Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ey Rabbim ümmetim! Ey Rabbim ümmetim! Ey Rabbim ümmetim (2 Kullanıcı)

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
R1009403.jpg

ŞEFAATE LAYIK OLABİLMEK İÇİN
Gaflete düşmeyelim

“Her ümmetten bir şahit göndereceğimiz gün, artık ne kâfir olanlara (özür dilemelerine) izin verilir ne de onların özür dilemeleri istenir.”(Nahl, 84)



İşte, bu ayette bize işaret edileni anlamamız lazımdır. Kıyamet gününde açılacak olan amel defterimizi daha bu dünyada iken hatırlamamız lazımdır. Halimizin ne olacağını biraz düşünmemiz lazımdır.

Evliyalardan bir zat, yanında cariye bulunan bir adamla bir gemiye binmiş. Cariyenin efendisi içki içip, cariyesine şarkılar söyletip keyfü sefa yapıyordu. Daha sonra o evliyaya dönüp:

— Bunlar ne kadar hoştur, değil mi? Dedi. Evliya dedi ki:
— Benim nazarımda bunlardan daha hoş olanı vardır. Adam:
— Bunlardan daha hoş olanı nedir? Diye sordu. Evliya şu ayeti kerimeyi okudu: “(Kıyamet gününde) defterler açıldığı zaman.” (Tekvir, 10)

Adam bir an düşündü ve; “Bu günahların hepsi benim amel defterime yazılacak. Peki, kıyamet gününde amel defterim açıldığı zaman halim ne olacak?” dedi ve bağırdı, düştü bayıldı. Kendine geldiği zaman; cariyeye:
— Seni azat ettim, ben de bu adamın kölesi oldum, dedi. Ve yaptığı bütün pisliklerden tövbe edip Allahu Zülcelal’e yöneldi.

İşte, insan kıyamet gününde amel defteri açıldığı zaman hâlinin ne olacağını bu şekilde düşünüp ona göre kendisini hazırlaması lazımdır.

Ne cevap vereceğiz?

Gece gündüz başımızı hiç secdeden kaldırmasak dahi yine de azdır. Çünkü bize ulaşan rivayetlerde denilmiştir ki; Allahu Zülcelâl kıyamet gününde Levh-i Mahfuz’a:

— Ya Levh! Ben sana bir emanet vermiştim. O emaneti ne yaptın? Diye soracaktır! Levh-i Mahfuz da:
— Yarabbi! Ben o emaneti İsrafil (aleyhisselam)’a teslim ettim, diyecektir. İsrafil (aleyhisselam)’a sorduğu zaman:
— Yarabbi! Ben o emaneti Mikail (aleyhisselam)’a teslim ettim, diyecektir. Mikail (aleyhisselam)’a sorduğu zaman:
— Yarabbi! Ben o emaneti Cebrail (aleyhisselam)’a teslim ettim, diyecektir. Cebrail (aleyhisselam)’a sorduğu zaman:
— Yarabbi! Ben emaneti Muhammed (sallallahu aleyhi vesellem)’e teslim ettim, diyecektir.

İşte, bu emanet Kur’an-ı Azimüşşan’dır. Allahu Zülcelâl Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)’e sorduğu zaman da:
— Ya Rabbi! Ben o emaneti ümmetime teslim ettim ve onlara tebliğ ettim, diye cevap verecektir.

Peki, biz o zaman, bize sorulduğunda ne cevap vereceğiz?...

İşte Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem), durumumuzu bildiği için halimize acıyacak ve:
— Yarabbi! Benim ümmetim zayıftır. Senin huzuruna hangi cüretle, hangi kalple, hangi vücutla gelecektir. Bana izin ver, ben Âdem’in yanına gideyim, diye yalvarır. Allah (celle celaluhu) da Hz. Peygamber aleyhisselama izin verir.



