Dünya hayatina genel bir bakis yapmazdan önce, bunu kiymetli kilan, varligi ile dünyayi anlamlastiran insana dair bir kac kelam ile kisaca temas etmek istiyorum…
Bugün sosysolojik tabir ile „toplum siniflandirmasi“ diye niteledigimiz, insanlarin durum, konum ve icindeki bulunduklari sartlar icerisinde ayrimi yapildiginda bir kac noktanin göze battigini görmek mümkündür…
Dünya hayatina bakisimizi, beklentilerimizi, yaklasimimizi, düsüncelerimizi, hayallerimizi belirlemede son derece önemli olan bu konum ayni zamanda, onu yani dünyayi nasil gördügümüzle de yakindan alakalidir.
Inanc noktasinda kisaca inanan ve inanmayan diye ikiye ayirt edebilecegimiz bu olgunun yine inanan ve inanmayan insanlar arasinda da dagilimini yapmak mümkündür. Inanmayan-zengin, inanmayan-ortagelir, inanmayan-fakir, inanmayan-miskin gibi, inanan-zengin, inanan-muhafazar, inanan-gelenekci, inanan-dindar, inanan-arastirmaci ruh (muhakkik) gibi ayirimlara tabi tutulmasida mümkündür. Meselenin tam olarak kavranilmasi ve saglikli bir sekilde bilgi edinebilmesi icin her sinifin ayri ayri tahlil edilmesi gerekir. Ancak konumuzu tamamen farkli mecralara saptirmamak adina bundan feragat edip belirli konulara basliklar halinde deginip gecmenin daha uygun oldugunu düsünüyorum.
Genel olarak bakildiginda dünya hayati endeksli bir anlayis ile hem dünya hemde ahiret hayatina endeksli bir anlayis ile karsi karsiyayiz. Dünya hayatina endekslenmis hayat anlayislarinda her sey burada vardir, burada baslar burada biter. Ölüm ile son bulan, bulduguna inanilan hayatin ne kadar uzun olursa o kadar keyfinin cikarilacagi inancina sahip olundugu icin, bütün imkanlarini bu noktada seferber etmesi kacinilmaz oldugu gibi, ömrünün daha uzun sürebilmesi noktasinda da gerek saglik, gerek estetik ve gerekse diger elzem olan hususlarda son derece gayretli oldugunu görebiliriz.
Bu bakimdan dünya hayatina endekslenmis hayatlarin, tüm beklentileri de sinirlidir. Ölümle son bulur. Son ve nihayet bulacagina ve bunun akabinde baska bir hayat olmadigina göre ! kalbin tatmin edilmesi, rahat ve mutlu olmak ! icinde her yola ve careye basvurulur. Akli, düsüncesi plani programi her seyi bir noktada kilitlidir. Dünya.
„ Insanlar dünya hayati icin cogunlukla ciddi hazirliklar yaparlar. Isleri icin bir plan ve program yapar ve ona göre calismalarini sürdürürler. Günlük aylik ve yillik, hatta daha üzün süreli plan ve programlar hazirlarlar. Sonrada buna uygun calisma yürütürler. Gelir-gider; Borc-alacak zaman ve miktar tayin ederler. Yazdan kis, kisdan yaz hazirliklarina baslarlar. Daha liseye yeni baslarken, üniversite sinavlarina hazirlanmaya calisirlar. Bunlar süphesiz gerekli ve güzel seylerdir. Here akilli müslümanin uygulamasi gereken dogrulardir…“* (1)
Diger tarafda ise hem dünya hayati hem de ahiret hayatina endekslenmis bir hayati benimseyen inancli insanlar vardir. Bunlar dünya hayati icinde, kendilerine bu hayati yasamak, üzerlerine düsen görevi yapmak ve sonrasinda asil gidilecek yer olan ölüm sonrasi hayat icin hazirlik yapar, ona göre calisir, gayret eder.
devam edecek...
selam ve hürmetlerimle...
Bugün sosysolojik tabir ile „toplum siniflandirmasi“ diye niteledigimiz, insanlarin durum, konum ve icindeki bulunduklari sartlar icerisinde ayrimi yapildiginda bir kac noktanin göze battigini görmek mümkündür…
Dünya hayatina bakisimizi, beklentilerimizi, yaklasimimizi, düsüncelerimizi, hayallerimizi belirlemede son derece önemli olan bu konum ayni zamanda, onu yani dünyayi nasil gördügümüzle de yakindan alakalidir.
Inanc noktasinda kisaca inanan ve inanmayan diye ikiye ayirt edebilecegimiz bu olgunun yine inanan ve inanmayan insanlar arasinda da dagilimini yapmak mümkündür. Inanmayan-zengin, inanmayan-ortagelir, inanmayan-fakir, inanmayan-miskin gibi, inanan-zengin, inanan-muhafazar, inanan-gelenekci, inanan-dindar, inanan-arastirmaci ruh (muhakkik) gibi ayirimlara tabi tutulmasida mümkündür. Meselenin tam olarak kavranilmasi ve saglikli bir sekilde bilgi edinebilmesi icin her sinifin ayri ayri tahlil edilmesi gerekir. Ancak konumuzu tamamen farkli mecralara saptirmamak adina bundan feragat edip belirli konulara basliklar halinde deginip gecmenin daha uygun oldugunu düsünüyorum.
Genel olarak bakildiginda dünya hayati endeksli bir anlayis ile hem dünya hemde ahiret hayatina endeksli bir anlayis ile karsi karsiyayiz. Dünya hayatina endekslenmis hayat anlayislarinda her sey burada vardir, burada baslar burada biter. Ölüm ile son bulan, bulduguna inanilan hayatin ne kadar uzun olursa o kadar keyfinin cikarilacagi inancina sahip olundugu icin, bütün imkanlarini bu noktada seferber etmesi kacinilmaz oldugu gibi, ömrünün daha uzun sürebilmesi noktasinda da gerek saglik, gerek estetik ve gerekse diger elzem olan hususlarda son derece gayretli oldugunu görebiliriz.
Bu bakimdan dünya hayatina endekslenmis hayatlarin, tüm beklentileri de sinirlidir. Ölümle son bulur. Son ve nihayet bulacagina ve bunun akabinde baska bir hayat olmadigina göre ! kalbin tatmin edilmesi, rahat ve mutlu olmak ! icinde her yola ve careye basvurulur. Akli, düsüncesi plani programi her seyi bir noktada kilitlidir. Dünya.
„ Insanlar dünya hayati icin cogunlukla ciddi hazirliklar yaparlar. Isleri icin bir plan ve program yapar ve ona göre calismalarini sürdürürler. Günlük aylik ve yillik, hatta daha üzün süreli plan ve programlar hazirlarlar. Sonrada buna uygun calisma yürütürler. Gelir-gider; Borc-alacak zaman ve miktar tayin ederler. Yazdan kis, kisdan yaz hazirliklarina baslarlar. Daha liseye yeni baslarken, üniversite sinavlarina hazirlanmaya calisirlar. Bunlar süphesiz gerekli ve güzel seylerdir. Here akilli müslümanin uygulamasi gereken dogrulardir…“* (1)
Diger tarafda ise hem dünya hayati hem de ahiret hayatina endekslenmis bir hayati benimseyen inancli insanlar vardir. Bunlar dünya hayati icinde, kendilerine bu hayati yasamak, üzerlerine düsen görevi yapmak ve sonrasinda asil gidilecek yer olan ölüm sonrasi hayat icin hazirlik yapar, ona göre calisir, gayret eder.
devam edecek...
selam ve hürmetlerimle...