Yangın etrafımızı sarıyor her geçen gün. Öyle bir iki kova misali, vicdan susturucu iki cümle yetmiyor cayır cayır yanan ateşi söndürmeye. Ateşin sıcaklığını duymalı, duyurmalıyız herkese. Yoksa; keşke bu yangın çıkmasaydı, tez zamanda söndürülmeli kabilinden lakırdılar ne boş şu vakitler. Vakit, yangını bizzat söndürme vakti! Zulmün çatırdayan alevleri, sivri dilleriyle yalarken sağını solunu; zulmun karşısında tavır alma vakti.
Zulme ve haksızlığa karşı çıkmak, ancak güçlendirir sahibini! Kendine saygısını yitirir, kendini tüketir, küçük hesaplar içinde boğulup, sadece gününü doldurup gitmeyi bekleyenler!
Safların her geçen gün iyice ayrıldığı şu zamanda safını iyi seçmeli. Çok uzakta sandığımız o günler geldi belki de. Dik duruşlar yetmiyor, adım atmalı hatta yürüyüp koşmalı olabildiğince! Korkunun ecele faydası yok!!
Filistin’de insanlar öldürülüyor. Irak’ta öldürülüyor. Lübnan’da öyle. Neredeyse bir o kadar gencecik Mehmet’ler öldürülüyor her gün bu topraklarda. İki saat önce yavrusunun, hasret dolu sesini duyan analar, iki saat sonra ölüm haberini alıyorlar. Ateş ancak düştüğü yeri yakıyor! Ateşi yüreklere düşürenler belli. Ateş belli! Safını belirlemenin zamanı geldi, geçmek üzere.
Oyunu oynayanlar büyük oynuyor. Sabırla, ilmek ilmek ördükleri çorapları başlara geçirme telaşındalar! Müslüman coğrafyanın insanı, boşa harcadı bunca zamanı. Küçük hesaplar, gündelik telaşlar. Plan yok, program yok. Yine de geç değil! Höt desen ödleri patlayacak zalimin! Kedinin kuyruğundan korkar olmuşlar. Ah, bir höt dense!
Ateşi yüreklere düşürenler belli! Düşman belli! Ya dostlar! Zaman, dostunu bilmenin zamanı. Dostluğunu isbat. Söz yetmiyor artık. Eller koyulmalı taşın altına.
“İNSANLAR, (sadece) ‘İnandık!’ demeleriyle bırakılacaklarını ve sınava çekilmeyeceklerini mi sanıyorlar!
Evet, andolsun ki, Biz kendilerinden öncekileri de sınadık; o halde (bugün yaşayanlar da sınanacak ve) elbette Allah, doğru davrananları ve yalancıların da kimler olduğunu gösterecektir. Yoksa onlar- (inandıklarını iddia ettikleri halde) kötülük işleyenler- Bizden kurtulabileceklerini mi sanırlar? Ne tuhaf bir düşünce bu!” (Ankebut Suresi,2-4)
“Ve yine senin Rabbindir, onların içlerinde gizli tuttuklarını da, açığa vurduklarını da künhüyle bilen! Çünkü O, kendisinden başka ilah olmayan Allah’tır. (Hayatın) başında da sonunda da tüm gerçek övgüler yalnızca O’na yaraşır; nihai hüküm O’nundur; çünkü O’na döndürüleceksiniz.” (Kasas Suresi, 69-70)
derya güney
Zulme ve haksızlığa karşı çıkmak, ancak güçlendirir sahibini! Kendine saygısını yitirir, kendini tüketir, küçük hesaplar içinde boğulup, sadece gününü doldurup gitmeyi bekleyenler!
Safların her geçen gün iyice ayrıldığı şu zamanda safını iyi seçmeli. Çok uzakta sandığımız o günler geldi belki de. Dik duruşlar yetmiyor, adım atmalı hatta yürüyüp koşmalı olabildiğince! Korkunun ecele faydası yok!!
Filistin’de insanlar öldürülüyor. Irak’ta öldürülüyor. Lübnan’da öyle. Neredeyse bir o kadar gencecik Mehmet’ler öldürülüyor her gün bu topraklarda. İki saat önce yavrusunun, hasret dolu sesini duyan analar, iki saat sonra ölüm haberini alıyorlar. Ateş ancak düştüğü yeri yakıyor! Ateşi yüreklere düşürenler belli. Ateş belli! Safını belirlemenin zamanı geldi, geçmek üzere.
Oyunu oynayanlar büyük oynuyor. Sabırla, ilmek ilmek ördükleri çorapları başlara geçirme telaşındalar! Müslüman coğrafyanın insanı, boşa harcadı bunca zamanı. Küçük hesaplar, gündelik telaşlar. Plan yok, program yok. Yine de geç değil! Höt desen ödleri patlayacak zalimin! Kedinin kuyruğundan korkar olmuşlar. Ah, bir höt dense!
Ateşi yüreklere düşürenler belli! Düşman belli! Ya dostlar! Zaman, dostunu bilmenin zamanı. Dostluğunu isbat. Söz yetmiyor artık. Eller koyulmalı taşın altına.
“İNSANLAR, (sadece) ‘İnandık!’ demeleriyle bırakılacaklarını ve sınava çekilmeyeceklerini mi sanıyorlar!
Evet, andolsun ki, Biz kendilerinden öncekileri de sınadık; o halde (bugün yaşayanlar da sınanacak ve) elbette Allah, doğru davrananları ve yalancıların da kimler olduğunu gösterecektir. Yoksa onlar- (inandıklarını iddia ettikleri halde) kötülük işleyenler- Bizden kurtulabileceklerini mi sanırlar? Ne tuhaf bir düşünce bu!” (Ankebut Suresi,2-4)
“Ve yine senin Rabbindir, onların içlerinde gizli tuttuklarını da, açığa vurduklarını da künhüyle bilen! Çünkü O, kendisinden başka ilah olmayan Allah’tır. (Hayatın) başında da sonunda da tüm gerçek övgüler yalnızca O’na yaraşır; nihai hüküm O’nundur; çünkü O’na döndürüleceksiniz.” (Kasas Suresi, 69-70)
derya güney