Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Esir Kadınlar, Filistin'in Ebu Gureyb'ini Anlatıyor (1 Kullanıcı)

_SeNaToR_

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,220
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Amerika'nın Irak'taki Ebu Gureyb hapishanesinde yaşanan işkenceler, yıllardır İsrail hapishanelerinde Filistinlilere uygulanıyor.


resim.php




İşkencelerin en acımasızına hiç şüphesiz ki Filistinli kadın esirler maruz kalıyor.

Eski tutuklulardan şimdilerde özellikle mahkumların durumları ile ilgili araştırmalar yapan ve istatistikler daire müdürü olan Abudunnsır Avni Fervane, Filistinli kadın mahkumların durumunu anlatan kapsamlı bir çalışma yayınladı.

Fervane, Filistinli kadın mahkumların cinsiyetleri ve özel ihtiyaçları göz önünde bulundurulmaksızın kötü muameleyi, sorgu odalarında yaşadıkları darbı, küçük düşürülmeyi ve işkenceyi anlattı.

Fervane, İsrail güvelik güçlerinin Filistinli kadın mahkumların küçük düşürülmesine sebep olacak her yolu denediğini, erkek gardiyanların uyumakta olan kadın mahkumların yanına giderek onları zor durumda bıraktıklarını belirtti. Gardiyanlar tarafından düzenlenen bu ani baskınlar esnasında çoğu zaman kadınların başlarını örtmelerine fırsat verilmediğini, kimi zaman da bu yaşanan kaos esnasında kadın mahkumların örtülerinin yırtıldığını belirtti.

Araştırmacı yazar Fervane, işgal hapishanelerindeki trajik duruma değinirken hücrelerde mahkumlarla beraber yaşayan, onlarla yemeklerini bile paylaşan farelerin olduğunu, çoğu zaman yemeklerinden böcek, pislik çıktığını, son derece sağlıksız bir ortamda beslendiklerini, kış aylarında soba ve battaniyeleri olmadığı için mahkumların soğuğa maruz kaldıklarını, kısacası mahkumların ne kadar zor şartlar altında hayatlarını idame ettiklerine değindi.

Fervane, gün geçtikçe hapishanelerdeki durumun kötüleştiğini belirtirken; özellikle de Aksa intifadası esnasında mahkumların durumunun daha da kötüleştiğini açıkladı. Hapishane idaresi azalan mahkum sayısını kötüye kullanarak her bir mahkumu tek kişilik hücrelere yerleştirdi ve en küçük insani gereksinimlerden onları mahrum bıraktı. Aynı zamanda hapis idaresi mahkumları topluca ve tek tek para cezasına çarptırırken özel hesaplarından veya bağlı oldukları teşkilat hesaplarından paralarını çektiler.

CANLI TANIKLAR VE YAŞANAN DRAMALR

Fervane yayınladığı çalışmasında mahkumların maruz kaldıkları işkenceleri anlatan canlı tanıkların olduğuna işaret etti.

Eski mahkumlardan Feyruz Arafe isimli kadın gurur ve acı ile karışık bir ses tonuyla yaşadıklarını anlattı. Üç defa tutuklandığını, işgalci İsrail hapishanelerinde yıllarca kaldığını ve bu süreçte türlü işkencelere maruz kaldığını, örneğin sıcak duşun altından birden bire soğuk duşun altına sokulduğunu, uyku ve yemekten mahrum bırakıldığını hatta defalarca bilincini kaybedecek derecede coplarla başına ve vücudunun diğer bölgelerine vurularak dövüldüğünü anlattı.

Kızılay teşkilatında kütüphane müdürü olarak çalışan Gazzeli Arafe açıklamalarına şöyle devam etti; Ebu Gureyb hapishanelerindeki görüntüleri izlediğimde hiç şaşırmadım. Çünkü o manzaraları bizzat kendi gözlerimle gördüm. Erkek mahkumları gözümüzün önünde soyuyor ve bizim sonumuzun da onlar gibi olacağı tehditlerini savuruyorlardı.

Hapishane idaresinin kendilerini vücutlarının bir çok kısmı görülecek şekilde yırtılmış, ıslak kıyafetler giymeye zorlandığı anı acı ile hatırlayan Arafe sözlerine şöyle devam etti; Hapishane bana direnmeyi, sebat etmeyi ve toplu halde yaşamanın güzelliğini öğretti. Hayat ve tarih bana işgal hapishanelerinin bir sonu olduğunu ve özgürlük güneşinin elbet bir gün doğacağını öğretti.

Yine eski mahkumlardan E.H. serbest bırakılmasının üzerinden yıllar geçmesine rağmen tutukluluk sırasında tecavüz girişimine ve türlü işkencelere maruz kaldığı o günleri hala unutamadığını açıkladı.

Tanık R.A’nın anlattıklarına göre evden alınıp tutuklanana kadar askerler onu sorguya çıplak olarak aldılar. Demir zincirlerle prangalanmış olarak başka bir bölüme götürülen R.A orada da ikinci kez çıplak olarak sorgulandı.

R.A sözlerine şöyle devam etti; Beni içinde genç erkeklerin bulunduğu bir hücreye götürdüler: Erkekler bu durumu protesto edince de beni yanlışlıkla oraya götürdüklerini iddia ettiler. Daha sonrada beni ayaklarımı bile uzatamayacağım kadar dar mezara benzer bir hücreye naklettiler.

Anlatıldığı üzere tanık S.A tutuklandığında 2 aylık hamileydi. Tutuklama esnasında askerler S.A’nın evine ansızın baskın yapıp evdeki erkekleri, kadın ve çocukların önünde soyunmaya zorladılar. S.A konuşmasına şöyle devam etti; Beni diğer tutuklu kadınlardan daha uzak bir yerde tutular ve içi mobil kameralarla (gizli kamera) bir odaya girdirdiler. Bir asker benden kıyafetlerimin tamamını çıkartmamı istedi. Dediğini ilk etapta yapmadığımda silahını bana yönelterek beni ölümle tehdit etti. Silah zoruyla dediğini yaptıktan sonra bana beyaz hapis elbisesi getirdi ve onu giyindim. Ve işkence yolculuğu böylelikle başlamış oldu.

İsminin açıklanmasını istemeyen diğer bir tanığın açıklamaları ise şunlar; Tutukluluk esnasında cinsel tacize maruz kaldım ve fotoğraflarım çekildi. Yıllarca hapishanede kaldıktan sonra doksanların ortasında serbest bırakıldım. Serbest bırakıldıktan sonra bir yolculuğum esnasında istihbarattan bir adam otogarda bana hücrede çekilen resimlerimi göstererek beni dehşete düşürdü.

Elinde Filistinli bir çok kadın mahkumun maruz kaldığı işkenceleri anlatan belgelerin olduğunu söyleyen Fervane, aynı zamanda tüm tanıkların İsrailli sorgu hakimleri tarafından tehdit edildiğine de dikkat çekti.

ÇIPLAK SORGU, CİNSEL TACİZ VE TECAVÜZ TEHDİDİ

Kadın mahkumlar görüş veya mahkeme dönüşü yada başka koğuşa geçiş esnasında gerekli görülen çıplak sorgu kararını ve gardiyanlar tarafından cinsel tacize maruz kaldıkları için defalarca şikayette bulundular.

Fervane mahkumların idare tarafından gardiyanlar önünde aşağılayıcı ve onur kırıcı hareketler yapmaya mecbur bırakıldıklarını ve zaman zaman tek kişilik hücrelerde günlerce cinsel tacize maruz kaldıkların bu yaşananların yanında da hapishane idaresinin emirlerine karşı çıktıkları için kadın mahkumların para cezasına çarptırıldığını belirtti.

Fervane’nin açıklamalarına göre kesinlikle kadın mahkumlar anlatılanlardan daha fazla işkenceye maruz kalıyorlar. Bu bağlamda Fervane, yaşadığı işkenceyi tutuklandıkları günden serbest bırakılana kadar, yaşadıklarını kelimelerin ifade edemeyeceği hüzün ve göz yaşı içinde anlattıklarını ve bazılarının geçen onca yıla rağmen hala yaşadıklarının etkisinde altında olduklarını ifade etti.

OLUMSUZ SAĞLIK KOŞULLARI

Hapishanedeki sağlık koşullarının son derece olumsuz olduğunu belirten Fervane’ye göre tıbbı ihmal politikası kadın ve erkek mahkumların yavaşça ölmesini hedefleyen programlanmış bir politikadır.

Fervane, çalışmasında mahkumların kronik rahatsızlıklarına dikkat çekerek gerekli tıbbı malzemelerin yokluğu ve mahkumların olumsuz sağlık koşulları altında beslendikleri için bu tür kronik rahatsızlıkların kaçınılmaz olduğunu belirtti.
KAYNAK
 

Azerbaycan_li

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2010
Mesajlar
1,201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Allah bunlari cehnnemin cukuruna atsin....Allah bizlere hidayet nasip etsin...:(...bunun hesabini nasil verecegiz?....kardeşlerimiz orada en azından olurken cenneti kazanıyorlar Allah in izniyle...ama bizler burada ne ediyoruz...Allah bizleri bagışlasın...:(
 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Selamünaleyküm kardeşim
Rabbim yardımcısı olsun dünyada zulüm altında olan bütün din kardeşlerimize..
Hala gaflet uykusunda olan müslümanlarada bir an önce bu derin gafletten uyanmak nasip eylesin..
Çok acı bir durum ne dednir bilemiyorum gerçekten...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt