6 Nisan 2008 Mısır’da Kıyamet gününe benzer bir gündü.
O günden haftalar önce Mısır’ın en büyük sanayi şehri el-Mahalla el-Kübra’da devletin yönettiği milli dokuma sanayini tasfiye etme planını protesto etmek için iş bırakma kararı alındı.
Tasfiye planı: Fabrikaların yenilenmemesi, modernleştirilmemesi, yeni yatırımlara engel olunması, ticari mal ve sosyal hizmetlerde meydana gelen çılgın fiyat artışına rağmen insanlara insanca yaşama olanağı tanımayacak şekilde işçi ücretlerinin azaltılması ve fabrikaların kapatılıp sanayinin tümden durdurulmasını hedefleyen politikalarıyla sevimsiz bir yönetimin işçileri yönetmesi şeklinde ifade edilebilir.
İnternet ağı üzerinde meşhur sosyal bir site olan Facebook’da yer alan gençlik grupları işçilerin yanında olduklarını açıkladılar ve onların bu haklı isteklerinin gerçekleşmesi için geniş -ki bu isteklerde Mısırlıların kahir çoğunluğu ortaktır: ücretlerin düşürülmesi, fiyat artışı, toplumsal zulüm, olağanüstü hal uygulamaları v.s.- bir halk desteği çağrısında bulundular. Bu çağrıya önderlik eden genç kız İsra Abdülfettah çok meşhur oldu. Meşhur olmasının sebebi tutuklanmasıydı. Emniyetin güçlerinin başka bir gruba yaptığı aptalca bir saldırı ise Mmısırlılarda korkuya sebep oldu.
İçişleri Bakanlığından, halkı gençlerin yaptığı bu çağrıya katılmaya karşı uyaran bir açıklama yapıldı. Gençlerin yaptığı bu çağrı, barışçı boykot çağrılarını destekliyor:
6 Nisan’da hiçbir şey satın almamak.
Telefon görüşmesi yapmamak.
Okul, üniversite ve enstitülere gitmemek
Evden dışarı çıkmayıp evlerin balkonlarına Mısır bayrağı ile siyah bayraklar asmak.
İsteyen kimsenin çıkıp belirli bölgelerde barışçı protestolarda bulunması.
Birçok siyasi güç kendileri için sürpriz olan ve gençlerin geleneksel olmayan yollarla yaptığı bu çağrıdan etkilendi. İhvan açıkça yapılan bir katılma çağrısı ya da üyelerini yeni başka yollara teşvik etmeksizin öfke selini desteklemeye karar verdi. Kanuni olarak yetkisi olan geleneksel siyasi partiler de ise şüphe havası hakim oldu. Solcu Birlik partisi lideri, gençleri siyasi saflıkla suçladı. Partilerin çoğu çağrıyı reddeden açıklamalarda bulundular. Bu durum partileri gençlik hareketi ve kamuoyundan uzaklaştırdı.
6 Nisan 2008’de Mısır’da ortalığı toza toprağa bulayan rüzgarlar esti. Bu durum halkın büyük çoğunluğunun evlerinden çıkmasına engel olurken İçişleri Bakanlığının yapmış olduğu ve birçok televizyon kanalıyla radyo istasyonunun günlerce tekrar tekrar yayınladığı açıklamalar da korkuyu artırdı. Bu, gençler ve insanlar arasında öfke çağrısına çok büyük ivme kazandırdı.
Boykot ve öfke farklı Mısır vilayetlerinde farklı boyutlarda başarılı oldu. İhvan saflarında ise, net bir tavır takınmayıp tereddüt ettiği ve çağrıyla ciddi olarak etkileşim içine girmediği için büyük tartışmalar yaşandı. Bu, İhvan düşmanlarının onun toplulukları arkasından sürükleme, yeni icat ve araçlarla ilişkiye geçmeyi başaramadığından şüphelenmelerine sebep oldu.
6 Nisan 2009’da boykot ya da öfke gününe yapılan çağrı, kendilerini 6 Nisan gençliği olarak adlandıran gençler tarafından yenilendi. İsra bu sene ortalıkta görünmüyor. Hapishaneden başka bir insan olarak çıktı. Kamuoyunun anlamakta zorlandığı açıklamalarda bulundu. Genç, evli ya da nişanlı olmayan, annesiyle yaşayan, zavallı kız hiç uğraşmadan kahraman oldu ve savaşması istendi.
Fakat başka gençler zamanla siyasi güçlerle bağlantı kurup daha fazla örgütsel bir hal alarak yürüyüşe devam ettiler. Onların bu seneki çağrısına Kifaye hareketi (yeter), Devrimci Sosyalistler ve Eymen Nur liderliğinde Yarın partisi gibi kızgın, gücenmiş, yasaklı ve yasal meşruiyeti olmayan güçler katıldı.
İhvan, 1 Nisan 2009’da Mısır halkının öfkelenme, boykot ve barışçı protesto etme hakkı bulunduğunu ve bunların hiçbir bahaneyle sınırlandırılıp el koyulamayacak kanuni ve anayasal haklar olduğunu destekleyen bir açıklama yaptı.
İhvan, ümmetin bugününün ümidi ve aydınlık geleceğinin reform ve değişiminin sembolü gençleri destekledi. Yükümlülükleri, kuralları ve özel metotlarıyla onlara katılacaklarını açıkladı, buna katılan herkesten kamusal ve şahsi mülklere saygı duyma, kamu malını koruma, bugünü hiçbir şekilde isyana dönüştürmeme ve Mısırlıların öfkesini kırmayı hedefleyen güvenlik güçlerinin müdahale etmesi için genel görüntüyü bozmaya çalışacak kişilere izin vermeme talebinde bulundu.
Bugün sorun, bütün şehir, köy, şirketler, fabrika ve hükümet kuruluşlarında şiddetli bir öfke ve tıkanma olmasıdır. Fakat bu siyasi bir slogan altında ya da siyasi bir gücün organize etmesiyle değil gruplar tarafından yönlendirilen bir öfkedir. Hatta bu toplumsal öfkedir. Mısır kuzeyden güneye doğudan batıya öfkeli öğrenci, işçi ve idareci protesto ve yürüyüşlerine tanık olmaktadır. Bu gruplar bazı isteklerde hem fikir olurken bazılarında ayrılığa düşmektedirler. Bu protestolar bütün siyasi güçlerden uzaktır. Hatta doktor ya da eczacıların boykotu gibi, liderleri siyasi olan protestolarda sendikaları yöneten İhvan, sendikalı ve meslek sahiplerinin saflarının birliğini sağlamaya çalışarak grupsal isteklerin siyasilerle karışmamasına özen göstermektedir. Bunu yaparken onların isteklerine siyasi tuzaklardan, hükümetin inadından uzak ve mesleki çıkarlarını yerine getirerek cevap vermeye çalışmaktadır.
16.2.2009 tarihinde yapılan eczacıların son başarılı boykotunda güvenliğin ilk raporları bu boykotun arkasında İhvan’ın olduğuna işaret ediyordu. Bunun üzerine hükümet eczacıların adil vergi muamelesi isteklerine karşılık verilmemesini, maliye bakanının uzun seneler önce sendikayla imzaladığı anlaşmanın iptal edilmesini ve İhvan siyasi ve toplumsal olarak bundan faydalanmasın diye anlaşmanın yenilenmemesini istedi.
Boykot başarılı oldu ve %30’unun Hıristiyanlardan oluştuğu %80’lere varan katılıma sahip eczacı protestosu hükümeti zor duruma düşürdü. Emniyet raporlarını değiştirdi. Emniyet, öfkenin eczacıların haklı isteklerine destek veren diğer halk gruplarına yayılması tehlikesine karşı uyardı ve eczacılar genel sendikasının isteği yerine getirilerek öfkenin sindirilmesi nasihatinde bulundu.
Basının tavrı –hatta hükümetin tekelinde olanlar bile- eczacılardan yanaydı. Boykot başarılı oldu ve eczacılar bazı isteklerini elde ettiler. Adil bir vergi anlaşması imzalanması için görüşmeler yeniden başladı. 6 Nisan 2009 boykotu 6 Nisan 2008 boykotu gibi başarılı oldu mu?
Boykot onu koordine eden siyasi güçlerin istediği gibi öfke gününe doğru ivme kazanır mı?
İhvanı Müslimin daha etkili olur mu?
İhvan öğrencileri diğer öğrenci gruplarıyla olumlu faaliyetlerde bulunmaya başladılar ve Mısır üniversitelerinde 6 Nisan’a önceden hazırlanmak için öğrenci koordinasyon heyeti kurdular.
6 Nisan 2009 günü için hüküm vermek zor. Ama Mısırlıların yaşam ve iş şartlarına duydukları öfkeyi dillendirmeleri iyi bir gelişmedir. Belki de bu, gittikçe kötüleşen bu şartlarla siyasi tıkanma, otokrasi, devletin korumaya başladığı ve devletin en zirvesinden en düşük makamına kadar her yerde yaygınlaşan yolsuzluk arasında bağlantının sağlanmasına bir ön hazırlık olur. Artık devletin güçlerinin de bu yolsuzlukları durdurmaya gücü yetmiyor. Mısır’ın yolsuzluk, diktatörlük ve zulümden kurtarılmasının tek yolu, ümidi kamusal vicdan olmuştur.
6 Nisan’da ne yaptım?
6 Nisan 2008 tarihinden bu yana evde kalmaya karar vermiştim. Evde kaldığım süre içerisinde gazeteci ve muhabirlerin yorumlarına cevap verdim. BBC’de bir konuşmaya katıldım. Hükümete bağlı bir gazeteci beni 6 Nisan’la ilgili konulara girmeye zorladı.
Bu sen de aynı şeyi yaptım. Bütün randevularımı başka bir güne erteledim. Evimin balkonuna Mısır bayrağını astım, namaza giderken siyah elbiseler giydim, siyah bayraklar astım, Mısır’ın üzerinden bu belanın kalkması ve Allah’tan mazlumlar için zafer vermesini dileyerek beş vakit namazda aileme, akrabalarıma ve komşularıma ortak olmaya karar verdim. Bütün gün boyunca edeceğim bir dua dillendirdim. 6 Nisan’da bütün yalvarışlarım Mısır, onun gençleri, öğrencileri, mazlum işçileri ve özgür mahpusları içindi. Allahım! Bize yardım et, güç ver, katından bize destek gönder.
* İhvan-ı Müslimin'in siyasi kurul üyelerinden Isam Uryan'ın 05.04.2009 tarihli bu analizi, Gülşen Topçu tarafından İsraHaber.com için tercüme edilmiştir.
O günden haftalar önce Mısır’ın en büyük sanayi şehri el-Mahalla el-Kübra’da devletin yönettiği milli dokuma sanayini tasfiye etme planını protesto etmek için iş bırakma kararı alındı.
Tasfiye planı: Fabrikaların yenilenmemesi, modernleştirilmemesi, yeni yatırımlara engel olunması, ticari mal ve sosyal hizmetlerde meydana gelen çılgın fiyat artışına rağmen insanlara insanca yaşama olanağı tanımayacak şekilde işçi ücretlerinin azaltılması ve fabrikaların kapatılıp sanayinin tümden durdurulmasını hedefleyen politikalarıyla sevimsiz bir yönetimin işçileri yönetmesi şeklinde ifade edilebilir.
İnternet ağı üzerinde meşhur sosyal bir site olan Facebook’da yer alan gençlik grupları işçilerin yanında olduklarını açıkladılar ve onların bu haklı isteklerinin gerçekleşmesi için geniş -ki bu isteklerde Mısırlıların kahir çoğunluğu ortaktır: ücretlerin düşürülmesi, fiyat artışı, toplumsal zulüm, olağanüstü hal uygulamaları v.s.- bir halk desteği çağrısında bulundular. Bu çağrıya önderlik eden genç kız İsra Abdülfettah çok meşhur oldu. Meşhur olmasının sebebi tutuklanmasıydı. Emniyetin güçlerinin başka bir gruba yaptığı aptalca bir saldırı ise Mmısırlılarda korkuya sebep oldu.
İçişleri Bakanlığından, halkı gençlerin yaptığı bu çağrıya katılmaya karşı uyaran bir açıklama yapıldı. Gençlerin yaptığı bu çağrı, barışçı boykot çağrılarını destekliyor:
6 Nisan’da hiçbir şey satın almamak.
Telefon görüşmesi yapmamak.
Okul, üniversite ve enstitülere gitmemek
Evden dışarı çıkmayıp evlerin balkonlarına Mısır bayrağı ile siyah bayraklar asmak.
İsteyen kimsenin çıkıp belirli bölgelerde barışçı protestolarda bulunması.
Birçok siyasi güç kendileri için sürpriz olan ve gençlerin geleneksel olmayan yollarla yaptığı bu çağrıdan etkilendi. İhvan açıkça yapılan bir katılma çağrısı ya da üyelerini yeni başka yollara teşvik etmeksizin öfke selini desteklemeye karar verdi. Kanuni olarak yetkisi olan geleneksel siyasi partiler de ise şüphe havası hakim oldu. Solcu Birlik partisi lideri, gençleri siyasi saflıkla suçladı. Partilerin çoğu çağrıyı reddeden açıklamalarda bulundular. Bu durum partileri gençlik hareketi ve kamuoyundan uzaklaştırdı.
6 Nisan 2008’de Mısır’da ortalığı toza toprağa bulayan rüzgarlar esti. Bu durum halkın büyük çoğunluğunun evlerinden çıkmasına engel olurken İçişleri Bakanlığının yapmış olduğu ve birçok televizyon kanalıyla radyo istasyonunun günlerce tekrar tekrar yayınladığı açıklamalar da korkuyu artırdı. Bu, gençler ve insanlar arasında öfke çağrısına çok büyük ivme kazandırdı.
Boykot ve öfke farklı Mısır vilayetlerinde farklı boyutlarda başarılı oldu. İhvan saflarında ise, net bir tavır takınmayıp tereddüt ettiği ve çağrıyla ciddi olarak etkileşim içine girmediği için büyük tartışmalar yaşandı. Bu, İhvan düşmanlarının onun toplulukları arkasından sürükleme, yeni icat ve araçlarla ilişkiye geçmeyi başaramadığından şüphelenmelerine sebep oldu.
6 Nisan 2009’da boykot ya da öfke gününe yapılan çağrı, kendilerini 6 Nisan gençliği olarak adlandıran gençler tarafından yenilendi. İsra bu sene ortalıkta görünmüyor. Hapishaneden başka bir insan olarak çıktı. Kamuoyunun anlamakta zorlandığı açıklamalarda bulundu. Genç, evli ya da nişanlı olmayan, annesiyle yaşayan, zavallı kız hiç uğraşmadan kahraman oldu ve savaşması istendi.
Fakat başka gençler zamanla siyasi güçlerle bağlantı kurup daha fazla örgütsel bir hal alarak yürüyüşe devam ettiler. Onların bu seneki çağrısına Kifaye hareketi (yeter), Devrimci Sosyalistler ve Eymen Nur liderliğinde Yarın partisi gibi kızgın, gücenmiş, yasaklı ve yasal meşruiyeti olmayan güçler katıldı.
İhvan, 1 Nisan 2009’da Mısır halkının öfkelenme, boykot ve barışçı protesto etme hakkı bulunduğunu ve bunların hiçbir bahaneyle sınırlandırılıp el koyulamayacak kanuni ve anayasal haklar olduğunu destekleyen bir açıklama yaptı.
İhvan, ümmetin bugününün ümidi ve aydınlık geleceğinin reform ve değişiminin sembolü gençleri destekledi. Yükümlülükleri, kuralları ve özel metotlarıyla onlara katılacaklarını açıkladı, buna katılan herkesten kamusal ve şahsi mülklere saygı duyma, kamu malını koruma, bugünü hiçbir şekilde isyana dönüştürmeme ve Mısırlıların öfkesini kırmayı hedefleyen güvenlik güçlerinin müdahale etmesi için genel görüntüyü bozmaya çalışacak kişilere izin vermeme talebinde bulundu.
Bugün sorun, bütün şehir, köy, şirketler, fabrika ve hükümet kuruluşlarında şiddetli bir öfke ve tıkanma olmasıdır. Fakat bu siyasi bir slogan altında ya da siyasi bir gücün organize etmesiyle değil gruplar tarafından yönlendirilen bir öfkedir. Hatta bu toplumsal öfkedir. Mısır kuzeyden güneye doğudan batıya öfkeli öğrenci, işçi ve idareci protesto ve yürüyüşlerine tanık olmaktadır. Bu gruplar bazı isteklerde hem fikir olurken bazılarında ayrılığa düşmektedirler. Bu protestolar bütün siyasi güçlerden uzaktır. Hatta doktor ya da eczacıların boykotu gibi, liderleri siyasi olan protestolarda sendikaları yöneten İhvan, sendikalı ve meslek sahiplerinin saflarının birliğini sağlamaya çalışarak grupsal isteklerin siyasilerle karışmamasına özen göstermektedir. Bunu yaparken onların isteklerine siyasi tuzaklardan, hükümetin inadından uzak ve mesleki çıkarlarını yerine getirerek cevap vermeye çalışmaktadır.
16.2.2009 tarihinde yapılan eczacıların son başarılı boykotunda güvenliğin ilk raporları bu boykotun arkasında İhvan’ın olduğuna işaret ediyordu. Bunun üzerine hükümet eczacıların adil vergi muamelesi isteklerine karşılık verilmemesini, maliye bakanının uzun seneler önce sendikayla imzaladığı anlaşmanın iptal edilmesini ve İhvan siyasi ve toplumsal olarak bundan faydalanmasın diye anlaşmanın yenilenmemesini istedi.
Boykot başarılı oldu ve %30’unun Hıristiyanlardan oluştuğu %80’lere varan katılıma sahip eczacı protestosu hükümeti zor duruma düşürdü. Emniyet raporlarını değiştirdi. Emniyet, öfkenin eczacıların haklı isteklerine destek veren diğer halk gruplarına yayılması tehlikesine karşı uyardı ve eczacılar genel sendikasının isteği yerine getirilerek öfkenin sindirilmesi nasihatinde bulundu.
Basının tavrı –hatta hükümetin tekelinde olanlar bile- eczacılardan yanaydı. Boykot başarılı oldu ve eczacılar bazı isteklerini elde ettiler. Adil bir vergi anlaşması imzalanması için görüşmeler yeniden başladı. 6 Nisan 2009 boykotu 6 Nisan 2008 boykotu gibi başarılı oldu mu?
Boykot onu koordine eden siyasi güçlerin istediği gibi öfke gününe doğru ivme kazanır mı?
İhvanı Müslimin daha etkili olur mu?
İhvan öğrencileri diğer öğrenci gruplarıyla olumlu faaliyetlerde bulunmaya başladılar ve Mısır üniversitelerinde 6 Nisan’a önceden hazırlanmak için öğrenci koordinasyon heyeti kurdular.
6 Nisan 2009 günü için hüküm vermek zor. Ama Mısırlıların yaşam ve iş şartlarına duydukları öfkeyi dillendirmeleri iyi bir gelişmedir. Belki de bu, gittikçe kötüleşen bu şartlarla siyasi tıkanma, otokrasi, devletin korumaya başladığı ve devletin en zirvesinden en düşük makamına kadar her yerde yaygınlaşan yolsuzluk arasında bağlantının sağlanmasına bir ön hazırlık olur. Artık devletin güçlerinin de bu yolsuzlukları durdurmaya gücü yetmiyor. Mısır’ın yolsuzluk, diktatörlük ve zulümden kurtarılmasının tek yolu, ümidi kamusal vicdan olmuştur.
6 Nisan’da ne yaptım?
6 Nisan 2008 tarihinden bu yana evde kalmaya karar vermiştim. Evde kaldığım süre içerisinde gazeteci ve muhabirlerin yorumlarına cevap verdim. BBC’de bir konuşmaya katıldım. Hükümete bağlı bir gazeteci beni 6 Nisan’la ilgili konulara girmeye zorladı.
Bu sen de aynı şeyi yaptım. Bütün randevularımı başka bir güne erteledim. Evimin balkonuna Mısır bayrağını astım, namaza giderken siyah elbiseler giydim, siyah bayraklar astım, Mısır’ın üzerinden bu belanın kalkması ve Allah’tan mazlumlar için zafer vermesini dileyerek beş vakit namazda aileme, akrabalarıma ve komşularıma ortak olmaya karar verdim. Bütün gün boyunca edeceğim bir dua dillendirdim. 6 Nisan’da bütün yalvarışlarım Mısır, onun gençleri, öğrencileri, mazlum işçileri ve özgür mahpusları içindi. Allahım! Bize yardım et, güç ver, katından bize destek gönder.
* İhvan-ı Müslimin'in siyasi kurul üyelerinden Isam Uryan'ın 05.04.2009 tarihli bu analizi, Gülşen Topçu tarafından İsraHaber.com için tercüme edilmiştir.