RedveKabul
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 14 May 2012
- Mesajlar
- 18
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 53
Peygamber efendimizin ummetinden olan bazi kisiler, mezardan kalkinca dogruca Cennete giderler. Melekler bunlara derler ki:
- Hesap gordunuz mu?
- Hayir biz hesap falan gormedik.
- Sirat koprusunu gectiniz mi?
- Hayir Sirat falan görmedik.
- Cehennemi gordunuz mu?
- Hayir Cehennemi de gormedik.
- Siz ne amel islediniz de boyle hesap gormeden, Sirata ugramadan dogruca Cennete geldiniz?
- Bizim iki hasletimiz var idi. Onun sayesinde bu nimete kavustuk. Allah'tan utanir, yalnizken de gunah islemezdik. Bir de Allah'in verdigi az rizka razi olurduk.
Melekler derler ki: Bu nimetler sizin hakkinizdir. (Ibni Hibban)
Sözde bu hadis Kuran'a aykırıdır. Rabbimiz Araf suresi 6. ayette şöyle buyuruyor;
"Elbette kendilerine peygamber gönderilen kimseleri de, gönderilen peygamberleri de mutlaka sorguya çekeceğiz!"
Peygamberler dahi hesaba çekilecekken nasıl olur da birileri hesapsız doğruca cennete gireceği iddia edilebilir? Ayrıca sözde bu hadis yine sahih olan ve Buhari'de geçen şu hadise aykırıdır;
Ensar kadınlarından Ümmü'l-A'la, muhacirlerden “Osman b. Maz'un Medine'de vefat edip, yıkanıp kefenlenince;
'Allahın rahmeti üzerine olsun ey Ebu Sâib, benim sana şehadetim şudur ki, mutlaka Allah sana ikramda bulunacaktır.” Dedi.
Bunun üzerine Rasulullah: (s.a.v.):
“Allahın ona ikram edeceğini nereden biliyorsun?” diye sordu.
Ümmu'l-A'lâ:
“Babam sana feda olsun ey Allah'ın Resulü Allah (ona ikram etmezse) kime ikram eder?” dedi.
Rasulullah (s.a.v.) de: “Ona (Osman'a) gelince, vallahi kendisine ölüm gelmiştir, vallahi şüphesiz ben de onun için hayır umarım. Ve vallahi, ben Allah'ın Resulü olduğum halde bana (ahirette) nasıl muamele edileceğini bilmiyorum” dedi.
Ummu'l-A'lâ bu uyarı üzerine şunları söylemişti: “Allah'a yemin ederim, bundan sonra ebediyen bir kimseyi tezkiye etmeyeceğim.”
Biz aktarılan her bilgiyi önce araştırmalı ve Kuran'ın süzgecinden geçirmeliyiz. Mümin için bilgi her zaman risk taşıyan bir unsurdur kardeşler. Risk, bilginin az miktarda da olsa, “doğru” olması ve insanı “yakin”e yaklaştırması zorunluluğu ile ilgilidir. Dolayısıyla mümin, hesabını verebileceği bir bilgiyi içselleştirmelidir, çünkü insan imanından ve amelinden hesaba çekilecektir ve iman doğrudan bu bilgi ile ilgilidir.