kalbin zümrüt tepesi
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 17 Ocak 2007
- Mesajlar
- 395
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 44
Soru; Diyalogun dinlerarasi mi yoksa kulturlerarasi mi olmasi uygundur? Diyalog denince ne anlasilmalidir?
Ifade acisindan, "dinlerarasi" degil de "din mensuplari arasinda diyalog" demek daha uygun olsa gerek. Aslinda, dinlerarasi diyalog denilirken de, din bir sahs-i manevi (tuzel kisilik) oldugu icin. burada mecaza gidilmekte ve dolayisiyla din muntesipleri kastedilmektedir. Kanaatimce, isme takilmanin bir faydasi yoktur; eger daha isabetli olacaksa "kulturlerarasi diyalog" ya da "farkli felsefeler arasinda diyalog" denilerek muhteva daha da genisletilebilir ve semavi dinlerin disindaki diger inanc mensuplarinin da bu faaliyetlere dahil edilmesi dusunulebilir.
Bu itibarla, diyalog, farkli inanclara mensup insanlarin herhangi bir meselede birbirlerinin duygu ve dusuncelerini dinlemeleri, ogrenmeye calismalari, kendi fikirlerini zorla kabul ettirme gayretine girismeden birbirini anlamak maksadiyla karsilikli konusmalari, boylece uzlasip beraber yasayabilmeleri ve hatta insanligin ortak problemlerinin cozumunde isbirligine gidebilmeleri gibi gayelere matuf faaliyetlerin butunudur. Meseleye bu zaviyeden bakilinca gorulecektir ki;hosgoru, diyalog, herkese karsi saygi, herkesi kendi konumunda kabullenme demek aslinda Peygamber Efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) Medine Vesikasi'ni bir kere daha seslendirmis olmaktir ve bu bir manada Muslumanlar uzerine bir vazifedir. Iste, boyle bir yolla gonullere girmek, onlara Cenab-i Hakk'i duyurmak, Efendimizin adim cihanin her yanma ulastirmak butun Muslumanlar uzerine bir vazifedir. Bu itibarla da, zannediyorum, bugun dunyanin degisik ulkelerinde gonullu kultur elcileri gibi gorev yapan insanlar dinin tahmil buyurdugu iste bu vazifeyi eda etmektedirler.
Evet. adina ne derseniz deyin, ister hosgoru ve diyalog, ister insani degerleri one cikarma ya da evrensel degerler etrafinda kumelenme, isterse de farkli anlayis, farkli inanis ve farkli dusuncelere sahip kimselerin konumuna saygili olma unvaniyla ortaya konan bu faaliyetler, katiyen kendi degerlerimizden vazgecme ve baskalarinin deger olculerini ayniyla kabullenme manasina gelmemektedir. Belli Olcude saygi baska bir mesele,, onu kabullenme daha baska bir meseledir. Diyalog ve kavl-i leyyin yoluyla meseleleri muzakere sahasina cekmek, baskalarini oldugu gibi kabullenmenin degil, onlarin konumlarina da saygili olmanin geregidir ve ayni zamanda kendi duygularimizi, dusuncelerimizi anlatabilmenin de bir vesilesidir.
Ifade acisindan, "dinlerarasi" degil de "din mensuplari arasinda diyalog" demek daha uygun olsa gerek. Aslinda, dinlerarasi diyalog denilirken de, din bir sahs-i manevi (tuzel kisilik) oldugu icin. burada mecaza gidilmekte ve dolayisiyla din muntesipleri kastedilmektedir. Kanaatimce, isme takilmanin bir faydasi yoktur; eger daha isabetli olacaksa "kulturlerarasi diyalog" ya da "farkli felsefeler arasinda diyalog" denilerek muhteva daha da genisletilebilir ve semavi dinlerin disindaki diger inanc mensuplarinin da bu faaliyetlere dahil edilmesi dusunulebilir.
Bu itibarla, diyalog, farkli inanclara mensup insanlarin herhangi bir meselede birbirlerinin duygu ve dusuncelerini dinlemeleri, ogrenmeye calismalari, kendi fikirlerini zorla kabul ettirme gayretine girismeden birbirini anlamak maksadiyla karsilikli konusmalari, boylece uzlasip beraber yasayabilmeleri ve hatta insanligin ortak problemlerinin cozumunde isbirligine gidebilmeleri gibi gayelere matuf faaliyetlerin butunudur. Meseleye bu zaviyeden bakilinca gorulecektir ki;hosgoru, diyalog, herkese karsi saygi, herkesi kendi konumunda kabullenme demek aslinda Peygamber Efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) Medine Vesikasi'ni bir kere daha seslendirmis olmaktir ve bu bir manada Muslumanlar uzerine bir vazifedir. Iste, boyle bir yolla gonullere girmek, onlara Cenab-i Hakk'i duyurmak, Efendimizin adim cihanin her yanma ulastirmak butun Muslumanlar uzerine bir vazifedir. Bu itibarla da, zannediyorum, bugun dunyanin degisik ulkelerinde gonullu kultur elcileri gibi gorev yapan insanlar dinin tahmil buyurdugu iste bu vazifeyi eda etmektedirler.
Evet. adina ne derseniz deyin, ister hosgoru ve diyalog, ister insani degerleri one cikarma ya da evrensel degerler etrafinda kumelenme, isterse de farkli anlayis, farkli inanis ve farkli dusuncelere sahip kimselerin konumuna saygili olma unvaniyla ortaya konan bu faaliyetler, katiyen kendi degerlerimizden vazgecme ve baskalarinin deger olculerini ayniyla kabullenme manasina gelmemektedir. Belli Olcude saygi baska bir mesele,, onu kabullenme daha baska bir meseledir. Diyalog ve kavl-i leyyin yoluyla meseleleri muzakere sahasina cekmek, baskalarini oldugu gibi kabullenmenin degil, onlarin konumlarina da saygili olmanin geregidir ve ayni zamanda kendi duygularimizi, dusuncelerimizi anlatabilmenin de bir vesilesidir.