu küçüktür zarar vermez.'' diyerek onun işlenmesinde ısrar edilmemelidir. Zira sözü geçtiği üzere küçük günâhta ısrar etmek de fıskın derecelerinden birisidir.
Burada belirtilmesi gereken önemli bir nokta da, hiçbir kimseye fısk isnadıyla bir söz söylememek gerekir. Bu hususta Hz. Peygamber (s.a.s.)'in, "Hiçbir kişi başka bir kimseye fısk (sapıklık) isnadıyla 'ya fâsık ' diye söz atamaz, atmaya hakkı yoktur. Yine böyle küfür de isnad edemez. Şayet atar da attığı kimse, atılan fıskın veya küfrün sahibi değilse bu sıfatlar muhakkak atan kimseye döner, fâsık veya kâfir olur'' (Sahîh-i Buhâri Muhtasar Tecrid-i Sarih Tercümesi ve Serhi, XII, 137). Bu hadis-i şerif aynı zamanda bir ahlâki prensibi ortaya koymaktadır. Zira kişiyi ayıplamak, onun ayıbını teşhir etmek, hele hele böyle güzel olmayan bir şeyle ayıplamak ahlâki bir tavır olmadığı gibi isnad ettiği şey, o kişide mevcut değilse zikredilen lâfız gereğince kendisini de tehlikeye düşüren bir durumdur.



tezhip-line-1.gif
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
selamun aleykum sitenin gülü
ellerine saglık çok güzel bir konu hep fasık kelimesini duyuyorduk ama tam ne manaya gelmediğini bilmiyorduk rabbim razı olsun inşallah
rabbimize emanetsin gül kardeşim benim inşallah gül sultana komşu olursunB)B)B)
 

Nur_u Secde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Eki 2007
Mesajlar
5,204
Tepki puanı
3,575
Puanları
163
Yaş
46
SA.BENDE DUYMUŞTUM AMA ANLAMINI BİLMİYORDUM.ALLAH RAZI OLSUN.
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Fısk Davranışlarının Sonucu

Kur'an, toplumların çözüntüye ve çöküşe uğramasında, fısk davranışlarının etkisini açıkça belirtir. Allah, fıskı çirkin göstermiştir. Özellikle bir yasağı çiğnemek ya da bir emri yerine getirmemekle olsun, Allah'ın iradesine zıt davranışlarda bulunmak, Kur'an'da sık sık en çetin cezayı gerektiren fısk olarak lanetle anılmaktadır.



a- Allah, Fâsıkları Hidayete Eriştirmez, Onlardan Râzı Olmaz

Fısk davranışlarından söz eden pek çok ayet, "Allah, fâsıkları hidayete (doğruya) eriştirmez" yargısıyla biter. "Allah'tan sakının, dinleyin. Allah fâsık kimseleri hidayete / doğruya eriştirmez." (5/Mâide, 108) "De ki: Babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, akrabanız, elde ettiğiniz mallar, durgun gitmesinden korktuğunuz ticaret, hoşunuza giden evler, sizce Allah'tan, Peygamberinden ve Allah yolunda cihaddan daha sevgili ise, Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin. Allah, fâsık kimseleri hidayete/doğru yola eriştirmez." (9/Tevbe, 24)

Selef âlimleri: “İyiliğin sevabı, ondan sonra işlenen iyiliktir; kötülüğün cezası ise daha sonra işlenen kötülüktür” derler. İşleyene nisbetle günahlar, hastaya oranla hastalık gibidir. Direncini zayıflatır, bedeninde hastalık yapar ve mikropların girebileceği gedikleri açar veya zaten var olan hastalık ve mikrobu daha da güçlendirir. Taviz tavizi, günah da günahı doğurur. Şeytan, haramlara kapı açan birini buldumu, o kapıdan kolay kolay ayrılmaz. Midenin doyması söz konusu olduğu halde, nefsin doyması söz konusu değildir; nefsin midesi yoktur. Nice kötü alışkanlık ve günahın başlangıçta küçük bir düşünce veya önemsiz bir eylemle başladığı durumlar hiç de az değildir.



b- Dünyevî Azap ve Helâk

“Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizin yaptığı (işler) yüzündendir. (Allah, işlediklerinizin) birçoğunu da affeder.” (42/Şûrâ, 30) Yani, ey insanlar! Başınıza gelen bütün hastalık, felaket, deprem gibi musibetler, acılar, dertler, stres, bunalım ve benzeri hoş olmayan durumlar, kazandığınız günahlar sebebiyledir. Fakat, buna rağmen Allah, günahlarınızın çoğunun cezasını peşinen vermez.

Kötülükleri işlemek, işleyenine bakılmaksızın, cezanın kendisine gelmesini gerekli kılar. Kötülüklerin işlenmesinde ve ona terettüp eden cezada sünnetullah, genel ve kesin olup, bütün mahlukat için geçerlidir. Ne bir fertten, ne cemaatten, ne de ümmetten geri kalmaz. Tolerans söz konusu değildir. Allah, âlemlerin rabbıdır. Herkes bu genel kanunun önünde eşittir. Kötülük işleyen her kimse, sünnetullah (Allah'ın evrendeki değişmez yasaları) gereği cezasını görür. Bu rabbânî düsturu, “kimi hakkında vazgeçer, kimisi için de uygulama yapmaz” tarzında algılayan yanılmış ve hata etmiştir. Allah, bu genel kuralı açıklarken “Kötülük yapan, cezasını çeker.” (4/Nisâ, 123) buyurmaktadır.

Hz. Musa, şu duayı yaptı: "Rabbim! Ben ancak kendime ve kardeşime söz geçirebiliyorum. Artık bizimle bu fâsık kavmin (yoldan çıkmış toplumun) arasını ayır." (5/Mâide, 25)

Fıska bulaşmış olanlara, gökten azap inecektir: "Zulmedenler, kendilerine söylenmiş olan sözü başka sözle değiştirdiler. Biz de zâlimlere, fıskları (yoldan çıkmaları) sebebiyle gökten azap indirdik." (2/Bakara, 59) Yine Lut kavminin fıskı, ayetleri yalanlayanların fıskı, İsrailoğullarının fıskı, onların azabına sebeptir (Bkz. 29/Ankebut, 33-35; 6/En'âm, 49; 7/A'râf, 165; 59/Haşr, 5).

Helâk edilen kavimlerin ortak özelliği, kötülüklerinin fısk kavramında belirişidir. "Peygamberlerden azim sahibi olanlar gibi sen de sabret. İnkârcılar için acele etme. Onlar kendilerine söz verileni gördükleri gün, dünyada sadece gündüzün bir müddeti eğlendiklerini sanırlar. Bu bir bildiridir. Fâsıklardan (yoldan çıkanlardan) başkası helak edilir mi hiç!" (46/Ahkaf, 35) "Bir şehri (toplumu) yok etmek istediğimiz zaman, şımarık varlıklılarına (mütreflere) yola gelmelerini emrederiz. Ama onlar fısk işlerler /yoldan çıkarlar. Artık o şehir yok olmayı hak eder. Biz de onu yerle bir ederiz." (17/İsrâ, 16)

Fısk ve fâsıktan söz eden ayetlere siyak - sibaklarıyla (önceki ve sonraki ifadeler) birlikte bakıldığında, fâsık toplumun nasıl çöküş sürecine girdiği ve neden çöküşü hak ettiği aydınlığa kavuşur. Bu ayetlerde fâsık toplumda, tüm sosyal değer ve dinamiklerin ayaklar altına alındığı özellikle belirtilmektedir. Toplum bireylerinin Allah'a ve birbirlerine karşı sorumluluk ahlakına sahip olmamaları, ilişkilerinde çıkarı esas almaları, yalancı ve iftiracı olmaları, hak-hukuk gözetmemeleri, dünya hayatına, para, mal ve mülke düşkün olmaları, toplumda karışıklık çıkarmaları, bozgunculuk yapmaları vb. bütün olumsuzlukların iyice yaygınlaşması ve baştan ayağa bütün bir toplumu kuşatması, fâsıklık adını almaktadır. Bütün bu sayılan olumsuzlukları ve dolayısıyla fâsık toplumu Kur'an, şöyle özetlemektedir:

" Fâsıklar , Allah'la yapılan ahdi (sözleşmeyi) kabulden sonra bozarlar. Allah'ın birleştirilmesini emrettiği şeyi ayırırlar. Yeryüzünde fesad (bozgunculuk) çıkarırlar. Hüsrâna/ zarara uğrayanlar, işte onlardır." (2/Bakara, 27) Bu ayette, fâsığın tam tanımı görülebilir. Fâsık, Allah'la olan ilişkilerini kesip ayıran, insanların arasını bozan ve toplumda karışıklık çıkaran kimsedir. Böyle insanların çoğalması ise, toplumda çözüntü ve çöküşü hızlandırır.

“Görmediler mi ki, onlardan önce yeryüzünde size vermediğimiz bütün imkânları kendilerine verdiğimiz, gökten üzerlerine bol bol yağmurlar indirip evlerinin altından ırmaklar akıttığımız nice nesilleri helâk ettik. Biz onları, günahları sebebiyle helâk ettik ve onların ardından başka nesiller yarattık.” (6/En'âm, 6) Bu ayetten açıkça anlaşılmaktadır ki, helak olanları, Allah işledikleri günahları sebebiyle helak etmiştir. Bu haberde, sabit bir gerçeğin ve sürekli bir kuralın ifadesi vardır. Günahlar, sahibini helake sürükler, Allah günahkârları günahları sebebiyle helak etmektedir. Bu, günahlar yayıldıkça, toplumların boyun eğmek zorunda kaldıkları değişmez bir kanundur. Geçmiş ümmetlerde olduğu gibi, toplumlar ya Allah tarafından gelen bir musibetle helak olurlar, ya da günahın uçsuz bucaksız çöllerine dalarken helak olmayacağını zanneden toplumun büyük bir bölümünde geçerli olan yavaş ve doğal bir değişim ve çözülmeyle yok olup giderler. (9)

Demek ki fısk, sadece ölüm sonrası sıkıntılar getiren bir sapma değil; dünya hayatında da felaketlere yol açan bir yozlaşmadır.



c-Uhrevî Azap ve Cehennem

Fısk davranışlarına bulaşanların varacağı yer cehennemdir. "İman eden kimse, fâsık (yoldan çıkmış) kimseye benzer mi? Bunlar bir olmazlar. İman edip salih amel işleyenlere, yaptıklarına karşılık, varacakları cennet konakları vardır. Ama fâsık olanların (yoldan çıkmışların) varacağı yer ateştir. Oradan çıkmak isteyişlerinin her defasında geri çevrilirler ve onlara 'yalanlayıp durduğunuz ateşin azabını tadın' denir." (32/Secde, 18-20)

İnkârcılar, büyüklenme ve fıskın cezasını görecektir: "İnkâr edenler ateşe sunuldukları gün, onlara 'dünyadaki hayatınızda sizin için güzel olan her şeyi harcadınız, onların zevkini sürdünüz. Ama bugün, yeryüzünde haksız yere büyüklük taslamanızın ve fıskın (yoldan çıkmanızın) karşılığında, alçaltıcı bir azap göreceksiniz." (46/Ahkaf, 20)
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
selamun aleykum sitenin gülü
ellerine saglık çok güzel bir konu hep fasık kelimesini duyuyorduk ama tam ne manaya gelmediğini bilmiyorduk rabbim razı olsun inşallah
rabbimize emanetsin gül kardeşim benim inşallah gül sultana komşu olursunB)


Ve aleyküm selam ''şeker'' kardeşim.. Siz de inşallah Güllerine Efendisine komşu olursunuz, Rabbimiz c.c, o güzelliği nasip eylesin inşallah..Rabbimiz c.c sizden de razı ve memnun olsun inşallah güzel kardeşim. Sağolasınız.Ecmain..B)B)
Rahman ve Rahim olana emanet olun inşallah.Selam ve dua ileB)
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com

“Fâsıklarla istişâre etmeyiniz. Zirâ onlar doğru ve isabetli bir reye sahip değillerdir.” (Münâvî)

[FONT=Tahoma,Verdana,Helvetica]Şüphesiz Allah, bir sivrisineği de, ondan üstün olanı da, (herhangi bir şeyi) örnek vermekten çekinmez. Böylece iman edenler, kuşkusuz bunun Rablerinden gelen bir gerçek olduğunu bilirler; inkâr edenler ise, "Allah, bu örnekle neyi amaçlamış?" derler. (Oysa Allah,) Bununla birçoğunu saptırır, birçoğunu da hidayete erdirir. Ancak O, fasıklardan başkasını saptırmaz. (BAKARA SURESİ / 26)[/FONT]


[FONT=Tahoma,Verdana,Helvetica]Senin onlar adına mağfiret dilemen ile mağfiret dilememen onlar için birdir. Allah, onlara kesin olarak mağfiret etmeyecektir. Şüphesiz Allah, fasık bir kavme hidayet vermez. (MÜNAFİKUN SURESİ / 6 )[/FONT]
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
[FONT=Tahoma,Verdana,Helvetica]Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va'detmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca bana ibadet ederler ve bana hiç bir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkâr ederse, işte onlar fasıktır. [/FONT]
[FONT=Tahoma,Verdana,Helvetica][/FONT]
[FONT=Tahoma,Verdana,Helvetica] (NUR SURESİ / 55)[/FONT]

 

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
65
"Ey iman edenler! Eğer bir fasık,size bir haber getirirse, onu tahkik edin.(aksi takdirde) bilmeyerek bir kavme sataşırsınız da yaptığınıza pişman olursunuz"(el-HUCURAT: 6)

Hükmü beyan buyurulmuştur.İmam-ı Kurtubi;"Fasık olduğu kat'i olarak tesbit olunan kimsenin haberleri geçersizdir,kabul edilemez. Çünkü HABER emanettir.Fısk ise haberin iptalinin(geçersiz olmasının) delilidir." şeklinde tefsir etmiştir.(el-Cami li Ahkami'l Kur'an,C.XVI, Sh.316)

Aynı konuda İmam_ı Cessas'ın tespiti şudur;" Ayette geçen "Tahkik edin emri;fasıkın şehadetinin kabul edilmemesinin delilidir.Çünkü şahidlik,bildiğini haber vermekten ibarettir.Fasık olan kimsenin şahidliği kabul edilmediği gibi diğer hususlardaki haberleri de kabul edilmez"(el-Ahkamü'l Kur'anC.III,Sh.398)

EsSelamunAleyküm Yeğenim,Allah(CC) razı olsun, Nefsimizin bizleri ne duruma getirebileceğinin (ALLAH Korusun) delalete hiç bir zaman düşmememiz gerektiğini hatırlatan çalışmanızdan dolayı Allah(CC) razı olsun,selam ve dua ile Allah(CC)'a emanet olunuz.
 

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN
“Fâsıklarla istişâre etmeyiniz. Zirâ onlar doğru ve isabetli bir reye sahip değillerdir.” (Münâvî)

[FONT=Tahoma,Verdana,Helvetica]Şüphesiz Allah, bir sivrisineği de, ondan üstün olanı da, (herhangi bir şeyi) örnek vermekten çekinmez. Böylece iman edenler, kuşkusuz bunun Rablerinden gelen bir gerçek olduğunu bilirler; inkâr edenler ise, "Allah, bu örnekle neyi amaçlamış?" derler. (Oysa Allah,) Bununla birçoğunu saptırır, birçoğunu da hidayete erdirir. Ancak O, fasıklardan başkasını saptırmaz. (BAKARA SURESİ / 26)[/FONT]


[FONT=Tahoma,Verdana,Helvetica]Senin onlar adına mağfiret dilemen ile mağfiret dilememen onlar için birdir. Allah, onlara kesin olarak mağfiret etmeyecektir. Şüphesiz Allah, fasık bir kavme hidayet vermez. (MÜNAFİKUN SURESİ / 6 )[/FONT]




SELAMÜN ALEYKÜM KARDEŞİM.
YÜREĞİNE SAĞLIK, ALLAH RAZI OLSUN
ALLAH"A EMANET OLUNUZ
SELAM VE DUA İLE.


"FASIKLARLA İSTİŞARE ETMEYİNİZ;
ZİRA, ONLAR DOĞRU VE İSABETLİ REYE SAHİP DEĞİLLERDİR".(MÜNAVİ)
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
"Ey iman edenler! Eğer bir fasık,size bir haber getirirse, onu tahkik edin.(aksi takdirde) bilmeyerek bir kavme sataşırsınız da yaptığınıza pişman olursunuz"(el-HUCURAT: 6)

Hükmü beyan buyurulmuştur.İmam-ı Kurtubi;"Fasık olduğu kat'i olarak tesbit olunan kimsenin haberleri geçersizdir,kabul edilemez. Çünkü HABER emanettir.Fısk ise haberin iptalinin(geçersiz olmasının) delilidir." şeklinde tefsir etmiştir.(el-Cami li Ahkami'l Kur'an,C.XVI, Sh.316)

Aynı konuda İmam_ı Cessas'ın tespiti şudur;" Ayette geçen "Tahkik edin emri;fasıkın şehadetinin kabul edilmemesinin delilidir.Çünkü şahidlik,bildiğini haber vermekten ibarettir.Fasık olan kimsenin şahidliği kabul edilmediği gibi diğer hususlardaki haberleri de kabul edilmez"(el-Ahkamü'l Kur'anC.III,Sh.398)

EsSelamunAleyküm Yeğenim,Allah(CC) razı olsun, Nefsimizin bizleri ne duruma getirebileceğinin (ALLAH Korusun) delalete hiç bir zaman düşmememiz gerektiğini hatırlatan çalışmanızdan dolayı Allah(CC) razı olsun,selam ve dua ile Allah(CC)'a emanet olunuz.

VE ALEYKÜM SELAM Talip Amcamız, Allah c.c sizden de razı olsun inşallah..Değerli katkılarınız için de ayrıca teşekkürler..Rabbimiz tesirli eylesin, vesile kılsın inşallah.. Rabbimiz c.c'ye emanet olun..Selam ve dua ile.
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
SELAMÜN ALEYKÜM KARDEŞİM.
YÜREĞİNE SAĞLIK, ALLAH RAZI OLSUN
ALLAH"A EMANET OLUNUZ
SELAM VE DUA İLE.


"FASIKLARLA İSTİŞARE ETMEYİNİZ;
ZİRA, ONLAR DOĞRU VE İSABETLİ REYE SAHİP DEĞİLLERDİR".(MÜNAVİ)

VE ALEYKÜM SELAM. Amin, ecmain Rabbimiz c.c cümlemizden razı olsun..Selam ve dua ile.
 

turk_s

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Eki 2007
Mesajlar
154
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
way anam vay ben düpe düz cahilmişim yaa.

bu yazılanları okumak yerine birde dinleyebilsek fena olmaz.
akşama kadar zaten okuyup yazıyoruz.burda baya bi zorlanıcam .
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Bir kimse, Peygamber efendimize, (Kıyamet ne zaman kopacaktır?) diye sordu. Ona cevaben, (Kıyamet için ne hazırladın?) buyurdu. O kimse, (Fazla ibâdetim yok. Fakat Allah ve Resulünü seviyorum) dedi. O kimseye, (Herkes sevdiği ile beraber olacaktır. Sen de, ahirette sevdiğinle beraber olacaksın) buyurdu. (Buhârî)
Hikmet ehli buyuruyor ki:
1- Âlimlerle beraber olanın ilmi artar.
2- Salihlerle beraber olanın, ibâdete rağbeti ve günahlardan kaçma arzusu artar.
3- Fâsıklarla [açıktan günah işleyenlerle] düşüp kalkanın günah işleme cüreti artar.
4- Zenginlerle düşüp kalkanın dünya sevgisi artar.
5- Fakirlerle beraber olanın şükrü artar. Bir kimse, bir âlimle dünyayı dolaşsa, âlimden dinine ait bir mesele öğrense, birlikte yaptıkları seyahati boşa gitmiş olmaz. Bir kimse de, âlimlerle, salihlerle beraber olsa, hiçbir şey istifade edemese bile, onların yüzüne bakması, onun için büyük bir nimettir. Çünkü salih Müslümanın yüzüne bakmak ibadettir. Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(İyi arkadaş, güzel koku satan gibidir. Sana koku sürmese de, yanında bulunduğun müddetçe güzel kokusundan faydalanırsın.) [Müslim]
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Sual: Fasık ne demektir? Fasıkla ilgili hükümler hakkında bilgi verir misiniz?
CEVAP
Haram işleyene, günah işlediği bilinene, açıktan günah işleyene fasık denir. Mesela namaz kılmayan, içki içen, kumar oynayan, yabancı kadınlara bakan, hanımını, kızını açık gezdiren fasıktır. İşlediği günaha da fısk denir. Küçük günaha devam eden de fasık olur. Fasıklar hakkında hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Fasık övülünce, Rabbimiz gadaba gelir.) [Beyheki]
(Dinin afeti üçtür: Fasık âlim, zalim idareci, cahil sofu.) [Deylemi]
(Fıskı aşikâre olan fasıka lanet olsun.) [Deylemi]
(Fıskını ilan eden fasık, hürmeti kaybetmiştir.) [Deylemi]

Bir kadın, üç günlük sefere, ancak kocası ile, fasık olmayan ebedi mahrem akrabası ile veya [ihtiyaç halinde] mürahık erkek çocuğu ile gidebilir. Fasık olan mahremi ile sefere çıkamaz.

[Mürahık
12 yaşını doldurmuş, henüz balig olmamış çocuk demektir. Mahrem, kardeş, amca, dayı gibi yakın akraba demektir.]

Müslüman kadın, fasık kadınların yanında da saçı açık duramaz. Mürted amca ve dayının yanında da açık duramaz. Mürted ana-babanın yanında, başı açık durmak caiz ise de, ellerini öpmek caiz değildir.
Müslüman kadın, kâfir kadınla, zaruretsiz müsafeha edemez. Zaruret olunca, Hanbeli mezhebini taklit eder.

Fıskı yayılmış olmasa da, fasık erkek, saliha kızın, hatta salih kimsenin kızının küfvü [dengi] olamaz.

Hazret-i Azrail, fasık ve kâfirlerin ruhunu diğer meleklere emrederek aldırır.

Malını hayrata sarf edip, fasık olan çocuğuna miras bırakmamalıdır. Çünkü, günaha yardım etmek olur. Fasık çocuğa nafakadan fazla para, mal vermemelidir.
(Bezzâziyye)

Kâfir ve fasık doktora muayene ve tedavi caiz; fakat bunların sözleri ile ibadet bozulmaz. Mesela (Orucu aç, bu hastalık oruç tutmana manidir. Gusletme, su sana zararlıdır) dese, salih bir doktora sormak gerekir. Mütehassıs ve salih doktorun sözü ile hareket edilir.


M. Toptaş


 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
<<<<<B)B)B)>>>>>​


canım kardeşim ellerine saglık yazan ellerin dert görmesin....
rabbim daima senin yanında olsun​
 

~Elçi~

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Haz 2007
Mesajlar
2,893
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
44
Esselamun aleyküm güzel kardeşim
Paylaşımınız bilgilendiriciydi Rahman razı olsun yüreğinize sağlık.Rabbim bizleri fasık topluluktan eylemesin mağfiret etsin inşaallah.
Rabbim ihlasınızı artırsın öğrettiklerinizin ecrini versin inşaallah.
selam ve dua ile...baki muhabbetle inşaallah.B)B)
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
<<<<<B)B)>>>>>​



canım kardeşim ellerine saglık yazan ellerin dert görmesin....

rabbim daima senin yanında olsun


Amin inşallah canım kardeşim..Ecmain olsun..Rabbimiz c.c senin de her daim yar ve yardımcın olsun, iki cihan saadeti versin inşallah..Rabbimize emanetsin güzel kardeşim..Selam ve duaların en güzeli ile..B)B)
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Esselamun aleyküm güzel kardeşim

Paylaşımınız bilgilendiriciydi Rahman razı olsun yüreğinize sağlık.Rabbim bizleri fasık topluluktan eylemesin mağfiret etsin inşaallah.
Rabbim ihlasınızı artırsın öğrettiklerinizin ecrini versin inşaallah.

selam ve dua ile...baki muhabbetle inşaallah.B)B)


Ve aleyküm Selam güzel kardeşim..Amin inşallah..Allah c.c kabul eylesin duanızı..Rabbimiz c.c cümlemizin ecrini en hayırlı şekilde versin inşallah..Ecmain güzel kardeşim..Allah c.c razı olsun. Allah'a emanet olun. Selam ve dua ile..B)B)
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt