“HEPİMİZ ŞEHİDLERE GIPTA EDİYORUZ”
-O kadar acılar yaşamalarına rağmen bu insanlar nasıl oluyor da bu kadar metanetli olabiliyorlar?
Çünkü hepimiz şehidlere gıpta ediyoruz ve şehid olmak için Allah'a dua ediyoruz. Acı çekmeden, fedakarlık yapmadan asla zafer gelmez. Zafer ancak şehidlerle, cesur ve yiğit insanlarla kazanılır. Yüz oğlum olsa hepsinin İslam ve Kudüs için şehid olmalarını isterim. Şehid olan evlatlarımızın kanları asla boşa gitmeyecek ve bir gün mutlaka Siyonist İşgalcileri topraklarımızdan atacağız. Belki hepimiz şehid olacağız. Fakat tarih asla bizim Siyonist düşmana teslim olduğumuzu yazmayacak ve Filistinli çocuklara miras olarak övünecekleri bir tarih bırakacağız. Bakın bizim liderlerimiz ve alimlerimiz şehadeti bir düğün gibi karşılıyorlar. Şeyh Ahmet Yasin, Dr. Rantisi, Nizar Reyyan, Said Siyam İsrail'e asla teslim olmadılar ve en büyük arzuları olan şehadete kavuştular. Vallahi Filistinli Kadınlar yeni Ahmet Yasinler, Nizar Reyyanlar, Yahya Ayaşlar doğuracaklar. Yahudilerden asla korkmuyoruz ve onların hayatı istediklerinden çok daha fazla biz İslam için şehid olmayı istiyoruz.
-İsrail Zindanlarında 70'in üzerinde Filistinli bayanın olduğu biliniyor. Esir bayanlar ne durumdalar?
Biz bu kardeşlerimiz için gece gündüz gözyaşı döküyoruz. Müslüman kadınların Siyonistlerin zindanlarında esir olmaları İslam Ümmeti için büyük bir zillettir.Yahudiler zindanlardaki esir kadınlarımızı aşağılıyorlar, onların iradelerini kırabilmek için ellerinden geleni yapıyorlar. İsrail mahkemeleri kadınlarımızın kimilerine 20 yıl, kimilerine 30 yıl, kimilerine 40 yıl, kimilerine de müebbedi bulan hapis cezaları verdi. Kardeşlerimizin bir çoğu bir takım bahaneler üretilerek aylarca yakınlarıyla görüştürülmüyor. Bu bayanlar genç ve gelinlik yaştaki kardeşlerimizden oluşuyor. Genç insanların özgürlüklerine el konulmasından daha büyük bir zulüm olabilir mi?
ÜMMÜ NİDAL NİÇİN SİYASETE GİRDİ?
-Hamas'a yakınlığıyla bilinen Değişim ve Islah Grubu'nun listesinden seçimlere girerek milletvekili seçildiniz. Siyasete girme gereğini niçin duydunuz?
Müslümanlar olarak emri bilmağruf ve nehiy anilmünkerle sorumluyuz. Allah bizden insanları iyiliğe çağırmamızı ve onları kötülükten menetmemizi istiyor. İnsanları iyiliğe çağırıp, onları kötülükten menetmenin asrımızdaki araçlarından biri de siyasettir. Hamas Liderleri milletvekilliği seçimlerine girmem yönünde bana teklif sundular, ben de bu teklifi kabul ettim. Bu bir anlamda Hamas'ın şehitlere, şehidlerin ailelerine olan bağlılığının bir göstergesidir. Siyaset ayrıca direnişin bir başka alanıdır.
“HİLAFET YIKILINCA FİLİSTİN SAHİPSİZ KALDI”
-İsrail Ordusu'nun Gazze'ye yönelik saldırıları esnasında Türkiye Halkı'nın ve Hükümeti'nin tavrı Arap Dünyası'nda ve Filistin'de büyük bir sevince neden oldu. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Türkiye Halkının gösterdiği bu duyarlılık hepimizi gururlandırdı. Şu an İslam Dünyası'nda gerek halk, gerekse de hükümet olarak Filistin Davası'na en çok sahip çıkanlar Türklerdir. Halife Abdülhamid Han'ın, Fatih Sultan Muhammed Han'ın torunları olan Türkiyeli Müslümanları tekrar Filistin'e, Kudüs'e dönmeye çağırıyoruz. Biz Furkan Savaşı'nın Türklerin Filistin'e dönmelerinin bir başlangıcı olduğunu düşünüyoruz. Bizim dedelerimiz yıllarca Osmanlı Halifelerine bağlı olarak yaşadılar. Filistinlilerin başında Osmanlı Halifeleri varken hiçbir sıkıntıları yoktu. Çünkü halifeler Filistin'i kendi vatanları gibi savunuyorlardı. Hilafet yıkılınca Filistin sahipsiz kaldı. İnşallah Abdülhamid'in, Selahaddin Eyyübi'nin torunlarının arasından yeni bir halife daha çıkar ve biz de yeniden halifemize tabi oluruz.
-Rahatsızlığınız nedeniyle sizi fazla yormak istemiyoruz. Son olarak bizim aracılığımızla Türkiyeli bayanlara bir mesaj göndermek ister misiniz?
İşgalci İsrail Ordusu'na karşı mücahidlerin elde ettikleri bu büyük zafer benim için de şifa oldu. Allah'a şükürler olsun ki şu an sağlığım yerinde. Siz Sultan Abdülhamid Han'ın, bizim halifemizin torunlarısınız. Oğlum Visam sizin benimle görüşmek istediğinizi söyleyince inanın çok heyecanlandım. Halifenin torunlarını evimde misafir etmek benim için büyük bir şereftir. İstediğiniz kadar sohbet edebiliriz.
-Bu nezaketiniz ve ilginiz nedeniyle asıl biz şeref duyduk. Ecdadımız ve halkımız hakkında taşıdığınız bu güzel duygular nedeniyle asıl biz size teşekkür ederiz.
Ben Türkiye Halkına, özellikle de bayan kardeşlerime Gazzeliler adına selam ve sevgilerimi gönderiyorum. İnşallah bir gün aramızdaki bu sınırlar kalkar ve İslam Dünyası yeniden bir araya gelir. Biz o günlerin çok yakın olduğunu düşünüyoruz. Özellikle Furkan Savaşı'ndaki duruşunuzu gördükten sonra Abdülhamid Han'ın torunlarının Filistin'e tekrar döneceklerine dair umutlarımız daha da arttı. Türkiyeli kardeşlerime takva ve ihlas üzere olmalarını, dünya menfaatleri için asla İslam'dan taviz vermemelerini tavsiye ediyorum. Gelecek İslam'ındır ve İslam'ın yeryüzüne hakim olacağı günlerin hazırlayıcıları da kadınlardır. Çocuklarınızı cihad sevgisiyle yetiştirin. Onlara sahabelerin, Komutan Selahaddin'in , Fatih Sultan Muhammed'in, Şeyh Ahmet Yasin'in kahramanlıklarını anlatın. Çocuklarınıza Filistin'i ve Kudüs'ü öğretin. İnşallah çok güzel günler bizi bekliyor.
Meryem Ferahat 'Ummu Nidal' kimdir?
Meryem Ferahat 'Ummu Nidal' 22 Aralık 1949 Gazze doğumludur. Üç şehit annesidir. Dördüncü oğlu ise 11 yıldır Siyonist hapishanelerinde yatıyor.
Milletvekili Ummu Nidal, oğlu Muhammed Ferahat'ı şehadet eylemine uğurlamasıyla temayüz etti. Muhammed Ferahat, Güney Gazze'de gerçekleştirdiği iştişhad eyleminde 7 Siyonist işgalciyi öldürmüştü.
Ummu Nidal sabrın, metanetin abidesi olmaya devam etti.
Aynı zamanda Filistin İslâmî Direniş Hareketi (Hamas)'ın Islah ve Değişim Listesi'nden Filistin milletvekili seçilmiş olan Ummu Nidâl hanımefendi
Aranan mücahitleri barındırdı ve kendilerine sahip çıktı. Oğullarını peş peşe şehit verdi. Sağ kalanları birbiri ardından esarete gönderdi. Evi yıkıldı ve tamamen yerle bir edildi.
Ummu Nidal 22 Aralık 1949 Gazze doğumludur. Altı oğul dünyaya getirmiştir. Bunlardan üçü hâlen devam eden Aksa İntifadası sürecinde şehit oldu. İlk şehit verdiği Muhammed, Mart 2002'te, Gazze'nin güneyindeki Rafah'ın batısında yer alan Atzamona Yahudi yerleşim merkezinde gerçekleştirdiği bir şehadet eyleminde hayatını kaybetti. Yedi işgalci askerin öldürüldüğü bu eylem işgalcilerin Filistinlilere yönelik askerî saldırı ve tehditlerini artırdıkları bir dönemde gerçekleştirilmiş, dolayısıyla Filistinlilere adeta ilaç gibi gelmişti.
Muhammed'in Cihada Teşvik Edilmesi ve Şehadete Uğurlanması
Anne Ummu Nidal'ın oğlu Muhammed'i eyleme uğurladığı anın görüntüleri videoya alınmıştı. Otomatik silahını kendi eliyle teslim ediyordu. O da Siyonistleri derinden sarsan, adeta bir deprem yaşamalarına sebep olan eylem için yola çıkıyordu.
"Ölüm bir acı değil, aksine Allah'a kavuşma anı olduğu için sevinçtir."
Bizi en son saat 16:00'da aramıştı. Onun için dua ediyordum. Saat 24:00'te eylemi gerçekleştirmeye başladı. Bu saate kadar geçen 8 saat bizim için gerçekten de çok zordu. Çünkü onun başına gelenlerden habersizdik. Onun tutuklandığını yada yaralandığını sanmıştık.
Umm Nidal: Benim şayet 100 tane çocuğum olsa hepsini Allah yolunda sunmaya hazırım. Kendimi ve tüm çocuklarımı Allah yolunda sunmaya hazırım. Allah'tan bizlere şehadeti nasip etmesini istiyoruz.
Ben, çocuklarımı ölüme değil Allah'ın cennetinde olan daha iyi hayata yönlendirdim. Ahiretteki gerçek hayata, gerçek saadete yönlendirdim. Onlardan ayrıldığımız için üzülüyoruz. Fakat onları Allah'ın cennetine uğurluyoruz.
Ben, ümmetin 79 tutuklu Filistinli kadın esir karşısındaki sukunetini şaşkınlıkla karşılıyorum. Nerede izzet? Nerede şeref? Filistinli mücahidlerin esir takasında başarılı olmalarını Allah'tan diliyorum.
Biz, geleceğin İslam'ın olacağına yakinen inanmışız. Fakat, zaferin de güllerle dolu bir tabakta değil de şehidler, kan ve ceset parçalarından oluşan bir tabakta geleceğinin de farkındayız. Zafer Allah'ın izniyle yakındır.
ADEM ÖZKÖSE - GAZZE - GERÇEK HAYAT