Gülüşü Yaralı
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 6 Şub 2008
- Mesajlar
- 5,741
- Tepki puanı
- 3
- Puanları
- 0
- Yaş
- 40
- Konum
- ha bura :)
- Web Sitesi
- www.facebook.com
Doğmayacak Çocuklara FATİHA !
Mardin haberlerini dehşet ve şaşkınlıkla izlerken bir şeye takıldım.
Ölü sayısına bazı bültenler
44, bazıları 47 diyordu.
ALLAH ALLAH, bu nasıl işti? Apaçık bir olaydaki kurban sayısı üzerinde bile anlaşamıyor muyduk?
Yoksa olayın dehşeti karşısında modern haberleşmemiz felce mi uğramıştı?
***
Sonradan düştü jeton.
Öldürülen kadınlardan üçü hamileydi. Yani daha doğmamış bebekleri sayınca 47 oluyordu ölü sayısı, saymazsak 44.
Bazı habercilerin içi kaldırmamıştı, daha dünyaya gözünü açmamış bebeleri de saymayı.
***
Eğer doğsalardı, ne olacaktı kaderleri?
Belki aşiret sisteminde, marabadan hallice yaşayıp gideceklerdi.
Kızlar on dördünde satılacak, erkekler satılmaya yanaşmayan bacılarını vuracaktı.
Ama belki de kabuğunu kıran yeni bir Murathan Mungan, Betül Mardin ya da Ali Bulaç çıkacaktı içlerinden.
***
Bütün katliamların olmazsa olmaz kurbanı anne karnındaki çocuklar.
Hatta Nobel ödüllü Imre Kertesz’in bir romanı var, dilimize “Doğmayacak çocuk için dua” diye çevrilen.
Hitler kurbanı yazar, insanların kötülüğünden korktuğu için hiçbir zaman yapmayacağı çocuğuna ediyor duasını.
“Koyu renk gözlü, küçük burnunun çevresinde çilleri olan bir kız” mı, yoksa “çakıl taşları kadar sert ve cıvıl cıvıl çakır gözlü, inatçı bir oğlan” mı olduğunu asla öğrenemeyeceği çocuğuna.
***
Kitabın orijinal adı: “Doğmayacak çocuk için Kadiş”.
Kadiş, ölülerin arkasından edilen dua. Tıpkı Fatiha gibi.
Üstelik doğmayacak çocuklar için okurken, her dua bir başka geliyor insana.
“Hamd Âlemlerin Rabbinedir. Rahman ve Rahimdir. Din gününün malikidir. Biz yalnızca Sana ibadet eder ve yalnızca Senden yardım dileriz. Bizi doğru yola ilet. Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna. Gazaba uğrayanların ve sapmışlarınkine değil. Amin.”
Tuna Kiremitçi