Az ve öz konuşmak, doğruyu ve faydalı olanı konuşmak kemal ve hikmet ehli salihlerin, muttaki müslümanların, ilmiyle âmil kişilerin şiarıdır.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin bir özelliği de cevamiül kelim olmasıdır. Yani pek çok hikmetleri çok az ve öz ifadelerin içine sığdırmasıdır. Onun bu özelliği Kur’an’dan yansıyan bir lütfu ilahidir. Çünkü Kur’an lafzıyla, manasıyla muciz, çok kısa ve öz ifadelerle okyanusları içine alan, bir ayeti üzerinde kitaplar yazılacak Allah kelamıdır. Onun için biz müslümanlar da her konuda olduğu gibi bu konuda da Kur’an’ı ve efendimiz, önderimiz, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemi örnek almalı, lisanımızı o doğrultuda kullanmalıyız.
Hz. Aişe radıyallahu anha, Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellemin konuşmaları hakkında şöyle demektedir:
"Peygamberimiz sözlerini birbirine ulamaz, uzatmazdı. Sözü ayıra ayıra söyler, dinleyenlerin gönüllerine sindirirdi. Bir şeyi anlatırken kelimeleri tane tane söylerdi. Öyle ki isteyen onları sayabilir ve ezberleyebilirdi."
Hind bin Ebi Hâle radıyallahu anh de:
O lüzumsuz yere konuşmazdı. Söze başlarken de, sözü bitirirken de Allah’ın adını anardı. Konuşurken kısa ve çok özlü kelimelerle konuşurdu. Konuşurken ne fazla ne de eksik konuşurdu." demektedir.