Peygamberimiz, Âdem aleyhisselamın yanına gelerek;
— Ya Âdem! Sen insanların babasısın. Ümmetimin yarısının hatalarını sen yüklen, diğer yarısını da ben yükleneyim.” dediğinde; Âdem (aleyhisselam):
— Ben de kendimle meşgulüm, diyecektir. O zaman Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), yalnız başına Allahu Zülcelal’in huzuruna gelerek başını secdeye indirecektir. Ve:

— Yarabbi! Ben, senden kızım Fatıma’yı istemiyorum. Torunlarım Hasan ve Hüseyin’i istemiyorum. Kendi nefsimi de istemiyorum. Senden ümmetimi istiyorum, diye yalvaracaktır. Allahu Zülcelal’de;
— Ya Muhammed! Senin ümmetine böyle acımandan dolayı, onların şefaatini sana verdim, buyuracaktır.

Çünkü ayeti kerimede; “Sonra rabbin sana, sen razı oluncaya kadar verecektir.” (Duha; 5) buyurmuştur.

Nitekim Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem)in razı olacağı şekilde, Allahu Zülcelâl şefaat etme yetkisi verecektir.

Şefaate layık olabilmek için

yazı uzun olduğu için bölüm bölüm eklemek istiyorum
devamı var......
 

-Burcu-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eyl 2008
Mesajlar
2,493
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
42
Rabbim razı olsun senden aminenur kardeşim cok guzeldi
Peygamberimiz (sallalahu Aleyhıve selam )ne kızını ne torunlarını istemis sadece bizi istemiş ama bizde ne yüzle onan şefatini isteyeceğiz :A
Rabbim bizleri peygamber efendimiz (sallahu Aleyhi veselamın) şefatıne nail olmamız nasip etsin
Rabbim butungunahlarımızı bağıslasın amin
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
Rabbim razı olsun senden aminenur kardeşim cok guzeldi
Peygamberimiz (sallalahu Aleyhıve selam )ne kızını ne torunlarını istemis sadece bizi istemiş ama bizde ne yüzle onan şefatini isteyeceğiz :A
Rabbim bizleri peygamber efendimiz (sallahu Aleyhi veselamın) şefatıne nail olmamız nasip etsin
Rabbim butungunahlarımızı bağıslasın amin


ecamain olsun güzel kardeşim...
duanıza kalbi aminler amin ecmain ..


hayırlı cumalar kardeşim .. rabbİmize emanet olnuz dua ile .. B)
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com

Şefaate layık olabilmek için

Biz de hiç olmazsa, O’nun şefaatine nail olabilmek için yüzümüzü ağartmamız, amel yaparak ona biraz yardımcı olmaya çalışmamız lazımdır. Çünkü her insan çobandır ve kendi çobanlığından sorumludur. Onun için ilk olarak kendimize, çocuklarımıza, komşularımıza, dost ve arkadaşlarımıza karşı (dini yaşamak ve anlatmak hususunda), biraz gayret göstermemiz lazımdır.

Nihayetinde her kim Allahu Zülcelal’in emanetini yerine getirme gayretinde olursa, O’nun taatinde, ibadetinde bulunursa, o kimse, Allahu Zülcelal’in emanetini eda etmiş olur. Her kim de bunun aksine hareket ederek, emir ve nehiylerini yerine getirmezse, Allah muhafaza O’na ihanet etmiş olur.

İnsanın günahı ne kadar çok ve büyük olursa olsun tövbeden umutsuz olmamalıdır. Günahları affetmek, Allahu Zülcelal’in katında hiçbir şey değildir. İnsan asla demesin ki: “Ben içki içiyorum, bir sürü günah işliyorum, benim tövbem kabul olmaz.” Her ne yaparsa yapsın, hakiki olarak Allahu Zülcelal’e yönelirse Allahu Zülcelâl inşaallah-u teala onu affedecektir. Allahu Zülcelal’in yanında günahları affetmek çok kolaydır. Yeter ki insan samimi olarak Allahu Zülcelal’e yönelsin.


Haşirde insanlığın durumu

.................................
 

mine35

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Ara 2008
Mesajlar
270
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
emeğine sağlık kardeşim ALLAH BİN KERE RAZI OLSUN, ALLAH EMANET OLUNUZ.......
 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
selamünaleyküm canım kardeşim
Allah razı olsun emeğine sağlık çok güzel paylaşımlar...
İnanki okurken kendimi tutamadım...
Rabbim ahirette bizleri Peygamber Efendimiz(s.a.v) şefaatinden mahrum eylemesin inşaALLAH...Amin...
selam ve dua ile ...

 

Çeşm-i Bülbül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2009
Mesajlar
13,384
Tepki puanı
6
Puanları
0
allah razı olsun
rabbim cümlemizi ahirette iki cihan serveri
Hz.Muhammed Mustafa (sav)'in
şefaatiyle şereflendirsin
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
“Her ümmetten bir şahit göndereceğimiz gün, artık ne kâfir olanlara (özür dilemelerine) izin verilir ne de onların özür dilemeleri istenir.”(Nahl, 84)
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
selamünaleyküm canım kardeşim
Allah razı olsun emeğine sağlık çok güzel paylaşımlar...
İnanki okurken kendimi tutamadım...
Rabbim ahirette bizleri Peygamber Efendimiz(s.a.v) şefaatinden mahrum eylemesin inşaALLAH...Amin...
selam ve dua ile ...


aleykum selam güzel kardeşim..
rabbİm cümlemizden razı olsun
amin amin ...şefaatinden mahrum etmesin ... bakacak yüzümüz Olsun inşaALLAH..
ALLAH'A CC EMANET OLUNUZ İNŞALLAH
SELAM VE DUA İLE B)
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
Yarabbi! Ben, senden kızım Fatıma’yı istemiyorum. Torunlarım Hasan ve Hüseyin’i istemiyorum. Kendi nefsimi de istemiyorum. Senden ümmetimi istiyorum, diye yalvaracaktır. Allahu Zülcelal’de;
— Ya Muhammed! Senin ümmetine böyle acımandan dolayı, onların şefaatini sana verdim, buyuracaktır.
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com


Haşirde insanlığın durumu

İnsanlar haşir meydanında öyle bir ızdırap öyle bir meşakkat, öyle bir azap içinde kalırlar ki; “Allah (celle celaluhu) bizi bu halden kurtarsa da bizimle hesap görse!” diye birbirlerine müracaat ederler. Hatta bazı insanlar, “Allahu Zülcelâl yeter ki bizi bu sıkıntıdan kurtarsın da cehenneme gitmeye razıyız” diye temenni edeceklerdir.

Buhari, Müslim ve Tirmizi’nin Ebu Hureyre’den kaydettikleri bir rivayet şöyledir. “Biz bir davette Resulullah ile beraberdik. Ona sofrada hayvanın ön budundan bir parça ikram edildi. But hoşuna giderdi. Ondan bir parça ısırdı ve:
“Ben kıyamet günü Âdemoğlunun efendisiyim! Acaba bunun neden olduğunu biliyor musunuz? (Açıklayayım):

“Allah o gün, öncekileri ve sonrakileri tek bir düzlükte toplar. Bakan onlara bakar, çağıran onları işitir. Güneş onlara yaklaşır. Gam ve sıkıntı, insanların tahammül edemeyecekleri ve takat getiremeyecekleri dereceye ulaşır.

Öyle ki insanlar: “İçinde bulunduğumuz şu hali görmüyor musunuz, sizlere şefaat edecek birini görmüyor musunuz?” demeye başlarlar. Birbirlerine: “Babanız Âdem var!” derler ve ona gelerek:

— Ey Âdem! Sen insanların babasısın. Allah seni bizzat vasıtasız olarak yarattı, kendi ruhundan sana üfledi. (Bütün isimleri sana öğretti.) Meleklerine senin önünde secde ettirdi. Seni cennete yerleştirdi. (Allah katında itibarın, makamın var) Rabbin nezdinde bizim için şefaatte bulunmaz mısın? Bizim şu halimizi, başımıza şu geleni görmüyor musun? Derler. Âdem aleyhisselam da:

— Bugün Rabbim çok öfkelidir; daha önce bu kadar öfkelenmedi. Bundan sonra da böylesine öfkelenmeyecek. (Esasen şefaate benim yüzüm yok, çünkü cennette iken, Allah) beni o ağaca yaklaşmaktan men etmişti. Ben, bu yasağa asi oldum. (Ben cennette iken işlediğim günah sebebiyle cennetten çıkarıldım. Bugün günahlarım affedilirse bu bana yeter.) Nefsim! Nefsim! Nefsim! Benden başkasına gidin. Nuh aleyhisselama gidin! Diyecek.

İnsanlar Nuh aleyhisselama gelecekler. (O da kendi mazeretini onlara beyan eder ve onları İbrahim aleyhisselama gönderir. İbrahim aleyhisselam da başka bir mazeret beyan eder ve onları Musa aleyhisselama gönderir. Musa aleyhisselam da aynı şekilde onları İsa aleyhisselama gönderir.) İnsanlar da İsa aleyhisselama giderler:

— Ey İsa, sen Allah’ın peygamberisin ve Meryem’e attığı bir kelamısın ve kendinden bir ruhsun. Üstelik sen beşikteyken insanlara konuşmuştun. Rabbin nezdinde bize şefaat et! İçinde bulunduğumuz şu hali görmüyor musun? Diyecekler.
Hz. İsa aleyhisselam da:

— Bugün Rabbim çok öfkeli; daha önce bu kadar öfkelenmedi, bundan böyle de hiç bu kadar öfkelenmeyecek, diyecek. Hz. İsa şahsıyla ilgili bir günah zikretmeksizin (bir başka rivayette, “Beni, Allah’tan ayrı bir ilah edindiler. Bugün bana mağfiret edilirse bu bana yeter.”) Nefsim! Nefsim! Nefsim! Benden başkasına gidin! Muhammed aleyhissalatu vesselama gidin! Diyecek.

İnsanlar, Muhammed aleyhissalatu vesselama gelecekler, (bir diğer rivayette: “Bana gelirler!” denmiştir) ve:
— Ey Muhammed! Sen Allah’ın peygamberisin, bütün peygamberlerin sonuncususun. Allah senin geçmiş, gelecek bütün günahlarını mağfiret buyurdu. Bize Rabbin nezdinde şefaatte bulun. Şu içinde bulunduğumuz hali görmüyor musun? Diyecekler.


Efendimiz bize şefaat edecek

Bunun üzerine ben Arşın altına gideceğim..........

..................
 

mir_erhan

Moderator
Katılım
13 Ara 2008
Mesajlar
6,148
Tepki puanı
502
Puanları
83
Yaş
44
İşte Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem), durumumuzu bildiği için halimize acıyacak ve:
— Yarabbi! Benim ümmetim zayıftır. Senin huzuruna hangi cüretle, hangi kalple, hangi vücutla gelecektir. Bana izin ver, ben Âdem’in yanına gideyim, diye yalvarır. ALLAH (celle celaluhu) da Hz. Peygamber aleyhisselama izin verir.



Peygamberimiz, Âdem aleyhisselamın yanına gelerek;
— Ya Âdem! Sen insanların babasısın. Ümmetimin yarısının hatalarını sen yüklen, diğer yarısını da ben yükleneyim.” dediğinde; Âdem (aleyhisselam):
— Ben de kendimle meşgulüm, diyecektir. O zaman Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), yalnız başına Allahu Zülcelal’in huzuruna gelerek başını secdeye indirecektir. Ve:

— Yarabbi! Ben, senden kızım Fatıma’yı istemiyorum. Torunlarım Hasan ve Hüseyin’i istemiyorum. Kendi nefsimi de istemiyorum. Senden ümmetimi istiyorum, diye yalvaracaktır. Allahu Zülcelal’de;
— Ya Muhammed! Senin ümmetine böyle acımandan dolayı, onların şefaatini sana verdim, buyuracaktır.



...........
Allah Celle Celalüh senden razı olsun..
çok güzel konu çok güzel öğüt çok güzel ders çok yerindesohbet..

inşallah düşünüp uygulayanlardan oluruz..
selam ve dua ile
 

Guo1903

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Haz 2008
Mesajlar
2,657
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Selamün Aleyküm..
Çok güzel ve faydalı bir paylaşım olmuş..Allah razı olsun..
O zorlu günde efendimizin şefaatine nail olan ümmetinden olmak duası ile..
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
İşte Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem), durumumuzu bildiği için halimize acıyacak ve:
— Yarabbi! Benim ümmetim zayıftır. Senin huzuruna hangi cüretle, hangi kalple, hangi vücutla gelecektir. Bana izin ver, ben Âdem’in yanına gideyim, diye yalvarır. ALLAH (celle celaluhu) da Hz. Peygamber aleyhisselama izin verir.



Peygamberimiz, Âdem aleyhisselamın yanına gelerek;
— Ya Âdem! Sen insanların babasısın. Ümmetimin yarısının hatalarını sen yüklen, diğer yarısını da ben yükleneyim.” dediğinde; Âdem (aleyhisselam):
— Ben de kendimle meşgulüm, diyecektir. O zaman Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), yalnız başına Allahu Zülcelal’in huzuruna gelerek başını secdeye indirecektir. Ve:

— Yarabbi! Ben, senden kızım Fatıma’yı istemiyorum. Torunlarım Hasan ve Hüseyin’i istemiyorum. Kendi nefsimi de istemiyorum. Senden ümmetimi istiyorum, diye yalvaracaktır. Allahu Zülcelal’de;
— Ya Muhammed! Senin ümmetine böyle acımandan dolayı, onların şefaatini sana verdim, buyuracaktır.


...........
Allah Celle Celalüh senden razı olsun..
çok güzel konu çok güzel öğüt çok güzel ders çok yerindesohbet..

inşallah düşünüp uygulayanlardan oluruz..
selam ve dua ile


rabbim cümlemizden razı olsun kardeşim benim ..

inşaALLAH .. rabbmize emanet olnuz ...
selam ve dua ile
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
Efendimiz bize şefaat edecek

Bunun üzerine ben Arşın altına gideceğim. Rabbim için secdeye kapanacağım, derken Allah, benden önce hiç kimseye açmadığı medhu senaları benim için açacak (Ben onlarla Rabbim’e medhu senalarda, çeşitli övgülerde bulunacağım). Sonra:

— Ey Muhammed! Başını kaldır ve iste! (İstediğin) Sana verilecek! Şefaat talep et! Şefaatin yerine getirilecek! Denilecek. Ben de başımı kaldıracağım ve:
— Ey Rabbim ümmetim! Ey Rabbim ümmetim! Ey Rabbim ümmetim! Diyeceğim. Bunun üzerine:
— Ey Muhammed! Ümmetinden, üzerinde hesap olmayanları cennet kapılarından sağdaki kapıdan içeri al! Esasen onlar diğer kapılarda da insanlara ortaktırlar! Denilecek. Resulullah (sallallahu aleyhi ve selem) sonra şöyle buyurdular:

— Nefsim kudret elinde olan Zatı Zülcelal’e yemin olsun. Cennet kapısının kanatlarından iki kanadının arasındaki mesafe Mekke ile Hacer arasındaki veya Mekke ile Busra arasındaki mesafe kadardır.” (Buhari, Müslim, Tirmizi)

Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) bütün kâinata şefaat ettikten sonra, sorgu sual başlayacaktır.
Ayet-i celilede şöyle buyruluyor; “Rabbine andolsun ki, onların hepsine yapmakta oldukları şeyleri elbette soracağız.” (Hicr, 92)

Allah-u Zülcelâl ilk önce peygamberlere soru soracak, onları sorguya çekecektir. Nitekim başka bir ayeti celilede şöyle buyruluyor: “Allah’ın, peygamberleri toplayıp ‘siz(den sonra davetiniz)e ne derece uyuldu?’ diyeceği, onların da, ‘Bizim hiçbir bilgimiz yok. Gaybı hakkıyla bilen ancak Sensin’ diyecekleri günü hatırlayın.” (Maide, 109)

Peygamber Efendimize tabi olalım

İşte, bu kadar ümmetine düşkün olan Hz. Peygamber aleyhissalatu vesselamın şefaatine nail olabilmek ...
...
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
Nefsim kudret elinde olan Zatı Zülcelal’e yemin olsun. Cennet kapısının kanatlarından iki kanadının arasındaki mesafe Mekke ile Hacer arasındaki veya Mekke ile Busra arasındaki mesafe kadardır.” (Buhari, Müslim, Tirmizi)
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt