Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

ESMAÜL HÜSNA VE SIRLARI (2 Kullanıcı)

M DENIZ

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Eyl 2006
Mesajlar
1,228
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Konum
ankara
RE: ESMAÜL HÜSNA VE SIRLARI


Shot at 2007-07-04
 

koskun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Ocak 2007
Mesajlar
1,030
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
57
Konum
Niğde
RE: ESMAÜL HÜSNA VE SIRLARI

http://www.biriz.biz/esma/esma36.htm

Şekûr
--------------------------------------------------------------------------------

Şekûr : Kullukları kabul edici, az amele çok sevap veren, şükrü kabul edip çok ihsan eden, şükredilen

Cenab-ı Hak buyuruyor:

"Eğer Allah'a güzel bir borç verecek olursanız, onu sizin için kat kat arttırır ve sizi bağışlar. Allah Şekûr'dur, Halim'dir. " (1)


Şekûr, şükrü devam eden ve büyük-küçük ibadet ayrımı yapmaksızın şükrü bütün itaat edenleri kapsayandır.

Gerçek şükür, nimet verene şükretmekle eksikliğini itiraf etmektir. Bu yüzden Yüce Allah,
"Ey Davud ailesi, şükrederek çalışın" (2) buyurunca,
Hz.Davud a.s.:
"Ey Rabb'im! Sana nasıl şükredeyim ki? Benim şükrüm bile senin bir nimetindir" demiş,
Yüce Allah da şöyle cevap vermiştir:
"İşte şimdi Beni tanıdın ve Bana şükrettin ey Davud! Çünkü şükretmenin de Benim bir nimetim olduğunu bildin".

Nimete şükürle karşılık vermek, nimetlerin daha da artmasına vesile olur. Cenab-ı Hak buyuruyor:"...Andolsun, eğer şükrederseniz gerçekten size artırırım.." (3)

Şükrün üç temel şartı bulunmaktadır:
1. Nimet verenin verdiği nimeti kabul edip bunu ikrar etmek.
2. Verilen bu nimeti Allah'a itaat etmede kullanmak.
3. Allah'ın dilemesiyle bu nimetin ulaşmasına vesile olanlara teşekkür etmek.

Cenab-ı Hak şükrü kabul eder ve karşılıksız bırakmaz. Şükrü şükürle ve ondan daha fazlasıyla cevaplandırır. Böylece iyiliklerin çoğalmasına yol açar.

Kullarına, onlar tarafından şükrü ifade edilen nimetleri artıracağına dair Allah'ın kesin vaadi vardır. Şükür yolunu tutanlar; kendilerine gelmiş olan nimetleri, sebeplerden, vasıtalardan değil, ancak Allah'tan olduğunu itiraf ederler. Çünkü onlar hediyeyi getiren uşaklara değil, gönderen efendiye bakarlar. Gönüllerinden inanmışlardır ki, nimeti yaratan, kısmet eden, gönderen, onunla meşgul olacak kuvvetleri, sebepleri veren, tertib eden ancak Allah'tır.

Bazı Allah dostlarına: "Şükür nedir" diye sorulduğunda; "Allah'ın verdiği nimetlerle O'na isyan etmemendir" şeklinde cevap vermişlerdir. (8)

Her müslüman,mutlak Şekûr (Şükredilen)un Allah olduğunu, âlimlerin ittifakıyla O'na şükretmenin farz olduğunu ve Allah'ın azı da çoğu da kabul ettiğini bilmesi gerekir.

Bil ki, her aza ve organın kendisine has bir şükrü vardır.Nasıl ki dil şükür sözcükleriyle Rabb'ine şükrediyorsa, diğer organlarda kendilerine göre Rablerine şükretmelidir. Her aza ve organın şükrü, yaratılış amacına göredir. Her organ, Allah'ın emrine uymada ve yasağından kaçınmakta kullanılmalıdır. Buna göre:

Bedenin şükrü, organları Allah'a itaatin dışında kullanmamandır.
Kalbin şükrü, onu Allah'ı anma ve bilme dışında şeylerle meşgul etmemektir.
Dilin şükrü, onu Allah'tan başka kimseleri övme ve methetmede kullanmamandır.
Malın şükrü, Allah'ın sevdiği ve hoşnut olduğu yerlerin dışında harcamamandır.
Allah'a şükretme konusunda bunları bildikten sonra müslüman, insanlar arasında kendisine iyilik yapanlara teşekkür etmeli ve şu hadis-i şerif-i unutmamalıdır:

"İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah'a şükretmez" (4)

İhlasla "Yâ Şekûr" diye bir müslüman bu isme devam etse, iyi ameller yapmak nasip olur.

--------------------------------------------------------------------------------

Kaynaklar:
1) Teğabün, 17
2) Sebe, 13
3) İbrahim,7
4) Tirmizi, 1955
5) Esmâ-ül Hüsna, Karınca Yayınları, Nisan 2004
6) Calligraphy, The Most Beautiful Names, Tosun Bayrak, Threshold Books, 1985
7) Islam City
8) Kurtubi, Ebu Abdullah Muhammed b.Ahmed, El-Câmiu li Ahkâmi-l Kur'an
 

YoRGuNuM

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Tem 2007
Mesajlar
2
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: ESMAÜL HÜSNA VE SIRLARI

B) daima şükür
 

ADALETIMAHZA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Eyl 2006
Mesajlar
3,630
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
Web Sitesi
www.islamiportal.net
RE: ESMAÜL HÜSNA VE SIRLARI

24)ALİYY: Yüceler yücesi

EL ALİYY:
Ya Aliyy ismini zikreden kişi hor görülmez, onu gören herkez sever, sayar. Sözü dinlenir. Ahlakı düzelir, hikmetli konuşur. Kısmeti açılır, kötü huylarını bırakır.
ALLAHIN İZNİYLE
 

koskun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Ocak 2007
Mesajlar
1,030
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
57
Konum
Niğde
RE: ESMAÜL HÜSNA VE SIRLARI

http://www.biriz.biz/esma/esma37.htm

Aliyy
--------------------------------------------------------------------------------


Aliyy : Çok yüce, yüceltici.

Cenab-ı Hak buyuruyor:
"O, yücedir, büyüktür." (1)
"Allah yücedir, büyüktür." (2)
"O, görüleni de görülmeyeni de bilir; çok büyüktür, yücedir." (3)


Allah'ın yüceliğinin üstünde hiçbir yücelik yoktur. Bütün dereceler ve mertebeler O'ndan aşağıdır. Allah, her üstün ve yüksek makamın daha üstündedir. Zira varlıklar ya etkileyen veya etkilenendir. Etkileyen etkilenenden üstündür. Allah Teâlâ, her varlığı etkileyendir. Bütün varlıklara O'nun bir eseri ve etkilenenidir. Bu yüzden O, bütün varlıklardan daha üstün ve yücedir.
Allah kendi zatında yücedir. Bu yüzden her şeyden daha yücedir. O'nun bu yüceliği cihet ve mekan bakımından değildir. Zira O, cihet ve mekandan münezehtir.

Allah'ın varlıklar üzerindeki üstünlüğüne, yüceliğine, büyüklüğüne inanıp bunu müşahede eden kimse, bu sıfatın gereği olarak O'na ibadet eder. Kalbinde sonsuzluk nuru ışıldar.

Allah Kuran'da kendisini bizlere tanıtmıştır: Tüm alemleri yaratan, kainatın tek hakimi olan Allah uludur. Göklerin, yerin ve bu ikisi arasında bulunanların yegane sahibi O'dur. O'ndan başka ilah yoktur, Allah insanların şirk koştuklarından çok yücedir. Tüm mülk O'na aittir; O, herşeye güç yetirendir. O, yüce makamların da sahibidir. O, ne bir eş edinmiştir, ne de bir çocuk; Allah alemlerden müstağnidir. Kuşkusuz 'en güzel isimler' Allah'a ait olduğu için O'nu eksiksiz olarak tarif etmek bir insan için mümkün değildir. O'nu ancak kendisinin bize bildirdiği ile tanıyabilir, yüceliğini ancak Kuran ayetleriyle takdir edebiliriz. ( 5)


--------------------------------------------------------------------------------

Kaynaklar:
1) Bakara, 255
2) Nisa, 34
3) Rad, 9
4) Esmâ-ül Hüsna, Karınca Yayınları, Nisan 2004
5) Allah'ın İsimleri, Harun Yahya, Vural Yayınları, 2000
 

ADALETIMAHZA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Eyl 2006
Mesajlar
3,630
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
Web Sitesi
www.islamiportal.net
RE: ESMAÜL HÜSNA VE SIRLARI

25)KEBİR: En büyük

EL KEBİR:
Ya Kebir ismini zikredenin ilmi ve bilgisi artar. İnsanlardan hürmet görür. Onu görenler, ondan çekinir. Yüce mertebelere erer. Borçlu kişiler günde 1000 defa okurlarsa borçlarını ödemeye muvaffak olurlar. İşinden haksız yere uzaklaştırılanlar, görevlerine ve işine geri döner.
ALLAHIN İZNİYLE
 

ADALETIMAHZA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Eyl 2006
Mesajlar
3,630
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
Web Sitesi
www.islamiportal.net
RE: ESMAÜL HÜSNA VE SIRLARI

26)REZZAK: Yaratılmışlara faydalanacakları şeyleri ihsan eden, çokca rızık veren

ER REZZAK:
Her sabah namazından sonra 308 defa Ya Rezzak ismini zikredenin rızkı artar, maddi sıkıntıları sona erer. Aç karnına günde 20 defa okuyanın zekası ve zihni açılır. İşini gördüreceği kişinin yüzüne 26 defa okunursa işi görülür. Kötülüklerden ve fitnelerden korunmak için sabah namazı vakti girmeden evin dört tarafına onar defa Ya Rezzak ismi okunarak üflenir. Ya Fettah Ya Rezzak isimlerini hergün beraber okuyana; kapalı kapılar açılır, maddi sıkıntıya uğramaz, rızkı artar.
ALLAHIN İZNİYLE
 

mtekik

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Ağu 2006
Mesajlar
2,702
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
Web Sitesi
islamiportal.net
RE: ESMAÜL HÜSNA VE SIRLARI

S.A.
BİZDE PAYLAŞIMLARA DEVAM EDELİM İNŞ.



ER-REZZAK


"Rızık veren” manasına gelen “er-Razzâk” ismi celili Kur’anı Kerimde bir defa “Şüphesiz Allah rızık verenin ta kendisidir, çok çetin kuvvet sahibidir.” (Zariyat 58) geçmekte. Altı defada “Hayru-r-Razikin” rızık verenlerin en hayırlısı anlamında geçmekte.

Bize can veren de, ten veren de O Allah (c.c.)dır. Tenimiz topraktan yaratıldığından, gıdamızda topraktan yaratılmakta.

Hz. İsa’nın havarilerinden bir kısmı “Rabbinin gökyüzünden bize sofra indirmeye gücü yeter mi?” diye sormuşlardı da Hz. İsa (s.a.v.) “Eğer iman ediyorsanız Allah’tan sakının” diye cevap vermişti. (Maide 112) Ra’d suresinin 4 üncü ayetinde ifade edildiği gibi aynı su ile sulanan topraklarda ayrı ayrı rızıklar çıkaranın Allah olduğu bildirilmekte.

Yer sofrasında yiyecekler sunan, gök sofrasından yağmurlarla içecekler sunan ve kıpırdayan canlının rızkını veren Er-Razzâk olan Allah’tır. “Yeryüzünde kıpırdayanın rızkı Allah’a aittir” (Hud 6) buyurur.

Ekmek için ekmek gerek. Ateş için çakmak gerek. Durmayıp kıpırdamamız, çalışmamız gerek. “Er-Razzâk” olan Rabbimiz toprağı ekmeğe, domatese, elmaya, limona dönüştürüyor. İnsanlık ailesi binlerce yıldır toprağı altın yapabilmek için “simya” ilmiyle uğraştı başaramadı. Ama Rabbimiz bize faydalı olanları, faydası oranında yarattı. Tenimiz topraktan geldiğinden gıdası da topraktan geliyor ve yine ölünce toprağa dönüyor.

Canımız ise Rahmandan geldiğinden gıdası da Rahmandan gelir. Tarih boyunca Peygamberler ve getirdikleri kitaplarda ruhumuzun gıdasıdırlar. Tenimiz sun’i, yapay gıdaları değil, tabii gıdaları istediği gibi canımızda yapay fikirleri değil, ilahi emirler yasaklar ve tavsiyeleri ister.

Ekmeği göğsümüzün üstüne sarsak midemiz doymaz. Kur’anı da başımızın üstünde tutsak ruhumuz doymaz. Onu iman olarak kalbimizin en derin yerine koyacağız ve amel-eylem çiçekleri şeklinde dışımızda meyve verecek.

Aynı akıla, bedene, kültüre ve çalışmaya sahip iki kişi bir zaman sonra birinin zengin olduğunu, öbürünün iflas ettiğini görüyoruz.

Çok çalıştığı halde zengin olamayanı gördüğümüz gibi, az çalıştığı halde zengin olanı da görüyoruz. “İnsana ancak çalıştığının karşılığı vardır” (Necm 39) Çalışırız. Zengin olursak şükreder, zekatla, sadakayla dağıtırız. Fakir olursak sabreder, şükreder çalışmaya ve kimseye yük olmamaya devam ederiz. Kimse gönül rızasıyla fakir olmak istemez. Ama olunuyor, çalışıyor, çabalıyor ve yine fakir kalıyor. Rabbimiz bunun hikmetini: “Onların dünya hayatındaki geçimliklerini biz taksim ettik. Birbirlerine iş gördürsünler diye bir kısmını diğerleri üzerine derecelerle üstün kıldık” diyerek haber veriyor. (Zuhruf 32)

“Her akıl bir olsa koyuna çoban bulunmazdı” diye bir atasözümüz var. İnsanlık ailesinin terziye, marangoza, ustaya, doktora, hocaya ihtiyacı var. Akıllar, zevkler, kuvvetler denk olsaydı herkes aynı şeyi yapar ve dünya çekilmez olurdu.

Çalışmaya devam edelim. Rabbimizin taksimine razı olalım. Yine çalışalım. Çünkü helal mal kazanmak için çalışmak bir mü’min için ibadettir. Bülbülün, Kartalın, Karıncanın, Filin, Hamsinin, Balinanın vücudlarına uygun olarak rızıklarını taksim eden Rabbimiz bütün insanlığa yetecek rızkı da yaratmaktadır.

Ancak insanlar inkara yönelirse ateist-gavurlaşırsa hayvandan daha aşağı olur ve milyonlarca insana yetecek serveti kendi tekelinde tutar ve insanlara zulmeder. “Onlar hayvanlar gibidirler. Hatta daha da sapıktırlar. İşte onlar gafillerin ta kendisidirler.” (A’raf 179) buyurur Rabbimiz.

Rabbimiz yeryüzünü bizim için yarattığını “O, yeryüzündekilerin hepsini sizin için yarattı” (Bakara 29) diye haber verir ama, “Yeyiniz, içiniz israf etmeyiniz. O israf edenleri sevmez” (A’raf 31) diye sınır koyar.

Rızık konusunda kuşlar gibi olmamızı ister Peygamberimiz, ve şöyle der: “Siz Allah’a hakkıyla tevekkül etseydiniz, kuşları doyurduğu gibi Allah sizi de doyururdu. Kuşlar sabah erkenden aç giderler, akşam tok olarak dönerler” buyurur. (Tirmizi, Zühd, Hadis 2441, İbni Mace, Zühd H. 4164) İşinizin durumuna göre erken vakti ne ise ona göre davranacaksınız, kuşlar gibi kanat çırpacaksınız, ama eve dönünce yarını düşünerek ailenin ağzının tadını kaçırmayacaksınız. “Sabahın sahibi var” deyip tevekkülle geceleyeceksiniz.

Hz. Adem’den beri milyarlarca insan geldi geçti yeryüzünden bir avuç eksiltemedi. “Allah’ın nimetlerini saymakla bitiremezsiniz.” (İbrahim 34) O nimetlerden kazanmaya çalışın. “Kaybettiğinizde yerinmeyin, çok verdiğinde sevinmeyin.” (Hadid 23) Ekmek için ekelim. Ekmek sayısınca insan değil, insan sayısınca ekmek üretelim. Adil bir şekilde yardımlaşalım. O zaman Rabbimiz bizi hesap etmediğimiz yerlerden de rızıklandırır.

K.S.E.O.
 

koskun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Ocak 2007
Mesajlar
1,030
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
57
Konum
Niğde
RE: ESMAÜL HÜSNA VE SIRLARI

http://www.biriz.biz/esma/esma38.htm

Kebir
--------------------------------------------------------------------------------

Kebir : Mutlak büyük
Cenab-ı Hak buyuruyor:
"O, gaybı da, müsahede edileni de bilendir. Pek büyüktür, yücedir." (1)
"Doğrusu Allah Yücedir, büyüktür." (2)


"Gerçekten Allah, Yücedir, büyüktür." (3)

"Şüphesiz Allah, Yücedir, büyüktür." (4)
"O, çok Yücedir, çok büyüktür." (5)

"Artık hüküm, Yüce, büyük olan Allah'ındır." (6)


O, her şey kendisinden daha küçük olan ve hiçbir şekilde, hiçbir çerçeveye sığdırılamayan tek ve biricik büyüktür. (7)

Kainatın büyüklüğü; gerçekte Allah'ın kebir ismini gösteren bir delil; sadece onu yaratanın kibriyasını işaret eden bir vakıa olarak anlaşıması gerekir. İnsan için ihate edilmesi hakikaten imkansız bulunan sonsuz büyüklüğü ise ancak Allah'a mahsustur.
Bu sıfat mutlak olarak sadece Allah'a mahsustur. Yaratıklar için sadece mecazi olarak kullanılabilir.

--------------------------------------------------------------------------------

Kaynaklar
1) Ra'd, 9,
2) Nisa, 34
3) Hacc, 62
4) Lokman, 30
5) Sebe, 23
6) Mumin, 12
7) Elmalı Tefsiri, Rad, 9
8) Calligraphy, The Most Beautiful Names, Tosun Bayrak, Threshold Books, 1985
 

koskun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Ocak 2007
Mesajlar
1,030
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
57
Konum
Niğde
RE: ESMAÜL HÜSNA VE SIRLARI

http://www.biriz.biz/esma/esma18.htm

Rezzak
--------------------------------------------------------------------------------


Rezzak : Rızık ihsan edici, tekrar tekrar, bol bol rızık veren.
Cenab-ı Hak buyuruyor:
"Allah, diledigine hesapsiz rizik verir." (1)
"Kendi rızkını taşıyamayan nice canlı vardır ki onu ve sizi Allah rızıklandırır..." (2)


Beslenerek yaşamaları için bütün canlıların rızıklarını veren yalnız Allah Teala'dır. O'ndan başka rızık veren yoktur. Eğer Allah rızkı kulları için bolca yaysaydı, yeryüzünde taşkınlık yapar ve azarlardı. Allah kullarından dilediği kimsenin rızkını genişletir ve dilediğine de kısar. Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla bilendir. Kulun, her istediğini talep etmede helal yollardan hareket ettikten sonra, Rabbine müracaat etmesi lazımdır.

Kuluna karşı çok şefkatli ve merhametli olan Allah, insanları içinde sayılamayacak kadar çok nimetle dolu olan topraklarda yaşatır. Öyle ki insan toprağı ekip biçmeden bile toprak yemyeşil ürünler ve başaklar verir. İçinden sarı, kırmızı, yeşil, turuncu meyve ve sebzeler çıkar. Masmavi denizlerin içi ise yine binlerce çeşit ve lezzette balıklarla doludur. Bütün bunların yanında Allah insanlara hem yerdeki hayvanların etini, hem de gökteki kuşun etini yedirir, hayvanların içinden tertemiz süt çıkarır, arılara bal yaptırır... Bütün bunları insanlara Allah bağışlamaktadır. (3)

Tenbih: Kul, Allah'tan başkasından rızık beklememeli, bu konuda O'ndan başkasına dayanıp güvenmemelidir. Her müslüman, Allah'tan başka rızık veren birmutlak Rezzâk'ın olmadığını bilmelidir. Eğer başkası, geçinmesi için rızık veriyor görünsede gerçekte o, kendisine verileni vermektedir. O halde sen de Allah'ın sana rızık olarak verdiklerinden başkalarına ver ki, Allah sana daha fazlasını versin.
Muhtaç olduğun halde, aşırı düşkünlük göstererek rızık arama. bil ki düşkünlükle rızık aranan sana takdir edilen rızkını kesinlikle artırmaz. Sana ancak takdir edilen rızık ulaşır, fazlası değil. O halde kendini küçük düşürerek rızık aramaktan vazgeç, onurunu ve izzeti nefsini koru. (4)

Bir kimse sabah namazından önce evinin dört bir tarafına batıdan başlamak üzere "Yâ Rezzâkü" diye 200 kere okursa o eve fitne ve kötülük gelmez. (5)


--------------------------------------------------------------------------------

Kaynaklar:
1) Bakara, 212
2) Ankebût, 60
3) Allah'ın İsimleri, © 2005 Harun Yahya
4) Esmâ-ül Hüsna, Karınca Yayınları, Nisan 2004
5) Miftahü'l Kulûb, Kalplerin Anahtarı, (Fethiye Evradı Bölümü) Mehmed Nuri Şemseddin Nakşıbendî, Bedir Yayınevi, 2001
 

ADALETIMAHZA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Eyl 2006
Mesajlar
3,630
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
Web Sitesi
www.islamiportal.net
RE: ESMAÜL HÜSNA VE SIRLARI

27)FETTAH: Sıkıntıları gideren, açan, kolaylaştıran

EL FETTAH:
Ya Fettah isminin zikrine devam edene Allah hayır ve bereket ihsan eder. Darlık ve sıkıntı çekmez. Okuyanın kalbi nurlanır, işleri kolaylaşır. Makam ve mertebesi yükselir, kimseye muhtaç olmaz. Sabah namazlarının ardından sağ elini kalbine koyarak 71 defa okuyanın kalbi temizlenir. Yatarken okuyana rüyasında bilmediği şeyler gösterilir. Zor bir durumdan kurtuluşa ermek için niyet ederek utarit saatinde 489 defa okunur. Düşmanının dost olması niyetiylede utarit saatinde 489 defa okunmaya devam edilirse düşmanı dost olur.
ALLAH IN İZNİYLE
 

koskun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Ocak 2007
Mesajlar
1,030
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
57
Konum
Niğde
RE: ESMAÜL HÜSNA VE SIRLARI

http://www.biriz.biz/esma/esma19.htm

Fettâh
--------------------------------------------------------------------------------


Fettâh : Hayır kapılarını açan, hüküm veren

Cenab-ı Hak buyuruyor:
" De ki: "Rabbimiz (kıyamet günü) bizi birarada toplayacak, sonra da hak ile aramızı ayıracaktır. O, (gerçek hükmünü vererek hak ile batılın arasını) açandır, (herşeyi hakkıyla) bilendir."


Taraflar arasında hüküm veren; birine yardım edip zafere ulaştıran; hayır ve rahmet kapılarını açan O'dur.

Silah gücü, kelime cambazlığı ve basit mantık oyunlarıyla hakkı batıla karıştırıp, içine zehir, dışına şeker konmuş öldürücü imansızlık tuzaklarına yakalananlar gerçeği anlayamadan giderlerse, ahirette hak ile batılın arasını 'el-Fettâh' olan Rabbimiz açacak ve herkes gerçeği görecek, ama iş işten geçmiş olacak.

Çocuk ana rahminde iken çocuğa rızık kapısını açan, çocuk dünyaya gelince bir kapıyı kapayınca annenin göğüslerinden iki kapıyı açan. Göğüslerdeki iki kapı kapanınca acı-tatlı, yaş-kuru yiyeceklerden dört kapıyı açan O'dur.
Her müslüman, Allah'tan başka Hâkim olmadığına inanmalı ve O'nun hükmünden başka hüküm kabul etmemelidir.

Müslüman, kapalı olan her şeyi ancak Allah'ın açabileceğini bilmelidir. Kullarına rızık ve merhamet kapılarını açan, zor ve kitlenen işleri çözüp açan, hakkı görmeleri için kalplerini ve gözlerini açan, sıkıntı ve darlıktan sonra gönüllerini açıp ferahlık veren, anlaşılmayan kapalı her sorunu kolaylıkla açan O'dur.

Ey Allah'ın kalp kilitlerini açtığı ve kendi katından üzerine nurlar yağdırdığı kişi! Allah'ın kapılarını sana açtığı gibi sen de, ilim anahtarlarıyla cahil ve bilgisiz kimselerin kapalı kapılarını açve onalrın gönüllerini fethet.(2)
İhlasla "Yâ Fettâh" diye bir müslüman bu isme devam etse, bütün zor kapılar açılır, gönlünde büyük fetihler meydana gelir. (4)


--------------------------------------------------------------------------------

Kaynaklar:
1) Sebe, 26
2) Esmâ-ül Hüsna, Karınca Yayınları, Nisan 2004
3) Calligraphy, The Most Beautiful Names, Tosun Bayrak, Threshold Books, 1985
4) Yüce Allah' (c.c)ın Güzel İsimleri Esmâ-ül Hüsna, Rauf Pehlivan, İstanbul Dağıtım A.Ş. 2002
5) Islam City
 

ADALETIMAHZA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Eyl 2006
Mesajlar
3,630
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
Web Sitesi
www.islamiportal.net
RE: ESMAÜL HÜSNA VE SIRLARI

28)ALİM: Geçmiş,gelecek; gizli, açık herşeyi çok iyi bilen

EL ALİM:
Ya Alim zikrine devam eden gizli sırlara vakıf olur. Herşey ona beyan olur. Okuyanın ilmi artar, hikmetli konuşur ve yüce makamlara erişir. El Alim ismini yazıp suda silip içenin anlayışı ve zekası artar.
ALLAH IN İZNİYLE
 

ADALETIMAHZA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Eyl 2006
Mesajlar
3,630
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
Web Sitesi
www.islamiportal.net
RE: ESMAÜL HÜSNA VE SIRLARI

29)KABID: Sıkan, daraltan

EL KABID:
Ya Kabid ismini okumaya devam eden kişi heybetlilik ve celallik kazanır. Kimse düşmanlık etmeye, hakkında dedikodu yapmaya cesaret edemez. Okuyan kötü huylarından kurtulur. Düşman şerrinden korunmak için 903 defa okunur. İki ay günde 10000 defa okuyana bazı sır perdeleri açılır.
ALLAH IN İZNİYLE
 

koskun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Ocak 2007
Mesajlar
1,030
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
57
Konum
Niğde
RE: ESMAÜL HÜSNA VE SIRLARI

http://www.biriz.biz/esma/esma20.htm

Alîm
--------------------------------------------------------------------------------


Alim : Her şeyi çok iyi bilen,hakkıyla bilen

Cenab-ı Hak buyuruyor:
".Sözü açığa vursan da, (gizlesen de birdir). Çünkü şüphesiz O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilmektedir." (1)

"Onlar bilmiyorlar mı ki, elbette Allah, onların gizli tuttuklarını da, fısıldaştıklarını da biliyor. Gerçekten Allah, gaybın bilgisine sahip olandır."(2)
"... Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir." (3)


Allah'ın bilgisine sınır yoktur. O her şeyi bilir.

Kur'an'da Allah'ın ilminin her şeyi kuşattığı ve O'nun herşeyi en ince detayları ile bildiğini belirten birçok âyet-i Ker'ime vardır.

Olmuşları olduğu gibi, olacakları da, olmuşlar kadar açık ve seçik bilir.

Hiç bir şey ilminin dışında değildir.

Yaratıklar, onun müsaade ettiği kadar bilgiye sahip olabilirler. Ötesini bilemezler. İnsanların bilgisi tam ve mutlak değildir; istikbali bilmekte tamamen acz içersindedirler. Oysa Allah'ın bilgisi mekanla kayıtlı olmadığı gibi zamanla da kayıtlı değildir.
Allah'ın kendi durumunu bildiğini bilen kimse içinde bulunduğu duruma sabreder, O'nun verdiklerine şükreder, çirkinlik ve yanlışlıklardan kaçınır.
Allah'ın Bilgisi İle Kulların Bilgisi arasındaki Farklar (4)

1- Allah'ın bilgisi bütün bilgileri kapsar. Kulların bilgisi ise son derece sınırlıdır.
2- Allah'ın bilgisi, bilgilerin değişmesi ile değişmez. Oysa kulların bilgisi böyle değildir.
3- O'nun bilgisi, duyular vasıtasıyla veya düşünce ile elde edilmemiştir.. Kulların bilgisi ise, duyularla veya düşünce ile elde edilir.
4- Allah'ın bilgisi, zorunlu olarak vardır ve asla kaybolmaz. Kulların bilgisi ise kaybolma riski taşır.
5- Allah'ın bilgileri birbirine mani olmaz ve meşgul etmez. Kulların bilgileri ise birbirine mani olabilir ve meşgul edebilir.
6- Allah'ın bilgisi sınırsız, kullarınki ise sınırlıdır.
7- Hiçbir şeyin bilgisi Allah'a gizli kalmaz.. O, açık ve gizli bütün şeyleri bilir. O'nun için gizli olan bir şey yoktur. Kulların bilgisi ise böyle değildir.

İhlasla "Yâ Alim" diye bir müslüman bu isme devam etse, maddi ve manevi ilim kapıları kendisi için açılır. (5)


--------------------------------------------------------------------------------
Kaynaklar:
1) Tâ-Hâ- 7 - Ta-Ha, 7
2)Tevbe, 78 - At-Tauba,78
3) Enfal, 71 - Al -Anfal, 71
4) Esmâ-ül Hüsna, Karınca Yayınları, Nisan 2004
5)Yüce Allah' (c.c)ın Güzel İsimleri Esmâ-ül Hüsna, Rauf Pehlivan, İstanbul Dağıtım A.Ş. 2002
6) Calligraphy, The Most Beautiful Names, Tosun Bayrak, Threshold Books, 1985
7) Islam City
 

koskun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Ocak 2007
Mesajlar
1,030
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
57
Konum
Niğde
RE: ESMAÜL HÜSNA VE SIRLARI

http://www.biriz.biz/esma/esma21.htm

Kabid
--------------------------------------------------------------------------------


Kabid : Ruhları kabzeden, sıkan, darltan, rızkı belli ölçülerde veren

Bütün canlılara hayat veren, ölüm anında varlıkların ruhlarını kabzeden O'dur.Maddi yönden fakirleştiren ve daraltanında, zengin edip genişleten de Allah'dır. Zenginken fakir olanları, güçlü iken zayıf olanları, yüksek makamlardan düşenleri, bilginken bunayanları gördüğümüz gibi, fakirken zengin olanları, Mekke'de zayıf görüldüğü halde Mine'de güçlenenleri, Bilal-i Habeşi gibi kafirlerin kölesi iken mü'minlerin efendisi olanları, Yusuf (s.a.v.) gibi hapishaneden Mısır'a sultan olanları, Ümmi iken kıyamete kadar gelecek insanlara ilim öğreticisi olan Hz Muhammed'i yaratan O'dur.

Allah, dilediği kişinin imkanlarını artırarak şükredip etmeyeceğini, dilediğinin de imkanlarını daraltarak nankörlük edip etmeyeceğini dener. Dolayısıyla insanların sahip olduğu veya olamadığı şeyler kendileri için bir kazanç değildir. Bunlar sadece geçici dünya hayatını mı gerçek yurt olan ahireti mi istediklerini denemek için Allah'ın yarattığı imtihanlardır.
Eğer kişi bu gerçeğin farkına varmaz ve elindeki herşeyi kendisinin zannedip cimrilik yapar, Allah'ın dilediği şekilde harcamazsa o zaman Allah elindeki imkanları daraltabilir. Tam aksi olarak elindeki herşeyin kendisine Allah'ın rızasını kazanacak şekilde kullanılması için verildiğini bilen kişilerin de imkanlarını artırır, dünyada da ahirette de onlara en güzeliyle karşılık verir.

Bir kimse "Yâ Kâbid" ismini kırk gün kırk lokma üzerine yazıp yese o kimse açlık mihnetinden emin olur. (1)


--------------------------------------------------------------------------------

Kaynaklar:
1) Allah'ın İsimleri,© 2005 Harun Yahya
2) Miftahü'l Kulûb, Kalplerin Anahtarı, (Fethiye Evradı Bölümü) Mehmed Nuri Şemseddin Nakşıbendî, Bedir Yayınevi, 2001
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt