#fani_dünya#
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 2 Kas 2008
- Mesajlar
- 419
- Tepki puanı
- 2
- Puanları
- 0
- Yaş
- 36
Cinsel içerikli yayınlar, özellikle buluğ çağındaki gençleri olumsuz etkiliyor. Amerika'da yapılan bir araştırmaya göre bu tür yayınlar, gençlerin cinsel hayatlarının sağlıksız ve çarpık olarak başlamasına neden oluyor. Türkiye'de de bu yayınların etkisi açıkça görülüyor. Söz konusu yayınlarla ilgili yaptırımların yetersiz kalması ise ebeveynleri endişelendiriyor.
Medyayı kuşatan kalitesiz magazin programları, cinsel içerikli müzik klipleri ve filmler. Bunların çoçukların gelişimi üzerindeki etkisi yıllardır tartışılagelir. Ancak bu tip programların çoçukların ve gençlerin üzerindeki etkisi artık kanıtlandı. Hem de medya dünyasının başkenti Amerika'nin Caroline Üniversitesi'nin yaptığı bir araştırmayla.
12-14 yaş grubu gençler arasında yapılan araştırmada, cinsel içerikli yayınları izleyen gençlerin izlemeyenlere oranla 2 kat daha fazla cinsel faaliyet içine girmeyi istedikleri ortaya çıktı. Özetle; "Gençler ne kadar çok cinsel içerikli unsura maruz kalırsa, cinsel yaşamları da o kadar erken ve sağlıksız başlıyor".
Türkiye'de ise rakamlar değilse de görüntüler herşeyi anlatıyor. Sahte kahraman olmak için çıkılan medya maceraları hep de istenildiği gibi bitmiyor. Fuhuş operasyonlarında ismi geçenler ve hayatlarını bu uğurda sonlandıranlar, çok sık karşılaşılan kayıp hayat öyküleri olarak yer alıyor medyada.
Ya anne ve babalar. onlar da çoçuklarıyla gönül rahatlığıyla televizyon izleyememekten ve denetimlerin yetersiz kalmasından şikayetçi.
Araştırma sonuçları gösteriyor ki her fırsatta genç nüfusuyla öğünen Türkiye'nin bu kuşağın gelişiminde çok daha dikkatli olması gerekiyor.
"Cinsel içerikli yayınlara gençlerin ulaşması şimdilerde her zaman olduğundan daha kolay. İlgililerin bu konudaki ilgisizliği devam ettikçe galiba iş yine bilinçli anne ve babalara düşüyor."
Medyayı kuşatan kalitesiz magazin programları, cinsel içerikli müzik klipleri ve filmler. Bunların çoçukların gelişimi üzerindeki etkisi yıllardır tartışılagelir. Ancak bu tip programların çoçukların ve gençlerin üzerindeki etkisi artık kanıtlandı. Hem de medya dünyasının başkenti Amerika'nin Caroline Üniversitesi'nin yaptığı bir araştırmayla.
12-14 yaş grubu gençler arasında yapılan araştırmada, cinsel içerikli yayınları izleyen gençlerin izlemeyenlere oranla 2 kat daha fazla cinsel faaliyet içine girmeyi istedikleri ortaya çıktı. Özetle; "Gençler ne kadar çok cinsel içerikli unsura maruz kalırsa, cinsel yaşamları da o kadar erken ve sağlıksız başlıyor".
Türkiye'de ise rakamlar değilse de görüntüler herşeyi anlatıyor. Sahte kahraman olmak için çıkılan medya maceraları hep de istenildiği gibi bitmiyor. Fuhuş operasyonlarında ismi geçenler ve hayatlarını bu uğurda sonlandıranlar, çok sık karşılaşılan kayıp hayat öyküleri olarak yer alıyor medyada.
Ya anne ve babalar. onlar da çoçuklarıyla gönül rahatlığıyla televizyon izleyememekten ve denetimlerin yetersiz kalmasından şikayetçi.
Araştırma sonuçları gösteriyor ki her fırsatta genç nüfusuyla öğünen Türkiye'nin bu kuşağın gelişiminde çok daha dikkatli olması gerekiyor.
"Cinsel içerikli yayınlara gençlerin ulaşması şimdilerde her zaman olduğundan daha kolay. İlgililerin bu konudaki ilgisizliği devam ettikçe galiba iş yine bilinçli anne ve babalara düşüyor."