Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

EşîNîzLe Mî EvLendiniz yoksa AiLesi iLe Mi ?... (2 Kullanıcı)

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
EşîNîzLe Mî EvLendiniz yoksa AiLesi iLe Mi ?...
Ailesiyle mi evlendiniz?

Karşılıklı pek bir sevgi, sempati ve saygı yaşarlar. Görünüşte her şey yolundadır. Örf, adet ve usullere uygun davranılır; varsa bazı pürüzler pek göze batmaz; her iki tarafın da aileleri karşılıklı çok dikkatlidirler. Genelde, bilhassa gençlere önem verilir; aileler birbirlerini sevmeseler de katlanırlar; ne de olsa gençler esastır; onlar iyi ise mesele yoktur! Zamanla, hatta düğünden itibaren problemler başlar.

Verilen hediyeler; gelen altınlar; düğün masrafları; çağrılan misafirler; takılan takılar; alınan eşyalar, kim ne istedi ne aldı meseleleri. Derken düğün ertesi, varsa balayı, yalnız kalamamak, el öpme mecburiyetleri ve daha neler neler. Genç çift, daha başından, ben sen derdine düşen anne ve babalar için uğraşmaktan, mutluluklarını tam yaşayamazlar.

Baskılar artıyor

Zamanla tarafların da baskıları ile; geldin gittin; oturdun kalktın; surat astın, konuşmadın; şöyle dedi böyle dedi; neticede onlar da havaya girer ve taraf tutarlar. Bu sefer de 'senin annen', 'benim annem' tarzında ağız dalaşına başlarlar. Buradan itibaren muhtelif şekillerde anne, babaların evliliğe yaptıkları çeşitli etkilere bakalım.

Yeni evli genç kadın bu baskılara dayanamaz, baba evine dönmek ister ama ne mümkün! Ailesi hemen "Olmaz, sen artık bu evden çıktın; ayrılmak yok" der. Şimdi ne olacak? Ailesi adetlere göre hayır der; yeni ailesi bunaltır; kocası anlamaz; derken bir de çocuk gelir. Bu sefer zaten inleyen ilişkiler; hamilelik sıkıntıları, alınganlıkları; doğum ve loğusalık psikozları eşliğinde daha da berbatlaşır. Hele bazı yerlerdeki inanışlardaki gibi bu zor anlarda, kız tarafı değil de erkek tarafı aktifse, genç anne cidden kendini yapayalnız hisseder. Sonraki yıllar maalesef, çilekeş bir kadın; problemli bir evlilik; kaynana baskısı; bir sürü yavrucak şeklinde geçer. Terapiste gelindiği zaman, kişileri tanıma aşamasında; bize getirilen sorunlar hep bu günlere dayanır. Erkekler aile töreleri, adetleri icabı karşı gelemez; karısını koruyamaz, ya da cidden, gönülden kendisi de böyle düşünür. Ve eşini de itaate zorlar, baskı uygular. Veyahut annesine "aşıktır", onun her dediği mutlaka dinlenir; anneye inanır ve karısını dik başlı , inatçı, kıskanç, cahil bulur. Haydi, yine münakaşalar, küfürler ve belki de ev içi şiddet.

Diyelim ki bir de tersi olsun. Yani; karısını seven, onu haklı bulan ama çaresizce arada kalan bir erkek olsun. Bu sefer de ailesi ile karısı arasında mutsuz bir adam. Annesinden "karı köylü" "kılıbık", karısından da "pısırık" "salak" lafları duyan bir genç ne yapacaktır. Tabii ki huysuz, aksi veya biçare ama en önemlisi mutsuz olacaktır. Bu da yine evliliğe yansıyacak, iki tarafa da yaranamayacaktır. Çocukları varsa, babaanne annelerine, anneleri babaanneye küfrettikçe onlar da şaşkın ortada kalacaklardır; sessiz kalan babalarına olan saygıları azalacaktır. Tabii aynı şeyler kız tarafı için de düşünülebilir. Ancak çoğunlukla kızlarının saadeti için, anneler babalar damatlara kızsalar dahi, pek yüz göz olmamayı tercih ederler. Evini terk edip baba ocağına sığınan kızlarını, belki damada karşı, korumak ya da kavgalara müdahale etmek haricinde, hadiselere pek karışmak istemezler. 'Ne de olsa karı kocalar' der; ancak fiziksel bir hadisede, kadının erkek kardeşi, babası vs.; damadı döverek, söverek kovabilirler. Ancak ne yazık ki, gazetelerde gördüğümüz bir sürü trajediler de böyle başlamaktadır.

Biraz da tam tersi; aşırı seven, veren, koruyan, gözeten anne ve babaların evliliğe yaptığı etkilerden söz edelim. Eğer erkek tarafı ise böylesine veren taraf, genelde pek memnun kalınır. Ama karşılığında, özel hayatlarına müdahale ediliyor; şahsiyetlerini kaybediyor; her şeylerine karışılıyor; veya durmadan verilenler yüzlerine vuruluyorsa? İşte, size yine evlilik için problemler. Eğer kadın tarafı ise böylesine verici olan, hediyelere boğan, her an ellerinde bir şeylerle eve gelen, sürprizler yapan, alınan her şeyi onlara da aktaran. Bu sefer de erkekte problem başlar. "Niye veriyorlar, ben sana alamıyor muyum?" vs. tarzında bir sürü itiraz. Zavallı kadıncağız, devamlı veren anne babasına teşekkür mü etsin; yoksa kadirşinas olmayan bir evlat gibi hayır mı desin; ya da şımarık bir ifade ile hiç teşekkür etmesin mi, ne yapsın bilemez. Eğer vakitli vakitsiz eve damlayan anne baba, bir de onların kavgalarına rast gelip her şeye karışmaya veya ara bulmaya başlarsa, ayıkla pirincin taşını. Yeni evlilerin aralarını bulmayı, iç işlerine karışmak kabul eden genç adam, acısını karısından çıkarır. Arada kalan genç kadın, kocasını nadan bulur incinir, taraf tutar ve böylece "sizler" tabiri altında, ailesine yapılan bütün hakaretleri göğüsler.

Göz yummayın

Bu misaller uzarda uzar. Hatta, sonraki yıllarda bile, evliliklerde yankı bulur. O günlere dayanan hakaretler, her kavgada temcit pilavı gibi, ısıtılır ısıtılır konur. Bunlardan bıkan taraf uzaklaşmaya; başka sahalara göz atmaya; belki de yeni ufuklara açılmaya başlar. Evliliklerde, karı kocanın birbirini anlaması, yardım etmesi, arka çıkması ve aralarından kağıt bile geçmeyecek şekilde sımsıkı sarılmaları lazımdır. Öyle ki, bazen danışıklı dönüşüklü bir şekilde anne babaları idare etmeleri; her zaman birlikte olmaları; anne babalar önünde, onları tahrik edecek davranışlardan kaçınmaları (çok iç içe olmak, sarmaş dolaş gezmek), şahsiyetlerinden ödün vermeden sevgi ve saygılarını esirgememek gerektir.

İyi niyetin fazlası

Ne yazıktır ki, genelde küçüklerin büyüklerin suyuna gitmesini ve olgunluk göstermesini beklemekteyiz. Zamanında kendileri de aynı yollardan geçmiş olmalarına rağmen kaynanalık yapabilmekte ve eşlerini de kendilerine arka çıkmaya zorlamaktadırlar. Anne şefkati, anne sevgisi vs. derken "elin kızına", "geline" diş bileyip, kendilerinin önde gelmesini talep etmektedirler. Evli çiftlerin, anne ve babalarına değer vermekle birlikte, kendi evliliklerini daha ön plana almaları gerekir. Aralarında, ailelerinin sorunlarını konuşup, bunu birbirlerine aşkla yedirmeleri ve sindirmeleri esastır. Çok vahim durumlarda psikolojik yardım alıp, anne ve baba baskısında kurtulmayı deneyebilirler. Bu baskı, iyi niyetle, sevgi ve şefkatle bile yapılmış olsa; her ailenin kendi halinde kararları alabilmesi lazımdır. Yine de unutmayalım ki; evlilik zaten iki ayrı insanın birlikteliği olarak bile güç bir müessesedir. Buna birdenbire tanımadığınız "yabancı" anne babaları ekleyip, problemlerimizi arttırmayalım.
 

ecemkysr

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Şub 2007
Mesajlar
55
Tepki puanı
0
Puanları
0
emeğinize sağlık çok güzel yorum.biçok aile bu yüzden bozuluyo çiftlerin birbirine sevgi ve saygısı kalmıyo umarım erkekler anne ve eş kavramını ii tartıp birbirine karıştırmazlar güzel bi aile olması için.yeni konu nasıl açılıyo yardımcı olurmusunuz bi türlü konu açamıyorum
 

efzairem

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Kas 2007
Mesajlar
758
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
:(ay kardeşş yarama tuz bastın

Zamanla, hatta düğünden itibaren problemler başlar.

Verilen hediyeler; gelen altınlar; düğün masrafları; çağrılan misafirler; takılan takılar; alınan eşyalar, kim ne istedi ne aldı meseleleri. Derken düğün ertesi, varsa balayı, yalnız kalamamak, el öpme mecburiyetleri ve daha neler neler. Genç çift, daha başından, ben sen derdine düşen anne ve babalar için uğraşmaktan, mutluluklarını tam yaşayamazlarr...
ne mutltgu keşke nikahı basıp otursaydım dedim giydigim gelinligin bile hiç analamı kalmadı..

Diyelim ki bir de tersi olsun. Yani; karısını seven, onu haklı bulan ama çaresizce arada kalan bir erkek olsun. Bu sefer de ailesi ile karısı arasında mutsuz bir adam. Annesinden "karı köylü" "kılıbık", malesef bunuda yaşıyoruz

4.5yıl oldu hala bitmedi kavga anannemin bir lafı vardır (işin geçicegne başın geçsin)malesef benim başım geçmedi eşimin ailesi beni sevmiyo ne yaparsam yapiyim kusur bulunuyo ve gerçekten buna çok üzülüyorum:(
kayın valideler istiyoki kendileriyle evlenilsln..

eşimle evlendim buyüzden hazmedilemiyorum..
 

tu@nna €lif

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Eki 2007
Mesajlar
65
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
zaten evlenmekten çok korkuyordum şunlarıda okudum içim açıldı. Allahım evlenemem ben bu kafayla yaaa. ne yapıcam , okadar büyük bişeymiş gibi geliyo ki bu evlilik bana, bazen nefret etmiyor değilim. bilmiyorum belkide ben gözümde büyütüyorumdur ama neyapim s.a...


:H
 

Pıtırcık

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Kas 2007
Mesajlar
113
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Belki herkes kendince haklı olsa da hakikaten aileler çocuklarına bu anlamda duygusal baskı,tabiri caizse duygu sömürüsü yaparak çocuklarını sömürüp evliliğini zehir ediyorlar.Bunu ağırlıklı olarak erkek tarafı olmak üzere iki taraf da yapabiliyor.
Ve ailesini eski hayatını buruk bir mutlulukla geride bırakan bayan için mutlu bir yuva ,sevgiden,huzurdan ziyade hep bir mücadele hali başlıyor.Ülkemizde artık erkekler genelleme yapmak yanlış olacak tabii ama büyük çoğunluk eşlerini evlendikten sonra büsbütün maddi ve manevi olarak sömürüyor.Ve yukarıdaki yazıdada belirtildiği üzere hayat bu sorunları beklemiyor,çocuk oluyor ve bu sorunlar bir sandığın içine yani kadını yüreğinin ortasına kaldırılıyor,çözülmeden.
Herkes çocuk için seferber oluyor,kadının eziyetini gören yine olmuyor.Çocuğu seven çok oluyor ama bakımına yardımcı olan olmuyor.
Sonuçsa incinmiş umutları suya düşmüş hayatı mecburiyetlerle devam eden bir kadın..Erkeğe göre ise sorun yada incinmişlik yok.Bunlar kadının görevleri.
Dinini de yaşamayan insanlarla evlilik daha da bir zor.Neticede insanlar mutlu bir yuva için evleniyorlar.Boşanmalar onaylanmayacak derecede arttığı bu dönemde bunun sebebi ruhsuz,ruhu gıdasız kalmış,inançsız insanlardır.:A
 

ervaaa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2007
Mesajlar
60
Tepki puanı
0
Puanları
0
13 senelik evliyim hala ben esime soruyorum seninlemi ailenlemi evlendim diye.. ama artik birlikte oturmuyoruz hersey daha kolay esimde hep orta yolu bulmaya calisiyor ne olursa olsun Allah bilsin diyor bu ikimiz icinde teselli oluyor, ...
bazi seylerin üstesinden gelebilmek icin onuda imtian olarak görmek ve Allaha havale etmek gerekiyor.Biz büyük olmali onlari idare etmeliyiz zira özellikle kayinvalideler ogullarini baska bir kadinla paylasmayi hazmedemiyorlar
Allah cümlemizin yardimcisi olsun..
Paylasim icinde Allah razi olsun emegine saglik...
 

yesilbeyaz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Ağu 2006
Mesajlar
334
Tepki puanı
0
Puanları
0
Selamun Aleyküm. ellerinize sağlık. Paylaşımınız doğru ama eksik.....Yani karşı taraftan da bakabilmeli insan; psikopat, kıskanç, diğer gelinleri kıskanan, eşine sürekli dırdır yapıp yetersizlik aşılayan GELİNLERİ es geçmişsiniz, olmaz ki ama.......Ne yaparsa yapsın yaranamayan kayınvalideler. Kayınvalidelikten annelik mertebesine erişemeyenler yani. Nedense kızların kendi anneleri annedir de eşinin ki kayınvalidedir. gençler iki tarafa da set çekmeyi beceremediler bir türlü. Allah (C.C)'a emanet olun.
 

A.gamze

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Kas 2007
Mesajlar
24
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
selamun aleykum. cok guzel bır konuya degınmıssınız.ben bu konuda cok sıkıntı cektım.evlılıgım yedıncı yılında anca oturdu.hala sıkıntı cekmekteyım ama artık benı etkılemıyo.cunku Allah a havale edıyorum.cok sıkıntı verdı esımın ailesi.öyle kı esim artık ailesıyle gorusmek ıstemıyo.ama ben hep arayıp hal hatır sormasını gorusmesını ıstıyorum.bu arada ben de gorusuyorum ama mesafelı.kotu soz soylemıyorum,gıybet etmıyorum saygı gosterıyorum ama sevemıyorum da.ama Allah ım elden ayaktan dusurmesın baslarına bır felaket gelse Allah ın ve esımın rızasını kazanmak ıcın bakarım dıyorum.benı sevmedıklerını bılıyorum.sonunda benı anlıyacaklarını umuyorum.Allah a emanet olun.
yanlıs dusunuyosam yanlıs yapıyosam yol gosterın.onlara bır gelın olarak bakmak bızım gorevlerımız arasın damı? yoksa Allah rızası ve esımızın sevgısını kazanmak ıcın mı?
 

FATIMAA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 May 2007
Mesajlar
996
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
tu@nna €lif;519639' Alıntı:
zaten evlenmekten çok korkuyordum şunlarıda okudum içim açıldı. Allahım evlenemem ben bu kafayla yaaa. ne yapıcam , okadar büyük bişeymiş gibi geliyo ki bu evlilik bana, bazen nefret etmiyor değilim. bilmiyorum belkide ben gözümde büyütüyorumdur ama neyapim s.a...


:H

S.A ..
KARDEŞİM KISACA BENİ ÖZETLEMİŞ..
 

gecekondu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2007
Mesajlar
1,726
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
37
Konum
Aşıklar Diyarı
selamun aleyküm Affınıza sığınarak bir soru sormak istiyorum ....

1. Evlendiklerinde eşinin ailesiyle beraber yaşamak istemeyen kimseler acaba yaşlandıklarında Bakacak kimseleri olacakmı ...

veyaa rahatsız olan ablalarım kardeşlerim sizlerde anne olduğunuzda kimin yanında kalacaksınız yaşlanınca ...

eşlerin ailelerine gerekli özen ve sevgi gösterilmeli diye düşünüyorum ...

Bunlar tabiki benim düşüncelerim saygılarımla :) Rabbim yardımcımız olsun mutlu mesut yaşayabileceğimiz eşlerle karşılaştırsın inş .... Selametle ....
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
:(ay kardeşş yarama tuz bastın

Zamanla, hatta düğünden itibaren problemler başlar.

Verilen hediyeler; gelen altınlar; düğün masrafları; çağrılan misafirler; takılan takılar; alınan eşyalar, kim ne istedi ne aldı meseleleri. Derken düğün ertesi, varsa balayı, yalnız kalamamak, el öpme mecburiyetleri ve daha neler neler. Genç çift, daha başından, ben sen derdine düşen anne ve babalar için uğraşmaktan, mutluluklarını tam yaşayamazlarr...
ne mutltgu keşke nikahı basıp otursaydım dedim giydigim gelinligin bile hiç analamı kalmadı..

Diyelim ki bir de tersi olsun. Yani; karısını seven, onu haklı bulan ama çaresizce arada kalan bir erkek olsun. Bu sefer de ailesi ile karısı arasında mutsuz bir adam. Annesinden "karı köylü" "kılıbık", malesef bunuda yaşıyoruz

4.5yıl oldu hala bitmedi kavga anannemin bir lafı vardır (işin geçicegne başın geçsin)malesef benim başım geçmedi eşimin ailesi beni sevmiyo ne yaparsam yapiyim kusur bulunuyo ve gerçekten buna çok üzülüyorum:(
kayın valideler istiyoki kendileriyle evlenilsln..

eşimle evlendim buyüzden hazmedilemiyorum..

Maalesef büyükler araya girince kurulmuş düzen bozuluyor herkez yerini haddini bilse en büyük iş kocaya düşüyor gelin kaynana arasına mesafe koymayı bilmeli her zaman anne babanın sözüde dinlenmez ama onları da kırmadan anlatmak lazım bizim çevremizde böyle olaylar yaşanıyor ben anlayamıyorum ya gençleri bıraksınlar kendilerini o kadar güzel idare ederler ki hem gelinine gelin gözüyle değilde evlat gözüyle baksalar ne olur yani ben hiç kıyamıyorum benim oğlum 14 senelik evli oldular kendi kızım gibi seviyorum benimde iki kızım el evinde kendime yapılmasını istemediğim bir şeyi alemin evladınada yapmam daha yazsam çok uzun yazmam lazım hakkını helal et selametle :H
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
selamun aleyküm Affınıza sığınarak bir soru sormak istiyorum ....

1. Evlendiklerinde eşinin ailesiyle beraber yaşamak istemeyen kimseler acaba yaşlandıklarında Bakacak kimseleri olacakmı ...

veyaa rahatsız olan ablalarım kardeşlerim sizlerde anne olduğunuzda kimin yanında kalacaksınız yaşlanınca ...

eşlerin ailelerine gerekli özen ve sevgi gösterilmeli diye düşünüyorum ...

Bunlar tabiki benim düşüncelerim saygılarımla :) Rabbim yardımcımız olsun mutlu mesut yaşayabileceğimiz eşlerle karşılaştırsın inş .... Selametle ....

Aleykümselam ilerde bakılmak istiyorsan hiç birşeye karışmayacaksın ha karışırsan bakılmıyacaklarmı atılmaz kesinlikle buna karşıyım ama severek bakılmak başka istemeyerek başka :H
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
selamun aleykum. cok guzel bır konuya degınmıssınız.ben bu konuda cok sıkıntı cektım.evlılıgım yedıncı yılında anca oturdu.hala sıkıntı cekmekteyım ama artık benı etkılemıyo.cunku Allah a havale edıyorum.cok sıkıntı verdı esımın ailesi.öyle kı esim artık ailesıyle gorusmek ıstemıyo.ama ben hep arayıp hal hatır sormasını gorusmesını ıstıyorum.bu arada ben de gorusuyorum ama mesafelı.kotu soz soylemıyorum,gıybet etmıyorum saygı gosterıyorum ama sevemıyorum da.ama Allah ım elden ayaktan dusurmesın baslarına bır felaket gelse Allah ın ve esımın rızasını kazanmak ıcın bakarım dıyorum.benı sevmedıklerını bılıyorum.sonunda benı anlıyacaklarını umuyorum.Allah a emanet olun.
yanlıs dusunuyosam yanlıs yapıyosam yol gosterın.onlara bır gelın olarak bakmak bızım gorevlerımız arasın damı? yoksa Allah rızası ve esımızın sevgısını kazanmak ıcın mı?

Aleykümselam önce Allah rızası için sonrada eşinin annesi olduğu için bakmak gerekir arada sizin gibi gelinlerde yapıcı olabiliyor aferin kızım sen saygıda kusur etme onlarda gün gelir yaptığından utanır belki kimse kimsenin annesini sevmek zorunda değil ama saygı göstermek zorunda kazanan sen olursun selametle:H
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
13 senelik evliyim hala ben esime soruyorum seninlemi ailenlemi evlendim diye.. ama artik birlikte oturmuyoruz hersey daha kolay esimde hep orta yolu bulmaya calisiyor ne olursa olsun Allah bilsin diyor bu ikimiz icinde teselli oluyor, ...
bazi seylerin üstesinden gelebilmek icin onuda imtian olarak görmek ve Allaha havale etmek gerekiyor.Biz büyük olmali onlari idare etmeliyiz zira özellikle kayinvalideler ogullarini baska bir kadinla paylasmayi hazmedemiyorlar
Allah cümlemizin yardimcisi olsun..
Paylasim icinde Allah razi olsun emegine saglik...

benimde buna aklım ermiyor oğlunu eşinden kıskanan bir anne hiç evlendirmesin yazık elin kızınıda hayal kırıklığına uğratmasın o yuva ne hayallerle kuruluyor aslında bilmiyorki üzülen perişan olan kendi oğlu oluyor karısınamı annesinemi üzülsün KAYINVALİDELER BİR ZAMAN BİZLERDE GELİNDİK ŞİMDİ KAYINVALİDE OLDUK bu dünya basamak basamak evladın seven gelinini kıskanmaz ben onu bilirim onu söylerim :H
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
Sevgi Ve Nefret


[FONT=Georgia, Arial, Helvetica, sans-serif]Uzun yıllar önce Çinde Li-Li adlı bir kız evlenir ve aynı evde kocası ve kaynanası ile birlikte yaşamaya başlar. Lakin kısa bir süre sonra kayınvalidesi ile geçinmenin çok zor olduğunu anlar. İkisinin de kişiliği tamamen farklıdır. Bu da onların sık sık kavga edip tartışmalarına yol açar. Bu, Çin geleneklerine göre hoş bir davranış değildir ve çevrede tepkiyle karşılanır. [/FONT]
[FONT=Georgia, Arial, Helvetica, sans-serif][/FONT]
[FONT=Georgia, Arial, Helvetica, sans-serif]Birkaç ay sonra bitmez tükenmez gelin - kaynana kavgalarından ev, o ve eşi için cehennem haline gelmiştir. Artık bir şeyler yapmak gerektiğine inanan genç kadın, doğru babasının eski bir arkadaşı olan baharatçıya koşar ve derdini anlatır. Yaşlı adam ona bitkilerden yaptığı bir iksir hazırlar ve bunu 3 ay boyunca her gün azar azar kaynanası için yaptığı yemeklerin içine koymasını söyler. Zehir az az verilecek, böylece onu gelininin öldürdüğü
belli olmayacaktır. Yaşlı adam genç kıza kimsenin ve eşinin şüphelenmemesi için kaynanasına çok iyi davranmasını ona en güzel yemekleri yapmasını söyler.
[/FONT]
[FONT=Georgia, Arial, Helvetica, sans-serif]Sevinç içinde eve dönen Li-Li, yaşlı adamın dediklerini aynen uygular. Her gün en güzel yemekleri yapıp, kaynanasının tabağına azar azar zehiri damlatır. Kimseler şüphelenmesin diye de ona çok iyi davranır. [/FONT]
[FONT=Georgia, Arial, Helvetica, sans-serif][/FONT]
[FONT=Georgia, Arial, Helvetica, sans-serif]Bir süre sonra kayınvalidesi de çok değişir ve ona kendi kızı gibi davranmaya başlar. Evde artık barış rüzgarları esmektedir. Genç kadın kendisini ağır bir yük altında hisseder. Yaptıklarından pişman bir vaziyette baharatçı dükkanının yolunu tutar ve yaşlı adama şu ana kadar kaynanasına verdiği zehirleri onun kanından temizleyecek bir iksir yapması için yalvarır. Yaşlı kadının ölmesini artık istememektedir. A[/FONT][FONT=Georgia, Arial, Helvetica, sans-serif]dam, yaşlı gözlerle karşısında konuşup duran Li-Li'ye bakıp, kahkahalarla gülmeye başlar ve şöyle der:
- "Sevgili Li-Li, sana verdiklerim sadece vitaminden ibaretti. Olsa olsa kayınvalideni sadece daha da güçlendirdin, hepsi bu. Gerçek zehir ise senin beynindeydi. Sen ona iyi davrandıkça o da dağıldı ve yerini sevgiye bıraktı; böylece siz gerçek bir ana-kız oldunuz."
[/FONT]
[FONT=Georgia, Arial, Helvetica, sans-serif](Alıntıdır)[/FONT]
 

berat05

Yönetici
Katılım
26 Eki 2007
Mesajlar
7,764
Tepki puanı
1,036
Puanları
163
Yaş
48
Konum
Gönlün olduğu yerde
selamün aleyküm

HAFİZE ablacığım....

kayınvalide olduğunuza göre size böyle hitap etmek istedim...SİZCE BİR SAKINCASI YOKTUR UMARIM

6 yıllık evliyim.Herşey çok yolunda iken..kayınvalide...görümceler...
gerçekten ana kız -kardeş gibiyken...
ben oğlumu dünyaya getirdikten sonra herşey değişti....onu mu kıskandı..beni mi..annem geldiği için onu mu kıskandı bilmiyorum...doğumdan 2 hafta önce sezinledim herşeyi...hayat bazen acımasız davranıyor.RABBİM BENİMİ DENEDİ bilmiyorum..
6 ay bizde kaldı..ama 6 yıl gibi geldi...
ben ona kırgın olduğum için o süre zarfında surat astım..tek haksız yönüm buydu......Doğumuma karışmasın tut...herşeye laf attı..arkamdan konuştu...arkamdan konuştuklarını bahsetti....evime benim tarafımdan gelenlere surat astı....en kötüsü de bana olmayacak iftiralar attı....6 ay dilek ola..yazarken bile tüyleirm diken diken oluyor...Çok ağlattı beni...kahvaltısız ..yemeksiz..emzirdiğim günler oldu bebeğimi.
sonunda zaten üzüntüden sütüm kesildi....bebeğime sütümü bile veremedim...
onu bile gidip komşuya söyledi..yemek yemiyorki sütü kesildi diye...şokları yaşadım 6 ay boyunca...
çok ağlattı...allahıma yalvardım....yardımcı ol bana diye..
işe gitmeye zamanım varken daha..iznim bitmeden işe gittim...oda memenun oldu..yalnız kaldı diye...o kadar iftiraa attıki..anlatamam
yazmak hatırlamak dahi istemiyorum...kocamla 6 ay konnuşamadım bile..
haklıydım ama o annesiydi..sırf surat astığım için bile benim için köt düşünüldü..
o zamanlarda hep allaha yalvardım..2-3 aylık bebekle ne yapabilirdim...
o kadar çok şey varki yazsam sayfalar yetmez...neyse
Onlar köyde yaşıyorlar....hiç gitmeyecektim...hersene gidiyorduk..da.
nefret etmiştim...
annesiydi..babasıydı onlar...evet hakkım vardı onlarda...kul hakkım...ALLAH BİLİR en doğrusu tabii. ama dayanamadım gittim..bu sene de gittim...konuşuyoum..
gülüyorum.anlatıyorum.....sanki birşey olmamış gibi davranıyoruz birbirimize..
ama hiçbir zaman yaptıklarını unutamıyorum
NASIL UNUTURUM..
ABLACIĞIM..sende bir kayınvalide ve anne olarak bir akıl verebilir misin?
 

AY-YA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Ara 2008
Mesajlar
2,370
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Allah cc razı olsun rabbim böyle zorluklar yaşatmasın bizlere aminnn.....selam ve dua ile....
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt