Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ey Müslüman Saf Tut Ve Safları Sıklaştır (1 Kullanıcı)

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,548
Tepki puanı
896
Puanları
113
Yaş
65
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
Ey Müslüman Saf Tut Ve Safları Sıklaştır
Bismillahirrahmanirrahim
Namaz en basit ifadeyle; kıyam, rükû ve secde hallerinde belirlenmiş sure ve sureleri idrak ederek okuyup tadili-i erkam dâhilinde ALLAH’ın adını yücelterek (tekbir ile) başlayıp selam vererek bitirdiğimiz en mühim ibadettir. Namaz, bütün hayatımızı gündelik dilimler halinde düzenleyen ve tüm Müslümanları ümmet bilincine yönelten sistemli bir yakarış ve ALLAH’ı ta’zim halidir. Namaz bize kıyam olmadan selamet olamayacağını bildiren bir tevhid eylemidir madem, hayatımızın tamamını bir namaza benzetmek ve namazı hayatımıza şamil kılmak zorundayız.

Bu gün ümmet namazın ilk kıyamına durmak zorundadır. Her namaz, ilk vaktinde ifa edilirse tam bir ibadet hüviyetini kazanır. Geciktirilen ve sadece ardışık hareketlerden ibaretmiş gibi bir davranış biçimine dönüştürülen namaz ise zayıf, ehemmiyeti olmayan, içinde heyecan ve huşu bulunmayan, olabildiğince münferit, marjinal, durağan ve aslında eylemsizlik halinden başka bir şey ifade etmeyen bir paradoksal saplantı oluverir.

Ümmet büyük bir cemaat olarak tekbir alıp kıyama durmalı ve rükû etme imkânına kavuşana kadar kıyamda durmayı sürdürmelidir. Fitnenin tüm dünyayı esir aldığı bu günlerde fert olarak kılınan namaz, dar bir alanda gerçekleşen, kendisini çevreleyen fitne unsurlarını geniş bir alana yayıp gevşetemeyen ve dolaysıyla kendisini kuşatmakta zorlanmayan düşmanını muvaffak kılan bir acziyet hali olacaktır. Oysa namaz bir acziyet değil, bir diriliş halidir. Öyleyse namazdaki dirilişimizi hayata yansıtmalıyız. Vakti giren namazın eda edilmesi farzdır. Ve ilk vakti giren namaz cemaatle kılınmalıdır. Cemaatle kıldığımız namazda yanımızda, arkamızda, cemaatin en önünde ya da en arkasında, kim ne giymiş, ne renk giymiş, saçını nasıl taramış, sakalı ne kadar uzun ya da ne kadar kısa, pantolonlu ya da şalvarlı olup olmadığına takılmadan; namazın icaplarına ve genel ahlak kurallarına uymanın dışında hiçbir ayrım ve ön koşul gözetmeksizin cemaatin tüm fertleri olarak yekvücut saf tutarız. Elbette böyle bir namaz hayatımızın tamamını kuşatan bir programın sembolü olmalıdır.

Münferit namaz kılma vakti geçmiştir. Cemaat olma ve saf tutmak mecburiyetindeyiz. Namazın kıyamını hayata geçirmenin ve anlamlandırmanın tek yolu safları sıkılaştırmaktır. Omuz omuza duracağımız kıyam, bizleri bir satıh üzerinde çevresine doğur genişleyen, bir biri ardına gelen her namaz vaktinde biraz daha büyüyen canlı bir bünyeye dönüştürecektir. Durağan ve münferit namazlarımızın bizlerin her birine bu günden sonra bir fayda vermeyeceği, bilakis içine düşebileceğimiz haset, fesat ve yanlışlarımızı çoğaltacağını bilmeliyiz.

Saflar ne kadar sıkı ve cemaat ne kadar geniş olursa, kuşatıcı fitne unsurları da o kadar geniş alanı sarmalayabilen pozisyon almak zorunda kalacaktır. Cemaatin genişlemesi sürdüğü müddetçe fitne unsurları da sarmalı genişletmek ve dolaysıyla gevşemek durumunda kalacaktır. Her satıh büyüklüğü oranında bir sınırı işaret eder. İşte o sınır dışa doğru açıldıkça, sınırda konuşlanan fitne unsurlarının da arasının açılmasını ve gevşeyip çözülmesini kaçınılmaz kılacaktır.

Cemaatle namaz kılmaya gelen kardeşlerimizin meslek, meşrep ve mizaçlarını eleştirmeden, onlarla omuz omuza saf tutmak ve saflarımızı da hiçbir tembellikle gevşetmeden genişletmek gerektiğini ve bunun bugün terk edilemeyecek bir farziyet olduğunu idrak etmeliyiz. Cemaatin her ferdinin kültürel, fiziksel, tarihsel, siyasal ve mali bir zenginlik olduğu bilincine varılmalı. Her meslek gurubundan insan, kendi yetenek ve gücü nispetinde cemaate renk kattığı ve cemaati çok daha canlı kıldığı bilincine varılmalıdır. Nurcusu, partilisi, partisizi, radikal, ılımlısı, fakiri, zengini vs toplumun her katmanından ve her kesiminden Müslümanları içinde barındıran bir cemaatle namaz kılmamız gerektiği şuuruna varmalıyız. Bu bilinç sevgi ve kardeşlik duygusunun bir tezahürü olacaktır kuşkusuz. Bu bilinç hali sembolik açıdan benzetecek olursak, namazdaki başlama tekbirinin pratik karşılığıdır. Hiç şüphe yok ki tekbir alınmadan başlanan namaz ifsat olmuş demektir ve ALLAH katında da kabul değildir. Dolaysıyla ALLAH katında kabul olmayacak bir namaz da kandırmacadan ve oyalanmadan başka bir şey de değildir. Zira namazı düzgün olmayanın dini de düzgün değildir.
Müslümanlar cemaat şuuruyla kıyama durmak ve safları sıkılaştırmak mecburiyetindedir.
Vakit başka uğraşlarla geçecek vakti değildir.
Şimdi saf tutma ve safları sıklaştırma vaktidir.
Gecikmeksizin, hemen, şimdi…
Habbab Çetin AKDENİZ
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt