Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Dünya'da her istediğimiz niçin olmaz? (4 Kullanıcı)

nigdeli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
4,908
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Cevap kolay: Kul olduğumuz için olmaz.

Her istediği olan, sadece yüce Allah’tır. O, bu sıfat ve yetkide tektir, ortağı yoktur. Kul kulluğunu bilsin, haceti için Rabb’ine yönelsin, verilmeyince sabredip rıza göstersin diye her istediği verilmez.

Bir de dünya ile cennetin farkı bilinsin diye kula burada her istediği verilmez. Cennette ise kulun bütün istedikleri verilir. Bu yüce Allah’ın cennete giren kullarına bir vaadi ve müjdesidir. O ‘nun vaadi hak, gerçekleşmesi muhakkaktır.
Kul dünyada bir şeyin olmasını ister; Yüce Allah’ın da o konuda bir istediği vardır. Kulun istediği şey Allah’ın istediğine uyarsa yaratılır; uymazsa yüce Allah’ın istediği olur.

Bu durumda kul iki şeyden birini yapar; ya yüce Rabb’inin verdiğine razı olur rahat eder, ya da itiraz ile her anı sıkıntı içinde geçer. İtirazına tövbe etmezse sıkıntı ve azabı ahirette de devam eder.

Dünyada mutluluk nefsimizin her istediğini elde etmek ve onun keyfince yaşamak değildir. Mutluluk elindekine sevinebilmek ve onunla yetinebilmektir. Bu da yüce Yaratıcı’nın takdir ve taksimine razı olmakla olur.

Kul elinden geleni yaptıktan sonra yüce Mevla’sına güvenmelidir. O’nun her hükmünün bir hayır taşıdığını bilmelidir. Verdiğine şükür, vermediğine sabretmelidir. İnsan yapmadığı hayırlar için nefsine kızabilir; fakat niye istediklerimi yaratmıyor ve vermiyor diye yüce Yaratıcı’sına kızma, sitem ve serzeniş hakkı yoktur.

Mümin günahları dışında başına gelen her şeyi hoş görmekle rahat eder. Vermeyince Mevla, ne yapsın Mecnun ile Leyla.


Rabbinin hükmüne razı olan rahat eder.
Kadere teslim olan kederden kurtulur.
Elindekine kanaat edenin geçimi kolay ve huzuru çok olur.
Cenab-ı Hakkı tanıyan mü’min kimseye haset etmez
Haset eden mesut olmaz.



Alıntı: AİLE SAADETİ / S. MUHAMMED SAKİ EROL
Semerkand Yayınları
 

cennet_agaci

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Kas 2006
Mesajlar
2,468
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Konum
iStAnBuLL
Esselamün aleyküm bacım;Allah (c.c) razı olsun inşaALLAH Selam ve Dua ile kal...B)B)


''Rabbinin hükmüne razı olan rahat eder.
Kadere teslim olan kederden kurtulur.
Elindekine kanaat edenin geçimi kolay ve huzuru çok olur.
Cenab-ı Hakkı tanıyan mü’min kimseye haset etmez
Haset eden mesut olmaz''
 

nigdeli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
4,908
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Esselamün aleyküm bacım;Allah (c.c) razı olsun inşaALLAH Selam ve Dua ile kal...B)B)


''Rabbinin hükmüne razı olan rahat eder.
Kadere teslim olan kederden kurtulur.
Elindekine kanaat edenin geçimi kolay ve huzuru çok olur.
Cenab-ı Hakkı tanıyan mü’min kimseye haset etmez
Haset eden mesut olmaz''

ve aleyküm selam ve rahmetullah güzel kardeşim.
Rabbim cümlemizden razı olur inşaAllah.Selametle kal. Fi emanillah B) B)
 

erhunakarsu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Ağu 2007
Mesajlar
190
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
ALLAH(C.C) razı olsun
selametle..
Vermeyince Mevla, ne yapsın Mecnun ile Leyla.
 

Sefine-i Hayat

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Kas 2006
Mesajlar
987
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Selamun Aleyküm Değerli Kardeşim.Allah (c.c) Razi Olsun.bir Tek Yaradana Inanmali,onun Gönderdiklerine şükretmeliyiz.bize Doğruyu Bir Tek O Gösterir.selametle Kardeşim.Rabbim'e Emanetsin...B)
 

nigdeli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
4,908
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Selamun Aleyküm Değerli Kardeşim.Allah (c.c) Razi Olsun.bir Tek Yaradana Inanmali,onun Gönderdiklerine şükretmeliyiz.bize Doğruyu Bir Tek O Gösterir.selametle Kardeşim.Rabbim'e Emanetsin...B)

ve aleyküm selam verahmetullah güzel kardeşim.Amin.ecmain inşaAllah.
Rabbim razı olsun yorumun için. Amenna ve saddakna.O 'ndan başka sığınacağımız kimimiz var.Rabb'imizden gelen herşeye hamd eden kullardan olmak duasıyla inş.Selam ve dualarımla.Sen de Yüce Rabb'imize emanetsin inş kardeşimB)
 

nigdeli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
4,908
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Allah Asla Terketmez




Allah insanlara mühlet verir. Şu dünyayı bir imtihan ve ‘sınanma’ yeri olarak yaratmıştır; ve şu dünyada, insanlık tarihinin iki ana akımını bu ‘mühlet’in içinde sınar. Mühlet verir; ama asla terketmez.

BİR BÜTÜN olarak insanlık tarihine baktığımızda, karşımıza çıkacak en çarpıcı vâkıalardan biri, ‘dalgalanmalar’dır. Bir fert olarak kendi hayat tarihçemizde de bir dizi ‘dalgalanma’ yaşanır durur.

Bu gelişler ve gidişler, inişler ve çıkışlar insanın yüreğini helecana sürüklese bile, önemli ve değerlidir. Zira, Kadîr-i Rahîm nasıl deniz içindeki balıkları denizin akciğeri hükmündeki dalgalar sayesinde suya karışan oksijenle besliyorsa, insan da bu dalgalanmalar ve gelgitler ile beslenir durmaksızın...

Nitekim, şöyle hayatımızın en verimli, en semereli, sonuçları itibarıyla en bereketli zamanlarına bakalım: Bu zamanlar, dalgaların şaha kalktığı musibet anlarıdır. İnsan musibetlerin insanı alabildiğine sıktığı o dalgalanma anlarını sükûnla, sabırla ve “Bu olayla bana ne söyleniyor?” sorusuna cevap arayışıyla geçiriyorsa, yaşadığı acılardan hayat boyu tadılacak tatlı sonuçlar çıkarır. Yüreğinin daraldığını hissettiği o zamanlarda, hayat boyu teneffüs edeceği hakikat oksijenleri bulur.

Velhasıl, ‘dalgalanmalar’ suretinde akseden bu ‘sınanma’ anları, gerçekte hayata tadını ve anlamını veren anlardır. Ama bu, bu anlarda, az önce sözünü ettiğimiz hali yaşayanlara mahsus kalır. Öte yanda ne yazık ki bu kadar açık mesajlara rağmen ne ders, ne de ibret alanlar vardır.

Manidardır, kendi hayatlarından bu ders ve ibret çıkarma inceliğinden mahrum olanlar, bir bütün olarak insanlık tarihinden de aynı dersi ve ibreti çıkaramayacak kadar kördürler. O yüzden, hayat çizgilerini kesintiye uğratan, hayat ritimlerini bozan, hayat anlayışlarını sorgulanır duruma getiren ‘sınanma’ anlarında, Kur’ân’ın deyişiyle, ‘ne tevbe eder, ne de hatırlarlar.’ Bu olayın niye yaşandığını sormaz; bilakis inat ve isyanlarını arttırırlar. Arızanın asıl sebebini farkedebilecekleri müthiş imkânları, mağrurcasına giriştikleri ‘balans ayarları’ ile kısa vadeli ucuz kârlara, ama sonucu hüsran olan adımlara dönüştürürler. Bu hüsranların en büyüğü ise, kabrin öte tarafında durmaktadır. Ölüm ötesinde; kimi yüzlerin utancından mosmor, korkusundan bembeyaz, kahrından kapkara kesildiği o günde yaşayacakları en büyük hüsran ise henüz akıllarının ucunda dahi değildir.


Allah insanlara mühlet verir. Şu dünyayı bir imtihan ve ‘sınanma’ yeri olarak yaratmıştır; ve şu dünyada, insanlık tarihinin iki ana akımını bu ‘mühlet’in içinde sınar. Ölüm ötesinde hakikatın mutlak hükümranlığı vardır; ama imtihan gereği, şu dünyada, ‘günler döndürülür.’ Hakikat nurları kâh her tarafı kaplar, kâh gizlenir. Kâh gündüz olur, kâh gecenin karanlığı çöker insanlığın üzerine. Kâh baharlar ve yazlar yaşanır, kâh güzler ve kışlar. Bu gelgitler ve ‘dalgalanma’lar hengâmında, insanlar sınanırlar: O’na teslim olanlar veya nefsine teslimiyeti tercih edenler, O’na itaat edenler veya isyan edenler, O’nun emrine uyanlar veya emrine başkaldıranlar, O’nu tanıyanlar veya O’ndan gafil olanlar, O’nu bilenler veya unutanlar... şu dünya hayatının akışı içinde, bu ‘dalgalanmalar’la ayrışır durmaksızın.

Mü’minler, bu ‘mühlet’in şuuruyla, ne zafer anlarında ‘gurur sarhoşu’ olur; ne de ucu cehenneme uzanan ateş ırmaklarının yolcularının galebe çalıyor gözüktüğü anlarda ümitsizliğe kapılırlar. Aksine, böylesi anlarda sabır, teslimiyet, tevbe, tevekkül, tefekkür, dua, tezekkür, iltica, istiğfar, iztiâze, istiâne.. gibi bir dizi ubudiyet haliyle donanırlar. Gerçi dünyanın onlara dar geldiği, herşeyin çıkmaz gözüktüğü, Kıyameti çok yakınlarında hissettikleri anlar bile yaşanır. İbrahim (a.s.) ateşe atılır. Musa (a.s.) önünde deniz, ardında Firavun ordusu; bir an kalakalır. İsa (a.s.) için ölüm tezgâhları kurulur, bütün kavim Lût’un (a.s.) kapısına dayanır. Mağaradaki Nebî (a.s.m.) ile müşrikler arasında üç adımlık bir mesafe kalır. Bedir’de mü’minler üç kat güçlü bir orduyla karşılaşır. Bütün âlem-i İslâm, bir yanda Moğol, öte yanda Haçlı orduları arasında sıkışıp kalır. Batının, İslâm âleminin yarıdan çoğunu sömürgeleştirdiği; kalan kısmını da fikrî esaret altına aldığı ‘sömürgecilik’ günleri yaşanır.

Ama Allah asla terketmez. O, ‘imkânsız’ın onun için ‘imkânsız’ olduğu bir Kadîr-i Mutlak’tır. O herşeye Kâdir’dir; hiçbir şey, hiçbir sebep ona karşı duramaz. O Latîf’tir; ‘sebeplerin sukut ettiği’ sanılan noktada dahi, herşeye nüfuz eder ve aşılmaz sanılan engelleri aşarak lütfuyla mü’minleri sevindirir. O Habîr’dir; kapalı kapılar ardında alınan ‘gizli’ kararların hiçbiri O’ndan saklanabilmiş değildir. O Azîz’dir; her türlü sebebin üstündedir, ve emrine dil uzatarak izzetine sataşanları, cümle âleme zelil ve maskara eder. O Cebbar’dır; herşeye boyun eğdirir. O Müheymin’dir; kullarını koruyup gözetir. O Muğîs’tir; ‘herşey bitti’ sanılan anlarda dahi, kullarını alıp kurtarır. Ve, eğer hikmeti iktiza ederse, Serîü’l-Hisab’dır; gerekirse, hesabı çabucak görür.

Hem, Hakîm’dir de. Hikmeti gereği, şu dünyayı bir ‘meydan-ı imtihan’ olarak yaratmıştır—tâ ki, elmas ruhlar ile kömür ruhlar tanınsın ve bilinsin. Zaten o yüzden mühlet verir.

Ne ki, kimileri bu mühleti, ne yaparsak yanımıza kâr kalıyor şeklinde yorumlar; ‘duruma hâkim’ oldukları zannına kapılırlar. İnananlar ise, Allah’ın kimilerine verdiği mühleti, eğer her gün ve her saat O’nun güzel isimlerini teneffüs etmekte ihmale düşerlerse, “Acaba terk mi edildik?” korkusuyla karşılarlar.

Hayır! Allah mühlet verir; ama asla terketmez.

Bu muhakkak bilinmelidir.

METİN KARABAŞOĞLU
 

hülya-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Kas 2007
Mesajlar
82
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
sınav dünyası ondan sabrımız ölçülüyor.
 

nigdeli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
4,908
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Selamün Aleyküm abla...



Paylaşımın için Allah c.c. razı olsun...
Allah c.c. hepimizi kendine makbul kul olmayı nasip eylesin...
Allah c.c. razı olsun... Selam, dua ve Allah c.c. aşkı ile...

ve aleyküm selam mervecim. Amin, Rabbimiz c.c. cümlemizden razı olsun inşaAllah..

Duana amin diyorum canım, inşaAllah. selam, dua ve muhabbetle..:HB)
 

nigdeli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
4,908
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
"Dünya ile ne işim var. Dünya ile benim ilişkim,
bir yaz günü dinlenmek için bir ağacın gölgesine oturup,
biraz sonra bırakıp giden yolcunun haline benzer." (Ahmed bin Hanbel, İbn Hıbban, Beyhaki)
 

ahirete_yolculuk

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Kas 2007
Mesajlar
203
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
belkide her istedigimiz olsaydi biz bu kadar sükreden bir ümmet olmazdik egerki suand her istedigimiz olmuyorsa deemk bundada bir hayir vardirki mevlam böyle yapmistir
 

sivetok

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
1,251
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
18
Web Sitesi
img141.imageshack.us
Rabbinin hükmüne razı olan rahat eder.
Kadere teslim olan kederden kurtulur.
Elindekine kanaat edenin geçimi kolay ve huzuru çok olur.
Cenab-ı Hakkı tanıyan mü’min kimseye haset etmez
Haset eden mesut olmaz.

Ellerinize sağlık kardeş
 

nigdeli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
4,908
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
belkide her istedigimiz olsaydi biz bu kadar sükreden bir ümmet olmazdik egerki suand her istedigimiz olmuyorsa deemk bundada bir hayir vardirki mevlam böyle yapmistir

Allah razı olsun. haklısınız kardeşim. Rabbimiz c.c. herşeyin en iyisini bilir..
selam ve dua ile..
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt